TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
AHMET TURAN ÖZTÜRK BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/12593)
Karar Tarihi: 22/11/2017
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Hicabi DURSUN
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Raportör
Yakup MACİT
Başvurucu
Ahmet Turan ÖZTÜRK
Vekili
Av. Zülküf ARSLAN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, iş akdinin haksız olarak feshinden kaynaklanan işçilik alacağı davasının taraflar arasındaki iş akdinin belirli süreli olduğunun kabulü için gerekli şartlar bulunmadığından kısmen reddine karar verilmesi ve yargılamanın makul süre içinde tamamlanmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 12/5/2014 tarihinde yapılmıştır.
3.Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4.Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6.Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş sunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
8.Başvurucu ile V.E. Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Dernek) arasındadüzenlenen beş yıl süreli iş sözleşmesine (Sözleşme) göre başvurucu 1/4/2009-28/5/2009 tarihleri arasında anılan Dernekte aile ve eğitim danışmanı, insan kaynakları yöneticisi olarak çalışmıştır.
9. Sözleşme'nin 7. maddesinde; beş yıl içerisinde sözleşmeyi tek taraflı fesheden taraf, diğer tarafa 200.000 TL tazminat ödemeyi kabul etmiştir.
10. Başvurucu 9/7/2009 tarihinde Kayseri 2. İş Mahkemesinde (Mahkeme) açtığı davada, davalı Dernekte 1/4/2009-28/5/2009 tarihleri arasında, aile ve eğitim danışmanı, insan kaynakları yöneticisi olarak çalıştığını, taraflar arasında düzenlenen Sözleşme'de cezai şartın hükmünün bulunduğunu, davalı tarafından iş akdinin haklı bir gerekçe olmaksızın feshedildiğini belirterek ücret alacağı ile cezai şart tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
11. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre başvurucu 25/1/2011 tarihli dilekçesinde dava konusu cezai şart alacak miktarını ıslah yolu ile artırmıştır.
12. Mahkeme 29/3/2011 tarihli kararında; taraflar arasında beş yıl süreliSözleşme yapıldığını, yirmi sekiz gün çalıştıktan sonra Sözleşme'nin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle başvurucunun, çalıştığı günlere ilişkin ücret ile Sözleşme'de öngörülen cezai şarttan hakkaniyet gereğince yapılacak indirimden sonra kalan meblağı almaya hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
13. Temyiz üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 24/9/2013 tarihli kararında, taraflar arasında beş yıl süre ile geçerli olmak üzere Sözleşme düzenlenmiş ve anılan Sözleşme'de cezai şart olarak 200.000 TL belirlenmişse de işin niteliği ve Sözleşme'de, sözleşmenin belirli süreli sayılması için zorunlu koşullar ve objektif nedenler bulunmadığından cezai şart talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmü bozmuştur.
14. Bozma kararına uyan Mahkemece verilen3/12/2013 tarihli kararda, Yargıtay ilamındaki gerekçeler tekrarlanarak başvurucunun ücret alacağı talebinin kısmen kabulüne, cezai şart alacak talebinin reddine karar verilmiştir.
15. Temyiz üzerine karar, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 19/3/2014 tarihli kararı ile onanmıştır.
16. Onama kararı başvurucuya 4/7/2014 tarihinde tebliğ edilmiş ve 25/7/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.
17. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) vasıtasıyla yapılan incelemede, başvurucunun başvuruya konu yargılama süreci ile ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) nezdinde yapılan müracaat kapsamında 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun uyarınca ihdas edilen Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığına (Tazminat Komisyonu) 10/10/2013 tarihinde başvuruda bulunduğu, Tazminat Komisyonunun 5/2/2014 tarihli kararında, 4 yıl 7 ay süren yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna vararak başvurucu lehine 3.900 TL manevi tazminata hükmettiği, kararın 5/3/2014 tarihinde kesinleştiği ve tazminatın 1/4/2014 tarihinde başvurucuya ödendiği anlaşılmıştır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
18.Mahkemenin 22/11/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 51. maddesi ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 83. maddesi gereği başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve yargılama giderleri dışında ilgilinin 2.000 TL'den fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir.
20.İlgili düzenlemeler vasıtasıyla genel hukuk teorisinde bir kamu düzeni kuralı olarak ele alınan ve genel olarak bir hakkın açıkça öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve mahkemenin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların, başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28).
21. Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (S.Ö., § 29; Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015; Osman Sandıkçı, B. No: 2013/6297, 10/3/2016; Selman Kapan ve diğerleri, B. No: 2013/7302, 20/4/2016).
22. Somut olayda başvurucunun, aynı yargılama nedeniyle AİHM'e yapmış olduğu müracaat kapsamında 6384 sayılı Kanun uyarınca oluşturulan Tazminat Komisyonuna başvuruda bulunarak uzun yargılama nedeniyle tazminat talebinde bulunduğu ve uygun görülen tazminatın 1/4/2014 tarihinde kendisine ödendiği saptanmıştır (bkz. § 17).
23. Buna göre başvuru formu ve eklerinde, aynı maddi vakıalar ve ihlal iddiasına dayalı olarak Tazminat Komisyonuna yapılan müracaat ve sonucuyla ilgili herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, bu açıdan başvurucu tarafından ileri sürülen iddianın yanıltıcı beyan niteliğinde olduğu anlaşılmış, başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
24. Başvurucu aleyhine, başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve İçtüzük’ün 83. maddesi uyarınca takdiren 2.000 TL disiplin para cezasına hükmedilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun, başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,
B. Başvurucu Ahmet Turan Öztürk'ün 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 83. maddesi uyarınca 2.000 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 22/11/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.