TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SÜLEYMAN YÜKSEL BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası:2014/13011)
|
|
Karar Tarihi: 10/5/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
İsmail Emrah
PERDECİOĞLU
|
Başvurucu
|
:
|
Süleyman
YÜKSEL
|
Vekili
|
:
|
Av. Erol
USTA
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; kamu kurum ve kuruluşları aleyhine verilmiş, ekonomik
değere ilişkin ve icra edilebilir bir yargı kararının uzun süre icra
edilmemesi, taşınmaza kamulaştırmasız el atılması, mahkemece hükmedilen
tazminata yasal faiz işletilmesi ve tazminata kamu alacaklarına uygulanan en
yüksek faiz oranının işletilmemesi nedenleriyle adil yargılanma hakkı ile
mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 5/8/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu tarafından 14/9/2010 tarihinde Görele Asliye Hukuk Mahkemesinde
Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle
tazminat davasında 16/4/2012 tarihli karar ile 9.934,44 TL tazminatın dava
tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden
alınarak başvurucuya ödenmesine hükmedilmiş, davalı idarenin temyiz istemi
üzerine ilk derece mahkemesi kararı Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 6/3/2013
tarihli ilamı ile onanmış, onama ilamı taraflara tebliğ edilmiş, karar düzeltme
yolunun kapalı olması nedeniyle karar 11/4/2013 tarihinde kesinleşmiş ve
yargılama süreci sona ermiştir.
9. Başvurucu tarafından Görele Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile
lehine hükmedilen alacağın tahsili için Görele İcra Dairesinin E.2012/446 sıra
sayısına kayden icra takibi başlatılmıştır.
10. Görele İcra Dairesi tarafından Anayasa Mahkemesine
gönderilen 11/3/2016 tarihli yazı ile söz konusu icra takip dosyasının
başvurucuya yapılan ödemeler sonucu 9/12/2015 tarihinde infaz edilerek
kapatıldığı bildirilmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
11. Mahkemenin 10/5/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Mahkemeye Erişim Hakkı
ve Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İdddia
12. Başvurucu; ilgili idare aleyhine verilmiş, ekonomik değere ilişkin
ve icra edilebilir yargı kararının uzun süre icra edilmemesi nedeniyle
mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan
mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
14. Kamu kurum ve kuruluşları aleyhine verilmiş, icra edilebilir
bir yargı kararının hiç icra edilmemesi ya da icranın makul süre içinde
yapılmaması, kararın verildiği yargılamada sağlanmış olan mahkemeye erişim
hakkı dâhil adil yargılanma hakkı güvencelerini anlamsız hâle getirir.
Dolayısıyla böyle bir durum mahkemeye erişim hakkının ihlali sonucunu doğurur (Kenan Yıldırım ve Turan Yıldırım, B. No:
2013/711, 3/4/2014, §§ 37-54).
15. Öte yandan mahkeme kararına dayanan icra edilebilir bir
alacak, mülkiyet hakkı kapsamında korunan ekonomik bir değer ifade eder. Kamu
kurum ve kuruluşları aleyhine hükmedilmiş böyle bir alacağın hiç ödenmemesi ya
da ödenmesinin uzun sürmesi suretiyle oluşan belirsizlik, mülkiyet hakkının
ihlaline neden olur (Kenan Yıldırım ve Turan Yıldırım, §§ 55-75).
16. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararları dikkate alındığında somut olayda yukarıda belirtilen
nitelikteki yargı kararının 2 yıl 9 ayı aşan bir süre geçtikten sonra icra
edilmiş olması nedeniyle mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal
edildiği sonucuna varmak gerekir.
17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan mahkemeye erişim hakkı ile Anayasa’nın 35. maddesinde güvence
altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
1. Kamulaştırmasız El Atma ve Mahkemece
Hükmedilen Tazminata İşletilen Yasal Faizin Yetersiz Olması Nedenleriyle
Mülkiyet Hakkının İhlaline İlişkin İddia
18. Başvurucu, taşınmazına kamulaştırma usulüne uyulmadan el
atıldığını ve taşınmazı için hükmedilen tazminat bedeline dava tarihinden
itibaren işletilen yasal faizin zararını karşılamada yetersiz kaldığını
belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu
ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası
gereği başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin
öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde bireysel başvuru yapılması
gerekir.
20. Somut olayda başvurucunun Görele Asliye Hukuk Mahkemesinde
açtığı kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davasına ilişkin temyiz
istemi üzerine nihai kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesince 6/3/2013 tarihinde
verildiği, karar düzeltme yolunun da kapalı olması nedeniyle söz konusu
şikâyetlere ilişkin başvuru yolunun tükendiği ve nihai kararların taraflara
tebliğ edildiği, bu durumda söz konusu şikâyetler için otuz günlük süre
geçtikten sonra 5/8/2014 tarihinde başvuru yapıldığı anlaşılmıştır.
21. Açıklanan nedenle başvurunun bu kısmının, diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
2. Mahkemece Hükmedilen Tazminata Kesinleşme
Tarihinden İtibaren Kamu Alacaklarına Uygulanan En Yüksek Faiz Oranının
İşletilmediğine İlişkin İddia
22. Başvurucu, lehine tazminata hükmedilmesine ilişkin mahkeme
kararının kesinleştiğini, bu durumda Yargıtay içtihatları uyarınca ödeme
tarihine kadar söz konusu tazminata kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz
oranı işletilerek ödeme yapılması gerektiğini belirterek, mülkiyet hakkının
ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
23. Anayasa Mahkemesince başvurucunun şikâyetine benzer
şikâyetlerin yer aldığı bireysel başvuru dosyalarında yapılan incelemelerde,
mahkeme kararlarının kesinleşmesinden itibaren hükmedilen tazminat bedellerine
kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gereğinin Yargıtayca 2011 yılından bu yana kabul edildiği ancak
başvurucuların bu konudaki taleplerini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve
adli mercilere usulüne uygun olarak iletmesi ve bu konuda sahip oldukları bilgi
ve kanıtlarını zamanında bu makamlara sunmaları gerektiği, aksi hâlde şikâyetin
başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulunacağı hüküm
altına alınmıştır (Nejat Sakaoğlu,
B. No: 2013/9403, 14/10/2015, §§ 22-34; Nejdet Sakaoğlu ve diğerleri, B. No: 2013/9404, 18/11/2015, §§
30-42).
24. Somut olayda başvurucu, icra takibi sürecinde alacağına,
mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren kamu alacaklarına öngörülen en
yüksek faizin uygulanması yönünde talepte bulunduğu, talebinin reddedildiği ya
da bu konuda bir uyuşmazlık çıkartıp bunu mahkemeler önüne taşıdığı konusunda
Anayasa Mahkemesine herhangi bir açıklamada bulunmamıştır. Oysa başvurucunun -Yargıtayın 2011 yılından itibaren değişen içtihadı gözönüne alındığında- bireysel başvuruya konu ettiği bu
şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve adli mercilere usulüne uygun
olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtları zamanında bu
makamlara sunması gerekmektedir.
25. Açıklanan gerekçeyle somut başvuruda Anayasa Mahkemesi
içtihadından ayrılmayı gerektirecek bir sebep görülmediğinden, başvurunun bu
kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
26. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal
edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde
ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
27. Başvurucu, 3.000 TL maddi ve 1.000 TL manevi tazminat
talebinde bulunmuştur.
28. Somut olayda mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının
ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
29. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvurucuya talebi ile bağlı kalınarak net 1.000 TL manevi
tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
30. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için
başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal
arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucunun bu konuda herhangi bir belge
sunmamış olması nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi
gerekir.
31. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin
başvuruculara müşterek olarak ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal
edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Kamulaştırmasız el atma ve mahkemece hükmedilen tazminata
işletilen yasal faizin yetersiz olması nedenleriyle mülkiyet hakkının ihlal
edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Mahkemece hükmedilen tazminata kesinleşme tarihinden itibaren
kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının işletilmemesi nedeniyle
mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ
OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye
erişim hakkı ile Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet
hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 1.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
10/5/2017tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.