TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MUTALLİP PARLAK VE TEOMAN ATLI BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/13059)
|
|
Karar Tarihi: 26/12/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Aydın ŞİMŞEK
|
Başvurucular
|
:
|
1. Mutallip PARLAK
|
|
|
2. Teoman
ATLI
|
Vekili
|
:
|
Av. Nejdet EDEMEN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, tutukluluğun makul süreyi aşması nedeniyle kişi
hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvurular 6/8/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvurular, başvuru formları ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca, başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin birer örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, Anayasa Mahkemesinin önceki
kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen başvurular hakkında görüş
sunulmayacağını bildirmiştir.
6. Yapılan incelemede 2014/13060 numaralı başvurunun konu
bakımından aynı nitelikte olması nedeniyle 2014/13059 sayılı başvuru ile
birleştirilmesine ve incelemenin bu dosya üzerinden yapılmasına karar
verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucular, 8/11/2009 tarihinde yaşanan ve beş kişinin
hayatını kaybettiği bir silahlı saldırı olayına ilişkin Başkale (Van)
Cumhuriyet Başsavcılığınca 10/11/2009 tarihinde gözaltına alınmışlardır.
9. Başkale Cumhuriyet Başsavcılığı 12/11/2009 tarihinde
başvurucuları, tutuklanmalarına karar verilmesi talebiyle Başkale Sulh Ceza
Mahkemesine sevk etmiştir. Mahkeme "şüpheliler
hakkında kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunmadığı, şüphelilerin
kaçması, saklanması ve kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların
bulunmadığı, şüphelilerin suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme
ihtimalinin bulunmadığı, dosya kapsamında parmak izi inceleme sonuçlarının
bulunmadığı, el sıvapları analiz sonuçlarının
bulunmadığı, araçlardanateş edilip edilmediği
konusunda olay yeri inceleme zaptının dosya içerisinde yer almadığı"
gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir.
10. Başkale Cumhuriyet Başsavcılığınca anılan karara itiraz
edilmiştir. İtirazı inceleyen Başkale Asliye Ceza Mahkemesi 12/11/2009
tarihinde "bu şahısların [başvurucuların] içerisinde bulunduğu kamyonun koltuk kısmında çok
sayıda boş kovanınbulunduğunu gösteren fotoğraflar ve
bu itibarlakuvvetli suç şüphesini gösteren olguların
bulunması, şüphelilerin üzerine atılı suçun CMK100/3,a-2 maddesinde yer alan
suçlardan oluşu ve bu durumda da tutuklama koşularının kanunen
varsayılabileceği" gerekçesiyle başvurucuların kasten insan
öldürme ve kasten insan yaralama suçlarından tutuklanmalarına ve haklarında
tutuklama müzekkeresi (yakalama emri) çıkartılmasına karar vermiştir.
11. Bu karar uyarınca başvurucular 13/11/2009 tarihinde
tutuklanmışlardır.
12. Başkale Cumhuriyet Başsavcılığının 28/4/2010 tarihli
fezlekesiyle isnat edilen suçların ağır ceza mahkemesinin görev alanında olduğu
belirtilerek başvurucular hakkında soruşturma dosyası Van Cumhuriyet
Başsavcılığına gönderilmiştir.
13. Van Cumhuriyet Başsavcılığının 25/10/2010 ve 26/10/2010
tarihli iddianameleriyle başvurucuların "kasten öldürme ve yasak olan
vahim nitelikteki silahı bulundurma" suçlarını işlediklerinden bahisle
cezalandırılmaları istemiyle aynı yer ağır ceza mahkemesinde kamu davası
açılmıştır.
14. Yargılama, Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2010/34 sayılı
dosya üzerinden tutuklu olarak sürdürülmüştür.
15. Mahkeme 8/7/2014 tarihli duruşmada başvurucuların tutukluluk
hâlinin devamına karar vermiştir. Başvurucular bu karara 14/7/2014 tarihinde
itiraz etmişler; Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi 5/9/2014 tarihli kararıyla itirazın
kesin olarak reddine karar vermiştir.
16. Başvurucular 6/8/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
17. Mahkeme 13/11/2014 tarihinde "tutuklu kaldıkları süre
gözetilerek" başvurucuların tahliyelerine karar vermiştir.
18. Mahkemenin 7/1/2016 tarihli kararı ile başvurucu Muttalip Parlak'ın üç ayrı kişiye yönelik kasten insan
öldürme suçundan (toplamda) 45 yıl hapis, kasten insan öldürmeye teşebbüs
suçundan 6 yıl 3 ay hapis, yasak olan vahim nitelikteki silahı bulundurma
suçundan 4 yıl 2 ay hapis ve 8.320 TL adli para; başvurucu Teoman Atlı'nın üç ayrı kişiye yönelik kasten insan öldürme
suçundan (toplamda) 30 yıl hapis, kasten insan öldürmeye teşebbüs suçundan 4
yıl 2 ay hapis, yasak olan vahim nitelikteki silahı bulundurma suçundan 2 yıl 9
ay 10 gün hapis ve 5.540 TL adli para cezalarıyla cezalandırılmalarına karar
verilmiştir.
19. Dava, bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla
temyiz aşamasında derdesttir.
IV. İLGİLİ HUKUK
20. 4/12/2014 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Tazminat istemi" kenar başlıklı
141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:
"Suç soruşturması veya kovuşturması
sırasında;
...
d) Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde
makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında
hüküm verilmeyen,
...
Kişiler, maddî ve manevî her türlü
zararlarını, Devletten isteyebilirler."
21. 5271 sayılı Kanun'un "Tazminat
isteminin koşulları" kenar başlıklı 142. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
"Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin
ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin
kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde
bulunulabilir."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
22. Mahkemenin 26/12/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
23. Başvurucular; yargılama boyunca matbu gerekçelerle
tutukluluğun devamına karar verildiğini, haklarında adli kontrol hükümlerinin
uygulanması mümkün olmasına rağmen isnat edilen suçların kanun gereği tutuklama
nedeni olduğu varsayılabilen katalog suçlar arasında olduğundan bahisle tahliye
taleplerinin reddedildiğini, böylelikle beş yıla yaklaşan tutukluğun makul
süreyi aştığını belirterek Anayasa'nın 19. maddesinde güvence altına alınan
kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
24. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi
şöyledir:
"Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun
yollarının tüketilmiş olması şarttır."
25. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45.
maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem,
eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının
tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."
26. Yukarıda belirtilen Anayasa ve Kanun hükümleri gereğince
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece
mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir
kanun yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincillik niteliği gereği Anayasa
Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun
yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403,
26/3/2013, § 17).
27. Anayasa Mahkemesi, tutukluluğun kanunda öngörülen azami
süreyi veya makul süreyi aştığı iddiasıyla yapılan bireysel başvurular
bakımından bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla başvurucu tahliye
edilmiş ise asıl dava sonuçlanmamış da olsa -ilgili Yargıtay içtihatlarına atıf
yaparak- 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde öngörülen tazminat davası açma
imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır (Erkam Abdurrahman Ak, B. No: 2014/8515,
28/9/2016, §§ 48-62; İrfan Gerçek,
B. No: 2014/6500, 29/9/2016,§§ 33-45).
28. Somut olayda bireysel başvuruda bulunduktan sonra 13/11/2014
tarihinde tahliyelerine karar verilen başvurucuların, tutukluluğun makul süreyi
aştığına ilişkin iddiaları, 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesi kapsamında
açılacak davada incelenebilir. Bu madde kapsamında açılacak dava sonucuna göre
başvurucuların tutukluluğunun makul süreyi aştığının tespiti hâlinde, görevli
mahkemece başvurucular lehine tazminata da hükmedilebilecektir. Buna göre 5271
sayılı Kanun'un 141. maddesinde belirtilen dava yolu, başvurucuların durumuna
uygun, telafi kabiliyetini haiz etkili bir hukuk yoludur ve bu olağan başvuru
yolu tüketilmeden yapılan bireysel başvurunun incelenmesi bireysel başvurunun
"ikincillik niteliği" ile bağdaşmamaktadır.
29. Açıklanan nedenlerle yargısal başvuru yolları tüketilmeden
bireysel başvuru yapıldığı anlaşıldığından, başvurunun başvuru yollarının tüketilmemiş olması
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru
yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA
26/12/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.