TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MAHMUT OĞUZ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/13516)
|
|
Karar Tarihi: 11/12/2018
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Zehra
GAYRETLİ
|
Başvurucu
|
:
|
Mahmut OĞUZ
|
Vekili
|
:
|
Av. Aykut
ÖZDEMİR
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ceza davasında esaslı talep ve görüşlerin değerlendirilmemesi
nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 19/8/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, başvuru hakkında görüş bildirmeyeceğini
ifade etmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. 1981 doğumlu olan başvurucu, olay tarihinde Ankara'da ikamet
etmektedir.
9. Başvurucu pek çok ülkede faaliyet gösteren Hizb-ut Tahrir isimli örgütün üyesi olduğu gerekçesiyle
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/9/2011
tarihli kararıyla 6 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmıştır. Karar
gerekçesinin ilgili kısımları şöyledir:
"...1953 yılında Takuyiddin
EN-NEBHANİ isimli şahıs tarafından Ürdün'de kurulan Hizb-ut
Tahrir terör örgütünün ümmetçilik anlayışı kapsamında bir halifenin etrafında
hilafet devleti kurmayı planladığı, halen Ata Ebu Reşte
isimli örgüt başının organizasyonunda Ürdün, Suriye, Lübnan, Sudan, Kuveyt,
Kudüs, Malezya ve Özbekistan gibi Müslüman ülkelerinin yanısıra
batı ülkelerinde örgütlendiği, örgütün kültürlenme, halk ile bütünleşme ve
halkı örgütledikten sonra şeri esaslara göre islam
devletini kurma şeklinde üç aşamalı yöntem belirlediği, 1997 yılından bu yana
vilayet olarak nitelendirdikleri Türkiye'de yapılanma faaliyetlerini vilayet
sorumlusu/mutemedi/emiri önderliğinde üst yapı, eyalet komitesi/vilayet
encümeni, bölge sorumluları, nakipler, mahalliyeciler
,müsrifler ve darisler şeklinde alt kadrosu ile
hiyerarşik bir yapıda oldukları, örgütün "Köklü Değişim" isimli yayın
organı ile propaganda faaliyetlerini Takuyiddin EN-NEBHANİ'nin kitapları, Köklü Değişim Dergileri, internet
sitelerinde yapmış oldukları yayınlar ve Bölge Sorumluları, Nakipler
vasıtasıyla sempatizanlara toplantılar yapmak suretiyle gerçekleştirdikleri,
Türkiye'nin değişik illerinde örgüt mensupları tarafından haftanın belirli
günlerinde ve ayda bir kez merkezden gelen sorumlunun başkanlığında
değerlendirme amaçlı toplantı yaptıkları ve toplantılarda hiyerarşik yapı
içerisinde örgüt elemanlarının üstlerine faaliyet raporu sundukları anlaşılmış,
Örgüte yapılan operasyonlar sonucunda, örgüte
ait hücre evlerde birden fazla silah ve ağır silah ele geçmiş olup örgüt
mensuplarının her ne kadar vehamet arzedici silahlı bir eyleme katılmadıkları görülmüşse de
ele geçen silahların niteliği ve adedi, örgütün amaç ve faaliyetleri göz önüne
alındığında, Yargıtay (9.) Ceza Dairesinin müstekâr
kararları doğrultusunda Hizb-ut Tahrir örgütü, 5237
Sayılı TCK.nun 314/2. maddesinde yer bulan silahlı
terör örgütü olarak kabul edilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında,
Sanık Mahmut Oğuz'un yapılan ev aramasında ;
Aylık çıkan "Köklü Değişim" Dergisinin 2004-2005-2006- 2007-2008
yıllarına ait çok sayıda dergiler, üzerinde "İslami hilafet Nizamının
Şer'i esasları" yazılı Köklü Değişim dergileri, yine "İstiklal
", "Ribat ", "Misak " yazılı
dergiler ,136 adet CD ve DVD arasında ve üzerinde "İslami Ümmete Sıcak Bir
Çağrı" Hizb-ut tahrir Türkiye Vilayeti antedi
bulunan 2 adet CD içeriğinde İslami içerikli belgesel formatında hazırlanmış
propaganda görüntülerinin ele geçirildiği
...
Sanıklar Mahmut Oğuz, ...'ın
tespit edilen telefon görüşme içerikleri incelendiğinde, Hakkında Ergenekon
terör Örgütü kapsamında soruşturma yürütülerek bu dosyadan ayrılan ... ile
birlikte haftalık ve aylık toplantılar düzenledikleri, bu toplantılara kimliği
tespit edilemeyen Kazım isimli kişinin de katıldığı, bu toplantılarda sanık
Mahmut Oğuz'un diğer sanıklara Köklü Değişim isimli dergileri verdiği ve
toplantılarda Köklü Değişim isimli dergileri, Hizb-ut
tahrir isimli kitapları okudukları, Hilafetin kaldırılması ve Raşidi Hilafet Devletinin yeniden kurulması ile ilgili CD leri toplu olarak izledikleri, bu toplantıları sırasıyla
içlerinden birinin evinde gerçekleştirdikleri, toplanacakları tarih ve yerin
ilk olarak sanıklardan Mahmut Oğuz'un diğer sanıklardan herhangi birine
ulaşması ve görüşmesi ile belirlendiği, Mahmut Oğuz'un görüştüğü kişinin diğer
sanıklara ulaşarak toplantıyı organize ettiği, sanıklardan herhangi birinin
mazereti nedeniyle katılamaması durumunda toplantının herkesin uygun olacağı ve
katılabileceği bir tarihe ertelendiği, sanıklar ... ve ...'ın
yapmış oldukları bir telefon görüşmesinde organize ettikleri toplantı ile
ilgili olarak halka yapmaktan bahsettikleri, yine sanık ... ile ...'ın yapacakları toplantıdan celse diye bahsettikleri,
sanıklardan ... ve ...'in ... ile birlikte Filistin'e cihada gitmeye karar
verip bu yönde hazırlık yaptıkları böylece sanıklar Mahmut Oğuz, ...ın örgüte eleman kazandırma, örgüte taban oluşturma
çabaları doğrultusunda propaganda amaçlı sohbetler yapmak, bildiri ve CD.ler dağıtmak, örgütsel dökümanlar
düzenlemek, örgütün kurucusunun eserlerini bulundurmak şeklindeki eylemlerinin
örgütle organik bağ oluşturacak şekilde, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk
gösterdiği, bu şekildeki eylemlerinin terör örgütü boyutuna ulaştığı kanaatine
varılarak mahkememizce eylemlerine uyan 3713 Sayılı yasa 7/1 maddesi
yollamasıyla 5237 Sayılı TCK.nun 314/2. maddesi
gereğince cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
10. Anılan karar, Yargıtay 9. Ceza Dairesince 2/6/2014 tarihinde
düzeltilerek onanmıştır. Başvurucu, onama kararından 1/8/2014 tarihinde
haberdar olduğunu belirtmiştir.
11. Başvurucu 19/8/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
12. Emniyet Genel Müdürlüğünün Hizb-ut
Tahrir örgütüne ilişkin raporu ve bu örgütle ilgili mahkeme kararları için Yılmaz Çelik ([GK], B. No: 2014/13117,
19/7/2018, §§ 23-29) kararına bakılabilir.
IV. İLGİLİ HUKUK
13. İlgili hukuk kaynakları için Yılmaz Çelik (aynı kararda bkz. §§ 30, 31) kararına
bakılabilir.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 11/12/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu;
i. Derece mahkemelerindeki yargılama boyunca Hizb-ut
Tahrir örgütünün bir terör örgütü ve kendisinin de terör örgütü üyesi
olmadığını ispatlamaya çalıştığını ancak bu kapsamda sunduğu delillerin
gerekçeli kararda değerlendirilmediğini,
ii. Terör suçlarıyla ilgili mevzuatta yapılan değişikliğin kendi
durumuna olan etkisinin yargılama sürecinde değerlendirilmediğini,
iii. İlk derece mahkemesinin kendi yaptırdığı araştırma
sonucunda aldığı Emniyet Genel Müdürlüğü raporunda herhangi bir terör örgütü
ile bağlantısının bulunmadığı şeklindeki tespiti yok saydığını,
iv. İlk derece mahkemesinin Hizb-ut
Tahrir örgütünün bir terör örgütü olmadığına dair muhtelif yargı kararları ve
mütalaaya niçin itibar etmediğini, yasal olarak hâlen piyasada bulunan dergi ve
kitapların ne şekilde suç oluşturduğunu da gerekçeli kararında açıklamadığını
belirtmiş ve bu nedenlerle adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
16. Başvurucu; ayrıca evinde bulunan yazılı ve görsel
materyallerin bir kanıt olmadığını, ancak ilk derece mahkemesinin evinde
bulunan materyallerden yola çıkarak mahkûmiyet kararı verdiğini, bu nedenle
ifade özgürlüğünün de ihlal edildiğini iddia etmiştir.
B. Değerlendirme
17. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetlerinin bir bütün olarak
adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir (Yılmaz Çelik, § 36).
18.
Anayasa’nın "Hak arama hürriyeti"
kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Herkes,
meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı
veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
19. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna
karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
20. Anayasa Mahkemesi aynı mahiyetteki şikâyetleri Yılmaz Çelik (aynı kararda bkz. §§ 45-62)
kararında incelemiştir. Anayasa Mahkemesi, derece mahkemelerinin kararlarında Hizb-ut Tahrir'in bir terör örgütü olarak kabul edilmesine
ilişkin olarak yeterli bir değerlendirme yapılmadığını ve derece mahkemelerinin
bazı şablon cümlelerin tekrarı görünümünde olan kararlarını hangi temele
dayandırdıklarını yeterince açık olarak belirtmediklerini tespit etmiştir.
Anayasa Mahkemesi ilave olarak derece mahkemelerinin ve Yargıtayın
Hizb-ut Tahrir örgütünün bir terör örgütü olup
olmadığına yönelik hiç değilse bir kere değerlendirmede bulunması,
gerekçelerini başvurucunun temel iddiaları ile mahkemelerin resen tespit
edecekleri ve yargılamanın doğasının gerektirdiği sorulara cevap verebilecek
nitelikte hazırlaması gerekirken bunu yapmadıkları sonucuna ulaşmıştır. Mahkeme
bu gerekçeyle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma
hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
21. İlk derece mahkemesinin, başvurucunun mahkûmiyetine ilişkin
kararının gerekçesi ile Yargıtay ilamı incelendiğinde Hizb-ut
Tahrir'in bir terör örgütü olarak kabul edilmesine ilişkin olarak yeterli bir
değerlendirme yapılmadığı, gerekçelerin başvurucunun temel iddialarını
karşılamadığı, mevcut başvuruda da anılan Yılmaz
Çelik kararından ayrılmayı gerektiren bir yön bulunmadığı sonucuna
ulaşılmıştır. Bu nedenle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına
alınan adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
22. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
“(1)
Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine
karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan
kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2)
Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili
mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan
hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava
açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme,
Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
23. Başvurucu, yargılamanın yenilenmesine karar verilmesi
talebinde bulunmuştur.
24. Başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen adil
yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar
hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla somut
başvuruda ihlalin mahkeme kararından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
25. Bu durumda Yılmaz Çelik
kararında da belirtildiği üzere (aynı kararda § 69) gerekçeli karar hakkının
ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmaktadır. Buna göre yapılacak yeniden yargılama ise 6216
sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Bu kapsamda derece
mahkemelerince yapılması gereken iş, öncelikle ihlale yol açan mahkeme
kararının ortadan kaldırılmasından ve ihlal sonucuna uygun yeni bir karar
verilmesinden ibarettir. Bu sebeple kararın bir örneğinin yeniden yargılama
yapılmak üzere Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi
gerekir.
26. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harçtan ve
1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.186,10 TL yargılama giderinin
başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil
yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkı ihlalinin
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara
11. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2009/171, K.2011/210) GÖNDERİLMESİNE,
D. 206,10 TL harçtan ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 2.186,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve
Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına,
ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine
kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
11/12/2018tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.