TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
M.İ. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/13864)
|
|
Karar Tarihi: 14/9/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Nuri
NECİPOĞLU
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Leyla Nur
ODUNCU
|
Başvurucu
|
:
|
M. İ.
|
Vekili
|
:
|
Av. Ferdi
AMCA
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 18/8/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, yükümlü olduğu askerlik görevini ifa etmediği
gerekçesi ile 18/6/2001 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Türk
vatandaşlığından çıkarılmıştır.
9. Başvurucu hakkında, Almanya'da kurulan ve Türkiye aleyhine
faaliyetlerde bulunan bir birliğin yayımlamış olduğu bildirinin dağıtımından
sorumlu olduğu yönünde alınan istihbari nitelikteki
bir bilgiye dayanılarak 12/9/2002 tarihli Bakan oluru ile yurda giriş yasağı
konulmuştur.
10. Başvurucu, 9/10/2003 tarihli ve 4982 sayılı Bilgi Edinme
Hakkı Kanunu kapsamında Türkiye'ye girişini engelleyecek bir durumun olup
olmadığını öğrenmek istediğini belirtmiştir.
11. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün 26/6/2007
tarihli yazısı ile başvurucunun tarafına bilgi verilmesinin uygun görülmediği
belirtilmiştir.
12. Başvurucu tarafından, belirtilen işlem aleyhine 10/9/2007
tarihinde iptal davası açılmıştır.
13. Ankara 4. İdare Mahkemesinin 18/6/2008 tarihli ve
E.2007/966, K.2008/1564 sayılı kararı ile davanın reddine hükmedilmiştir.
14. Başvurucunun temyizi üzerine Danıştay Onuncu Dairesinin
23/5/2012 tarihli ve E.2008/9378, K.2012/2458 sayılı ilamı ile İlk Derece
Mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
15. Davalı idarenin karar düzeltme istemi, aynı Dairenin
21/2/2014 tarihli ve E.2012/9080, K.2014/1059 sayılı ilamı ile reddedilmiştir.
16. Bozma kararına uyularak yapılan yeniden incelemede Ankara 4.
İdare Mahkemesinin 30/6/2014 tarihli ve E.2014/1086, K.2014/1016 sayılı kararı
ile dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.
17. Başvurucu 18/8/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
18. Davalı idarenin temyizi üzerine Danıştay Onuncu Dairesinin
23/12/2014 tarihli ve E.2014/4644, K.2014/8069 sayılı ilamı ile onama kararı
verilmiştir. Bu karar 20/2/2015 tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir.
Karar düzeltme yoluna taraflarca başvurulmaması üzerine karar kesinleşmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
19. Mahkemenin 14/9/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
20. Başvurucu, adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
A. Gizlilik Talebi
Yönünden
21. Başvurucu, kamuya açık belgelerde kimlik bilgilerinin gizli
tutulmasını talep etmiştir.
22. Başvuruya konu olayın niteliği dikkate alınarak gizlilik
talebinin kabul edilmesi gerekir.
Serruh KALELİ bu kanaate katılmamıştır.
B. Değerlendirme
23. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011
tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel
başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia
edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir.
Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan hak ihlali iddiasını
içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
24. Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında herkesin meşru
vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya
davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu
belirtilmiştir. Maddede geçen “adil yargılanma hakkının” kapsamı Anayasa’da
açık bir şekilde düzenlenmediğinden bu hakkın kapsam ve içeriğinin,
Sözleşme’nin “Adil yargılanma hakkı”
kenar başlıklı 6. maddesi çerçevesinde belirlenmesi gerekir (Onurhan Solmaz, § 22).
25. Sözleşme’nin adil yargılanma hakkını düzenleyen 6.
maddesinde adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkelerin “medeni hak ve
yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların” ve bir “suç isnadının” esasının
karara bağlanması süreçleri bakımından geçerli olduğu belirtilerek hakkın
kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Bu ifadeden hak arama hürriyetinin
ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilmek için başvurucunun
ya medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili bir uyuşmazlığın tarafı olması ya da
başvurucuya yönelik bir suç isnadının esasının incelenmiş olması gerektiği
anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma
hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular Anayasa ve Sözleşme kapsamı
dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz (Onurhan Solmaz, § 22).
26. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Maaouia/Fransa kararında([BD], B. No: 39652/98, 5/1/2000, §§ 33-40)
yabancıların ülkeye girişleri, ikametleri ve sınır dışı edilmeleri ile ilgili
işlem ve yargılama süreçlerinin, Sözleşme’nin 6. maddesinin (1) numaralı
fıkrası anlamında bir “medeni hak ve yükümlülük” veya bir “suç isnadının”
esasının karara bağlanması ile ilgili olmadığını kabul ederek anılan Sözleşme
hükmünün, belirtilen yargılama süreçleri bakımından uygulanabilir olmadığına
karar vermiştir (Z.M. ve I.M., B.
No: 2015/2037, 6/1/2016, § 62).
27. Yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşıldığı üzere
yabancıların ülkeye girişlerine ilişkin kararlar hakkındaki uyuşmazlıkları konu
alan yargılama süreçleri, Sözleşme’nin 6. maddesinin koruma alanı dışında yer
almaktadır. Bu çerçevede yabancıların ülkeye girişlerine engel bir durumun
bulunup bulunmadığı ile ilgili bilginin verilmesine ilişkin uyuşmazlıkları konu
alan yargılama süreçleri de evleviyetle adil yargılanma hakkının koruma alanı
dışında kalmaktadır. Başvurucunun Türkiye'ye girişini engelleyecek bir durumun
olup olmadığını öğrenme talebiyle yaptığı başvuru hakkında başvurucuya bilgi
verilmesinin uygun görülmediğine dair işleme karşı açtığı dava sürecinde adil
yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasının konusunun Anayasa ve Sözleşme’nin
ortak koruma alanı dışında yer aldığının kabulü gerekir.
28. Açıklanan nedenlerle, başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin konu
bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli
tutulması talebinin KABULÜNE Serruh Kaleli'nin karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
B. Başvurunun konu bakımından
yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
14/9/2017 tarihinde karar verildi.