logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(T.i.m.e.g. Doğalgaz Dönüşüm Sistemleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. [2.B.], B. No: 2014/13892, 8/6/2017, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

T.İ.M.E.G. DOĞALGAZ DÖNÜŞÜM SİSTEMLERİ SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/13892)

 

Karar Tarihi: 8/6/2017

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

Raportör

:

Yakup MACİT

Başvurucu

:

T.İ.M.E.G. Doğalgaz Dönüşüm Sistemleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.

Vekili

:

Av. Gizem KAYA

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, işçilik alacağından kaynaklanan tazminat davasında usul ve kanuna aykırı karar verilmesi, esaslı iddiaların Mahkeme ve Yargıtay kararlarında cevaplanmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 21/8/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucu şirket ısıtma sistemleri üzerine Bursa'da faaliyet gösteren bir firmadır.

8. Başvurucunun iddiasına göre, makine mühendisi olan N.K. isimli şahıs, başvurucu şirket adına iş takibi ve aracılık faaliyetinde bulunmak ve karşılığında komisyon almak üzere başvurucu ile anlaşmış, N.K.ya iş karşılığında belli tarihlerde komisyon ödemeleri yapılmıştır.

9.N.K., Bursa 2. İş Mahkemesine açtığı davada, makine mühendisi olduğunu, emeklilik tarihinden sonra başvurucuya ait işyerinde teknik koordinatör olarak 2005-2008 yılları arasında hizmet akdi ile kesintisiz olarak çalıştığını belirterek ödenmeyen yıllık izin ücreti, ücret alacağı, fazla çalışma ücreti ile bayram ve genel tatil ücretlerinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

10. Mahkeme, 7/6/2012 tarihli kararında davacının davalı şirkette vekâlet akdi ile çalıştığını, hizmet akdi için gerekli olan bağımlılık ve zaman unsurunun olayda gerçekleşmediğini, bu nedenle davanın iş mahkemesinde görülemeyeceğini belirterek görev itirazında bulunduğunu, davacı tanıkları ve "ilgili Makama" başlıklı başvurucu şirketin kaşesinin basıldığı 5/12/2005 tarihli belgede davacının bu tarihte işe başladığının kabul edildiğini, tanık beyanlarına göre davacının başvurucu şirkette makine mühendisi ve şantiye şefi olarak çoğu zaman sahada haftanın 6 gün hizmet aktine bağlı olarak çalıştığını belirterek davacının taleplerini kısmen kabul etmiştir.

11. Başvurucunun temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2/7/2014 tarihinde usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiylehükmü onamıştır.

12. Başvurucu, onama kararını 24/7/2014 tarihinde öğrendiğini belirtmiş 21/8/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

13. Mahkemenin 8/6/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Gerekçeli Karar Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

14. Başvurucu, yargılamanın başından itibaren görev itirazında bulunduğunu, bu konuda Mahkeme ve Yargıtayca herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, kararda delillerine itibar edilmediğini, talep ve savunmalarının reddedilmesinin gerekçelerinin açıklanmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

15. Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında herkesin adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş ancak gerekçeli karar hakkından açıkça söz edilmemiştir. Bununla birlikte Anayasa'nın 36. maddesine "adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin düzenlemenin gerekçesinde, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce güvence altına alındığı hususuna atıfta bulunularak adil yargılanma hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin birçok kararında, gerekçeli karar hakkının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkı kapsamında yer aldığı belirtilmiştir. Dolayısıyla gerekçeli karar hakkının Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmelidir.

16. Anayasa'nın 141. maddesinin üçüncü fıkrasında da “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” denilerek mahkemelere kararlarını gerekçeli yazma yükümlülüğü yüklenmiştir. Anayasa’nın bütünlüğü ilkesi gereği anılan Anayasa kuralı da gerekçeli karar hakkının değerlendirilmesinde gözönünde bulundurulmalıdır.

17. Gerekçeli karar hakkı, kişilerin adil bir şekilde yargılanmalarını sağlamayı ve denetlemeyi amaçlamaktadır. Tarafların muhakeme sırasında ileri sürdükleri iddialarının kurallara uygun biçimde incelenip incelenmediğini bilmeleri ve ayrıca demokratik bir toplumda, kendi adlarına verilen yargı kararlarının sebeplerini toplumun öğrenmesinin sağlanması için de gereklidir (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31, 34).

18. Mahkemelerin anılan yükümlülüğü, yargılamada ileri sürülen her türlü iddia ve savunmaya karar gerekçesinde ayrıntılı şekilde yanıt verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Ancak derece mahkemeleri, kendilerine sunulan tüm iddialara yanıt vermek zorunda değilseler de (Yasemin Ekşi, B. No: 2013/5486, 4/12/2013, § 56) davanın esas sorunlarının incelenmiş olduğu gerekçeli karardan anlaşılmalıdır.

19. Bir kararda tam olarak hangi unsurların bulunması gerektiği davanın niteliğine ve koşullarına bağlıdır. Muhakeme sırasında açık ve somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucuna etkili olması, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte bulunması hâlinde davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce makul bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerekir (Sencer Başat ve diğerleri, § 35).

20. Aksi bir tutumla mahkemenin, davanın sonucuna etkili olduğunu kabul ettiği bir husus hakkında “ilgili ve yeterli bir yanıt” vermemesi veya yanıt verilmesini gerektiren usul veya esasa dair iddiaların cevapsız bırakılmış olması hak ihlaline neden olabilecektir (Sencer Başat ve diğerleri, § 39).

21. Öte yandan temyiz merciinin yargılamayı yapan mahkemenin kararını uygun bulması hâlinde bunu ya aynı gerekçeyi kullanarak ya da bir atıfla kararına yansıtması yeterlidir. Burada önemli olan husus, temyiz merciinin bir şekilde temyizde dile getirilmiş ana unsurları incelediğini, derece mahkemesinin kararını inceleyerek onadığını ya da bozduğunu göstermesidir (Yasemin Ekşi, § 57).

22. Başvuru konusu davada Mahkemece, davacının davalı şirkette vekâlet akdi ile çalıştığı, hizmet akdi için gerekli olan bağımlılık ve zaman unsurunun dava konusu olayda gerçekleşmediği, bu nedenle davanın iş mahkemesinde görülemeyeceğine yönelik görev itirazının gerekçeli kararda dile getirildiği, Mahkemenin bu iddialara karşılık tanık beyanları ve"ilgili Makama" başlıklı başvurucu şirketin kaşesinin basıldığı 5/12/2005 tarihli belgeye dayanarak davacının 1/12/2005-31/12/2008 tarihleri arasında başvurucu şirkette makine mühendisi ve şantiye şefi olarak çoğu zaman sahada olmak üzere haftanın 6 gün çalıştığını, taraflar arasında hukuksal ilişkinin hizmet aktinden kaynaklandığını belirterek başvurucunun görev itirazını zımnen reddetmek suretiyle davayı esastan karara bağladığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla görev itirazıyla ilgili olarakkararda değerlendirme yapıldığı anlaşılmıştır. Bunun dışında Mahkemece taraflarca dosyaya sunulan ve toplanan deliller değerlendirilmek suretiyle davanın sonucuna etki edebilecek diğer tüm iddia ve savunmaların gerekçeli kararda tartışıldığı, Yargıtay tarafından da Mahkemenin gerekçesine atıfta bulunularak hükmün onandığı anlaşılmıştır. Bu açıdan gerekçeli karar hakkına yönelik bir ihlalin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

23. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Yargılamanın Sonucunun Adil Olmadığına İlişkin İddia

24. Başvurucu, beyan ve delillerinin Mahkemece dikkate alınmadığını, Yargıtayın tanık beyanlarından hangisine üstünlük tanınması gerektiği ile ilgili somut olaya benzer bir davada verdiği karara aykırı değerlendirmede bulunarak hükmü onadığını, bu açıdan Mahkeme ve Yargıtay kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

25. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru incelemesine konu olamaz. Bunun tek istisnası, derece mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda açık bir keyfîlik içermesi ve bu durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal etmiş olmasıdır. Bu çerçevede kanun yolu şikâyeti niteliğindeki başvurular açıkça keyfîlik bulunmadıkça Anayasa Mahkemesince incelenemez (Necati Gündüz, Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 26).

26. Başvurucunun ihlal iddialarının, yukarıda belirtilen içtihat kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğindedir. Somut olayda Mahkeme, başvurucu ve davalı tarafın iddia ve savunmalarını incelemiş, ilgili Kanun hükümlerini somut olay çerçevesinde değerlendirmek (bkz. § 10) suretiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Mahkemenin gerekçesi ve başvurucunun iddiaları incelendiğinde, iddiaların özünün Derece Mahkemeleri tarafından hukuk kurallarının ve delillerin değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

27. Öte yandan benzer konularda aynı derecedeki yargı mercileri arasındaki içtihat farklılıkları tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemeyeceği gibi derece mahkemeleri veya temyiz mercilerinin, uyuşmazlıklara ilişkin olarak, tarafların talepleri ve delilleri arasındaki yorum farklılıkları da tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde kabul edilemez (Miraş Mümessillik İnş. Taah. Reklam. Paz. Yay. San. Tic. A.Ş., B. No: 2012/1056, 16/4/2013, § 36).

28. Bu açıdan başvurucunun, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararının aynı Dairenin benzer olaylarda verdiği kararlarla çeliştiği, bu nedenle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine yönelik iddiasının, esas itibariyle Derece Mahkemesince hukuk kurallarının yorumlanması, somut olaya uygulanması ve delillerin değerlendirilmesi hususuna ilişkin olduğu, nitekim dosya kapsamında belirtilen ilkeler çerçevesinde başvuru konusu olaya özgü değerlendirme yapılarak yeterli gerekçe ile sonuca ulaşıldığı anlaşılmıştır.

29. Açıklanan nedenle başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 8/6/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(T.i.m.e.g. Doğalgaz Dönüşüm Sistemleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. [2.B.], B. No: 2014/13892, 8/6/2017, § …)
   
Başvuru Adı T.İ.M.E.G. DOĞALGAZ DÖNÜŞÜM SİSTEMLERİ SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ.
Başvuru No 2014/13892
Başvuru Tarihi 21/8/2014
Karar Tarihi 8/6/2017

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, işçilik alacağından kaynaklanan tazminat davasında usul ve kanuna aykırı karar verilmesi, esaslı iddiaların Mahkeme ve Yargıtay kararlarında cevaplanmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Gerekçeli karar hakkı (hukuk) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (bariz takdir hatası, içtihat farklılığı vs.-hukuk) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi