TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SELMA ALTUNDAĞ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/14474)
|
|
Karar Tarihi: 5/7/2017
|
R.G. Tarih ve Sayı: 19/9/2017 -
30185
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
Raportör
|
:
|
Mehmet Sadık
YAMLI
|
Başvurucu
|
:
|
Selma
ALTUNDAĞ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, hâkim adaylığı mülakat sınavında başarısız sayılma
nedeniyle eşitlik ilkesi ile kamu hizmetine girme hakkının ihlal edildiği
iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 4/9/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonda kabul edilebilirlik konusunda oybirliği
sağlanamadığından başvuru, kabul edilebilirlik incelemesinin karara
bağlanabilmesi için Bölüme gönderilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
7. Başvrucu 20/12/2008, 25/12/2010,
9/4/2011 ve 25/12/2011 tarihlerinde yapılan adli yargı hâkim adaylığı yazılı
sınavlarını kazandığını ancak tüm sınavların mülakatında elendiğini
belirtmiştir.
8. Başvurucu, en son 16/2/2012 tarihinde yapılan mülakatta da
başarısız sayılması üzerine iptal davası açmıştır.
9. Ankara 11. İdare Mahkemesi 18/1/2013 tarihli ve E.2012/812,
K.2013/61 sayılı kararıyla davayı reddetmiştir. Kararın gerekçesinde özetle
başvurucu hakkındaki mülakat komisyonu değerlendirme tutanaklarında ilgilinin
muhakeme gücü, bir konuyu kavrayıp özetleme ve ifade yeteneği, genel ve fiziki
görünümü, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu ve liyakati, yetenek ve
kültür ile çağdaş bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı başlıkları
altında her bir başlık için 20 puan üzerinden değerlendirmeler yapıldığı, her
bir komisyon üyesinin adayı ayrı ayrı değerlendirdiği, bu değerlendirmelerin de
birbiri ile paralellik arz ettiği, dolayısıyla değerlendirmede tereddüte mahal olacak ya da farklı yorumlanabilecek bir
durum olmadığı, bu durumda 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hakimler ve
Savcılar Kanunu'nun belirlediği çerçeve içinde gerçekleştirilen mülakat sınavı
sonucu yapılan değerlendirmelere göre başvurucunun başarısız sayılmasında
hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmiştir.
10. Karar, Danıştay Onikinci Dairesi tarafından
5/12/2013 tarihli kararla onanmış ve karar düzeltme istemi de aynı Dairenin
16/5/2014 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Karar düzeltme isteminin reddine
ilişkin karar 7/8/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
11. Başvurucu 4/9/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
12. 2802 sayılı Kanun’un 8. maddesinin (ı) bendi şöyledir:
“Adaylığa atanabilmek için :
…
Yazılı yarışma sınavı ile mülakatta başarı
göstermek,
…
şarttır.”
13. 2802 sayılı Kanun'un 9/A maddesinin onuncu ve devamı
fıkraları ise şöyledir:
“
Mülâkat, ilgilinin;
a) Muhakeme gücünün,
b) Bir konuyu kavrayıp özetleme ve ifade yeteneğinin,
c) Genel ve fizikî görünümünün, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğunun
ve liyakatinin,
d) Yetenek ve kültürünün,
e) Çağdaş bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığının,
puan vermek suretiyle değerlendirilmesi yöntemidir.
Mülâkat, yukarıdaki bentlerde yazılı özellikler herbiri
yirmişer puan üzerinden değerlendirilerek yapılır. Mülâkat Kurulunun her bir
üyesi tarafından verilen puanlar ayrı ayrı tutanağa geçirilir. Başarılı
sayılmak için, üyelerin yüz tam puan üzerinden verdikleri notların aritmetik
ortalamasının en az yetmiş olması şarttır.
Mülâkat sonucu en yüksek puan alandan başlamak üzere sıraya konularak
mülâkat başarı listesi hazırlanır ve bu listenin altı Mülâkat Kurulu tarafından
imzalanarak Personel Genel Müdürlüğüne teslim edilir.
...”
V. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 5/7/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu; yazılı sınavı dört defa başardığı hâlde mülakatta
elendiğini, mülakatta objektif bir değerlendirme yapılmadığını, bu nedenle
Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi ile Anayasa'nın 70.
maddesinde düzenlenen kamu hizmetine girme hakkının ihlal edildiğini, ayrıca
mülakatta başarısız sayılma işlemine karşı açtığı davada idari yargı
denetiminin etkili olmadığını, bu durumun ise Anayasa'nın 125. maddesine aykırı
olduğunu iddia ederek ihlalin tespitiyle sonuçlarının ortadan kaldırılmasını ve
lehine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
B. Değerlendirme
1. Kamu Hizmetine Girme
Hakkı ile Eşitlik İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
16. Anayasa'nın 10. maddesinin birinci ve beşinci fıkraları
şöyledir:
“Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi
düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım
gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.”
“Devlet organları ve idare makamları bütün
işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek
zorundadırlar.”
17. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 14. maddesi
şöyledir:
“Bu Sözleşme'de
tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din,
siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa
aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı
hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.”
18. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011
tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca Anayasa
Mahkemesine yapılan bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi için kamu gücü
tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış
olmasının yanı sıra Sözleşme'nin ve Türkiye’nin taraf olduğu Ek Protokollerinin
kapsamına da girmesi gerekir. Bir başka ifadeyle Anayasa ve Sözleşme’nin ortak
koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
19. Başvurucunun Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik
ilkesinin ihlal edildiğine yönelik iddiasının belirtilen maddelerdeki ifadeler
dikkate alındığında soyut olarak değerlendirilmesi mümkün olmayıp mutlaka
Anayasa ve Sözleşme kapsamında yer alan diğer temel hak ve özgürlüklerle
bağlantılı olarak ele alınması gerekir. Bir başka ifadeyle ayrımcılık yasağının
ihlal edilip edilmediğinin tartışılabilmesi için ihlal iddiasının kişinin hangi
temel hak ve özgürlüğü konusunda ayrımcılığa maruz kaldığı sorularına cevap
verebilmesi gerekmektedir (Onurhan Solmaz , § 33).
20. Somut olayda başvurucu kamu hizmetine girme hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür. Kamu hizmetine girme hakkı Anayasa’da güvence
altına alınmış olmakla birlikte Sözleşme ve buna Ek Türkiye’nin taraf olduğu
Protokoller kapsamında bulunmadığından bu hakka yönelik ihlal iddiasının
bireysel başvuru konusu yapılabilmesi mümkün değildir (Serkan Acar, B. No: 2013/1613, 2/10/2013,
§ 24).
21. Bu durumda eşitlik ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin
iddianın Anayasa ve Sözleşme kapsamındaki hak ve hürriyetlerden herhangi biri
ile bağlantısı bulunmamaktadır.
22. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Yargılamanın Sonucu İtibarıyla Adil Olmadığına
İlişkin İddia
23. Başvurucu; mülakat sınavında başarısız sayılmasına ilişkin
işlemin iptali istemiyle açtığı davada idari yargı denetiminin etkili
olmadığını, bu durumun ise Anayasa'nın 125. maddesine aykırı olduğunu ileri
sürmüş olduğundan başvurucunun bu iddiası yargılamanın sonucunun adil
olmadığına ilişkindir.
24. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla
ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak
bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz
takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve
sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam,
B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
25. Somut olayda mülakatta başarısız sayılma işlemine karşı
açılan davada Ankara 11. İdare Mahkemesi, başvurucu hakkındaki mülakat
komisyonu değerlendirme tutanaklarında başvurucunun muhakeme gücü, bir konuyu
kavrayıp özetleme ve ifade yeteneği, genel ve fiziki görünümü, davranış ve
tepkilerinin mesleğe uygunluğu ve liyakati, yetenek ve kültür ile çağdaş
bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı başlıkları altında her bir başlık
için 20 puan üzerinden değerlendirmeler yapıldığını, her bir komisyon üyesinin
adayı ayrı ayrı değerlendirdiğini, bu değerlendirmelerin de birbiri ile
paralellik arz ettiğini, dolayısıyla değerlendirmede tereddüte
mahal olacak ya da farklı yorumlanabilecek bir durum bulunmadığını belirterek
mülakatın 2802 sayılı Kanun'un belirlediği çerçeve içinde gerçekleştirildiği ve
buna göre başvurucunun başarısız sayılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı
gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Karar, Danıştay tarafından aynı gerekçeyle onanmıştır.
26. Yapılan yargılama sonunda başvurucunun mülakata ilişkin
iddia ve savunmaları incelenerek karar verildiği ve başvurucu tarafından ileri
sürülen iddiaların derece mahkemesince delillerin değerlendirilmesi ve hukuk
kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup Mahkeme kararında bariz takdir hatası
veya açık bir keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı
dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu
anlaşılmaktadır.
27. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
Osman Alifeyyaz PAKSÜT bu görüşe
katılmamıştır.
VI . HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Kamu hizmetine girme hakkı ile eşitlik ilkesinin ihlal
edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından
yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,
2. Yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığına ilişkin
iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA Osman Alifeyyaz PAKSÜT'ün karşıoyu ve
OYÇOKLUĞUYLA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
5/7/2017 tarihinde karar verildi.
KARŞIOY GEREKÇESİ
1. Başvurucu, hakim adaylığı mülakat sınavında başarısız
sayılması nedeniyle idari yargıda açtığı davanın reddedilmesi üzerine yaptığı
bireysel başvuruda, her ne kadar Anayasanın 10. maddesinde yer alan eşitlik
ilkesinin ihlal edildiğini öne sürmüş ise de; bu sonucun “davalı idarenin mülakatlarda başarılı sayılanların
neden başarılı, başarısız sayılanların neden başarısız sayıldıklarını somut
olarak ispat etmesi mümkün değildir. Bu durum idari yargı denetimini sınırlayan
hukuka açıkça aykırı bir uygulama teşkil etmektedir” demek ve
Anayasanın, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık
olduğuna ilişkin 125. maddesine vurgu yapmak suretiyle, esas itibariyle
mülakatın içeriğinin yargı merciince değerlendirilmemiş olmasından yakındığı
anlaşılmaktadır.
2. Buna göre, başvurunun, Anayasanın 36. ve AİHS’nin 6.
maddelerinde yer alan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkı
çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir.
3. Mahkemeye erişim hakkının sadece bir yargı merciine
başvurabilmekten ibaret olmayıp, kişinin iddia ve savunmasını ispat için yasal
her türlü kanıtı mahkemeye sunabilmesinin de mahkemeye erişim hakkının kapsamı
içerisinde bulunduğunda tereddüt yoktur.
4. Başvuruya konu somut olayda başvurucu mülakat sınavında
sadece bir tanesi meslekle ilgili olan dört soru sorulduğunu, bunların hepsini
tam ve doğru olarak yanıtladığını, ancak başarısız sayıldığını belirtmektedir.
Ancak başvurucu, mülakatta ses ve görüntü kaydı yapılmadığından, iddialarını
yani sorulan soruları tam ve doğru olarak yanıtladığını kanıtlayamamıştır.
Mahkeme de yalnızca mülakatın şekli şartlarının varlığına bakarak, olayda
hukuka aykırılık bulunmadığına hükmetmiştir.
5. Kişilere, yargı mercii önünde iddialarını kanıtlama olanağı
vermeyen ve böylece somut ve nesnel bir değerlendirme yapılması yolunu kapatan
mülakat sisteminden kaynaklanan uyuşmazlığın, Anayasanın 125 ve 36. maddeleri,
AİHS’nin de 6. maddesi anlamında mahkemeye erişim hakkına uygunluğundan söz
edilemez. Bu nedenle başvurucunun mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği
düşüncesiyle, çoğunluk görüşüne katılmamaktayım.
|
|
|
|
Üye
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|