TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SAİT DİZMAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/14509)
|
|
Karar Tarihi: 22/3/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Murat ŞEN
|
Başvurucu
|
:
|
Sait DİZMAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Mustafa
TURAN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, 12 Eylül 1980 Askerî Müdahalesi Dönemi'nde kamu
görevlileri tarafından gerçekleştirildiği ileri sürülen işlem ve eylemler
nedeniyle işkence ve kötü muamale yasağının, kişi
özürlüğü ve güvenliği hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 26/8/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvurucu 12 Eylül 1980 Askerî Müdahalesi Dönemi'nde birkaç
kez gözaltına alınmıştır. Başvurucu, 12/9/2010 tarihli referandumla Anayasa'nın
geçici 15. maddesinin yürürlükten kaldırılması üzerine gözaltı ve tutukluluk
sürecinde Konya İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerince işkence ve kötü muamele
gördüğü iddiasıyla askerî darbeyi yapanlar ile kendisine doğrudan işkence
yapanlar hakkında 1/10/2010 tarihinde Seydişehir Cumhuriyet Başsavcılığına
şikâyette bulunmuştur.
7. Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı görevli ve yetkili olduğunu
değerlendirdiği Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir. Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı başvurucunun işkence gördüğünü ileri sürdüğü yerin
Konya olduğunu beyan ettiğini hatırlatarak dosyayı görevsizlikle Konya
Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir.
8. Konya Cumhuriyet Başsavcılığı başvurucunun şikâyetlerini araştırarak
olay tarihinde Konya Siyasi 1. Şube Müdürüne ve komiserine işkence yapma
suçundan cezalandırma talebi ile 12/12/2012 tarihinde Konya 3. Ağır Ceza
Mahkemesine kamu davası açmıştır. Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamede kamu
görevlilerinin işkence teşkil eden eylemlerinin cezasız kalmaması gerektiğini
ve bu bağlamda bu suçlarda zamanaşımının işlemeyeceğini belirtmiştir.
9. Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi 28/2/2013 tarihli kararında
şüphelilere isnat edilen eylemlerin zamanaşımına uğradığını kabul ederek düşme
kararı vermiştir. Başvurucunun temyiz ettiği karar, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin
21/1/2014 tarihli kararı ile onanmıştır. Onama kararı Konya 3. Ağır Ceza
Mahkemesince 22/4/2014 tarihinde kesinleştirilmiştir.
10. Başvurucu 26/8/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
11. Mahkemenin 22/3/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu, 12 Eylül 1980 Askerî Müdahalesi Dönemi'nde
gözaltında tutulması sürecinde Konya İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerince
işkence ve kötü muamele gördüğü iddiasıyla yaptığı şikâyetin zamanaşımı
nedeniyle düşmesine karar verildiğini belirterek işkence ve kötü muamale yasağı ile adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüş ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
12. Bireysel başvuruların 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un47.
maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği
tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren
otuz gün içinde yapılması gerekmektedir. Anılan düzenlemelerde başvuru yolu
öngörülen durumlarda bireysel başvuru süresinin başlangıcına ilişkin olarak "başvuru yollarının tüketildiği tarih"ten
söz edilmekte ise de haberdar olunmayan bir hususta başvuru yapılamayacağı
dikkate alınarak bu ibarenin "nihai kararın gerekçesinin öğrenilebildiği tarih" olarak anlaşılması gerekir.
Bu öğrenme, somut olayın özelliklerine göre farklı şekillerde gerçekleşebilir (Güven Demir, B. No: 2014/11041, 21/9/2016,
§ 28).
13. Bireysel başvuru süresi bakımından "nihai kararın
gerekçesinin tebliği" öğrenme şekillerinden biridir (Mehmet Ali Kurtuldu, B. No: 2013/5504,
28/5/2014, § 27). Ancak öğrenme, gerekçeli kararın tebliği ile sınırlı olarak
gerçekleşmez; başka şekillerde de öğrenme söz konusu olabilir. Bu kapsamda
nihai kararın gerekçesinin "dosyadan suret alınması" gibi hâllerde
öğrenilmesi de mümkündür. Başvurucuların nihai kararın gerekçesini" öğrendiklerini
beyan ettikleri tarih" de bireysel başvuru süresinin başlangıcı olarak ele
alınabilir (İlyas Türedi, B. No:
2013/1267, 13/6/2013, §§ 21, 22).
14. Diğer yandan nihai kararın gerekçesi öğrenilmemiş olmakla
birlikte sonucunun öğrenildiği durumlar da söz konusu olabilir. Böyle bir
durumda sonucu öğrenilen nihai kararın gerekçesine derece mahkemesinden kesin
olarak erişilebilmesi mümkün ise bireysel başvuru süresinin sonucun öğrenildiği
tarihten itibaren başlatılması gerekir (Aydın
Selçuk, B. No: 2014/3194, 20/11/2014, § 24; Özgür Çapkın, B. No: 2014/2546,
30/12/2014, § 24; Halil Aslan, B.
No: 2014/3038, 10/12/2014, § 38).
15. Nihai kararın gerekçesinin öğrenilemediği veya nihai kararın
sonucunun öğrenilip gerekçesinin kesin olarak öğrenilme imkânının elde
edilemediği hâllerde başvuru süresinin hangi tarihten başlayacağının
belirlenmesi gerekir. Aksi hâlde sınırsız bir başvuru süresi söz konusu
olabilecektir. Bu kapsamda yapılacak değerlendirmede sürenin başlangıç
tarihinin, başvurucuların özen yükümlükleri ile mahkemeye erişim haklarının
aşırı sınırlanmaması hususlarının birlikte dikkate alınması gerekir.
16. Başvurucuların bireysel başvuruda bulunmak amacıyla dava ve
başvurularını takip etmek için gerekli özeni gösterme yükümlülüğü vardır. Bu
yükümlülük kapsamında ilk derece mahkemesine fiilen ulaşan nihai kararın
gerekçesini öğrenme konusunda gerekli özeni gösterme sorumluluğu başvuruculara
aittir. Diğer bir ifadeyle başvurucular veya vekillerinin ilk derece
mahkemesine ulaşan kararın bir örneğini almak için özenli davrandıklarını
kanıtlamaları gerekir (Fatma Gökot, B. No: 2013/5697, 21/4/2016,§ 50).
17. Yargıtay Ceza Daireleri tarafından verilen kararların
taraflara tebliğine ilişkin bir düzenleme mevzuatta bulunmamaktadır. Ceza
yargılamasında nihai kararın tebliğ edilmediği durumlarda kararın derece
mahkemesine ulaşmasından ve böylece gerekçesinin erişilebilir olmasından sonra
özen yükümlülüğü kapsamında makul bir süre içinde bireysel başvuru yapmak
isteyen ilgililerden karara erişmeleri ve karar gerekçesini öğrenmeleri
beklenir. Bu kapsamda erişilebilir olan nihai kararın en geç üç ay içinde
ilgilileri tarafından bilindiği ve gerekçesinin öğrenildiği kabul edilmelidir.
Aksi tespit edilmediği sürece bireysel başvuru için 6216 sayılı Kanun'da
öngörülen otuz günlük başvuru süresi bu tarihten itibaren başlayacaktır(A. C. ve diğerleri [GK], B. No:
2013/1827,25/2/2016, § 30; Fatma Gökot, § 51).
18. Somut olayda Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/2/2013
tarihli kararı Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 21/1/2014 tarihli ilamıyla onanarak
aynı tarihte kesinleşmiştir. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminden (UYAP)
yapılan araştırmada Yargıtay ilamının en geç kesinleştirme şerhinin
gerçekleştirildiği, 22/4/2014 tarihinde Mahkemeye ulaştığı görülmüştür. Diğer
bir ifadeyle başvurucunun nihai kararın içeriğine erişme imkânını en geç
22/4/2014 tarihinde elde ettiği anlaşılmıştır.
19. Nihai kararın içeriğine erişme imkânının elde edildiği
22/4/2014 tarihinden itibaren özen yükümlüğü kapsamında kararın içeriğinin
öğrenildiği kabul edilen üç aylık sürenin sonundan itibaren en geç otuz günlük
bireysel başvuru süresi içinde 21/8/2014 tarihine kadar başvurucu tarafından
bireysel başvuruda bulunulması gerekirken başvuru süresi geçtikten sonra
26/8/2014 tarihinde bireysel başvuru yapılmıştır.
20. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin süre
aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
22/3/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.