TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ENGİN GÜNAL BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/14734)
|
|
Karar Tarihi: 13/9/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Derya ATAKUL
|
Başvurucu
|
:
|
Engin GÜNAL
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; başvurucunun çalıştığı kurumun sağladığı personel
taşıma hizmetinden yararlandırılmaması üzerine idari işlemin iptali talebiyle
açtığı davanın reddedilmesi nedeniyle eşitlik ilkesi ile adil yargılanma
hakkının, karar düzeltme dilekçesinde kurum avukatı hakkında sarf ettiği
sözlerden ötürü disiplin cezası ile cezalandırılması nedeniyle ifade
özgürlüğünün ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 10/9/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
8. Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğünde (Genel
Müdürlük) memur olarak çalışan başvurucu, anılan Genel Müdürlüğün sağladığı
personel taşıma hizmetinden yararlanmak istemiş ve bu amaçla ilk kez 28/3/1998
tarihinde Genel Müdürlüğe başvuruda bulunmuştur. Başvurucu bu istemini
müteaddit defalar yazılı olarak tekrarlamışsa da başvurularından olumlu bir
sonuç alamamıştır. Başvurucunun en son yaptığı başvuru da Genel Müdürlüğün
3/12/2007 tarihli işlemi ile reddedilmiştir.
9. Başvurucu, idari işlemin iptali talebiyle 7/12/2007 tarihinde
dava açmıştır. Ankara 12. İdare Mahkemesi 5/11/2009 tarihli kararı ile davanın
reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:
"Dava dosyasının incelenmesinden; Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü
Türkiye Karate Federasyonunda şef olarak görev yapan davacının ilk olarak
Haziran 1998 tarihinde ikamet ettiği Gölbaşı İlçesine servis verilmesi
talebinde bulunduğu bu talebin reddi üzerine, 29.09.1999 tarihli dilekçe ile
serviste personel taşıma hizmetinden yararlanma talebinin yanında bunun
sağlanmaması durumunda bir aylık (22 iş günü) karşılığı EGO biletinin verilmesi
için başvuruda bulunduğu bu talebin de reddedildiği ve aynı konuda 2007 yılı
içerisinde yaptığı başvurusuna; personel servis hizmetinde çalıştırılan servis
araçlarının yeterli sayıda personel bulunan güzergahlara tahsis edilmekte
olduğu, yeterli sayıda personel olmayan güzergahlara personel servis aracı
tahsis edilemediği ayrıca Kamu Kurum ve Kuruluşları Personel Servis Hizmetleri
Yönetmeliği'nde personel taşıma hizmetinden yararlanmayan veya yararlanamayan
personele ulaşım bedeli ödeneceğine ilişkin hüküm bulunmadığı gerekçeleriyle
reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davacının servis talebinde bulunduğu Gölbaşı İlçesinde
sadece 2 personelin ikamet etmesi, 2 personeli için servis tahsisinin kamu
hizmetlerinin verimliliği, etkinliği ilkesine uygun olmaması ve Kamu Kurum ve
Kuruluşları Personel Servis Hizmet Yönetmeliği'nde servisten yararlanamayan
veya yararlanmayan personele ulaşım bedeli ödeneceğine ilişkin hüküm
bulunmaması karşısında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık
görülmemiştir."
10. Başvurucunun temyizi üzerine karar, Danıştay Beşinci
Dairesinin (Daire) 16/5/2012 tarihli ilamıyla onanmıştır.
11. Başvurucunun karar düzeltme talebi, Dairenin 13/6/2014
tarihli ilamıyla reddedilmiştir. Anılan ilam başvurucuya 12/8/2014 tarihinde
tebliğ edilmiştir. Başvurucu 10/9/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
12. Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü Müfettişliği
24/12/2012 tarihli yazı ile başvurucuya; Ankara 12. İdare Mahkemesinde açmış
olduğu dava dolayısıyla hazırladığı karar düzeltme dilekçesinde kurum avukatı
ile ilgili olarak "Hileli savunma
yaparak yüce mahkemeyi kandırma yoluna gitmiş olmasıdır."
yönünde bir cümleye yer verdiğinin, bu suretle avukatın şahsını, yürüttüğü kamu
görevini ve Genel Müdürlüğü hedef alacak şekilde hakaret ve iftira içeren
ifadeler kullandığının iddia olunduğunu, bu iddiaları araştırmak üzere
Başmüfettişlikçe soruşturma başlatıldığını, bu hususta açıklama yapması
gerektiğini bildirmiştir.
13. Genel Müdürlük 31/5/2013 tarihli yazı ile başvurucuya "yapılan soruşturma sonucunda Genel Müdürlüğün avukatı hakkında
ileri sürdüğü iddialar ile hizmet dışında kusurlu bir davranış gösterdiği ve
kişisel hak arayışı sırasında devlet memuru olarak kendisine yönelik itibar ve
güven duygusunu sarsacak eylemde bulunduğunun sabit görüldüğü"
gerekçesiyle kınama cezası ile cezalandırıldığını bildirmiştir.
14. Başvurucu başvuru formunda, korku ve yılgınlık nedeniyle
kendisine verilen disiplin cezası ile ilgili olarak herhangi bir kanun yoluna
başvurmadığını belirtmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Mahkemenin 13/9/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. İdari İşlemin İptali
Davasına İlişkin Şikâyetler Yönünden
1. Adil Yargılanma
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
16. Başvurucu; çalıştığı kurumun servis taşıma hizmetinden
yararlanmak için müteaddit defalar yazılı olarak başvuruda bulunduğunu ancak
başvurularından olumlu sonuç alamadığını, bunun üzerine idari işlemin iptali
talebiyle dava açtığını ancak bu davanın da reddedilmesi nedeniyle maddi ve
manevi olarak mağdur edildiğini belirterek Anayasa’nın 5. ve 49. maddelerinde
tanımlanan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
17. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetinin özü yargılamanın
sonucu itibarıyla adil olmadığına ilişkin olup anılan şikâyet adil yargılanma
hakkı kapsamında incelenmiştir.
18. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla
ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak
bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz
takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve
sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam,
B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
19. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, derece
mahkemesince delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına
ilişkin olup mahkeme kararında (bkz. § 9) bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate
alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu
anlaşılmaktadır.
20. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Eşitlik İlkesinin
İhlal Edildiğine İlişkin İddia
21. Başvurucu, çalıştığı kurumun servis taşıma hizmetinden
yararlanmak için yaptığı başvurular ile idari işlemin iptali talebiyle açtığı
davanın reddedilmesi nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığını belirterek eşitlik
ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
22. Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi ve
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 14. maddesinde düzenlenen
ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine yönelik iddiaların soyut olarak
değerlendirilmesi mümkün olmayıp mutlaka Anayasa ve Sözleşme kapsamında yer
alan diğer temel hak ve özgürlüklerle bağlantılı olarak ele alınması gerekir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, §
33).
23. Ayrımcılık iddiasının incelenebilmesi için başvurucunun,
kendisiyle benzer durumdaki kişilere yönelik farklı uygulamaların meşru bir
temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb. ayrımcı bir nedene
dayandığını makul delillerle ortaya koyması gerekir (Adnan Oktar (3), B. No: 2013/1123, 2/10/2013, § 50).
24. Somut olayda başvurucu, kendisine hangi nedenle ayrımcılık
yapıldığına ilişkin herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Dolayısıyla başvurucu
tarafından ileri sürülen iddiaların kanıtlanamadığı sonucuna ulaşılmıştır.
25. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının da, diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Disiplin Cezasına
İlişkin Şikâyetler Yönünden
26. Başvurucu; çalıştığı kurumun servis taşıma hizmetinden
yararlanmak için yaptığı başvurunun reddedilmesi üzerine idari işlemin iptali
talebiyle açtığı davada, karar düzeltme dilekçesinde kurum avukatı hakkında
sarf ettiği sözler nedeniyle kınama disiplin cezası ile cezalandırıldığını, hak
arama amacıyla açtığı davada engelleme ve yıldırma uygulamasına tabi
tutulduğunu, korku ve yılgınlık nedeniyle disiplin cezasını yargı önüne
taşıyamadığını belirterek ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
27. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa
Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının
tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun, bireysel başvuru konusu şikâyetini
öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak
iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara
sunması ve bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni
göstermiş olması gerekir(İsmail Buğra İşlek,
B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).
28. Somut olayda başvurucu her ne kadar hakkında verilen
disiplin cezasına karşı korku ve yılgınlık nedeniyle yargısal başvuru yolunu
tüketmediğini belirtmişse de anılan başvuru yolunun ihlal iddiasını gidermede
neden etkisiz olacağını ortaya koyamamıştır. Bu itibarla başvurucunun hukuk
sisteminde mevcut yargısal yolları tüketmeksizin bireysel başvuruda bulunduğu
anlaşılmaktadır.
29. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. İdari işlemin iptali davasına yönelik adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. İdari işlemin iptali davasına yönelik eşitlik ilkesinin ihlal
edildiğine ilişkin iddianın açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Disiplin cezasına yönelik ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine
ilişkin iddianın başvuru yollarının
tüketilmemesi nedeniyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
13/9/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.