TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ÖZLEM KIZILVEREN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/15069)
|
|
Karar Tarihi: 23/3/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Leyla Nur
ODUNCU
|
Başvurucu
|
:
|
Özlem
KIZILVEREN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele
Kanunu'nun 21. maddesi kapsamında yapılan burs başvurusunun ve akabinde açılan
davanın reddedilmesi nedeniyle eğitim hakkının, eşitlik ilkesinin, mülkiyet ve
adil yargılanma haklarının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 11/9/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca 29/12/2014 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü sunmuştur.
7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda
bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
9. Başvurucunun babası, 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör
ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında
Tunceli Valiliği Zarar Tespit Komisyonuna (Komisyon) başvuruda bulunmuş;
2008/3-1292 sayılı Komisyon kararına istinaden 21/4/2008 tarihinde sulhname imzalayarak 20.749,00 TL tazminat almıştır.
10. Başvurucu; Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu
Tekstil Bölümünde öğrenci iken 3713 sayılı Kanun'un 21. maddesinin birinci
fıkrasında yer alan hüküm uyarınca karşılıksız burs verilmesi istemiyle
14/9/2009 tarihinde, Başbakanlık Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel
Müdürlüğüne (Genel Müdürlük) başvuruda bulunmuştur.
11. 23/10/2009 tarihli ve B.02.1.KYK.0.06.00.02/200 sayılı Genel
Müdürlük yazında, yapılan değerlendirme sonucunda başvurucuya öğrenim ve katkı
kredisi tahsis edilmiş olduğunun tespit edilmesi nedeniyle, Yönetmelik
hükümleri gereğince kredi alan bir öğrencinin sosyal durumunda sonradan meydana
gelen değişiklik sebebi ile kredisinin bursa dönüştürülmesinin mümkün olmadığı
belirtilerek talep reddedilmiştir.
12. Ret işlemine karşı başvurucu tarafından Ankara 16. İdare
Mahkemesinde iptal davası açılmıştır.
13. Ankara 16. İdare Mahkemesinin 30/4/2010 tarihli ve E.2009/1550,
K.2010/583 sayılı kararı ile davanın reddine hükmedilmiştir. Mahkemenin
gerekçesi şöyledir:
"...Yukarıda aktarılan Kanun hükmü
uyarınca, üniversite çağındaki öğrencilere Devletçe karşılıksız burs
verilebilmesi için, öğrencinin köyünün terörle mücadeleden dolayı boşaltılmış
olması gerekmektedir.
Dava dosyasına ibraz edilen, Tunceli Valiliği
İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı'nın
27.08.2009 tarih ve ZTK 1902 sayılı yazısında; yapılan araştırma sonucunda
davacının babasının terörden zarar gördüğü, davacının köyü olan Tunceli ili,
Hozat ilçesi Kurukaymak Köyü'nün yörede yaşanan terör
olayları ve terörle mücadeleden dolayı yoğun göç nedeniyle boşaldığı hususunun
belirtildiği, Gümüşbağlar Köyü Muhtarlığı'nın
19.11.2008 tarihli yazısında; köylerinde ikamet etmekte olan davacının babası
(H.K.)'in terör olaylarından zarar gördüğü ve 1994 yılında Tunceli ili, Hozat
ilçesi Kurukaymak Köyü'nden köylerine göç ettiğinin
açıklandığı görülmüş olup; yukarıda aktarılan belgeler incelendiğinde,
davacının ailesiyle birlikte yaşadığı Kurukaymak
Köyü'nün terörle mücadeleden dolayı boşaltılmadığı, ancak terör olayları
nedeniyle yaşadıkları köyü 1994 yılında kendi istekleri ile terk ettikleri
anlaşılmıştır.
Bu durumda; davacı öğrencinin ailesiyle
birlikte yaşadığı köyün terörle mücadeleden dolayı boşaltılmamış olması
karşısında, davacının, terörle mücadeleden dolayı köyleri boşaltılan
öğrencilere yüksek öğrenimleri süresince Devletçe verilecek burstan
yararlandırılmasına yasal imkan bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka
aykırılık bulunmamaktadır..."
14. Başvurucunun temyizi üzerine Danıştay Sekizinci Dairesinin
24/9/2013 tarihli ve E.2010/6184, K.2013/6536 sayılı ilamı ile kararın usul ve
hukuka uygun olduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın
bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği belirtilerek onanmasına karar
verilmiştir.
15. Karar düzeltme talebi, aynı Dairenin 29/5/2014 tarihli ve
E.2014/808, K.2014/4437 sayılı ilamı ile reddedilmiştir. Ret kararı 15/8/2014
tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
16. Başvurucu, 11/9/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
17. 3/10/2016 tarihli ve 676 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında
Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 89. maddesi
ile ilga edilen, 5532sayılı Kanun'un 15. maddesiyle değişik 3713 sayılı
Kanun'un 21. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi şöyledir:
"Terörle mücadeleden dolayı köyleri
boşaltılan üniversite çağındaki öğrencilere ve ölenlerin çocuklarına yüksek
öğrenimleri süresince Devletçe karşılıksız burs verilir."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 23/3/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Eğitim Hakkının İhlal
Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
ve Bakanlık Görüşü
19. Başvurucu; 5532 sayılı Kanunun 15. maddesiyle değişik 3713
sayılı Kanun'un 21. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer alan hüküm
uyarınca yaptığı burs talebinin ve akabinde açtığı davanın reddedildiğini,
babasının 5233 sayılı Kanun kapsamında yaptığı başvuru kabul edilerek babasına
tazminat ödenmesine karar verilmiş olmasına rağmen kendisinin yapmış olduğu
karşılıksız burs başvurusu hakkında köylerini kendi istekleri ile terk
ettikleri gerekçesine dayanılarak talebin reddi yönünde karar verilmesinde
hukuki isabet bulunmadığını belirterek Anayasa’nın42. maddesinde tanımlanan
eğitim hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
20. Bakanlık görüşünde; devletin, egemenlik alanında bulunan
herkes için belirli bir zaman zarfında mevcut olan eğitim kurumlarına erişim
hakkını sağlama görevinin bulunduğu, eğitim hakkının düzenlenmesi ve
sınırlanması kapsamında devletin belirli bir takdir payının olduğu, bu takdir
payının diğer haklarla çelişmemesi gerektiği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
içtihadında, eğitim hakkının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf devletler
açısından, belirli bir düzeyde ve mahiyetteki eğitimi bizzat kendi imkânları
ile sağlama veya bu tür eğitimleri mali olarak destekleme yükümlülüğü
yaratmadığına işaret ettiği, somut olayda doğrudan eğitim hakkına yönelik bir
müdahalenin bulunmadığı, başvurucunun ileride ödemek zorunda kalacağı bir
borçtan şikâyet ederek eğitim hakkının ihlal edildiğini ileri sürdüğü
belirtilmiştir.
21. Başvurucu; Bakanlık görüşüne karşı beyanında Bakanlık
görüşüne katılmadığını, babasına 5233 sayılı Kanun kapsamında tazminat ödemesi
yapıldığını, bu bakımdan 3713 sayılı Kanun'un hükmünün emredici nitelikte
olduğunu, buna rağmen burs talebinin kabul edilmediğini, ileride ödenmesi
kaydıyla öğrenim kredisi imkânının tanındığını beyan etmiştir.
2. Değerlendirme
22. Eğitim hakkı; kamu ve özel eğitim kurumlarını kapsadığı gibi
eğitimin ilk, orta ve yüksek öğrenim seviyelerini de kapsar. (Hikmet Balabanoğlu,
B. No: 2012/1334, 17/9/2013,§ 28).
23. Anayasa’da yer alan eğitim ve öğrenim hakkı, kamu
makamlarına bireyin eğitim ve öğrenim almasını engellememe negatif ödevini
yüklemekle birlikte tüm bireylere her alanda eğitim ve öğrenim imkânı sağlaması
şeklinde pozitif bir ödev yüklememektedir (Hikmet
Balabanoğlu, § 29).
24. Başvurucu, Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu
Tekstil Bölümünde öğrenci olduğu dönemde, burs talebinin reddedilmesinin eğitim
hakkını ihlal ettiğini iddia etmektedir.
25. Bu aşamada incelenmesi gereken husus eğitim hakkının
kullanımına veya haktan yararlanılmasına kamu gücünün işlem, eylem veya ihmali
nedeniyle doğrudan bir müdahalenin söz konusu olup olmadığıdır. Eğer doğrudan
bir müdahalenin varlığı tespit edilirse bu müdahalenin Anayasa'nın 13. ve 42.
maddelerinde öngörülen şartlara uygun olup olmadığı değerlendirilmeli; bu
çerçevede müdahalenin hukuki dayanağının ve meşru bir amacının olup olmadığı
ile ölçülü ve demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığı hususların
tartışılarak ihlal iddiası hakkında bir sonuca varılması gerekir (Ünal Yıldırım, B. No: 2013/6776,
5/11/2014, § 40).
26. Başvurucu, Ege Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu
Tekstil Bölümündeki eğitiminin devam ettiği dönemde öğrenim kredisi ve katkı kredisi
almakta iken kredisinin karşılıksız bursa dönüştürülmesini talep etmiştir.
Genel Müdürlük kredi alan bir öğrencinin sosyal durumunda sonradan meydana
gelen değişiklik sebebi ile kredisinin bursa dönüştürülmesinin mümkün
olmadığını belirtilerek talebin reddine karar vermiştir. Başvurucu kredisinin
bursa dönüştürülmemesi nedeniyle eğitimine devam edemediğini iddia etmediği
gibi anılan ret kararı nedeniyle eğitim hakkının nasıl engellendiğine ilişkin
bir açıklamada da bulunmamıştır. Sonuç itibarıyla başvurucu hakkında tesis
edilen işlem ile başvurucunun eğitim hakkını kullanmasına kamu gücünün işlem,
eylem veya ihmali nedeniyle doğrudan bir müdahalenin söz konusu olmadığı
anlaşılmaktadır.
27. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun eğitim hakkının ihlali iddialarına
ilişkin olarak doğrudan bir müdahalenin olmadığı açık olduğundan, başvurunun bu
kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Eşitlik İlkesinin,
Mülkiyet ve Adil Yargılanma Haklarının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
28. Başvurucu Kanun'un emredici hükmüne, kendisi ile aynı
durumda olanlara karşılıksız burs verilmesine rağmen burs talebinin reddedilmesi
nedeniyle eşitlik ilkesinin; başvurusunun ve davasının reddi sonucunda burs
imkânından yoksun kalması, karşılıksız burs yerine aldığı krediden dolayı borç
altına girmesi nedeniyle mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal
edildiğini iddia etmiştir.
2. Değerlendirme
29. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı
fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 64.
maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği,
başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün
içinde bireysel başvuru yapılması gerekir (Yasin
Yaman, B. No: 2012/1075, 12/2/2013, §§ 18, 19). Başvurucunun başvuru
formunda değinmediği şikâyetler açısından otuz günlük süre koşulu işlemeye
devam eder (Seyithan Akkuş, B.
No: 2013/4267, 24/2/2016, § 29).
30. Başvuru konusu olayda başvuru hakkındaki Bakanlık görüşü
başvurucuya tebliğ edilmiş; başvurucu, 14/4/2015 tarihli dilekçesi ile
Bakanlığın görüşüne beyanda bulunmuştur. Başvurucunun bu dilekçede, başvuru
formunda yer almamakla birlikte yeni iddialarda (bkz. § 32) bulunduğu tespit
edilmiştir.
31. Başvurucu tarafından 11/9/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunulduktan sonra otuz günlük başvuru süresinin dolması akabinde 14/4/2015
tarihinde Mahkemeye sunulan dilekçede, ileri sürülen argümanların başvuru
formunda sunulanlardan farklı olduğu ve sonraki dilekçede ihlal iddialarının
genişletildiği anlaşılmıştır. Süresi içinde dile getirilmeyen bu iddiaların
haklı bir mazeret nedeniyle ileri sürülemediğine dair herhangi bir beyanda da
bulunulmadığı tespit edildiğinden başvurucunun iddialarının incelenmesi mümkün
değildir.
32. Açıklanan nedenlerle, eşitlik ilkesinin, mülkiyet ve adil
yargılanma haklarının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların otuz günlük başvuru
süresi geçtikten sonra ileri sürüldüğü anlaşıldığından anılan iddiaların diğer
kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Eğitim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Eşitlik ilkesinin, mülkiyet ve adil yargılanma haklarının
ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
23/3/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.