TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İBRAHİM MERCAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/1513)
|
|
Karar Tarihi: 23/3/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Aydın ŞİMŞEK
|
Başvurucu
|
:
|
İbrahim
MERCAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Servet
ÖZEN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, tutukluluğun makul süreyi aşması nedeniyle kişi
hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 4/2/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından, başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve
bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen başvuru hakkında görüş sunulmayacağını
bildirmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK mülga
250. maddeyle görevli bölümü) yürütülen bir soruşturma kapsamında 21/11/2011
tarihinde gözaltına alınmış ve Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin(CMK mülga
250. maddeyle görevli) 25/11/2011 tarihli kararı ile silahlı terör örgütü üyesi
olma suçundan tutuklanmıştır.
9. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 5/4/2012 tarihli
iddianamesi ile başvurucunun "terör örgütünün faaliyetlerini düzenlemek
suretiyle örgütü yönetme, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri
düzenleme, yönetme ve bunların hareketlerine katılma" suçlarını
işlediğinden bahisle cezalandırılması istemiyle aynı yer ağır ceza mahkemesinde
kamu davası açılmıştır.
10. Dava, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK mülga 250.
maddeyle görevli) E.2012/198 sayılı dosya üzerinden başvurucu yönünden tutuklu
olarak görülmüştür.
11. Başvurucu 20/1/2014 tarihinde, tahliyesine karar verilmesi
talebiyle Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesine müdafii
aracılığıyla başvurmuş; anılan Mahkeme 21/1/2014 tarihli kararı ile
başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir.
12. Başvurucu kararı 21/1/2014 tarihinde öğrendiğini
bildirmiştir.
13. Başvuru formu ve eklerinde, Diyarbakır 5. Ağır Ceza
Mahkemesinin 21/1/2014 tarihli tutukluluğun devamı kararına karşı itiraz yoluna
gidildiğine dair bilgi ve/veya belge sunulmamıştır.
14. UYAP üzerinden yapılan incelemede başvurucunun Diyarbakır 5.
Ağır Ceza Mahkemesinin E.2012/198 sayılı dosyası ile yürütülen yargılama
kapsamında, hakkında verilen tutukluluğun devamı kararlarına karşı bireysel
başvuruda bulunduğu tarihten önce itiraz ettiğine dair bir kayda
rastlanmamıştır. Ayrıca başvurucunun da bu yönde bir iddiası bulunmamaktadır.
15. Başvurucu 4/2/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
16. 21/2/2014 tarihli ve 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza
Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 1.
maddesi ile CMK mülga 250. maddeyle görevlendirilen ağır ceza mahkemelerinin
kaldırılması üzerine Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/3/2014 tarihli
kararı ile dosya, Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesine devredilmiştir.
17. Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi, E.2014/191 sayılı dosya
üzerinden 4/4/2014 tarihinde yaptığı tensip incelemesinde başvurucunun
tahliyesine karar vermiştir. Başvurucu, aynı gün serbest bırakılmıştır.
18. Dava, bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla ilk
derece mahkemesinde derdesttir.
IV. İLGİLİ HUKUK
19. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Tutuklama kararı" kenar
başlıklı 101. maddesinin (1), (2) ve (5) numaralı fıkraları şöyledir:
"(1) Soruşturma evresinde şüphelinin
tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi
tarafından, kovuşturma evresinde sanığın tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının
istemi üzerine veya re'sen mahkemece karar verilir.
Bu istemlerde mutlaka gerekçe gösterilir ve adlî kontrol uygulamasının yetersiz
kalacağını belirten hukukî ve fiilî nedenlere yer verilir.
(2) (Değişik: 2/7/2012-6352/97 md.) Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki
bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda;
a) Kuvvetli suç şüphesini,
b) Tutuklama nedenlerinin varlığını,
c) Tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu,
gösteren deliller somut olgularla
gerekçelendirilerek açıkça gösterilir. Kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü
olarak bildirilir, ayrıca bir örneği yazılmak suretiyle kendilerine verilir ve
bu husus kararda belirtilir.
...
(5) Bu madde ile 100 üncü madde gereğince
verilen kararlara itiraz edilebilir."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
20. Mahkemenin 23/3/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
21. Başvurucu, yargılandığı davada tahliye taleplerinin sürekli
olarak matbu gerekçelerle reddedildiğini, iki yılı aşkın bir süredir devam
ettirilen tutukluluğun makul süreyi aştığını belirterek Anayasa'nın 19.
maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüş; hak ihlali tespitiyle birlikte tazminat talebinde
bulunmuştur.
B. Değerlendirme
22. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi
şöyledir:
"Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun
yollarının tüketilmiş olması şarttır."
23. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45.
maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem,
eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının
tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."
24. Yukarıda belirtilen Anayasa ve Kanun hükümleri gereğince
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece
mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir
kanun yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincillik niteliği gereği Anayasa
Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun
yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403,
26/3/2013, § 17).
25. Somut olayda başvurucu tarafından başvuru formuna ek olarak
sunulan ve ihlal iddiasına dayanak olarak gösterilen Diyarbakır 5. Ağır Ceza
Mahkemesinin 21/1/2014 tarihli kararı ile dosya üzerinden yapılan inceleme
sonucunda, başvurucunun tahliye talebi kabul edilmemiş ve tutukluluk hâlinin
devamına karar verilmiştir. 5271 sayılı Kanun'un 101. maddesinin (5) numaralı
fıkrası uyarınca anılan karara karşı itiraz yolu açık olup (bkz. § 19) bu husus
kararda da ifade edilmiştir.
26. Başvurucu tarafından tutukluluğun devamına ilişkin bu karara
itiraz edilmeden bireysel başvuruda bulunulduğu görülmektedir (bkz. § 13).
27. Tüketilmesi gereken başvuru yollarının ulaşılabilir olmaları
yanında, telafi kabiliyetini haiz olmaları ve tüketildiklerinde başvurucunun
şikâyetlerini gidermede makul başarı şansı tanımaları gerekir. Dolayısıyla
mevzuatta bu yollara yer verilmesi tek başına yeterli olmayıp uygulamada da
etkili olduklarının gösterilmesi ya da en azından etkili olmadıklarının
kanıtlanmamış olması gerekir (Ramazan Aras,
B. No: 2012/239, 2/7/2013, § 29). Özellikle daha önce birçok kez tutukluluğun
devamı kararlarına itiraz edilmiş ve sonuç alınamamışsa somut olayın koşulları
gözetilerek en son verilen tutukluluğun devamı kararına itiraz edilmediği,
dolayısıyla başvuru yollarının tüketilmediği gerekçesiyle başvurunun
reddedilmemesi de mümkündür (Serdar Ziriğ, B. No: 2013/7766, 2/7/2015, § 27).
28. Başvuru konusu olay dikkate alındığında, bireysel başvuruda
bulununcaya kadar, yargılamayı yapan Mahkemece verilen tutukluluğun devamı
kararlarından birine karşı itiraz yoluna gittiği tespit edilemeyen başvurucu
yönünden (bkz. § 14), başvuru yollarının tüketilmesi kuralına istisna
tanınmasını gerektiren bir durumun olmadığı görülmektedir.
29. Açıklanan nedenlerle yargısal başvuru yolları tüketilmeden bireysel
başvuru yapıldığı anlaşıldığından, başvurunun başvuru
yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna
karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun, başvuru
yollarının tüketilmemiş olması
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
23/3/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.