TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
FADİME ÇETİNKAYA BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası:2014/15793)
|
|
Karar Tarihi: 20/4/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
İsmail Emrah
PERDECİOĞLU
|
Başvurucu
|
:
|
Fadime
ÇETİNKAYA
|
Vekili
|
:
|
Av. Lale
İNCESU
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kamu kurum ve kuruluşları aleyhine verilmiş,
ekonomik değere ilişkin ve icra edilebilir bir yargı kararının uzun süre icra
edilmemesi ve taşınmaza kamulaştırmasız el atılması nedenleriyle mahkemeye
erişim hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 9/10/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
8. Başvurucu tarafından 21/7/2011 tarihinde Ankara 2. Asliye
Hukuk Mahkemesinde Ankara Valiliği aleyhine açılan kamulaştırmasız el atma
nedeniyle tazminat davasında 11/4/2012 tarihli karar ile 106.500 TL tazminatın
dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte başvurucuya
ödenmesine hükmedilmiş, bu karar Yargıtay 5. Hukuk Dairesince 11/3/2013
tarihinde onanmış, karar düzeltme yoluna başvurulmaması üzerine ilk derece
mahkemesi kararı 6/5/2013 tarihinde kesinleşmiştir. Onama ilamı başvurucuya
19/4/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
9. Başvurucu, Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen
kararı uyarınca kendisine ilgili idare tarafından30/9/2014 tarihinde ödemenin
yapıldığını belirtmiş, ödemeye ilişkin belgeyi bireysel başvuru dosyasına
sunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
10. Mahkemenin 20/4/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Mahkemeye Erişim Hakkı
ve Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
11. Başvurucu, ilgili idare aleyhine verilmiş, ekonomik değere
ilişkin ve icra edilebilir yargı kararının uzun süre icra edilmemesi nedeniyle
maddi sıkıntı içinde kaldığını, banka kredisi kullanmak durumunda kalarak mağduriyet
yaşadığını belirterek mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeninin de bulunmadığı anlaşılan
mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
13. Kamu kurum ve kuruluşları aleyhine verilmiş, icra edilebilir
bir yargı kararının hiç icra edilmemesi ya da icranın makul süre içinde
yapılmaması, kararın verildiği yargılamada sağlanmış olan mahkemeye erişim
hakkı dâhil adil yargılanma hakkı güvencelerini anlamsız hâle getirir.
Dolayısıyla böyle bir durum mahkemeye erişim hakkının ihlali sonucunu doğurur (Kenan Yıldırım ve Turan Yıldırım, B.
No:2013/711, 3/4/2014, §§ 37-54).
14. Öte yandan mahkeme kararına dayanan icra edilebilir bir
alacak, mülkiyet hakkı kapsamında korunan ekonomik bir değer ifade eder. Kamu
kurum ve kuruluşları aleyhine hükmedilmiş böyle bir alacağın hiç ödenmemesi ya
da ödenmesinin uzun sürmesi suretiyle oluşan belirsizlik, mülkiyet hakkının
ihlaline neden olur (Kenan Yıldırım ve Turan Yıldırım, §§ 55-75).
15. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararları dikkate alındığında somut olayda yukarıda belirtilen
nitelikteki yargı kararının kesinleşmesinin üzerinden yaklaşık 1 yıl 5 ay geçtikten
sonra icra edilmiş olması nedeniyle mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet
hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmalıdır.
16. Açıklanan gerekçelerle, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan mahkemeye erişim hakkı ile Anayasa’nın 35. maddesinde güvence
altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
B. Kamulaştırmasız El
Atma Nedeniyle Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
17. Başvurucu taşınmazına kamulaştırma usulüne uyulmadan el
atıldığını belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
18. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı
fıkrası gereği bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği, başvuru
yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde
yapılması gerekir.
19. Somut olayda başvurucunun Ankara 2. Asliye Hukuk
Mahkemesinde açtığı kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davasına
ilişkin nihai kararın, Yargıtay 5. Hukuk Dairesince temyiz istemi üzerine
11/3/2013 tarihinde verildiği ve şikâyete ilişkin başvuru yolunun tükendiği,
11/3/2013 tarihli ilamın ise başvurucuya 19/4/2013 tarihinde tebliğ edildiği
(bkz.§ 8), bu durumda söz konusu şikâyet için otuz günlük süre geçtikten sonra
9/10/2014 tarihinde başvuru yapıldığı anlaşılmıştır.
20. Açıklanan nedenle başvurunun bu kısmının, diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
21. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
22. Başvurucu, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
23. Somut olayda mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının
ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
24. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvurucuya net 3.600 TL manevi tazminat ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
25. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için
başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal
arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucunun bu konuda herhangi bir belge
sunmamış olması nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi
gerekir.
26. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin
başvuruculara müşterek olarak ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının ihlali
iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Kamulaştırmasız el atma nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal
edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye
erişim hakkı ile Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet
hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 3.600 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE,
20/4/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.