TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ZÜBEYDE ÇAÇAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU (2)
|
(Başvuru Numarası: 2014/1589)
|
|
Karar Tarihi: 8/9/2014
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Murat AZAKLI
|
Başvurucular
|
:
|
1. Zübeyde ÇAÇAN
|
|
|
2. Mehmet Veysi SOLHAN
|
|
|
3. Gülizar SOLHAN
|
|
|
4. Ramazan SOLHAN
|
|
|
5. Bubo SOLHAN
|
|
|
6. Ömer SOLHAN
|
|
|
7. Hamit SOLHAN
|
|
|
8. Mehmet Emin SOLHAN
|
|
|
9. Tacettin SOLHAN
|
|
|
10. Abdi SOLHAN
|
|
|
11. Zeyni SOLHAN
|
|
|
12. Kadriye SOLHAN
|
|
|
13. Veysi SOLHAN
|
|
|
14. Ümit SOLHAN
|
|
|
15. Nuran SOLHAN
|
|
|
16. Necmettin SOLHAN
|
|
|
17. Ayno SOLHAN
|
|
|
18. Abdurrahman SOLHAN
|
|
|
19. Abdulkadir SOLHAN
|
|
|
20. Tacettin SOLHAN
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Seher GELERİ
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular,
murisleri tarafından 1/1/1965 tarihinde Kızıltepe Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro
tespitine itiraz davasında makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek,
mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler, tazminat talep etmişlerdir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 7/2/2014 tarihinde
Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede
başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca, kabul edilebilirlik incelemesi
Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar
verilmiştir.
4. Bölüm
tarafından 2/5/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin
birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve
olgular ile başvurunun bir örneği, görüş için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 21/5/2014 tarihli yazısında, Anayasa
Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen,
başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile
başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar
özetle şöyledir:
7. Mardin ili Kızıltepe ilçesi İkikuyu
köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 1 ilâ 15 numaralı parseller
arasındaki taşınmazlar Maliye Hazinesi adına tespit edilmiştir.
8. Başvurucuların murisleri ve arkadaşları, 1/1/1965
tarihinde, Kızıltepe Kadastro Mahkemesinde Maliye Hazinesi aleyhine açtıkları
kadastro tespitine itiraz davasında, kadastro tespitinin iptali ile
taşınmazların kısmen adlarına tescilini talep etmişlerdir.
9. Mahkemece, 13/4/2011 tarih ve E.1965/70, K.2011/4 sayılı
kararla davanın kısmen kabulüne, taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali
ile kısmen davacılar ve mirasçıları adlarına tapuya tesciline karar
verilmiştir.
10. Kararın temyizi üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin
26/11/2013 tarih ve E.2013/9357, K.2013/11399 sayılı ilamıyla; bir kısım
davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin araştırılması için dosyanın Mahkemesine
geri çevrilmesine karar verilmiştir.
11. Eksik hususların tamamlanmasından sonra, davalının
temyizi üzerine dosya Yargıtaya gönderilmiş olup,
temyiz incelemesi devam etmektedir.
B. İlgili
Hukuk
12. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’nun 30. maddesi, 21/6/1987 tarih ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 25.,
27., 28., 29., 30., 32. ve 36. maddeleri.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
13. Mahkemenin 8/9/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 7/2/2014 tarih ve 2014/1589 numaralı bireysel başvuruları
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
14. Başvurucular, murisleri tarafından Maliye Hazinesi
aleyhine, 1/1/1965 tarihinde Kızıltepe Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro
tespitine itiraz davasının makul sürede sonuçlanmadığını, kararın henüz
kesinleşmediğini, taşınmazı bu sürede kullanamadıklarını belirterek, mülkiyet
ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
15. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
16. Başvurucular, tarafı oldukları kadastro tespitine itiraz
davasının makul sürede sonuçlanmadığını belirterek, mülkiyet ve adil yargılanma
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
17. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin metni ile Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının
somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer
verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de
Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı bir çok kararında, ilgili
hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle,
gerek Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan gerek AİHM içtihadıyla adil
yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara, Anayasa’nın 36.
maddesi kapsamında yer vermektedir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 38). Bu
doğrultuda, makul sürede yargılanma hakkı da adil yargılanma hakkının
kapsamında değerlendirilmektedir.
18. Anayasa’nın 36. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi’nin 6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin
uyuşmazlıkların makul sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu
olayda, taşınmaz mülkiyeti hakkında Kızıltepe Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro
tespitine itiraz davasında, 3402 ve 6100 sayılı Kanun’larda
yer alan usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni
hak ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No:
2012/13, 2/7/2013, § 49).
19. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
20. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak,
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka
bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, bu tarih somut başvuru açısından
1/1/1965 tarihidir.
21. Başvuruya konu dava, bir kısım başvurucuların miras
bırakanlarından intikalle takip etmekte oldukları bir uyuşmazlık olup, bu
yönüyle makul süre değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin
başlangıç anı, mirasçıların yargılamaya katıldıkları an değil, somut olayda
muris açısından değerlendirmeye esas alınan sürenin başlangıç anıdır (B. No:
2013/1115, 5/12/2013, § 51).
22. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden
yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını
içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi
olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı bireysel
başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
23. Başvuruya konu yargılama
sürecinin incelenmesinde, 1/1/1965 tarihinde Kızıltepe Kadastro Mahkemesinde
açılan ve muhtelif taşınmazları konu alan tespite itiraz davasında yapılan
yargılama sonunda 13/4/2011 tarihinde karar verildiği, kararın henüz
kesinleşmediği, Mahkemece çoğu defa keşif ara kararlarının farklı nedenlerle
yerine getirilmediği, taraflardan vefat edenlerin olması nedeniyle tekrar taraf
teşkili sağlanmaya çalışıldığı, birçok defa dosyanın incelemeye alındığı ve bu
uygulamanın davada yer alan taraf sayısı da nazara alındığında yargılamanın
uzaması üzerinde baskın bir etkiye sahip olduğu anlaşılmaktadır.
24. Kadastro mahkemesi
nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha
önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından,
özellikle 3402 sayılı Kanun’da yer alan ve yargılamada sürati temin etmeye
hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak
makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde kararlar verilmiştir
(B. No: 2012/12, 17/9/2013, §§ 38-62; B. No: 2013/1115, 5/12/2013, §§ 39-67; 2012/673, 19/12/2013, §§ 21-43).
25. Başvuruya konu davada yer
alan kişi sayısı ve davanın mahiyeti nedeniyle icrası gereken usul işlemlerinin
niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık olduğunu ortaya koymakla
birlikte, davaya bütün olarak bakıldığında, 3402 sayılı Kanun’da yer alan usul
hükümlerine tabi bir yargılama sürecine ilişkin somut başvuru açısından farklı
bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve yaklaşık elli yıllık
yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
26. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların
Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma
haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
27. Başvurucular ayrıca, uzun
süren yargılama nedeniyle taşınmazdan yararlanamadıkları gibi taşınmazdan
sağlanan gelir desteğinden de mahrum kaldıklarını belirterek, Anayasa’nın 35.
maddesinde tanımlanan mülkiyet haklarının ihlal edildiğini iddia etmiş olup,
başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönünde
yukarıda yer verilen tespitler ışığında, mülkiyet haklarının ihlal edildiği
yönündeki iddialarının ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
28. Başvurucular, taşınmazlarını
uzun süren yargılama boyunca kullanamadıklarını ve gelirlerinden istifade
edemediklerini belirterek, maruz kaldıkları maddi zararların tazmin edilmesini
ve her bir başvuru lehine 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep
etmişlerdir.
29. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar” kenar
başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine
tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu
gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
30. Başvurucuların tarafı olduğu
uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık elli yıllık yargılama süresi nazara alındığında,
yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle
giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucu Bubo Solhan’a 24.900,00 TL, başvurucular Ahmet Solhan
mirasçıları Ömer Solhan, Tacettin Solhan, Mehmet Emin Solhan ve Hamit Solhan’a
ayrı ayrı 1.600,00 TL, başvurucular Nusrettin Solhan mirasçıları Kadriye Solhan,
Veysi Solhan, Ayno Solhan, Necmettin Solhan, Zeyni
Solhan, Abdi Solhan, Tacettin Solhan, Ümit Solhan, Nuran Solhan, Abdulkadir
Solhan ve Abdurrahman Solhan’a ayrı ayrı 250,00 TL, başvurucular Nurettin
Solhan mirasçıları Mehmet Veysi Solhan, Zübeyde Çaçan, Gülizar Solhan ve
Ramazan Solhan’a ayrı ayrı 500,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi
gerekir.
31. Başvurucular tarafından
maddi tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, tespit edilen ihlal ile
iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından,
başvurucuların maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
32. Başvurucular tarafından
yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin
başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
33. Başvuruya konu yargılamanın
yaklaşık elli yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını
ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir
yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların,
1.
Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği iddialarının KABUL EDİLEBİLİR
OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın
36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucu Bubo Solhan’a 24.900,00 TL,
başvurucular Ahmet Solhan mirasçıları Ömer Solhan, Tacettin Solhan, Mehmet Emin
Solhan ve Hamit Solhan’a ayrı ayrı 1.600,00 TL, başvurucular Nusrettin Solhan
mirasçıları Kadriye Solhan, Veysi Solhan, Ayno
Solhan, Necmettin Solhan, Zeyni Solhan, Abdi Solhan, Tacettin Solhan, Ümit
Solhan, Nuran Solhan, Abdulkadir Solhan ve Abdurrahman Solhan’a ayrı ayrı
250,00 TL, başvurucular Nurettin Solhan mirasçıları Mehmet Veysi Solhan,
Zübeyde Çaçan, Gülizar Solhan ve Ramazan Solhan’a ayrı ayrı 500,00 TL manevi
TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin
REDDİNE,
C. Başvurucular tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA
MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Hazinesine başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Kızıltepe Kadastro Mahkemesine
gönderilmesine,
8/9/2014
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.