TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
G.Y. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/16026)
|
|
Karar Tarihi: 5/10/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Derya ATAKUL
|
Başvurucu
|
:
|
G.Y.
|
Vekili
|
:
|
Av. Zeynep Sedef ÖZDOĞAN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, bazı İnternet siteleri ile bir sosyal medya
hesabında belediye üst düzey çalışanı hakkında yapılan haber ve yorumlara
erişimin engellenmesi talebinin Mahkemece kabul edilmemesi ve bu haber ile
yorumların İnternet ortamında yer almaya devam etmesi nedenleriyle şeref ve
itibarın korunması hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 1/10/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş sunmamıştır.
III. OLAY VE
OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu 1/10/2014 tarihli bireysel başvuru formunda
2008 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi işletmesi Grand Plazada işe
başladığını, aynı yıl Belediyenin halkla ilişkiler birimine geçtiğini
belirtmiştir. Başvuru formunda başvurucunun İzmir Büyükşehir Belediyesinin
tanıtım, iletişim, halkla ilişkiler işlerini yürüten İz Enerji ve Ünibel
Şirketlerinde çalıştığı; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'nın sosyal medya hesaplarının
kullanılmasında görev aldığı belirtilmiştir. Formda başvurucunun 2010 yılında
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Buca ilçe başkan yardımcısı seçildiği, daha sonra
da Konak belediye başkan adayının seçim çalışmalarında aktif görev üstlendiği
bilgilerine yer verilmiştir.
9. Gazeteci S.G., kendisine ait blogspot İnternet
sitesinde 28/6/2010 tarihinde Dede Zora Giriyor başlıklı bir yazı
paylaşmıştır. Anılan yazının başvurucu ile ilgili kısmı şöyledir:
"NOT
2: Grand Plaza eski Genel Müdürü, şimdilerin İzbelkom Genel Müdürü M. D.'nin
örgütlenmesi de dikkatimizi çekiyor. Öncelikle arkeolog oğlu büyükşehirde işe
başlamış. Kayınbiraderi V. S. ile kayınbiraderinin eşi G. Seyhan da Grand
Plaza’da. Arkadaşının kızı S. N. ile S. N.'nin eşi E. N. de Grand Plaza’da.
Yakın arkadaşı Personel Müdürü H. G.… H. G.'nin eşi A. G. ise Grand Plaza’da
halkla ilişkiler şefi… Ekmek fabrikası açılmadan üç ay önce işe alınan yine
arkadaşının oğlu L. Bey de Ekmek Fabrikası Personel Müdürlüğü’ne getirilmiş. M.
D.’nin oğlunun yakın arkadaşları da Grand Plaza’da iş bulmuş, çalışıyorlar.
Tabii bu ilişkileri en iyi anlatacak olan isim İşletmelerden Sorumlu Genel
Müdür Yardımcısı H. B.. H. B.'nin oğlu da büyükşehir çalışanı… Belediye değil,
aile şirketi gibi…"
10. www.gaze-temiz.com isimli İnternet haber
sitesinde Gazeteci S.G. tarafından kaleme alınan; 20/5/2013 tarihinde "Büyük
Şehrin Yeni Yıldızı", 24/5/2013 tarihinde G. Hanım Dava Açabilir,
25/5/2013 tarihinde Sabuktay G.'yi Savunuyor ve 26/5/2013 tarihinde Kocaoğlu
Yemeklere Şap Koydursun başlıklı haberler yayımlanmıştır. Anılan
haberlerden ikisinin başvurucu ile ilgili kısımları şöyledir:
"Büyük
Şehrin Yeni Yıldızı"
"Hikayenin
başında bu kez G.Y. var.Bu isim yabancı geldi mi size...
Aslında
M. D.'nin kayınbiraderinin eski eşi. V. S.'nin... Grand Plaza'da garson iken
tanışıp evlenmiş V. S., G.Y. ile... O evlilikte halkla ilişkiler birimine
geçmiş.
Bir
ay sonra da çift ayrılma kararı almış.
Genç
hanım bu kez İZENERJİ eski Genel Müdürü A. S. S.'nin asistanı olarak karşımıza
çıkıyor. A. S. S.'nin Ünibel Genel Müdürü olması ile birlikte lise mezunu bu
kızımız başarılarından ötürü Ünibel'in medya ve internet müdürü olur."
"Kocaoğlu
Yemeklere Şap Koydursun"
"Çok
merak ediyordum, son operasyonlar ile Aziz Kocaoğlu'nun çok güvendiği genel
sekreter yardımcısı S. B. neden İZSU'ya yine Aziz Kocaoğlu'nun Manisa'dan büyük
ümitlerle transfer ettiği Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı M. Ö. neden
APİKAM'a gitti diye.
Büyükşehir
üst düzeyinin yaptığı Avrupa seyahatleri geldi önüme.
Demek
ki Kocaoğlu, S. B. ile M. Ö.'nün aynı çatı altında olmalarını istememiş.
İşte
tam burada yukarıdaki başlığı okuyun.
Kültür
müdürü V. Ç. ... Tabii ki her müdürün bir sekreteri vardır. O da G. A. ...
Başlığa
dönünüz...
Sonra
Ünibel'in önemli şahsiyeti G.Y.i tanıdık.
Yine
başlığa dönünüz...
Kendini
genel sekreter olarak tanıtan ancak göreve yeniden dönerken üçlü kararname
gereği İçişleri Bakanlığı'ndan imza almaya gerek görmeyen P.Ş.G. olanlardan
haberdar mı? ..."
11. Gazeteci S.G. 14/2/2014 tarihinde Facebook hesabında "Bak
şimdi bu haber neden geldi aklıma?" şeklinde bir not yazmış ve yazının
altına, yukarıda yer verilen "Büyük Şehrin Yeni Yıldızı"
başlıklı haber linkini eklemiştir. Yine anılan gazeteci Facebook hesabında
başvurucu ile ilgili olarak "Durum vahim... G.y. konak adayı sema
hanımın danışmanı olmuş." şeklinde bir not paylaşmıştır.
12. Başvurucu; söz konusu haber ve yazıların gerçeği
yansıtmadığını, iftira ve hakaret içeren sözler nedeniyle kişilik haklarına
saldırı niteliği taşıdığını, bu nedenle şeref ve itibarının zedelendiğini ileri
sürerek İnternet içeriklerine erişimin engellenmesi talebinde bulunmuştur.
İzmir 2. Sulh Ceza Hâkimliği 20/8/2014 tarihli kararı ile erişimin engellenmesi
talebinin reddine karar vermiştir. Hâkimlik, gerekçeli kararında bir yazının
haber niteliğinin bulunması için taşıması gereken unsurları (gerçeklik,
güncellik, kamu yararı, biçim ile konu arasında fikri bağ) sıralamış, dava
konusu yazıların bu unsurları taşıdığını, yazılar arasında konu bütünlüğünün
olduğunu ve yayımlanmalarında kamu yararı bulunduğunu belirtmiştir.
13. Başvurucunun anılan karara itirazı İzmir 3. Sulh Ceza
Hâkimliğinin 27/8/2014 tarihli kararı ile reddedilmiştir.
14. Karar başvurucuya 1/9/2014 tarihinde tebliğ
edilmiştir. Başvurucu 1/10/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
15. Anayasa Mahkemesinin 3/3/2016 tarihli ve 2013/5653
numaralı N.B.B. Kararı.
V. İNCELEME VE
GEREKÇE
16. Mahkemenin 5/10/2017 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
17. Başvurucu, bir gazeteci tarafından kendisi hakkında www.gaze-temiz.com
isimli İnternet haber sitesinde yayımlanan haberler ile bu gazetecinin blogspot
İnternet sitesinde ve Facebook hesabında paylaştığı yazıların gerçeği
yansıtmadığını, iftira ve hakaret içeren sözler nedeniyle kişilik haklarına
saldırı niteliği taşıdığını iddia etmiştir. Başvurucu, İnternet içeriklerine
erişimin engellenmesi talebinin mahkemece reddedilmesi ile bu haber ve
yazıların İnternet ortamında yer almaya devam etmesi nedeniyle özel hayatın
gizliliği, şeref ve itibarın korunması ile adil yargılanma haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
18. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013,
§ 16). Başvurucu, hakkında yayımlanan haber ve yazıların İnternet ortamında yer
almaya devam etmesi nedeniyle kişilik haklarının zedelendiğinden şikâyet
etmektedir. Başvurucunun bu şikâyeti şeref ve itibarın korunması hakkı
kapsamında incelenmiştir.
19. Bireyin kişisel şeref ve itibarı, Anayasa’nın 17.
maddesinde yer alan “manevi varlık” kapsamında yer almaktadır. Devletin,
bireyin manevi varlığının bir parçası olan kişisel şeref ve itibara keyfî
olarak müdahale etmemek şeklinde negatif yükümlülüğü ve üçüncü kişilerin
saldırılarını önlemek şeklinde pozitif yükümlülüğü bulunmaktadır (Adnan
Oktar (3), B. No: 2013/1123, 2/10/2013, § 33). Şeref ve itibarı etkileyen
saldırılar veya basın ve yayın yolu ile yapılan yayınlara karşı bireyin
korunmaması hâlinde Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrası ihlal edilmiş
olabilir (Kadir Sağdıç [GK], B. No: 2013/6617, 8/4/2015, § 36; İlhan
Cihaner (2), B. No: 2013/5574, 30/6/2014, § 42).
20. Anayasa’nın “Düşünceyi açıklama ve yayma
hürriyeti” kenar başlıklı 26. maddesine göre herkes düşünce ve kanaatlerini
söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve
yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın
haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Anılan maddede
ifade özgürlüğünün kullanımında başvurulabilecek araçlar “söz, yazı, resim veya
başka yollar” olarak ifade edilmiş ve “başka yollar” ifadesiyle her türlü ifade
aracının anayasal koruma altında olduğu gösterilmiştir (Emin Aydın, B.
No: 2013/2602, 23/1/2014, § 43).
21. Haber ve fikirlerin iletilmesinde ve alınmasında
önemli bir işlev gören İnternet, Anayasa'nın 26. maddesinde düzenlenen ifade
özgürlüğünün güvencesi altındadır. Nitekim Anayasa Mahkemesi İnternet erişimine
yönelik bir müdahalenin ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi gerektiğini
kabul etmiştir (Yaman Akdeniz ve diğerleri, B. No: 2014/3986, 2/4/2014; Youtube
LLC Corporation Service Company ve diğerleri [GK], B. No: 2014/4705,
29/5/2014). Bu itibarla bir blogspot İnternet sitesinde ve Facebook gibi sosyal
medya hesaplarında paylaşılan fikirlerin de ifade özgürlüğü kapsamında
değerlendirileceği açıktır.
22. Anayasa Mahkemesi birçok kararında ifade özgürlüğünün
sadece düşünce ve fikirleri yayma özgürlüğünü değil haber ve fikirlere ulaşma
özgürlüğünü de kapsadığını vurgulamıştır (Emin Aydın, § 40; Kamuran
Reşit Bekir [GK], B. No: 2013/3614, 8/4/2015, § 34). İnternet üzerinde
arşiv oluşturma, aktüalitenin ve haberlerin saklanmasına ve erişilebilirliğine
büyük ölçüde hizmet etmektedir. Bu nitelikteki arşivler özellikle doğrudan
halkın erişimine açık ve genelde ücretsiz olmaları nedeniyle tarih eğitimi ve
araştırma faaliyetleri için kaynak sunmaktadır. Öte yandan demokratik bir
toplumda basının ilk işlevi olan "gözetleyici" rolünün bir sonucu da
arşivlerin halkın erişimine sunulmasıdır. Bu nedenle İnternet'te tutulan
arşivlerin, ifade ve basın özgürlükleri kapsamında olduğu açıktır. Dolayısıyla
İnternet'te yayımlanan ve gazetecilik faaliyeti kapsamında kabul edilen bir
haber arşivinin yayından kaldırılması basın özgürlüğüne yönelik bir müdahale
teşkil edebilir (N.B.B., B. No: 2013/5653, 3/3/2016, § 61).
23. Başvuru konusu olayda başvurucu hakkında yapılan
haberler www.gaze-temiz.com isimli İnternet sitesinde yayımlanmıştır. Bahsi
geçen İnternet sitesi ağırlıklı olarak İzmir ili ve bağlı ilçelerine ilişkin
siyasi, ekonomik ve güncel konularda haber yapan bir sitedir. Bu bağlamda
geleneksel gazeteciliğe yakınlığı ile "gözetleyicilik" görevini
yerine getirdiği değerlendirilebilir. Dolayısıyla anılan haber arşivi sitesinin
basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi mümkündür.
24. İfade özgürlüğü ile onu tamamlayan ve ifade
özgürlüğünün kullanılmasını sağlayan basın özgürlüğü, Anayasa'da yer alan temel
hak ve özgürlükleri sınırlama rejimine tabidir. Anayasa'nın 26., 27. ve
28. maddelerinde sayılan sınırlandırmalardan biri, "başkalarının
şöhret veya haklarının, özel veya aile hayatlarının" korunmasıdır (Kadir
Sağdıç, § 55; İlhan Cihaner (2), § 62). Öte yandan "başkalarının
şöhret veya haklarının, özel veya aile hayatlarının" korunması bağlamında
şeref ve itibarın korunması hakkının etki alanını genişletmenin ifade ve basın
özgürlüklerinin ihlali sonucunu doğurabileceği hatırda tutulmalıdır.
25. Bu sebeple Anayasa'nın 17. maddesinin birinci
fıkrasında koruma altına alınan şeref ve itibarın korunmasını isteme hakkı ile
başvuruya konu blogspot İnternet sitesi ve sosyal medya hesabının Anayasa'nın
26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü ile İnternet haber
arşivinin Anayasa'nın 28. maddesinde güvence altına alınan basın özgürlüğü ve
bu özgürlükle bağlantılı olarak Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına
alınan ifade özgürlüğü arasında Anayasa Mahkemesi içtihadında ortaya konulan
kriterlere uygun şekilde bir denge kurulması gerekmektedir. İnternet ortamının
sağladığı ulaşılabilirlik, yaygınlık, haber ve fikirlerin depolanmasındaki ve
muhafazasındaki kolaylık dikkate alındığında yayımlandığı tarihte belirli
ağırlık eşiğini aşmayan veya kişinin kendi eylemlerinden kaynaklanan haber ve
yazıların İnternet ortamında uzun süre erişilebilir kalması kişilerin şeref ve
itibarını zedeleyebilir (N.B.B., § 37).
26. Anayasa Mahkemesi, 3/3/2016 tarihli ve 2013/5653
numaralı N.B.B. başvurusunda İnternet'in etkin olarak kullanmasıyla beraber
ifade ve basın özgürlükleri ile şeref ve itibarın korunması arasındaki dengenin
ilki lehine bozulduğunu, bu dengenin tekrar kurulabilmesinin şeref ve itibar
yönünden bireylerin unutulma hakkının kabul edilmesi ile mümkün olabileceğini
belirtmiştir (N.B.B., § 46).
27. Anayasa Mahkemesi, bahsi geçen başvuruda unutulma
hakkının Anayasal dayanaklarına yer vererek devletin bireye geçmişte
yaşadıklarının başkaları tarafından öğrenilmesi engellenerek “yeni bir sayfa
açma” olanağı verme hususunda bir sorumluluğu olduğunu, dolayısıyla unutulma
hakkının kişilerin manevi varlıklarını geliştirmelerine bir fırsat vermek
açısından devletin pozitif yükümlülüğünün bir sonucu olduğunu ortaya koymuştur
(N.B.B., §§ 47-49).
28. Bununla birlikte Mahkeme, unutulma hakkının İnternet
üzerindeki her türlü haber veya yazı yönünden uygulanmasını beklemenin mümkün
olmadığını, özellikle basın özgürlüğü temelinde gazete arşivinin
araştırmacılar, hukukçular veya tarihçiler için önem taşıyan veriler olduğunu
belirtmiştir. Unutulma hakkı, İnternet ortamında haber arşivini koruma altına
alan basın özgürlüğünün ve halkın haber ve fikirlere ulaşma özgürlüğünün özüne
dokunmayacak ve aynı zamanda hak sahibinin çıkarlarını koruyacak şekilde
kullanılmalıdır. Mahkeme, İnternet ortamındaki bir haber veya yazının unutulma
hakkı kapsamında İnternet'ten çıkarılabilmesi için yayının içeriği, yayında
kaldığı süre, güncelliğini yitirme, tarihsel bir veri olarak kabul edilememe,
kamu yararına katkısı (toplumsal açıdan haberin değeri, haberin geleceğe ışık
tutan niteliği) haber veya yazıya konu kişinin siyasetçi veya ünlü olup
olmadığı, haber veya yazının konusu, bu bağlamda haber ya da yazının olgusal
gerçekler veya değer yargısı içerip içermediği, halkın ilgili veriye yönelik
ilgisi gibi hususların somut olay açısından incelenmesi gerekliliğini ortaya
koymuştur (N.B.B., § 50).
29. Somut olayda başvurucunun şikâyetine konu olan haber
ve yazılar 28/6/2010 ile 14/2/2014 tarihleri arasında yayımlanmış ve arşiv
niteliğindedir. Haber ve yazılar genel olarak başvurucunun İzmir Büyükşehir
Belediyesi bünyesinde aldığı görevler ve siyasi yaşamı ile bağlantılıdır. Söz
konusu haber ve yazılarda; Belediye bünyesindeki şirketlerde yürüttüğü idari
görevlerin ardından 2010 yılında CHP Buca ilçe başkan yardımcısı
seçilmiş, başkan yardımcılığı görevinin sonrasında da aktif olarak siyasi
yaşamın içinde bulunmuş olan başvurucuya ilişkin eleştirel nitelikte ifadeler
yer almaktadır. Haberlerin başlıkları ile içerikleri incelendiğinde amacın
kamuoyunun ilgisine matuf, CHP Buca ilçe başkan yardımcılığı görevini icra
etmiş ve haber ile yazıların yayımlandığı dönemde aktif olarak siyasi yaşamın
içinde bulunan başvurucu hakkında kamuoyunu bilgilendirmek olduğu
görülmektedir.
30. Başvurucu, kendisi hakkında yayımlanan ilk yazıdan 4
yıl 1 ay, son yazıdan da 6 ay sonra 19/8/2014 tarihinde haber ve yazı
içeriklerine erişimin engellenmesi talebiyle İzmir 2. Sulh Ceza Hâkimliğine
başvuruda bulunmuştur. Hâkimlik, başvurucunun şeref ve itibarının korunması ile
kamu yararı bağlamında yaptığı değerlendirme neticesinde söz konusu yayınların
basın özgürlüğü kapsamında kaldığını belirterek (bkz. § 12) 20/8/2014 tarihli
kararı ile talebin reddine karar vermiştir. Başvurucunun anılan karara itirazı
da İzmir 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 27/8/2014 tarihli kararı ile reddedilmiştir.
31. Başvuru tarihi itibarıyla söz konusu haber ve
yazılardan ilkinin yayın tarihi olan 28/6/2010 tarihi üzerinden 4 yıl 3 ay, son
yazının yayın tarihi olan 14/2/2014 tarihi üzerinden ise 7 aylık bir süre
geçmiştir. Bu süreler ile hakkında haber yapılan kişinin kimliği de dikkate
alındığında haberin güncelliğini ve kamuoyu ilgisini yitirdiği söylenemez. Bu
bağlamda haberin konusu, içeriği ve ilk yayın tarihi üzerinden geçen süre
gözönünde bulundurulduğunda toplumsal açıdan, haber ve yazıların arşivde
kolaylıkla ulaşılabilir kılınması için gerekli haber ve bilgilendirme değerinin
devam ettiği, bu bağlamda unutulma hakkı kapsamında değerlendirilmeyi zorunlu
kılacak şartların oluşmadığı belirlenmiştir. Sonuç olarak ifade ve basın
özgürlükleri ile birlikte halkın haber alma ve bilgiye ulaşma hakkı birlikte
değerlendirildiğinde başvuru konusu olayda ifade ve basın özgürlükleri ile
kişinin manevi bütünlüğünün korunması hakkı arasında adil bir dengenin
kurulduğu, derece mahkemesinin takdir yetkisine müdahale etmeyi gerekli kılacak
bir durumun bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
32. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Şeref ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
BIRAKILMASINA 5/10/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.