logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ali Açığ [1.B.], B. No: 2014/16467, 9/11/2017, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ALİ AÇIĞ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/16467)

 

Karar Tarihi: 9/11/2017

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Tuğçe TAKCI

Başvurucu

:

Ali AÇIĞ

Vekili

:

Av. Gürsel ALDEMİR

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; ceza davasında çelişkili bilirkişi raporu dikkate alınarak ve başvurucunun duruşmada hazır bulunulmasına imkân verilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi, yargılamaya katılan hâkim ve savcıların taraflı davranması ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 17/10/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden ulaşılan bilgi ve belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucu hakkında Kiğı Cumhuriyet Başsavcılığının 10/2/2009 tarihli iddianamesiyle iştirak hâlinde edimin ifasına fesat karıştırmak suçundan dava açılmıştır.

7. Kiğı Asliye Ceza Mahkemesi 29/7/2010 tarihli kararıyla başvurucunun iştirak hâlinde edimin ifasına fesat karıştırmak suçundan mahkûmiyetine karar vermiştir.

8. Yargıtay (Yargıtay) 5. Ceza Dairesi 3/10/2013 tarihli kararıyla kararı onamıştır.

9. Başvurucu, nihai kararı kendisine infaz için tebligat yapıldığı 22/9/2014 tarihinde öğrendiğini beyan etmiştir.

10. Başvurucu 17/10/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

11. Mahkemenin 9/11/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

12. Başvurucu; yargılama aşamalarında üretici firmanın bilgisine başvurulmadan, eksik soruşturmaya dayalı olarak, çelişkili bilgiler içeren bilirkişi raporuna itibar edilerek mahkûmiyet kararı verildiğini iddia etmiştir. Ayrıca ceza kanununda yapılan değişiklik gözetilmeden kararın Yargıtayca onandığını, yargılamaya katılan hâkim ve savcıların çeşitli nedenlerle taraflı davrandıklarını, Kandıra'da yaşaması nedeniyle yargılama süresince yalnızca bir duruşmaya katılabildiğini ve yargılamanın uzun sürdüğünü belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu, bu nedenlerle yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme

13. Bireysel başvurunun süre koşuluna bağlanmasıyla başvuruculara bireysel başvuruda bulunmak için imkân tanımanın yanında hukuki belirlilik de sağlanmaktadır. Dolayısıyla dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin öngörülmesi -bu süreler dava açmayı imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça- hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve mahkemeye erişim hakkına aykırı değildir (Remzi Durmaz, B. No: 2013/1718, 2/10/2013, § 27).

14. Bireysel başvuruların 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir. Anılan düzenlemelerde başvuru yolu öngörülen durumlarda bireysel başvuru süresinin başlangıcına ilişkin olarak "başvuru yollarının tüketildiği" tarihten söz edilmekte ise de haberdar olunmayan bir hususta başvuru yapılamayacağı dikkate alınarak bu ibarenin "nihai kararın gerekçesinin öğrenilebildiği" tarih olarak anlaşılması gerekir. Bu öğrenme, somut olayın özelliklerine göre farklı şekillerde gerçekleşebilir.

15. Bireysel başvuru süresi bakımından "nihai kararın gerekçesinin tebliği" öğrenme şekillerinden biridir (Mehmet Ali Kurtuldu, B. No: 2013/5504, 28/5/2014, § 27). Ancak öğrenme, gerekçeli kararın tebliği ile sınırlı olarak gerçekleşmez; başka şekillerde de öğrenme söz konusu olabilir. Bu kapsamda nihai kararın gerekçesinin "dosyadan suret alınması" gibi hâllerde öğrenilmesi de mümkündür. Başvurucuların nihai kararın gerekçesini "öğrendiklerini beyan ettikleri tarih" de bireysel başvuru süresinin başlangıcı olarak ele alınabilir (İlyas Türedi, B. No: 2013/1267, 13/6/2013, §§ 21, 22).

16. Nihai kararın gerekçesinin öğrenilemediği veya nihai kararın sonucunun öğrenilip gerekçesinin kesin olarak öğrenilme imkânının elde edilemediği hâllerde başvuru süresinin hangi tarihten itibaren başlayacağının da belirlenmesi gerekir. Aksi hâlde sınırsız bir başvuru süresi söz konusu olabilecektir. Bu kapsamda yapılacak değerlendirmede sürenin başlangıç tarihinin, başvurucuların özen yükümlükleri ile mahkemeye erişim haklarının aşırı sınırlanmaması hususlarının birlikte dikkate alınması gerekir.

17. Başvurucuların bireysel başvuruda bulunmak amacıyla dava ve başvurularını takip etmek için gerekli özeni gösterme yükümlülükleri vardır. Bu yükümlülük kapsamında ilk derece mahkemesine fiilen ulaşan nihai kararın gerekçesini öğrenme konusunda gerekli özeni gösterme sorumluluğu başvuruculara aittir. Diğer bir ifadeyle başvurucular veya vekillerinin ilk derece mahkemesine ulaşan kararın bir örneğini almak için özenli davrandıklarını kanıtlamaları gerekir (Benzer yöndeki AİHM kararları için bkz. Ölmez/Türkiye (k.k.), B. No: 39464/98, 1/2/2005; Refik Alpaya ve İbrahim Dağılma/Türkiye (k.k.), B. No: 34384/08, 12/3/2013, § 16).

18. Yargıtay Ceza Daireleri tarafından verilen kararların taraflara tebliğine ilişkin bir düzenleme mevzuatta bulunmamaktadır. Ceza yargılamasında nihai kararın tebliğ edilmediği durumlarda kararın derece mahkemesine ulaşmasından ve böylece gerekçesinin erişilebilir olmasından sonra özen yükümlülüğü kapsamında makul bir süre içinde bireysel başvuru yapmak isteyen ilgililerden karara erişmeleri ve karar gerekçesini öğrenmeleri beklenir. Bu kapsamda erişilebilir olan nihai kararın en geç üç ay içinde ilgilileri tarafından bilindiği ve gerekçesinin öğrenildiği kabul edilmelidir. Aksi tespit edilmediği sürece bireysel başvuru için 6216 sayılı Kanun'da öngörülen otuz günlük başvuru süresi bu tarihten itibaren başlayacaktır (A. C. ve diğerleri [GK], B. No: 2013/1827,25/2/2016, § 30).

19. Somut olayda başvurucu hakkındaki mahkûmiyet hükmü Yargıtayın 3/10/2013 tarihli onama ilamıyla kesinleşmiş ve ilk derece mahkemesince 28/2/2014 tarihinde kesinleşme şerhi düzenlenmiştir.

20. Yargıtay kararının hangi tarihte ilk derece mahkemesi kalemine döndüğüne ilişkin dosya içinde herhangi bir bilgi bulunmamakta olup ilamın 28/2/2014 tarihinden önceki bir tarihte Mahkemeye ulaştığı aşikârdır.

21. Nihai kararın içeriğine erişme imkânının elde edildiği 28/2/2014 tarihinden itibaren özen yükümlüğü kapsamında kararın içeriğinin öğrenildiği kabul edilen üç aylık sürenin sonundan itibaren en geç otuz günlük bireysel başvuru süresi sonunda başvurucu tarafından bireysel başvuruda bulunulması gerekirken başvuru süresi geçtikten sonra 17/10/2014 tarihinde yapılan bireysel başvuruda süre aşımı bulunduğu sonucuna varılmıştır.

22. Açıklanan nedenlerle başvurunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 9/11/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Ali Açığ [1.B.], B. No: 2014/16467, 9/11/2017, § …)
   
Başvuru Adı ALİ AÇIĞ
Başvuru No 2014/16467
Başvuru Tarihi 17/10/2014
Karar Tarihi 9/11/2017

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza davasında çelişkili bilirkişi raporu dikkate alınarak ve başvurucunun duruşmada hazır bulunulmasına imkân verilmeden mahkûmiyet kararı verilmesi, yargılamaya katılan hâkim ve savcıların taraflı davranması ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Kanun yolu şikâyeti Süre Aşımı
Sözlü yargılanma hakkı (aleni yargılanma, duruşmada hazır bulunma vs.) Süre Aşımı
Bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkı (ceza) Süre Aşımı
Makul sürede yargılanma hakkı (ceza) Süre Aşımı
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi