TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SEÇGİN EROĞLU BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/19600)
|
|
Karar Tarihi: 21/11/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Recep KAPLAN
|
Başvurucu
|
:
|
Seçgin EROĞLU
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kınama cezası verilen fiile ilişkin delillerin
mahkemelerce eksik ve hatalı değerlendirilmesi nedeniyle adil yargılanma
hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 16/12/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve
bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen başvuru hakkında görüş sunulmayacağını
bildirmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu 1984 doğumlu olup olaylar tarihinde Tarım ve Kırsal
Kalkınmayı Destekleme Kurumu Manisa İl Koordinatörlüğünde (Kurum) kontrol
uzmanı olarak çalışmaktadır.
9. Kurumda 11/12/2012 tarihinde; Yerinde Kontrol Biriminde
görevli Birim Başkanı ve başvurucunun da aralarında olduğu ilgili diğer bazı
personelin katıldığı Birim toplantısı yapılmıştır. Toplantı esnasında
Koordinatörlük makamını, Kurum merkezini ve mesai arkadaşlarını itham edici
konuşmalar yaptığı, yüksek sesle tartışma çıkardığı ve çalışma ortamının huzur
ve sükûnunu bozduğu isnatlarıyla Birim amiri ve diğer iki personel tarafından
tutulan 12/12/2012 tarihli tutanak ile aynı kişiler tarafından Kurumun ilgili
makamlarına gönderilen şikâyet dilekçeleri ve elektronik postalar üzerine
başvurucu hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır.
10. Disiplin soruşturması sürecinde, davacının kurumun çalışma
ve huzurunu bozduğu yönündeki isnatların doğru olup olmadığının tespiti için
tanık beyanlarına başvurulmuştur. Olayın tanıklarına bazı sorular yöneltilmiş
ve tanıklar genel olarak başvurucuya yönelik isnatların gerçek olduğu konusunda
beyanda bulunmuşlardır.
11. Yapılan soruşturma sonucunda başvurucunun 4/7/1965 tarihli
ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesi çerçevesinde kınama
cezası ile tecziyesine karar verilmiştir. Başvurucunun bu karara karşı yaptığı
itiraz da reddedilmiştir.
12. Başvurucunun karara karşı açtığı dava Manisa 1. İdare
Mahkemesince; disiplin soruşturması esnasındaki sorulara ve sorulara ilişkin
tanık beyanlarına atıf yapılarak üzerine atılı fiili işlediğinin sübuta erdiği
sonucuna varıldığından reddedilmiştir.
13. Başvurucunun karara karşı yaptığı itiraz başvurusu ilk
derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek Manisa
Bölge İdare Mahkemesince (Mahkeme) reddedilmiştir. Karar düzeltme başvurusu ise
karar düzeltme nedenlerinin bulunmadığı gerekçesiyle 5/11/2014 tarihinde
reddedilmiştir. Karar, başvurucuya 17/11/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
14. Öte yandan başvurucu itiraz ve karar düzeltme aşamalarında;
disiplin soruşturması sürecinde aleyhinde beyanda bulunan bazı tanıkların kendi
lehine olan yeni beyanlarını Mahkemeye sunmuştur. Bu beyanlar aleyhte olan
önceki beyanların bazı yöneticilerin baskısı altında verildiğine ve
başvurucunun isnat edilen fiilleri işlemediğine ilişkindir. Anılan beyanlar
itiraz ve karar düzeltme aşamalarında Mahkemece değerlendirilmemiştir.
15. Başvurucu 16/12/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 21/11/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
ve Bakanlık Görüşü
17. Başvurucu; disiplin soruşturmasının yanlı ve yönlendirici
sorularla yürütüldüğünü, disiplin soruşturmasında bazı eksiklikler bulunduğunu,
asılsız ve dayanağı olmayan tutanaklar ve tanık beyanlarına dayalı olarak
kınama cezası ile cezalandırıldığını ve buna karşı açtığı davanın delillerin
eksik ve hatalı değerlendirilmesi nedeniyle reddedildiğini ifade etmektedir.
Başvurucu ayrıca itiraz ve karar düzeltme aşamalarında disiplin soruşturması
sürecinde aleyhinde beyanda bulunan bazı tanıkların bu beyanlarını bazı
yöneticilerin baskısı altında verdiklerine ve kendisinin isnat edilen fiilleri
işlemediğine ilişkin yazılı beyanlarını sunmasına rağmen bunların Mahkemece
dikkate alınmadığını ileri sürmüştür. Başvurucu bu nedenlerle manevi varlığının
korunması hakkı, ifade özgürlüğü, adil yargılanma hakkı ve çalışma hakkının
ihlal edildiği iddiasındadır.
18. Başvurucu 31/1/2017 tarihli dilekçesiyle kendisine yönelik
disiplin soruşturması sürecinde görev alan il koordinatörü dâhil bazı
görevlilerin ve yargılama sürecinde görev alan bazı hâkimlerin FETÖ/PDY
soruşturmaları kapsamında görevlerine son verildiğini belirtmiş ve başvurusunun
değerlendirilmesinde bu hususun da dikkate alınmasını istemiştir.
B. Değerlendirme
19. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının özü, isnada konu
fiili işlememesine rağmen işlemiş gibi hüküm kurulmasının adil olmadığına,
başka bir ifadeyle delillerin yargılama makamlarınca eksik ve hatalı
değerlendirilmesi sonucunda adil olmayan bir karar verildiğine ilişkindir. Bu
nedenle anılan iddiaların adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi
gerektiği değerlendirilmiştir.
20. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla
ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak
bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz
takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren yorum,
uygulama ve sonuçlar Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013,
§ 42).
21. Somut olayda yargılamayı yapan ilk derece mahkemesi,
başvurucunun üzerine atılı fiilin disiplin soruşturması kapsamındaki tanık
ifadeleri ile sübuta erdiği sonucuna varmıştır (bkz. § 12). Tanık ifadelerinin
hükme esas alınabilecek yeterlilikte olup olmadığının takdiri derece
mahkemelerine aittir. Disiplin soruşturması sürecinde beyanları alınan bazı
tanıkların sonradan verdikleri yazılı beyanlarda önceki ifadelerini değiştirmiş
olmaları, Mahkemece ulaşılan kanaatin bariz takdir hatasına dayandığı veya keyfîlik içerdiği sonucuna ulaşılabilmesi bakımından
yeterli bir zemin teşkil etmemektedir.
22. Mahkemenin gerekçesi ve başvurucunun iddiaları
incelendiğinde iddiaların özünün derece mahkemeleri tarafından delillerin
değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla
yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu görülmektedir.
23. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
21/11/2017tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.