TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
KULPU GIDA İNŞ. TEKSTİL PET. ÜRÜ. İTH. İHR. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/19699)
Karar Tarihi: 2/2/2017
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serruh KALELİ
Hicabi DURSUN
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Raportör Yrd.
Derya ATAKUL
Başvurucu
Kulpu Gıda İnş. Tekstil Pet. Ürü. İth.İhr. San. veTic.
Ltd. Şti.
Temsilcisi
Veysi KULPU
Vekili
Av. Ziver AKSEL
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması ve Mahkemece hatalı karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 18/12/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, fakir ve yardıma muhtaç ailelere gıda paketi dağıtılmasına ilişkin gıda alım ihalesi kapsamında Gercüş Kaymakamlığına teslim ettiği gıda paketlerinin bedellerinin ödenmediğini ileri sürerek 12/10/2006 tarihinde anılan Kaymakamlık aleyhine alacak davası açmıştır. Gercüş Asliye Hukuk Mahkemesi 28/5/2012 tarihli kararı ile başvurucunun iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
9. Temyiz üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 28/1/2013 tarihli kararı ile "...Davacı, gıda paketlerini teslim ettiğini ileri sürmüş bu nedenle teslim tesellüm belgeleri ibraz etmiştir. İbraz edilen teslim-tesellüm belgelerinin çoğunluğunda vakıf sekreteri A. U.'nun imzası bulunmaktadır. Mahkemece, A. U.'nun o tarihlerde vakıfta çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa imzanın ona ait olup olmadığı tespit edilerek, A. U.'nun çalıştığı ve belgelerdeki imzanında ona ait olduğunun tespiti halinde gıda paketlerinin teslim edildiğinin kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir." gerekçesiyle hükmü bozmuştur.
10. Bozmaya uyularak yapılan yargılamada Mahkemece başvurucu tarafından dava dosyasına ibraz edilen gıda paketi teslim tesellüm belgelerinde imzası olan A. U.'nun Gercüş Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma Vakfı bünyesinde Vakıf Sekreterliği görevinde sözleşmeli olarak çalıştığı tespiti yapılmış, A.U.'ya ait imza örneklerine ilişkin bilirkişi raporu alınmış ve dava dosyasına ibraz edilen gıda paketi teslim tesellüm belgelerinde yer alan imzaların A. U.'ya ait olduğu belirlenmiştir. Mahkemece 28/10/2014 tarihli karar ile: "...A. U.'nun el ürünü olduğu belirtilen 2 nolu zarftaki gıda teslim tesellüm belgeleri Mahkememizce tek tek sayılmış ve A. U. imzalı 58 adet belgede toplam 67 adet gıda paketi teslim alındığı anlaşılmıştır. Bozma ilamından önce dosya kapsamında yaptırılan bilirkişi incelemesinde üçlü bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 08/05/2012 tarihli raporda Veysi Kulpu imzası ile teslim edildiği bildirilen toplamda 33 gıda paketine ilişkin teslim tesellüm belgelerinde gıda paketi teslimine ilişkin 2 nolu zarfta yer alan diğer belgelerin aksine Vakıf Sekreteri olan A. U. imzası bulunmadığından bu gıda paketlerinin Gercüş Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığının bilgisi dahilinde teslim edilmediği kanaatine varılarak hüküm altına alınmamıştır. Yine raporda belirtildiği üzere A. K. K. adlı şahsa ödendiği ileri sürülen 300,00 TL ile ilgili Vakıf Başkanlığı tarafından alınmış bir kurul kararı ve ödeme belgesi olmadığından bu miktar da alacak olarak hüküm altına alınmamıştır. ...2 nolu zarf içerisinde yer alan A. U. imzalı belgeler incelendiğinde toplamda 58 adet belge olduğu, bazı belgelerde birden fazla gıda paketi yazılı olduğundan toplamda 67 adet gıda paketi yazılı olduğu, bir gıda paketinin 41,50 TL'den ihale olduğu düşünüldüğünden (67 x 41,50 TL'den) davacının davalı Vakıf Başkanlığına imza karşılığında 2.780,50 TL tutarında gıda paketi teslim ettiği..." gerekçesiyle başvurucunun davasının kısmen kabulüne karar verilerek 2.780,50 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvurucuya verilmesine, ispat edilemediğinden fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.
11. Temyiz üzerine karar, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 9/2/2016 tarihli ilamı ile onanmıştır. Karar düzeltme talebinde bulunulmamış olup anılan karar 16/3/2016 tarihinde kesinleşmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 2/2/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
13. Başvurucu makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
15. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 50, 52).
16. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).
17. Anılan ilkeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda 9 yıl 4 aylık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
18. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
19. Başvurucu uzun süren yargılama nedeniyle dava konusu alacağına sahip olamadığını belirterek Anayasa’nın 35. maddesinde tanımlanan mülkiyet hakkının da ihlal edildiğini iddia etmiştir. Başvurucunun makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde yukarıda yer verilen tespitler ışığında mülkiyet hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiasının ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.
B. Yargılamanın Sonucu İtibarıyla Adil Olmadığına İlişkin İddia
20. Başvurucu 12/10/2006 tarihinde açtığı alacak davasında Gercüş Asliye Hukuk Mahkemesince 28/5/2012 tarihinde davanın reddine karar verildiğini ancak Yargıtay 13. Hukuk Dairesi tarafından Mahkemece eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gerekçesi ile anılan kararın bozulduğunu belirtmiştir. Başvurucu, Yargıtayın bozma kararı ile lehe kazanılmış hak doğduğu hâlde eksik inceleme ile Mahkemece 28/10/2014 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
21. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ileuyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvurukonusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
22. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, Derece Mahkemesince delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup Mahkeme kararında bariz takdir hatası veya açık bir keyfilik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında, ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
23. Açıklanan nedenlerle başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
24. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…”
25. Başvurucu, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
26. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
27. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında dava konusu hukuki menfaat de dikkate alınarak başvurucuya net 6.700 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
28. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığına ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 6.700 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Gercüş Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2013/71, K.2014/295) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 2/2/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.