TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SALİH TUĞRUL BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/1988)
|
|
Karar Tarihi: 17/5/2016
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
|
|
Alparslan
ALTAN
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
Raportör
|
:
|
Recep ÜNAL
|
Başvurucu
|
:
|
Salih TUĞRUL
|
Vekili
|
:
|
Av. Gülizar
TUNCER
|
|
|
Av. Fazıl
Ahmet TAMER
|
|
|
Av. Erman
ÖZTÜRK
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, Adli Tıp Kurumunun raporuna rağmen infazın
ertelenmesi talebinin toplum güvenliği gerekçesiyle reddedilmesi nedeniyle
yaşam hakkı; işkence, eziyet ve insan haysiyeti ile bağdaşmayan muamele yasağı,
ayrımcılık yasağı, özgürlük ve güvenlik hakkı, adil yargılanma hakkı ve etkili
başvuru hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 13/2/2014 tarihinde İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi
vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir
eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca 21/4/2014 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 25/4/2014 tarihinde, başvurunun
kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar
verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü 26/5/2014 tarihinde Anayasa
Mahkemesine sunmuştur.
6. Bakanlık tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan görüş
3/6/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın
görüşüne karşı beyanlarını 6/6/2014 tarihinde ibraz etmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Projesi (UYAP) bilişim sistemi aracılığıyla erişilen bilgi ve
belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
1. Bireysel Başvuru
Öncesi Süreç
8. Başvurucu, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 4/12/2001
tarihli ve E.1999/77, K.2001/375 sayılı kararıyla müebbet hapis cezasına mahkûm
edilmiştir.
9. Başvurucu elli sekiz yaşında olup başvuru tarihi itibarıyla
yaklaşık on yedi yıldır cezaevinde bulunmaktadır. Kendi beyanına göre 2007
yılında cezaevinde bulunduğu sırada iki kez kalp krizi geçirmiş ve ardından
kısmi felç durumu ortaya çıkmıştır. Yine kendi beyanına göre 2013 yılında
Cezaevinde bulunduğu sırada beyin kanaması geçiren başvurucu, reflekslerini ve
hafızasını yitirmiş, kendi başına hayatını sürdüremez hâle gelmiştir.
10. Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 14/6/2013 tarihli ve
6759 sayılı raporunda “üç ay süreyle hastane
şartlarında fizik tedavi ve rehabilitasyonunun sağlanması”
sonrasında yeni tetkikler yapılarak durumun değerlendirilmesi yönünde mütalaa
bildirilmiştir.
11. Anılan rapor doğrultusunda başvurucu, Metris T Tipi Ceza
İnfaz Kurumuna nakledilmiş; daha sonra durumuyla ilgili yeni rapor düzenlenmesi
amacıyla Adli Tıp Kurumuna sevk edilmiştir.
12. Başvurucunun durumunun Anayasa’nın 104. maddesinin ikinci
fıkrasının (b) bendi kapsamında olup olmadığı, infazın ertelenmesi, 13/12/2004
tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un
105/A maddesinin (3) numaralı fıkrasının (b) bendi kapsamında olup olmadığı
hususlarında görüşleri sorulan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 20/9/2013
tarihli ve 10780 sayılı raporunda “dosyada
mevcut tıbbi evrakına göre serebrovasküler hastalık
öyküsünün bulunduğu, ilgili tıbbi evrakı ve kurulumuzda yapılan muayenesi
sonucunda ileri derecede motor afazisinin bulunduğu, kişinin tedavi ve
rehabilitasyon sürecinin daha uygun koşullarda sağlanması amacıyla a) 5275
sayılı ... Kanun’un 16. maddesinde yararlanılarak 6 (altı) ay süreyle infaz
tehirinin (infazına ara verilmesinin) uygun olduğu, b) Tehir bitiminde son
durumunu gösterir tıbbi evrakı ile birlikte muayene edilmek üzere Kurulumuza
gönderilmesi sonrasında sorulan diğer hususlar açısından değerlendirilerek
görüş düzenlenebileceği” yönünde mütalaa bildirilmiştir.
13. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının (İlamat
ve İnfaz Bürosu) 25/11/2013 tarihli ve 2013/312 sayılı kararı ile kolluk görevilerince düzenlenen araştırma tutanağı, ilam ve Adli
Tıp Kurumu raporu birlikte değerlendirilmiş ve 5275 sayılı Kanun’un 16.
maddesinin (6) numaralı fıkrası gereğince başvurucunun hapis cezasının
infazının ertelenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
14. Anılan karara yönelik itiraz, Diyarbakır 4. Ağır Ceza
Mahkemesinin 15/1/2014 tarihli ve 2014/26 Değişik İş sayılı kararıyla
reddedilmiştir.
15. Bu karar 15/1/2014 tarihinde öğrenilmiştir.
16. Başvurucu 4/2/2014 tarihinde bulunduğu Siirt E Tipi Kapalı
Ceza İnfaz Kurumundan Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edilmiş
ancak mahkûm koğuşunun güvenli olmadığı gerekçesiyle İnfaz Kurumuna geri
götürülmüştür.
17. Başvurucu 13/2/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
2. Bireysel Başvuru Sonrası
Süreç
18. Daha önce yapılan araştırmaya ilişkin tutanakta 5275 sayılı
Kanun’un 16. maddesinin (6) numaralı fıkrasında belirtilen "infazın geri bırakılmasının toplum güvenliği
bakımından ağır ve somut tehlike oluşturup oluşturmayacağı" hususunun
değerlendirilmediği gerekçesine istinaden Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının
23/9/2014 tarihli yazısı ile Mersin Emniyet Müdürlüğünden bu hususun açıklığa
kavuşturulması istenmiştir.
19. Anılan Emniyet Müdürlüğünün cevap yazısında başvurucunun
hapis cezasının infazının ertelenmesi hâlinde toplum güvenliği bakımından ağır
ve somut tehlike oluşturacağına dair herhangi bir veri elde edilemediği
bildirilmiştir.
20. Anılan yazı üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının
24/9/2014 tarihli ve 2010/1-2454 İlamat sayılı kararı
ile başvurucunun hapis cezasının infazının iyileşinceye kadar geri
bırakılmasına karar verilmiştir. Kararın sonuç kısmı şöyledir:
“…
1- Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya
engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame
ettiremediğinden ve infazın geri bırakılmasının toplum güvenliği bakımından
ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirildiğinden, Hükümlü Salih TUĞRUL'un, halen infaz edilmekte olan … cezasının, 5275
[s]ayılı ... Kanun’un 16/6. maddesi gereğince İYİLEŞİNCEYE KADAR GERİ
BIRAKILMASINA,
2- Adli Tıp Kurumu raporunda herhangi bir süre
belirtilmediği anlaşılmakla 5275 [s]ayılı Yasa’nın 16/3. maddesi gereğince,
hükümlünün … yılda bir sağlık kontrolü yaptırılmak üzere Cumhuriyet
Başsavcılığımıza müracaat etmesi gerektiği şeklinde yükümlülük belirlenmesine,
3- Geri bırakma süresi içerisinde hükümlünün
bulunacağı yerinaçık adresi ve telefon numaraları ile
iler[i]de meydana gelebilecek değişikliklerin zaman
geçirilmeksizin bildirilmesinin istenmesine,
4- Belirlenen yükümlülüklere aykırı hareket
edilmesi durumunda geri bırakma kararının kaldırılacağının ihtar edilmesine,
… karar verildi.”
B. İlgili Hukuk
21. 5275 sayılı Kanun’un “Hapis
cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesi” kenar başlıklı
16. maddesi şöyledir:
“(1) Akıl hastalığına tutulan hükümlünün
cezasının infazı geriye bırakılır ve hükümlü, iyileşinceye kadar Türk Ceza Kanununun 57 nci
maddesinde belirtilen sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınır. Sağlık
kurumunda geçen süreler cezaevinde geçmiş sayılır.
(2) Diğer hastalıklarda cezanın infazına,
resmî sağlık kuruluşlarının mahkûmlara ayrılan bölümlerinde devam olunur. Ancak
bu durumda bile hapis cezasının infazı, mahkûmun hayatı için kesin bir tehlike
teşkil ediyorsa mahkûmun cezasının infazı iyileşinceye kadar geri bırakılır.
(3) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen geri
bırakma kararı, Adlî Tıp Kurumunca düzenlenen ya da Adalet Bakanlığınca
belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adlî Tıp
Kurumunca onaylanan rapor üzerine, infazın yapıldığı yer Cumhuriyet
Başsavcılığınca verilir. Geri bırakma kararı, mahkûmun tâbi olacağı
yükümlülükler belirtilmek suretiyle kendisine ve yasal temsilcisine tebliğ
edilir. Mahkûmun geri bırakma süresi içinde bulunacağı yer, kendisi veya yasal
temsilcisi tarafından ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilir. Mahkûmun
sağlık durumu, geri bırakma kararını veren Cumhuriyet Başsavcılığınca veya onun
istemi üzerine, bulunduğu veya tedavisinin yapıldığı yer Cumhuriyet
Başsavcılığınca, sağlık raporunda belirtilen sürelere,birsürebulunmadığıtakdirdebirer yıllık dönemleregöre bu fıkrada yazılı usule uygunolarakincelettirilir.İncelemesonuçlarınagöregeribırakma
kararını veren Cumhuriyet Başsavcılığınca, geri bırakmanın devam edip
etmeyeceğine karar verilir. Geri bırakma kararını veren Cumhuriyet
Başsavcılığının istemi üzerine, mahkûmun izlenmesine yönelik tedbirler,
bildirimin yapıldığı yerde bulunan kolluk makam ve memurlarınca yerine
getirilir. Bu fıkrada yazılı yükümlülüklere aykırı hareket edilmesi hâlinde
geri bırakma kararı, kararı veren Cumhuriyet Başsavcılığınca kaldırılır. Bu
karara karşı infaz hâkimliğine başvurulabilir.
…
(6) Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya
engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame
ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike
oluşturmayacağı değerlendirilen mahkûmun cezasının infazı üçüncü fıkrada
belirlenen usule göre iyileşinceye kadar geri bırakılabilir.”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
22. Mahkemenin 17/5/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
23. Başvurucu; tedavi ve rehabilitasyon amacıyla infaza altı ay
ara verilmesinin uygun olduğu yönünde Adli Tıp Kurumu raporuna ve başvurucunun
Cezaevinde tek başına hayatını idame ettiremeyecek durumda ve her an ölüm riski
altında olmasına rağmen infazın ertelenmesi talebinin toplum güvenliği
gerekçesiyle reddedilmesi nedeniyle yaşam, özgürlük ve güvenlik hakları ile
işkence ve kötü muamele yasağının ihlal edildiğini, bu uygulamanın temelinde
siyasi görüşüne bağlı ayrımcı tutumun yattığını, bu nedenle ayrımcılık
yasağının ihlal edildiğini, kendisi gibi siyasi nedenlerle mahkûm olan
kişilerin hukuki başvuru yollarından sonuç almasının mümkün olmadığını, bu
nedenle etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini, Cumhuriyet Başsavcılığının
erteleme talebinin reddine dair kararına karşı itirazlarında temas edilen
hususların itiraz merciinin kararının gerekçesinde tartışılmadığını ve sürecin
makul sürede sonuçlandırılmadığını, bu nedenlerle adil yargılanma hakkının
ihlal edildiğini ileri sürmüş; tahliyeye ve manevi tazminata hükmedilmesi
taleplerinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
24. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün “Düşme kararı” kenar başlıklı 80. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (ç) bendi şöyledir:
“(1) Bölümler ya da
Komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hâllerde düşme kararı
verilebilir:
…
ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden
ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden
görülmemesi.”
25. Başvurucunun tüm ihlal iddialarının temelinde hastalığına
rağmen Cezaevinde tutulmaya devam edilmesi ile tedavi ve rehabilitasyonunun
sağlanmaması yer almaktadır. Bir başka ifadeyle hastalığına rağmen Cezaevinden
tahliye edilmemesinin başvurucunun anayasal hak ve özgürlüklerini ihlal ettiği
iddiası, başvurunun özünü teşkil etmektedir.
26. Bu bağlamda başvurunun incelenmesini haklı kılan temel
neden, hapis cezasının infazına devam edilmesi olup Diyarbakır Cumhuriyet
Başsavcılığınca 24/9/2014 tarihinde herhangi bir süreye bağlanmaksızın
başvurucu iyileşinceye kadar infazın geri bırakılmasına karar verildiği tespit
edilmiştir. Bu şartlar altında başvurunun incelenmesini haklı kılan neden
bulunmadığının kabulü gerekir.
27. Açıklanan nedenlerle başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmediğinden
düşmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun incelenmesinin
sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi nedeniyle
DÜŞMESİNE,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
17/5/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.