TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
KAMURAN REŞİT BEKİR BAŞVURUSU (5)
|
(Başvuru Numarası: 2014/20000)
|
|
Karar Tarihi: 5/4/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Fatih ALKAN
|
Başvurucu
|
:
|
Kamuran
REŞİT BEKİR
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, hükümlü olan başvurucuya gönderilen mektubun ceza
infaz kurumunca alıkonulması nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2.Başvuru 15/12/2014 tarihinde yapılmıştır.
3.Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca, başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar
verilmiştir.
5.Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
9. Başvurucu hakkında, Malatya (kapatılan) 1. Devlet Güvenlik
Mahkemesinin 17/11/1994 tarihli kararıyla yasa dışı silahlı örgüt kurma veya
katılma suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiştir.
10. Ankara 2 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz
Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) hükümlü olarak bulunan başvurucuya, M.A. isimli
bir kişi tarafından mektup gönderilmiştir.
11. Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının (Disiplin
Kurulu) 6/11/2014 tarihli ve 2014/569 sayılı sakıncalı mektup değerlendirme
kararıyla, yurt dışından posta yolu ile gönderilen mektubun başvurucuya
verilmeden imha edilmesine karar verilmiştir.
12.Söz konusu mektubun ilgili kısımları şöyledir:
".. Yiğitlerin yerinden ve kamptan sevgiler, .. anlı ve şanlı Kırmızıkan Kampı ve Hamza Kampında .. yaşıyoruz.
15 Ağustos'un sıcağında büyük komutanımız yol arkadaşımız Agit .. yol arkadaşımız Egit ve Erdal..
.. radyoya katıldığı
vakit dinledim, .. direnen Rojava'ya
selam söylüyorum ve bütün bedel ödeyen annelere selam söylüyorum.
.. siz her zaman
bizim aklımızdasınız. .. Selam ve devrimci saygılarla. F. H."
13.Disiplin Kurulunun 6/11/2014 tarihli kararı şöyledir:
"Yapılan inceleme
neticesinde hükümlü Kamuran Reşit Bekir'e M.A.nın göndermek
istediği Türkçe dışında başka bir dille yazılmış bir sayfalık mektupta radyo
kanalı aracılığıyla dağdaki terör örgütü mensuplarıyla haberleşmeyi sağlayan
ifadeler nedeniyle sakıncalı görülerek Ceza İnfaz Kurumumuz Disiplin Kurulu
tarafından mektubun Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğün 91/3 bendinde "Kurumun asayiş ve
güvenliğini tehlikeye düşüren, görevlileri hedef gösteren, terör ve çıkar
amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının örgütsel amaçlı olarak
haberleşmelerine neden olan, kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve
yanlış bilgileri, tehdit ve hakareti içeren mektup, faks ve telgraflar
hükümlüye verilmez, hükümlü tarafından yazılmış ise gönderilmez." gereğince
Ceza İnfaz Kurumumuz Disiplin Kurulu tarafından mektubun Ceza İnfaz
Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında
Tüzüğün 123. maddesine göre hükümlüye verilmeyip İMHA edilmesine karar verilmiş
olup, kararın hükümlüye tebliğine, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde
karara Sincan İnfaz Hakimliğine itiraz edebileceğinin hatırlatılmasına, kararın
bir örneğinin sicil müşahede dosyasına, bir örneğinin açılan özel kartona
konulmasına, kararın infazı için ilgili birime yazılmasına oy birliği ile karar
verildi."
14. Başvurucu, Disiplin Kurulunun bu kararına karşı Ankara Batı
İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) itirazda bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği
7/11/2014 tarihli ve E.2014/5236, K.2014/5315 sayılı kararla başvurucunun
itirazını reddetmiştir. Ret gerekçesinin ilgili kısımları şöyledir:
".. Ankara 2 Nolu
F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu ..
kararı ile .. mektubun .. imha edilmesine karar verilmiştir.
Hükümlü dilekçesi ve kurul kararı birlikte
değerlendirildiğinde; hükümlüye gönderilen mektubun F. Helep
isimli biri tarafından yazıldığı ancak mektubun M.A. tarafından itiraz edene
gönderildiği, mektupta kararda bahsedildiği gibi terör örgütü kampından
yazıldığının anlaşılması karşısında yapılan uygulamanın ceza infaz kurumu
kurallarına uygun olduğu, mevzuata aykırı bir uygulamanın veya hukuka
aykırılığın söz konusu olmadığı anlaşılmakla yerinde olmayan şikayetin reddine
karar vermek gerekmiştir."
15. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinin kararına karşı itiraz yoluna
başvurmuştur. İtirazı inceleyen Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi 14/11/2014
tarihli ve 2014/3330 Değişik İş sayılı kararıyla İnfaz Hâkimliğinin kararındaki
gerekçeye atıf yaparak kararın usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle
başvurucunun itirazının reddine karar vermiştir.
16. Nihai karar 27/11/2014 tarihinde tebliğ edilmiş ve
15/12/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.
IV.İLGİLİ HUKUK
17. Anayasa Mahkemesi daha önceki kararlarında hükümlü ve
tutukluların gönderdiği veya kendilerine gönderilen mektuplara ceza infaz
kurumunun ilgili kurulları tarafından yapılan müdahalelere dayanak oluşturan
mevzuata (Ahmet Temiz, B. No:
2013/1822, 20/5/2015, §§ 16-20) yer vermiştir.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 5/4/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu, içeriği özel hayata ilişkin olan mektubun
kendisine ulaştırılması gerektiğini, Disiplin Kurulunca verilen mektubun imha edilmesi
kararının keyfî olduğunu, tüm iletişim olanaklarının elinden alınması nedeniyle
manevi zarara uğradığını, bu nedenlerle haberleşme ve ifade hürriyetinin ihlal
edildiğini iddia etmiştir.
B. Değerlendirme
20. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının özü M.A.
tarafından gönderilen mektubun Disiplin Kurulunca sakıncalı görülerek
alıkonulması nedeniyle haberleşme hürriyetinin kısıtlanması hakkındadır. Bu
sebeple başvurucunun iddialarının haberleşme hürriyeti kapsamında incelenmesi
gerektiği değerlendirilmiştir.
21. İddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak Anayasa'nın
22. maddesi şöyledir:
"Herkes, haberleşme hürriyetinesahiptir.
Haberleşmeningizliliği esastır.
Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık
ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması
sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim
kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça;
haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur.
Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi
halde, karar kendiliğinden kalkar.
İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir.. ..."
22. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrasına göre Mahkemece açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemez
olduğuna karar verilebilir. Başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı,
iddialarının salt kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin olduğu,
temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu
açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular
açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir.
23. Anayasa Mahkemesinin Ahmet
Temiz kararında hükümlü ve tutukluların gönderdiği veya kendilerine
gönderilen mektuplara ceza infaz kurumunun ilgili kurulları tarafından yapılan
müdahalelere ilişkin genel ilkeler belirtilmiştir (Ahmet Temiz, §§ 28-34).
24. Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu, başvurucunun mektubunun
sakıncalı olduğu değerlendirmesiyle alıkonulmasına karar vermiştir. Dolayısıyla
anılan işlem ile kamu makamları tarafından başvurucunun haberleşme hürriyetine
bir müdahalede bulunulduğu açıktır.
25. Anılan müdahale, Anayasa’nın 22. maddesinin ikinci
fıkrasında belirtilen haklı sebeplerden bir veya daha fazlasına dayanmadığı ve
Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe
Anayasa’nın 22. maddesinin ihlalini teşkil edecektir. Bu nedenle sınırlamanın,
Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen öze dokunmama, Anayasa’nın ilgili
maddesinde belirtilmiş olma, kanunlar tarafından öngörülme, Anayasa’nın sözüne
ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyet’in gereklerine ve
ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının
belirlenmesi gerekir (Ahmet Temiz,
§ 36).
26. Somut olayda, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve
Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'un 68. maddesinin hükümlülerin
ceza infaz kurumlarından yaptıkları yazışmaların denetimi ve
sınırlandırılmasının kanuni dayanağını oluşturduğu anlaşılmaktadır (Ahmet Temiz, §§ 37-46). Öte yandan,
haberleşme hürriyetinin düzenlendiği Anayasa'nın 22. maddesinin ikinci
fıkrasında, söz konusu sınırlama sebeplerine bağlı kalınarak yapılacak
sınırlamanın ancak usulüne uygun olarak verilecek hâkim kararıyla mümkün
olabileceği belirtildikten sonra üçüncü fıkrasında "İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda
belirtilir." denilerek bu kuralın da mutlak olmadığı ve bu
kurala bazı kurumlar yönünden kanunla sınırlamalar getirilebileceği açıkça
düzenlenmiştir (AYM, E.2014/122, K.2015/123, 30/12/2015, § 71). Bu bağlamda
ceza infaz kurumları, Anayasa'nın 22. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında
istisnaların uygulanacağı kamu kurumlarındandır (Mehmet Koray Eryaşa, B. No:
2013/6693, 16/4/2015, §§ 74-76).
27. 5275 sayılı Kanun'un 68. maddesinin (3) numaralı fıkrasında
“Kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye
düşüren, görevlileri hedef gösteren, terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya
diğer suç örgütleri mensuplarının haberleşmelerine neden olan, kişi veya
kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgileri, tehdit ve hakareti
içeren mektup, faks ve telgrafların” hükümlüye verilmeyeceği,
hükümlü tarafından yazılmış ise gönderilmeyeceği düzenlenmiştir. Burada
belirtilen sebeplerin, Anayasa’nın 22. maddesinin ikinci fıkrasında sayılmış
olan kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi genel amacı çerçevesinde ceza
infaz kurumlarında güvenliğin ve disiplinin sağlanmasını hedeflediği
söylenebilir.
28. Başvurucunun gönderilen mektubun sakıncalı bulunarak
Disiplin Kurulu Başkanlığınca alıkonulma sebebi, anılan mektubun içeriğinde bir
terör örgütü mensubunun gerçekleştirdiği terör eylemlerini övücü ve yüceltici
ifadelerin bulunması olarak gösterilmiştir. Bu kapsamda başvurucunun
mektubunun, Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığınca denetlenmesi
suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin, kamu düzeninin korunması,
suç işlenmesinin önlenmesi ile ceza infaz kurumlarında asayiş ve güvenliğin
sağlanması amaçlarını taşıdığı, bunun da Anayasa'nın haberleşme hürriyetine
ilişkin 22. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında meşru bir amaç olduğu sonucuna
varılmıştır (Ahmet Temiz, §§
47-50).
29. Başvuruya konu mektubun içeriğinden, göndericinin ve mektubu
kaleme alanın farklı kişiler olduğu ve bu kişilerin başvurucunun arkadaşı
olduğu ya da başvurucu tarafından tanındığı anlaşılmaktadır. Mektup içeriğinde bir
radyo programından bahsedilmekte, o programın dinlendiği belirtilmekte ayrıca
göndericinin duygu ve düşüncelerine de yer verilmektedir (bkz. § 12).
30. Disiplin Kurulu, başvurucu hakkında hükmedilen hapis
cezasının amacından yola çıkarak terör örgütüyle haberleşmeyi sağlayan
ifadelerin bulunması nedeniyle mektubun başvurucuya verilmeden imha edilmesine
karar vermiştir. İnfaz Hâkimliği de içeriği dikkate alındığında mektubun terör
örgütü kampından yazıldığının anlaşıldığını, yazan kişi ile gönderen kişinin
farklı olduğunu belirtmiş ve yasa dışı örgüt mensuplarının haberleşmelerine
neden olma hâlinin gerçekleştiği gerekçesiyle Tüzük'ün
91. maddesinin (3) numaralı fıkrasına dayanan Disiplin Kurulu kararının hukuka
uygun olduğuna hükmetmiştir.
31. Mektubun içeriği dikkate alındığında özellikle ".. kamptan sevgiler",
" anlı ve şanlı Kırmızıkan Kampı ve Hamza
Kampında", "büyük komutanımız yol arkadaşımız Agit",
"direnen Rojava'ya" gibi ifadelerden göndericinin kendisinin ve başvurucunun da
içinde bulunduğu bir topluluktan bahsettiği ve "biz" kavramına vurgu yaptığı anlaşılmaktadır.
32. Ayrıca PKK terör örgütünün ilk komutanlarından olduğu
bilinen "Agit" kod adlı M.K. isimli kişiye
ve terör örgütünün kuruluş tarihine yapılan atıfla bu vurgunun pekiştirildiği,
mektubun terör örgütüne ait kamplardan yazıldığı ve kaleme alan kişi ile
gönderen kişilerin farklı olduğu hususları gözönüne
alındığında, yasa dışı örgüt mensuplarının haberleşmelerini engelleme amacı
taşıyan somut olaydaki İnfaz Hâkimliği kararında yer alan gerekçelerin başvuru
konusu mektubun alıkonulması için ilgili ve yeterli olduğu sonucuna
varılmaktadır. Bu sebeple başvurucunun haberleşme hürriyetine yönelik
kısıtlamanın, Anayasa’nın 22. maddesi anlamında demokratik toplumda kamu
düzeninin korunması ve suç işlenmesinin önlenmesi için gerekli olan demokratik
toplum düzeninin gereklerine aykırı olduğu ya da yapılan müdahalenin amaçlanan
hedefler açısından orantısız olduğu söylenemez. Sonuç olarak somut olayda
haberleşme hürriyetine yönelik açık ve görünür bir ihlalin olmadığı sonucuna
varılmıştır.
33. Açıklanan nedenlerle başvurunun, diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçeyle;
A. Başvurunun, açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Adli yardım talebinin kabulü ile geçici olarak muaf tutulan
206,10 TL harçtan ibaret yargılama giderinin 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca
başvurucudan TAHSİLİNE, 5/4/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.