logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Yüksel Uğurlu [1.B.], B. No: 2014/20386, 23/5/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

YÜKSEL UĞURLU BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/20386)

 

Karar Tarihi: 23/5/2018

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serruh KALELİ

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Melek KARALİ SAUNDERS

Başvurucu

:

Yüksel UĞURLU

 

 

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; açık ceza infaz kurumunda tutulmanın çalışma koşuluna bağlanması nedeniyle zorla çalıştırma yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 29/12/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden ulaşılan bilgi ve belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:

6. Hakkında yapılan yargılama sonucunda İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesinin19/12/2013 tarihli kararıyla başvurucunun 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.

7. Karar 29/1/2014 tarihinde kesinleşmiş ve 27/2/2014 tarihinde infaza gönderilmiştir.

8. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 25/3/2014 ve 26/3/2014 tarihli tebligatlarının iadesi üzerine başvurucu hakkında 12/5/2014 tarihinde yakalama emri çıkarılmıştır.

9. Başvurucu 11/7/2014 tarihinde yakalanarak Metris 1 No.lu Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumuna yerleştirilmiştir.

10. Başvurucu 25/7/2014 tarihli dilekçesiyle İstanbul İnfaz Hâkimliğine başvurarak 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un geçici 3. maddesinin 2 (a) bendinde yer verilenüç yıldan daha az hapis cezasına mahkûm olan hükümlünün cezasının doğrudan açık ceza infaz kurumlarında çektirilmesine dair hüküm uyarınca cezasını açık ceza infaz kurumunda çekmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

11. İstanbul İnfaz Hâkimliği 25/7/2014 tarihli kararıyla, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 19/1. maddesi hükmüne dayanılarak çıkarılan 2/9/2012 tarihli ve 28399 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) 9/4. maddesi uyarınca başvurucunun kapalı ceza infaz kurumuna gönderildiği, oysa 6352 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesinin 2 (a) bendinde yer verilen hükmün üst norm niteliğinde olduğu ve verilen cezanın süresini dikkate alarak açık ceza infaz kurumunda infazı öngördüğü, bu durumda normlar hiyerarşişine aykırı olarak, alt hukuk normu uyarınca yapılan uygulamanın hukuka aykırı olduğu gerekçeleriyle başvurucunun açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar vermiştir.

12. Kararın İnfaz Kurumuna tebliği üzerine başvurucu 31/7/2014 tarihinde Silivri Açık Ceza İnfaz Kurumuna yerleştirilmiştir.

13. Başvurucu 4/8/2014 tarihinde bina temizliğinde çalıştırılmak üzere görevlendirilmiş ancak verilen işi yapmayı reddetmiştir.

14. Silivri Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı 4/8/2014 tarihli ve 2014/6446 sayılı kararıyla, bu davranışının diğer hükümlülere olumsuz örnek teşkil ettiği gerekçesiyle Yönetmelik'in "Kapalı kurumlara iade" kenar başlıklı 12. maddesinin iş temin edildiği hâlde çalışmayanlar veya iş düzenine uyum sağlayamayanlar ile ilgili 1 (d) bendi uyarınca başvurucunun kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar vermiştir.

15. Başvurucu, aynı gün Silivri 4 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunagönderilmiştir.

16. Silivri Açık Ceza İnfaz Kurumunun başvurusu üzerine Silivri 1. İnfaz Hâkimliği 12/8/2014 tarihli kararıyla İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının 2014/6446 sayılı kararını onamıştır. 1/9/2014 tarihinde kararın tebliği üzerine başvurucu 8/9/2014 tarihinde ağır ceza mahkemesi nezdinde karara itiraz etmiştir.

17. İtirazı inceleyen Silivri Ağır Ceza Mahkemesi 19/11/2014 tarihli kararıyla yapılan itirazın reddine karar vermiştir. Karar, 2/12/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

18. Öte yandan başvurucu kapalı ceza infaz kurumuna iade edilmesine ilişkin 2014/6446 sayılı kararın kendisine tebliği üzerine, itirazen Silivri 1. İnfaz Hakimliğine başvurmuştur.

19. Silivri 1. İnfaz Hâkimliği 12/9/2014 tarihli kararıyla, başvurucunun 1/8/2014tarihli dilekçesiyle çalışmaya istekli olmadığını Kurum idaresine beyan ettiği, sağlığı açısından çalışmasına engel teşkil eden bir durumunun bulunmadığının anlaşıldığı, Yönetmelik'in12/1-d maddesi uyarınca kararın hukuka uygun olduğugerekçeleriyle itirazın reddine karar vermiştir.

20. Başvurucu 24/9/2014 tarihinde tarafına tebliğ edilen bu karara karşı Silivri Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde itirazda bulunmuş; Mahkeme 12/11/2014 tarihli kararı ileitirazınreddine karar vermiştir.

21. Karar başvurucuya 27/11/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

22. 3/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un "Açık ceza infaz kurumları" kenar başlıklı 14. maddesi şöyledir:

“(1) Açık ceza infaz kurumları, hükümlülerin iyileştirilmelerinde, çalıştırılmaları ve meslek edindirilmelerine öncelik verilen, firara karşı engelleri ve dış güvenlik görevlisi bulunmayan, güvenlik bakımından kurum görevlilerinin gözetim ve denetimi ile yetinilen kurumlardır. Açık ceza infaz kurumları ihtiyaca göre ayrıca;

a) Kadın açık ceza infaz kurumları,

b) Gençlik açık ceza infaz kurumları,

Şeklinde kurulabilir.

(2) Hükümlülerin açık cezaevlerine ayrılmalarına ilişkin esas ve usûller yönetmelikte gösterilir.

(3) İlk kez suç işleyen ve iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına hükümlü bulunanların cezaları doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilebilir.

(4) Açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerden kınamadan başka bir disiplin cezası alanlar ve hükümlü oldukları suçtan başka bir fiilden dolayı haklarında tutuklama kararı (…)olanlar ile yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları saptananlar, kurum yönetim kurulunun kararı ile kapalı ceza infaz kurumlarına geri gönderilirler. Bu karar, infaz hâkiminin onayına sunulur.”

23. 5275 sayılı Kanun'un "Yakalama emri" başlıklı 19. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

“(1) Hükümlü, hapis cezası veya güvenlik tedbirinin infazı için gönderilen çağrı kâğıdının tebliği üzerine on gün içinde gelmez, kaçar ya da kaçacağına dair şüphe uyandırırsa, Cumhuriyet savcısı yakalama emri çıkarır.“

24. 2/12/2012 tarihli ve 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un Geçici 3. Maddesinin (2) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

“(2) Terör suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hariç olmak üzere;

a) Kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına mahkûm olanların,

b) Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanların,

c) Adli para cezasının infazı sürecinde tazyik hapsine tabi tutulanların,cezaları doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilir.Bu fıkra hükümleri 3l/l2/2017 tarihine kadar uygulanır."

25. Yönetmelik'in "Doğrudan açık kuruma alınacak hükümlüler" kenar başlıklı 5. maddesi şöyledir:

"(1) Terör suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hariç olmak üzere;

a) Kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanların,

b) Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanların,

c) Adlî para cezası hapis cezasına çevrilenlerin,

ç) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tabi tutulanların,

cezaları doğrudan açık kurumlarda yerine getirilir."

26. Yönetmelik'in "Doğrudan açık kuruma gönderme kararı" kenar başlıklı 9. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"(1) Ağır ceza merkez veya mülhakat Cumhuriyet başsavcılıkları, bağlı bulundukları ağır ceza merkezi yargı çevresinde açık kurum bulunması hâlinde, 5 inci madde kapsamında kalan hükümlülerin doğrudan o yerde bulunan açık kurumlara gönderilmesine karar verir.

(2) Ağır ceza merkezi yargı çevresinde açık kurum bulunmayan merkez veya mülhakat Cumhuriyet başsavcılıkları ise 5 inci madde kapsamında kalan hükümlülerin Bakanlıkça belirlenen listedeki açık kurumlardan birine gönderilmesine karar verir.

(3) 5 inci madde kapsamında kalan hükümlülerden;

a) Teslim olan veya çağrı üzerine gelenlere,

b) 5275 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince haklarında doğrudan yakalama emri çıkarılanlara,

c) 2004 sayılı Kanun gereğince tazyik hapsine tabi tutulanlardan haklarında yakalama emri çıkarılanlara,

birinci veya ikinci fıkralara göre gönderileceği açık kurum belirlendikten sonra on gün süre verilerek ilgili kuruma teslim olması, aksi takdirde yakalanarak kapalı kuruma alınacağı hususu EK-1’de yer alan fotoğraflı belge ile tebliğ ve ihtar olunur. Bu tebligat ve mahkeme ilâmı, derhâl açık kurumun bağlı bulunduğu Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir.

(4) On günlük süre içinde, EK-1'de yer alan belgedeki ihtarı içeren çağrıya uymayan veya belirlenen açık kuruma teslim olmayan hükümlüler hakkında 5275 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca yakalama emri çıkarılır ve yakalandıklarında kapalı kuruma alınarak haklarında 6 ncı madde hükümlerine göre işlem yapılır.

..."

 27. Yönetmelik'in "Kapalı kuruma iade" kenar başlıklı 12. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

1) Açık kurumlarda cezası infaz edilmekte olan hükümlülerden;

a) Haklarında 5271 sayılı Kanunun 100 üncü maddesine göre tutuklama kararı verilenler,

b) Firar edenler,

c) Kınamadan başka disiplin cezası alanlar,

ç) 5 inci madde gereğince doğrudan açık kurumlara gönderilenler hariç olmak üzere; yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları tespit edilenler,

d) İş temin edildiği halde çalışmayanlar veya iş düzenine uyum sağlayamayanlar,

e) Kapalı kuruma dönmek isteyenler,

f) Haklarında üst sınırı yedi yıldan az olmayan başka bir suçtan soruşturma veya kovuşturması devam etmekte olanlar ile üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir suçtan henüz kesinleşmemiş mahkûmiyet kararı bulunanlar,

kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kurumlara iade edilir ve bu karar derhâl infaz hâkimliğinin onayına sunulur.

...."

 28. 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun "İnfaz hâkimlerinin görevi" kenar başlıklı 4. maddesi şöyledir:

"İnfaz hakimliklerinin görevleri şunlardır :

 1. Hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin sağlanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri, çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikayetleri incelemek ve karara bağlamak.

 2. Hükümlülerin cezalarının infazı, müşahadeye tabi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikayetleri incelemek ve karara bağlamak.

 3. Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun, tüzük veya yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikayetleri incelemek ve karara bağlamak.

 4. Ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurullarının kendi yetki alanlarına giren ceza infaz kurumları ve tutukevlerindeki tespitleri ile ilgili olarak düzenleyip intikal ettirdikleri raporları inceleyerek, varsa şikayet niteliğindeki konular hakkında karar vermek.

5. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

 Kanunlarda başka bir yargı merciine bırakılan konulara ilişkin hükümler saklıdır."

29. 4675 sayılı Kanun'un "İnfaz hâkimliğine şikâyet ve usulü" kenar başlıklı 5.maddesi şöyledir:

"Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun, tüzük ve yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikayet yoluyla infaz hakimliğine başvurulabilir.

 Şikayet, dilekçe ile doğrudan doğruya infaz hakimliğine yapılabileceği gibi; Cumhuriyet başsavcılığı veya ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürlüğü aracılığıyla da yapılabilir. İnfaz hakimliği dışında yapılan başvurular hemen ve en geç üç gün içinde infaz hakimliğine gönderilir. Sözlü yapılan şikayet, tutanağa bağlanır ve bir sureti başvurana verilir.

 Şikayet yoluna, kendisi ile ilgili olmak kaydıyla hükümlü veya tutuklu ya da eşi, anası, babası, ayırt etme gücüne sahip çocuğu veya kardeşi, müdafii, kanuni temsilcisi veya ceza infaz kurumu ve tutukevi izleme kurulu başvurabilir.

 Şikayet yoluna başvurulması, yapılan işlem veya faaliyetin yerine getirilmesini durdurmaz. Ancak, infaz hakimi giderilmesi güç veya imkansız sonuçların doğması ve işlem veya faaliyetin açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda işlem veya faaliyetin ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir."

30. 4675 sayılı Kanun'un "İnfaz hâkimliğince şikâyet üzerine verilen kararlar" kenar başlıklı 6. maddesinin ilgili kısmının olayla tarihinde yürürlükte olan kısmışöyledir:

"İnfaz hâkiminin kararlarına karşı şikâyetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren bir hafta içinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre acele itiraz yoluna gidilebilir.

İtiraz, infaz hakimliğinin kurulduğu yer ağır ceza mahkemesine, ağır ceza mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması halinde (2) numaralı daireye yapılır. İnfaz hâkimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi olduğu takdirde itirazla ilgili karara katılamaz."

B. Uluslararası Hukuk

31.Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 4. maddesi şöyledir:

“1. Hiç kimse köle ya da kul durumunda tutulamaz

2. Hiç kimse zorla çalıştırılamaz ve zorunlu çalışmaya tabi tutulamaz.

3. Aşağıdaki haller, bu madde anlamında “zorla çalıştırma ya da zorunlu çalışma” sayılmaz:

a) Bu Sözleşme’nin 5. maddesinde öngörülen koşullara uygun olarak tutulu bulunan bir kimseden, tutulu bulunduğu sırada veya şartlı tahliyeden yararlandığı süre içinde olağan olarak yapması istenilen bir iş;

b) Askeri nitelikli herhangi bir hizmet veya vicdanî reddin meşru sayıldığı ülkelerde, vicdanî reddi seçen kişilere zorunlu askerlik hizmeti yerine gördürülebilecek başkaca bir hizmet;

c) Toplumun hayat veya refahını tehdit eden kriz veya afet hallerinde gerekli görülen her hizmet;

d) Olağan yurttaşlık yükümlülükleri kapsamına giren her türlü çalışma veya hizmet."

32. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Sözleşme'nin zorla çalıştırma ve zorunlu çalışmayı yasaklayan 4. maddesinin ikinci fıkrasının demokratik toplumun temel değerlerinden birini düzenlediğini belirtmektedir. AİHM, diğer birçok maddi hükmün aksine Sözleşme'nin 4. maddesinin herhangi bir istisnaya yer vermediğini ve bu maddede düzenlenen hakkın ulusal güvenliği tehdit eden olağanüstü durumlarda dahi Sözleşme'nin 15. maddesinin ikinci fıkrasına göre askıya alınmasına izin verilen haklardan olmadığını vurgulamaktadır (Zarb Adami/Malta, B. No: 17209/02, 20/6/2006, § 43).

33. AİHM, başvurucunun yapmakla yükümlü tutulduğu hizmetin zorla çalıştırma ve zorunlu çalışma yasağı kapsamına girip girmediğini tespit ederken 4. maddede altı çizilen amaçların ışığında somut olayın tüm koşullarını dikkate almaktadır. AİHM zorla çalıştırma ve zorunlu çalışma kavramının kapsamadığı hususların belirlenmesinde ikinci ve üçüncü fıkraların bir bütün olarak gözetilmesi gerektiğini ifade etmektedir (Steindel/Almanya (k.k.), B. No: 29878/07, 14/9/2010).

34. AİHM, bir hükümlünün aldığı cezanın indirimi karşılığında infaz kurumunda bedelsiz çalıştırılmasının Sözleşme'nin 4. maddesinin 3 (a) bendinde tanımlanan istisna kapsamında kaldığı gerekçesiyle şikâyetin kabul edilemez olduğuna karar vermiştir (Floroiu/Romanya (k.k.), B. No: 15303/10, 12/3/2013)

35. Öte yandan AİHM, hükümlülerin zorunlu emeklilik yaşının ötesinde infaz kurumlarında çalışmalarının da Sözleşme'nin anılan maddesindeki istisna kapsamında olduğuna, zorla çalışma veya zorunlu çalıştırma olmadığına karar vermiştir (Meier/İsviçre, B. No: 10109/14, 9/2/2016).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

36. Mahkemenin 23/5/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Zorla Çalıştırma ve Angarya Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

37. Başvurucu, 5275 sayılı Kanun'un 29. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre hükümlünün çalıştırılmasının isteğe bağlı olduğunu, çalışmama hâlinde hükümlünün açık infaz kurumundan kapalı infaz kurumuna gönderileceği yönünde bir düzenlenmeyi içermediğini, Yönetmelik'te yer verilen bir düzenlemeye dayanılarak açık ceza infaz kurumundan kapalı ceza infaz kurumuna nakledildiğini, kapalı kurumdaki infaz rejiminin açık kurumlara göre daha zorlayıcı ve sınırlayıcı olduğunu, açık kurumda teklif edilen işin karşılığında herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek Anayasa'nın 18. maddesinde güvence altına alınan zorla çalıştırma yasağının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.

2. Değerlendirme

38. Anayasa’nın 18. maddesi şu şekildedir:

"Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.

Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz."

39. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının özünü, diğer koşulları sağlamasına rağmen, cezasının açık ceza infaz kurumunda infazının çalışma koşuluna bağlı tutulmasının zorla çalıştırma yasağına aykırı olduğu iddialarının oluşturduğu anlaşıldığından, başvurucunun adil yargılanma hakkı bağlamında ileri sürdüğü iddialar da Anayasa'nın 18. maddesinde düzenlenen zorla çalıştırma ve angarya yasağı kapsamında incelenmiştir.

40. Anayasa’nın 18. maddesinin birinci fıkrasında hiç kimsenin zorla çalıştırılamayacağı belirtilmiş, angarya yasaklanmış, ikinci fıkrasında ise zorla çalıştırma kapsamında olmayan hâller sayılmıştır. Buna göre;

- Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar,

-Olağanüstü hâllerde vatandaşlardan istenecek hizmetler,

- Ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları zorla çalıştırma sayılmamaktadır.

41. Anayasa'nın 18. maddesinde, Sözleşme'nin 4. maddesinden farklı olarak zorla çalıştırma ve zorunlu çalışma yerine zorla çalıştırma ve angarya kavramlarına yer verildiği görülmektedir.

42. Anayasa Mahkemesi Cumhuriyet başsavcılıklarının talebi üzerine, harcanan emeğe göre yetersiz olduğu ileri sürülen bir ücret karşılığında ilgili mevzuatta öngörülenzorunluluk uyarınca bilirkişi sıfatıyla gerçekleştirilen otopsiler bağlamında Anayasa'nın 18. maddesinde tanımlanan zorla çalıştırma yasağının ihlal edildiği şikâyetini incelediği bir başvuruda zorla çalıştırma ve angarya kavramlarının kapsamını değerlendirmiştir (Yasemin Balcı, B. No: 2014/8881, 25/7/2017, §§ 62-71). Yaptığı incelemede Anayasa Mahkemesi, kişinin ceza tehdidi altında ve iradesidışında çalıştırılmasının her iki kavramın ortak özelliği olduğuna, ancak angaryada zorla çalıştırmadan farklı olarak çalıştırılana ücret ödenmediği veya bariz bir şekilde düşük bir ücret ödendiği, dolayısıyla her iki kavramı ayrıştıran ölçütün yaptırım tehdidiyle desteklenen irade dışı çalıştırma karşılığında ücret ödenip ödemediği hususunun olduğu yönünde değerlendirme yapılmıştır. Kararda, 18. maddede yer verilen angarya kavramının sadece emekten karşılıksız yararlanma durumunu kapsadığını belirtilmiş, irade dışı çalıştırmada ücret ödenmesi hâlinde zorla çalıştırmadan, ödenmiyorsa veya ödenen ücret bariz bir şekilde düşük ise angaryadan söz edilebileceği tespiti yapılmıştır (Yasemin Balcı, §§ 68, 69).

43. Anayasa Mahkemesi ayrıca zorla çalıştırma ve angarya yasağının mutlak bir hak olup sınırlandırılmasının mümkün olmadığını, Anayasa'nın 18. maddesinin ikinci fıkrasında sayılan durumların birer sınırlama sebebi olmayıp zorla çalıştırma ve angarya yasağının kapsamı dışında bırakılan hâlleri ifade ettiğini karar altına almıştır. Bu itibarla (1) hükümlü ve tutukluların şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlü veya tutuklu bulundukları süreler içinde çalıştırılması, (2) vatandaşların olağanüstü hâllerde çalıştırılması, (3) vatandaşların ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda vatandaşlık ödevinin bir gereği olarak bedenî ve fikrî emeklerinden yararlanılması müdahale/sınırlandırma olarakgörülmemekte; anayasa koyucu tarafından bu hâllerin hakkın norm alanı dışında bırakıldığı kabul edilmektedir (Yasemin Balcı, § 70).

44. Öte yandan 5275 sayılı Kanun'un yukarıda yer verilen 14. maddesi, açık ceza infaz kurumlarının hukuki çerçevesinin hükümlülerin çalıştırılması esasına uygun olarak çizildiğini ortaya koymaktadır. Konuyu düzenleyen alt hukuk normlarının da bu esas çerçevesinde hükümler vazettiği anlaşılmaktadır. Nitekim Anayasa Mahkemesi soyut norm denetimi yoluyla incelediği bir itiraz başvurusunda, açık ceza infaz kurumlarını hükümlülerin iyileştirilmelerine, çalıştırılmaları ve meslek edindirilmelerine öncelik verilen, firara karşı engelleri ve dış güvenlik görevlisi bulunmayan, güvenlik bakımından kurum görevlilerinin gözetim ve denetimi ile yetinilen kurumlar olarak tanımlamış; bu kurumların çağdaş ceza infaz sistemlerine uygun, iş ve çalışma esasına dayalı olarak kurulduğu, bu şekilde hükümlülerin çalıştırılarak iyileştirilmelerinin ve meslek edinmelerinin sağlanması suretiyle topluma yeniden kazandırılmalarını amaçladığı yönünde değerlendirme yapmıştır (AYM, E.2014/26, K.2014/78, 9/4/2014).

45. Sözleşme'nin 4. maddesinin 3 (a) bendi ile Anayasa'nın 18. maddesinin ikinci fıkrası; genel hatlarıyla, paralel bir şekilde hükümlülük ve tutukluluk süreleri içinde yaptırılacak çalışmaları zorla çalıştırma kapsamında görmemektedir. Bu bağlamda AİHM'in konuyla ilgili içtihadı incelendiğinde tutuklu veya hükümlülerin çalıştırılmaları ile ilgili başvuruların bu temel kabulün bir adım ötesindeki sorunlarla ilgili olduğu görülmektedir. Nitekim Stummer/Avusturya ([BD], B. No: 37452/02, 7/7/2011) kararında, ceza infaz kurumlarında çalıştırılmanın sosyal güvenlik sistemi kapsamında yaşlılık aylığı ile ilişkilendirilmemesinin Sözleşme'nin 4. maddesine aykırılık oluşturup oluşturmadığı sorunu incelenmiş ve uygulamanın 4. maddeye aykırılık oluşturmadığı sonucuna varılmıştır. AİHM diğer bir kararında, zorunlu emeklilik yaşını aşmış bir hükümlünün çalıştırılmasının 4. maddenin 3 (a) bendinde tanımlanan "tutulu bulunduğu sırada veya şartlı tahliyeden yararlandığı süre içinde olağan olarak yapması istenilen bir iş" kapsamında olduğuna, dolayısıyla maddenin 2. fıkrasında belirtilen zorunlu çalıştırma kapsamında kalmadığına karar vermiştir ( Meier/İsviçre, B. No: 10109/14, 9/2/2016).

46. Somut olayda 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm edilen başvurucu, kendisine önerilen işi yapmayı reddetmesi nedeniyle açık ceza infaz kurumundan kapalı ceza infaz kurumuna nakledilmiştir. Başvurucu, çalışma koşuluna bağlı olarak açık ceza infaz kurumunda tutulmasının Anayasa'nın 18. maddesinde öngörülen yasağa aykırılık teşkil ettiğini ileri sürmekte ise de Sözleşme'nin 4. maddesi kapsamında konuya ilişkin olarak geliştirilen içtihat ve Anayasa Mahkemesinin konu ile ilgili yorumu, hürriyeti kısıtlayıcı bir cezanın yerine getirilmesi bağlamında ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin çalıştırılmalarının yasak kapsamında olmadığını açıkça ortaya koymaktadır.

47. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).

48. Bu durumda başvurucunun çalışma koşuluna bağlı olarak açık ceza infaz kurumunda tutulması şeklindeki uygulamanın Anayasa'nın 18. maddesinde öngörülen zorla çalıştırma yasağına ilişkin düzenlemenin ikinci fıkrasında yer alan hükümlülük veya tutukluluk süreleri içinde yaptırılacak çalışmalara yönelik istisna hükmü kapsamında kaldığı ve somut olayda anılan yasak bağlamında herhangi bir müdahalenin bulunmadığının açık olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

49. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 23/5/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Yüksel Uğurlu [1.B.], B. No: 2014/20386, 23/5/2018, § …)
   
Başvuru Adı YÜKSEL UĞURLU
Başvuru No 2014/20386
Başvuru Tarihi 29/12/2014
Karar Tarihi 23/5/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, açık ceza infaz kurumunda tutulmanın çalışma koşuluna bağlanması nedeniyle zorla çalıştırma yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Zorla çalıştırma ve angarya yasağı Zorla çalıştırma ve angarya Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5275 Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun 14
19
6352 Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun geçici 3
4675 İnfaz Hakimliği Kanunu 4
5
6
Yönetmelik 2/9/2012 Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği 5
9
12
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi