TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ÖMER FARUK ŞAH BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/232)
Karar Tarihi: 17/7/2014
Başkan
:
Alparslan ALTAN
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Recep KÖMÜRCÜ
Engin YILDIRIM
Raportör
Muharrem İlhan KOÇ
Başvurucu
Ömer Faruk ŞAH
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucu, yargılama kapsamında uzun süredir tutuklu olması nedeniyle Anayasa’nın 19. maddesinde tanımlanan kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 6/1/2014 tarihinde Ceyhan Cumhuriyet Başsavcılığı vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 14/4/2014 tarihinde başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu, Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2006/5619 sayılı soruşturma kapsamında Ceyhan Sulh Ceza Mahkemesinin 3/7/2007 tarih ve 2007/204 sayılı kararıyla tutuklanmıştır.
6. Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/421 sayılı iddianamesiyle, başvurucunun aralarında olduğu 56 sanık hakkında, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, kasten öldürme, yağma, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri taşıma veya bulundurma, mala zarar verme suçlarından kamu davası açılmıştır.
7. Yargılamanın yürütüldüğü Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/6/2012 tarihli kararıyla, başvurucunun kasten öldürme suçundan müebbet hapis, ruhsatsız ateşli silah taşımak suçundan bir yıl hapis ve 450 TL adli para cezası ve mala zarar verme suçundan dört yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
8. Başvurucu hakkındaki dava başvuru tarihi itibarıyla temyiz aşamasındadır.
9. Başvurucu 6/1/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
10. 5237 sayılı Kanun’un 81. ve 151. maddeleri.
11. 6136 sayılı Kanun’un 13. maddesi.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 17/7/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 6/1/2014 tarih ve 2014/232 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
13. Başvurucu, somut bir gerekçeye dayanmadan tutukluluğun devamına karar verildiğini belirterek Anayasa’nın 19. maddesinde tanımlanan kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiğini ileri sürmüş, tutukluluk halinin sona erdirilmesini talep etmiştir.
B. Değerlendirme
14. 6216 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler.”
15. Bu hüküm gereğince Anayasa Mahkemesi, 23/9/2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları inceler. Dolayısıyla Mahkeme’nin zaman bakımından yetkisi ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvurularla sınırlıdır. Kamu düzenine ilişkin bu düzenleme karşısında, anılan tarihten önce kesinleşmiş nihaî işlem ve kararları da içerecek şekilde yetki kapsamının genişletilmesi mümkün değildir (B. No: 2012/832, 12/2/2013, § 14).
16. Başvurunun kabul edilebilmesi için ihlal iddiasına dayanak teşkil eden nihai işlem veya kararların 23/9/2012 tarihinden evvel kesinleşmemiş olmaları da gerekmektedir. Nihai işlem veya kararların anılan tarihten önce kesinleştikleri tespit edildiği takdirde ilgili şikâyetler bakımından başvurunun kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir. Mahkemenin yargı yetkisine ilişkin bu tespitin bireysel başvuru incelemesinin her aşamasında yapılabilmesi mümkündür (B. No: 2012/726, 2/7/2013, § 32).
17. Ancak kişi serbest bırakılmadan yargılanmakta olduğu davada ilk derece mahkemesi kararıyla mahkûm olmuşsa, mahkûmiyet tarihi itibarıyla da tutukluluk hali sona erer. Çünkü bu durumda kişinin hukuki durumu “bir suç isnadına bağlı olarak tutuklu” olma kapsamından çıkmaktadır. Bireysel başvuru incelemesi açısından, tutuklamanın şartları ile mahkûmiyete hükmedilmesi arasındaki esaslı fark bunu gerektirir. Zira mahkûmiyete karar verilmiş olmakla, isnat olunan suçun işlendiği, bundan failin sorumlu olduğunun sübuta erdiği kabul edilmekte ve bu nedenle sanık hakkında hürriyeti bağlayıcı cezaya ve/veya para cezasına hükmedilmektedir. Mahkûmiyetle birlikte kişinin kuvvetli suç şüphesi ve bir tutuklama nedenine bağlı olarak tutukluluk hali sona ermektedir. Bu açıdan mahkûmiyet kararının kesinleşmiş olması ayrıca gerekmez (B. No: 2012/726, 2/7/2013, § 33).
18. Somut olayda başvurucu 3/7/2007 tarihinde Ceyhan Sulh Ceza Mahkemesince tutuklanmış ve yargılandığı davada mahkûmiyet kararının verildiği 15/6/2012 tarihinde başvurucunun “suç isnadına bağlı olarak tutukluluk” hali sona ermiştir.
19. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun “kişi hürriyeti ve güvenliğinin” ihlal edildiği yönündeki şikâyetlerine konu olayda tutuklamaya ilişkin nihai kararın Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başladığı 23/9/2012 tarihinden önce verildiği anlaşıldığından başvurunun “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle, başvurunun, “zaman bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına, 17/7/2014 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.