logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Metro Turizm Ltd. Şti. [1.B.], B. No: 2014/2481, 13/7/2016, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

METRO TURİZM LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/2481)

 

Karar Tarihi: 13/7/2016

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan y.

:

Serruh KALELİ

Üyeler

:

Nuri NECİPOĞLU

 

 

Erdal TERCAN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Kadir ÖZKAYA

Raportör

:

Özgür DUMAN

Başvurucu

:

Metro Turizm Ltd. Şti.

Vekili

:

Av. Demirkan ÇAĞLAYAN

Temsilcisi

:

Mehmet AYGÜN

 

 

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, kaçakçılık suçuna ilişkin olarak yürütülen ceza soruşturmasında araca el konması ve el konan aracın kovuşturma sonunda iadesine karar verilmekle beraber bu aracın yargılama sonuçlanıncaya kadar teslim edilmesi için ödenen adli teminat bedelinin faiz işletilmeden iade edilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 24/2/2014 tarihinde Edirne İdare Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 26/1/2016 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

4. Bölüm Başkanı tarafından 2/2/2016 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvurunun bir örneği görüş için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık tarafından 22/3/2016 tarihinde başvuru hakkında bu aşamada bir görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.

III. OLAYLAR VE OLGULAR

A. Olaylar

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucu, Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da kurulduğu belirtilen kara yolu taşımacılığı ve otobüs işletmeciliği alanında faaliyet gösteren bir şirkettir.

1. Araca El Konması ve Ceza Yargılaması Süreci

8. Başvurucu şirkete ait otobüsün Bulgaristan'dan Türkiye'ye girişi sırasında 30/8/2007 tarihinde gümrük muhafaza memurları tarafından yapılan arama sırasında otobüste çeşitli markalarda ve sayıda kaçak sigara ile alkollü içki yakalanmış ve bu kaçak eşyalar ile eşyaların taşınmasında kullanılan C6784H plakalı otobüse el konmuştur.

9. Edirne Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğünün 31/8/2007 tarihliyazısı ve Edirne Cumhuriyet Başsavcılığının aynı tarihli talebi üzerine Edirne 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 31/8/2007 tarihli ve 2007/1083 Değişik İş sayılı kararı ile soruşturma sırasında ele geçirilen kaçak eşyalara ve bu eşyaların taşınmasında kullanılan otobüse el konması işleminin onaylanmasına ayrıca eşyanın zilyedine Cumhuriyet Başsavcılığınca durumun bildirilmesine karar verilmiştir.

10. Edirne Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/7426 Soruşturma sayılı dosyasında düzenlenen 3/9/2007 tarihli ve 2007/1419 sayılı iddianamesi ile "olay tarihinde Kapıkule Gümrük Kapısından Türkiye’ye giriş yapan şüphelilerden sürücülüğünü G. G.’in yaptığı, diğer şüphelilerin de personeli olduğu Metro Turizm firması adına kayıtlı C6784BH plakalı otobüste yapılan aramada Türkiye’ye kaçak olarak sokulmak istenen dosya içerisindeki kaçak eşya tespit varakasında yazılı muhtelif sigara ve içkilerin yakalandığı, suça konu mallar ile taşımada kullanılan otobüse elkonulduğu, şüphelilerin atılı suçu işledikleri belirtilen delillerle anlaşıldığı" belirtilerek Bulgaristan uyruklu üç şüphelinin 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 3. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca cezalandırılması ve müsadereye ilişkin 5607 sayılı Kanun'un 13. maddesinin (1) numaralı fıkrası ile26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının uygulanmasına karar verilmesi talep olunmuştur.

11. Edirne 1. Asliye Ceza Mahkemesince iddianamenin kabulüyle görülmeye başlanan kamu davasında verilen 12/11/2007 tarihli ve E.2007/267 sayılı ara kararı ile el konan ve müsaderesi talep edilen aracın gümrüklenmiş değeri olan 6.545 TL teminat karşılığında başvurucuya iadesine karar verilmiştir.

12. Başvurucu 14/11/2007 tarihinde 6.545 TL tutarındaki teminatı Maliye Bakanlığı Kapıkule Gümrük Saymanlığı veznesine yatırmış ve aynı tarihtegümrük memuru tarafından düzenlenen bir tutanak ile söz konusu araç başvurucuya iade edilmiştir.

13. Mahkeme 20/11/2007 tarihli ve E.2007/267, K.2007608 sayılı kararı ile sanıklardan A.I.nın beraatine, diğer sanıkların ise 5607 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca ve 5237 sayılı Kanun'un 62. maddesi de uygulanarak 10 ay hapis cezası ve 6.080 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ancak 5237 sayılı Kanun'un 51. maddesine göre verilen hapis cezalarının ertelenmesine, kaçak eşyaların 5237 sayılı Kanun'un 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre müsadere edilmelerine, el konan C6784H plakalınakil aracının ise müsadere edilmesine yer olmadığına,bu aracın teminatla iade edilmiş olması hâlinde teminat bedelinin, tasfiye edilmiş ise tasfiye bedelinin karar kesinleştiğinde sahibine iadesine karar verilmiştir.

14. Karar, katılan Gümrük Müsteşarlığı tarafından temyiz edilmiş; Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 20/12/2011 tarihli ve E.2009/1225, K.2011/26699 sayılı ilamıyla sanık A.I. hakkındaki beraat hükmünün onanmasına, diğer sanıklar haklarındaki mahkûmiyet hükümlerinin ise yapılan yasa değişiklikleri nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılma koşullarının değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir.

15. Mahkûmiyet hükümlerine ilişkin bozma ilamı üzerine yapılan yargılama neticesinde Mahkeme 29/3/2012 tarihli ve E.2012/200, K.2012/143 sayılı kararı ilesanıkların 5607 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca ve 5237 sayılı Kanun'un 62. maddesi de uygulanarak 10 ay hapis cezası ve 2.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ancak 5237 sayılı Kanun'un 51. maddesine göre verilen hapis cezalarının ertelenmesine, kaçak eşyaların 5237 sayılı Kanun'un 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre müsadere edilmesine, el konan C6784H plakalı nakil aracının ise müsadere edilmesine yer olmadığına, bu aracın teminatla iade edilmiş olması hâlinde teminat bedelinin, tasfiye edilmiş ise tasfiye bedelinin karar kesinleştiğinde sahibine iadesine karar verilmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısımları şöyledir:

"Hazırlık evrakı kapsamı, sanıkların savunmaları, gümrük idaresince düzenlenmiş tutanaklar, kaçak eşyaya mahsus tespit varakası, keşif tutanağı, bilirkişi raporları ile dosyada mevcut tüm delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden; Sanıklar Petar Georgıev ve Angel Mılanov Metro Turizme ait C 6784 BH plakalı araçta şöför olarak ücret karşılığında çalıştıkları, olay tarihinde eylem birliği içersinde Bulgaristan tan temin ettikleri içki ve sigaraları ticari amaçlaotobüse yükledikleri yapılan kontrolde yakalandıkları bu şekilde üzerlerine atılı suçu işledikleri sabit olmakla sanıkların tecziyesine, nakil aracının kaçak eşyanın ve suçun işlenmesine kolaylaştıracak veya fiilin ortaya çıkmasına engelleyecek şekilde özel olarak hazırlanmış gizli bir tertibat ve zula içersinde saklanmamış ve taşınmamış olması, ve kaçak eşyanın taşıma aracı yüküne göre miktar veya hacim bakımından tamamını ve ağırlıklı bölümünü oluşturmaması veya naklinin bu aracın kullanılmasına gerekli kılmadığı anlaşılmakla C 6784 BH plakalı nakil aracının müsaderesine YER OLMADIĞINA, aracın sahibine iadesine, yakalanan bizzihati suç eşyalarının müsaderesine karar vermek gerekmiştir."

16. Karar yeniden temyiz edilmiş, başvurucunun 3/1/2012 tarihinde teminatın kendisine iade edilmesi yönündeki talebi Mahkemece temyiz edilen kararın kesinleşmediği gerekçesiyle 4/1/2012 tarihinde reddedilmiştir.

17. Katılan vekili 3/5/2012 tarihinde temyiz talebinden vazgeçtiklerini bildirmiş, Mahkemece kararın 22/5/2012 tarihinde kesinleştiğine dair kesinleşme şerhi düzenlenmiştir.

18. Başvurucunun teminat bedeli olarak ödediği 6.545 TL ise 17/5/2012 tarihinde banka hesabına yatırılmak suretiyle iade edilmiştir. Başvurucuya herhangi bir faiz ödemesi ise yapılmamıştır.

2. İdari Yargılama Süreci

19. Başvurucu, el konan aracının yapılan ceza yargılaması neticesinde iadesine karar verildiğini belirterek bu aracın kovuşturma sırasında tarafına iadesi için yatırdığı 6.545 TL tutarındaki teminatın, 14/11/2007 ile 17/5/2012 tarihleri arasındaki yasal faizi olduğunu belirttiği 2.650 TL tutarındaki faiz zararının ödenmesi istemiyle 29/5/2012 tarihinde Gümrük Müsteşarlığı aleyhine Edirne İdare Mahkemesinde tam yargı davası açmıştır.

20. Mahkeme 19/7/2013 tarihli ve E.2012/512, K.2013/842 sayılı kararı ile davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısımları şöyledir:

"Olayda, Edirne 1. AsliyeCezaMahkemesinin 29/3/2012 tarihli ve E.2012/200, K.2012/143 sayılı kararında davacı tarafından yatırılan teminatın faiziyle birlikte davacıya ödeneceğine ilişkin bir hüküm kurulmadığı, öte yandan 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanun'unda parasal değer olarak yatırılan teminatın yargılama sonucunda yasal faiziyle birlikte ödeneceği yönünde bir hükme yer verilmediği gözönüne alındığında; davacının iade edilen teminata14/11/2007-17/5/2012 tarihleri arasında yasal faiz uygulanması söz konusu olmadığından,davacının 14/11/2007-17/5/2012tarihleri arasındaki günlerde aracın idarece haksız yere tutulduğu iddiasıyla 2.650 TL faiz zararının tazmini istemiyle açılan işbu davanın reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır."

21. Başvurucu karara itiraz etmiş, Edirne Bölge İdare Mahkemesinin 15/11/2013 tarihli ve E.2013/1853, K.2013/1826 sayılı kararı ile itiraz reddedilmiştir. Başvurucunun karar düzeltme istemi de Bölge İdare Mahkemesinin 8/1/2014 tarihli ve E.2014/4, K.2014/57 sayılı kararıyla reddedilmiştir.

22. Başvurucu 24/2/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. İlgili Hukuk

23. 5607 sayılı Kanun’un "Suçlar ve kabahatler" kenar başlıklı 3. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

“Eşyayı, gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın ülkeye sokan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Eşyanın, gümrük kapıları dışından ülkeye sokulması halinde, verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılır.”

24. 5607 sayılı Kanun’un "Kaçak eşya naklinde kullanılan taşıta elkoyma" kenar başlıklı 10. maddesi şöyledir:

"(1) Bu Kanunda tanımlanan suçların işlenmesinde kullanılan taşıtlara, Ceza Muhakemesi Kanununun 128 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne göre elkonulur.

 (2) 13 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına girmesi, Türkiye'de sicile kayıtlı olmaması ya da soruşturma ve kovuşturma devam ederken, kaçakçılık suçunun işlenmesinde tekrar kullanılması halinde, elkonulan araç alıkonulur. Sahibinin aracın değeri kadar teminatı alıkoyma tarihinden itibaren otuz gün içinde gümrük idaresine teslim etmesi halinde, araç sahibine iade edilir. Aksi takdirde, tasfiye idaresi tarafından soruşturma ve kovuşturma sonucu beklenmeksizin derhal tasfiye olunur. Tasfiyenin satış suretiyle gerçekleşmesi halinde, satıştan elde edilen gelirden taşıtın muhafaza edilmesi ve satışı için gerekli olan bütün masraflar karşılandıktan sonra kalan miktar, kovuşturma sonucuna göre işlem yapılmak üzere emanet hesabına alınır.

 (3) İkinci fıkra hükmünün uygulanmasındaki değerden, kara taşıtlarında kasko değeri; deniz taşıtlarında, tekne ve makine sigortasına esas teşkil eden değer; sigortasız taşıtlar ile hava ve demiryolu taşıtlarında ise piyasa değeri anlaşılır."

25. 5607 sayılı Kanun’un "Müsadere" kenar başlıklı 13. maddesi şöyledir:

“(1) Bu Kanunda tanımlanan suçlarla ilgili olarak 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun eşya ve kazanç müsaderesine ilişkin hükümleri uygulanır. Ancak kaçak eşya taşımasında bilerek kullanılan veya kullanılmaya teşebbüs edilen her türlü taşıma aracının müsadere edilebilmesi için aşağıdaki koşullardan birinin gerçekleşmesi gerekir:

 a) Kaçak eşyanın, suçun işlenmesini kolaylaştıracak veya fiilin ortaya çıkmasını engelleyecek şekilde özel olarak hazırlanmış gizli tertibat içerisinde saklanmış veya taşınmış olması.

 b) Kaçak eşyanın, taşıma aracı yüküne göre miktar veya hacim bakımından tamamını veya ağırlıklı bölümünü oluşturması veya naklinin, bu aracın kullanılmasını gerekli kılması.

 c) Taşıma aracındaki kaçak eşyanın, Türkiye'ye girmesi veya Türkiye'den çıkması yasak veya toplum veya çevre sağlığı açısından zararlı maddelerden olması.

 (2) Etkin pişmanlık nedeniyle fail hakkında cezaya hükmolunmaması veya kamu davasının düşmesine karar verilmesi, sadece suç konusu eşya ile ilgili olarak müsadere hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.”

26. 5237 sayılı Kanun'un "Eşya müsaderesi" kenar başlıklı 54. maddesi şöyledir:

"(1) İyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla, kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur. Suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak açısından tehlikeli olması durumunda müsadere edilir.

(2) Birinci fıkra kapsamına giren eşyanın, ortadan kaldırılması, elden çıkarılması, tüketilmesi veya müsaderesinin başka bir surette imkansız kılınması halinde; bu eşyanın değeri kadar para tutarının müsaderesine karar verilir.

(3) Suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında, müsaderesine hükmedilmeyebilir.

(4) Üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşya, müsadere edilir.

(5) Bir şeyin sadece bazı kısımlarının müsaderesi gerektiğinde, tümüne zarar verilmeksizin bu kısmı ayırmak olanaklı ise, sadece bu kısmın müsaderesine karar verilir.

(6) Birden fazla kişinin paydaş olduğu eşya ile ilgili olarak, sadece suça iştirak eden kişinin payının müsaderesine hükmolunur."

27. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Eşya veya kazancın muhafaza altına alınması ve bunlara elkonulması" kenar başlıklı 123. maddesi şöyledir:

"(1) İspat aracı olarak yararlı görülen ya da eşya veya kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan malvarlığı değerleri, muhafaza altına alınır.

(2) Yanında bulunduran kişinin rızasıyla teslim etmediği bu tür eşyaya elkonulabilir.

28. 5271 sayılı Kanun'un "Elkoyma kararını verme yetkisi" kenar başlıklı 127. maddesi şöyledir:

"(1) Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri, elkoyma işlemini gerçekleştirebilir.

.

 (3) (Değişik: 25/5/2005 - 5353/16 md.)Hâkim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işlemi, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını elkoymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi hâlde elkoyma kendiliğinden kalkar.

 (4) Zilyedliğinde bulunan eşya veya diğer malvarlığı değerlerine elkonulan kimse, hâkimden her zaman bu konuda bir karar verilmesini isteyebilir.

(5) Elkoyma işlemi, suçtan zarar gören mağdura gecikmeksizin bildirilir.

."

29. 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

...

j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,

.

Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler."

30. 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin 18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanun'un 70. maddesi ile eklenen (3) numaralı fıkrası şöyledir:

"Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir."

31. 5271 sayılı Kanun'un 142. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir."

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

32. Mahkemenin 13/7/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

33. Başvurucu Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir ceza soruşturmasında haksız yere otobüsüne el konduğunu, kovuşturma sırasında bu aracınödediği teminat bedeli karşılığında teslim edildiğini, yargılama sonunda da aracın müsadere edilmesine yer olmadığına ve sahibine iadesine karar verildiğini ancak bu aracın teslimi için ödemiş olduğu teminat bedelinin herhangi bir faiz ödemesi yapılmadan kendisine iade edildiğini, el koyma işlemi neticesinde ödediği teminat bedeline faiz işletilmemesi nedeniyle uğradığı zararın tazmini için idari yargı yerinde açtığı davadan ise bir sonuç alamadığını belirterek, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş; 2.650 TL tazminata hükmedilmesi talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

34. Başvurucu, kaçakçılık suçuna ilişkin olarak yürütülen ceza soruşturmasında aracına haksız yere el konduğunu, el konan aracının kovuşturma sonunda iadesine karar verildiğini ancak bu aracın yargılama sonuçlanıncaya kadar kendisine teslim edilmesi için ödediği teminat bedelinin yasal faiz işletilmeden iade edildiğini, faiz zararının giderilmesi için idari yargı yerinde açtığı davanın ise reddedildiğini belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

35. Bakanlık tarafından bir görüş bildirilmemiştir.

36. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

"... Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."

37. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."

38. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun'un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrasında bireysel başvuruda bulunulmadan önce ihlal iddiasının dayanağı olan işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş olan idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmiş olması gerektiği belirtilmiştir. Temel hak ihlallerini öncelikle derece mahkemelerinin gidermekle yükümlü olması, kanun yollarının tüketilmesi koşulunu zorunlu kılar (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, §§ 19, 20; Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 26).

39. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, ikincil nitelikte bir hukuk yoludur. Bu nedenle kanunlarda yer alan idari ve yargısal başvuru yollarının bireysel başvurudan önce tüketilmiş olması gerekir. Temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle derece mahkemelerinde olağan kanun yolları ile çözüme kavuşturulması esastır. Bireysel başvuru yoluna, iddia edilen hak ihlallerinin bu olağan denetim mekanizması çerçevesinde giderilememesi durumunda başvurulabilir. Bireysel başvurunun ikincil niteliğinin bir sonucu olarak olağan kanun yollarında ve genel mahkemeler önünde dile getirilmeyen iddialar Anayasa Mahkemesi önünde şikâyet konusu edilemeyeceği gibi genel mahkemelere sunulmayan yeni bilgi ve belgeler de Anayasa Mahkemesine sunulamaz (Bayram Gök, 26/3/2013, B. No: 2012/946, §§ 16-20).

40. Ancak belirtilen hükümlerde yer verilen olağan başvuru yolları ibaresinin, başvurucunun şikâyetleri açısından makul bir başarı şansı sunabilecek ve bir çözüm sağlayabilecek nitelikte, kullanılabilir ve etkili başvuru yolları olarak anlaşılması gerekmektedir. Ayrıca başvuru yollarını tüketme kuralı ne kesin ne şeklî olarak uygulanabilir bir kural olup bu kurala uyulmasının denetlenmesinde münferit başvurunun koşullarının dikkate alınması esastır. Bu anlamda yalnızca hukuk sisteminde birtakım başvuru yollarının varlığının değil aynı zamanda bunların uygulama şartları ile başvurucunun kişisel koşullarının gerçekçi bir biçimde ele alınması gerekmektedir. Bu nedenle başvurucunun, kendisinden başvuru yollarının tüketilmesi noktasında beklenebilecek her şeyi yerine getirip getirmediğinin başvurunun özellikleri dikkate alınarak incelenmesi gerekir (S.S.A., B. No: 2013/2355, 7/11/2013, § 28; Işıl Yaykır, B. No: 2013/2284, 15/4/2014, § 42).

41. Başvuru yollarının etkisiz olduğunun saptanması durumunda söz konusu edilen başvuru yolunun etkili ve erişilebilir olma koşullarını karşılamadığı gerekçesiyle tüketilme zorunluluğu aranmamaktadır. Ancak başvuru yollarının tüketilmesi koşuluna yönelik istisnaların her başvurunun somut özellikleri dikkate alınarak değerlendirileceği de açıktır (Sedat Vural, B. No: 2014/5559, 25/4/2014, § 22).

42. Başvuru konusu olayda başvurucuya ait yolcu taşımacılığında kullanılan otobüste Kapıkule gümrük sahası girişinde 30/8/2007 tarihinde yapılan arama sırasında kaçak sigara ve alkollü içki bulunduğu tespit edilerek bu kaçak eşyalara ve suç eşyasının taşınmasında kullanıldığı gerekçesiyle otobüse el konmuş; Cumhuriyet savcısının talebiyle el koyma işlemi 31/8/2007 tarihinde sulh ceza hâkimi tarafından onaylanmıştır. Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından otobüste görevli Bulgaristan uyruklu üç şüphelinin kaçakçılık suçundan cezalandırılmaları ve el konan eşyaların da müsadere edilmeleri istemiyle 3/9/2007 tarihinde iddianame düzenlenerek Edirne 1. Asliye Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştır. Mahkeme, yargılama sırasında 12/11/2007 tarihli ara kararı ile müsaderesi talep edilen aracın gümrüklenmiş değeri olan 6.545 TL teminat karşılığında başvurucuya iadesine karar vermiş, başvurucunun 14/11/2007 tarihinde 6.545 TL tutarındaki teminatı Maliye Bakanlığı Kapıkule Gümrük Saymanlığı veznesine yatırması üzerine aynı tarihte söz konusu araç başvurucuya iade edilmiştir.

43. Yapılan ceza yargılaması neticesinde Mahkeme 29/3/2012 tarihli kararıyla el konan nakil aracının müsadere edilmesine yer olmadığına, bu aracın ve teminatla iade edilmiş olması hâlinde teminat bedelinin sahibine iadesine karar vermiş; temyizden feragat üzerine hüküm 22/5/2012 tarihinde kesinleşmiş; başvurucunun ödediği teminat bedeli ise 17/5/2012 tarihinde kendisine iade edilmiştir. Ancak başvurucuya herhangi bir faiz ödemesi ise yapılmamıştır.

44. Başvurucu esas itibarıyla el koyma tedbirinin haksız yere uygulandığını ve bu el koyma işlemi nedeniyle yargılama sırasında aracının iade edilmesini sağlamak için adli teminat bedeli ödemek durumunda kaldığını, ceza yargılaması neticesinde aracın müsaderesine yer olmadığına ve teminat bedelinin iadesine karar verildiğini ancak söz konusu teminat bedelinin yasal faiz işletilmeden kendisine iade edildiğini belirterek uygulanan bu el koyma tedbiri nedeniyle zarara uğradığını iddia etmektedir. Bu durumda başvurucunun, iddia edilen ihlalin tespitini ve tazminat ödenmesini sağlayabilecek bir hukuk yolu mevcut ise bu yolu tüketmesi zorunludur. Bu çerçevede 5271 sayılı Kanun’un 141. ve 142. maddelerinde öngörülen tazminat yolunun başvurucunun şikâyetleri açısından tüketilmesi gereken bir yol olup olmadığının incelenmesi gerekir.

45. 5271 sayılı Kanun’un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (j) bendinde, eşyasına veya diğer mal varlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı hâlde el konan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer mal varlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen kişiler için tazminat talebinde bulunabilme imkânı tanınmaktadır.

46. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarında da değinildiği üzere temel hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla öngörülen mekanizmaların sadece teoride mevcut olması yeterli olmayıp bu mekanizmaların özellikle pratikte de ulaşılabilir ve etkin olması gerekmektedir (Tanrıkulu/Türkiye, B. No: 23763/94, 8/7/1999, § 76).

47. Koruma tedbirlerinden olan el koyma nedeniyle ödenen teminat bedeline faiz işletilmemesi nedeniyle uğranılan zararların giderimi istemine ilişkin olarak 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesi kapsamında çok sayıda Yargıtay içtihadı mevcut olup bu içtihatlardan biri olan Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 23/9/2013 tarihli ve E.2013/14435, K.2013/21106 sayılı ilamı şöyledir:

"Davacıların yargılandığı .... Asliye Ceza Mahkemesinde müdafiliklerini yapan ... tarafından, elkonulan ... plakalı aracın kasko değerinin yarısı olan 36.000 TL teminatın 29/9/2005 tarihinde yatırılması üzerine aracın iadesinin sağlandığı ve bu teminatın aynı şekilde Av. .... tarafından 10/11/2010 tarihinde iade alındığı anlaşılmakla, tazminat istemine dayanak 5271 sayılı [Kanun'un] 141/1-j maddesinde 'eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayanyada eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veyazamanındageriverilmeyenkişilerinmaddîvemanevîhertürlüzararlarınıDevletten isteyebilecekleri' hükmüdikkatealındığında, davacılar hakkında .... Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/139 esas, 2006/460 karar sayılı ceza dava dosyasında yapılan yargılama sonunda sanıkların (davacıların)beraatine hükmedilerek elkonulan araç ve teminatın iadesine karar verildiği ve temyiz üzerine hükmün Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 28/6/2010 tarihli ilamı ile onanarak kesinleşme tarihine kadar, elkonulan ... plakalı aracın iadesi için 29/9/2005 tarihinde yatırılan ve 10/11/2010 tarihinde sanıkların (davacılar) müdafileri aracılığı ile geri alınan 36.000 TL teminat bedelinin yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede iadesinin sağlanamamış olması karşısında, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat verilmesine ilişkin 5271 sayılı [Kanun'un] 141/1-j ve devamı maddelerinde belirtilen koşulların davacılar yönünden gerçekleştiğinin kabulü gerektiği, bu nedenle bu yöne ilişkin olarak uğranıldığı iddia edilen maddi zararla ilgili olarak, teminatın davacılardan hangisinin nam ve hesabına yatırılıp (ödendiği) ve iade alındığı tespit edilerek bu kişiye (davacıya) teminatın yatırıldığı tarihten iade edildiği (geri ödendiği) tarihe kadar sadece işlemiş olan yasal faizin ödenmesine karar verilmesi yerine, yazılı gerekçe ile davanın yatırılan teminata ilişkin olarak talep edilen yasal faiz bedeli yönünden de reddine karar verilmesi Kanun'a aykırı olup, .. hükmün ... BOZULMASINA ... karar verildi."

48. Yine Yargıtayın anılan Dairesinin 10/3/2015 tarihli ve E.2014/17706, K.2015/4497 sayılı ilamı da şöyledir:

"Davacı vekilinin elkonulan tankeri iade almak için teminat mektubu sunduklarını ve teminat mektubu için her yıl faiz ödemek zorunda kaldıklarını iddia etmesi ve dayanak beraat hükmünde teminat mektubunun karar kesinleştiğinde davacıya iade edileceğinin belirtilmesi karşısında, davacı tarafından dosyaya sunulan teminat mektubunun dosyaya ibraz edildiği tarih ile beraat hükmünün kesinleşme tarihi arasındaki sürede teminat mektubuna işleyecek faizin ve davacıdan bu konuda alınan masraf olup olmadığının araştırılmaması,

...

Kanuna aykırı olup,davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden ... BOZULMASINA ... karar verildi."

49. Görüldüğü üzere 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde düzenlenen yol, bir yandan başvurucunun maruz kaldığı el koyma işleminin hukuka aykırılığının tespiti diğer yandan da uğradığı zararın tazmini imkânını sağlamaktadır. Bu nedenle 5271 sayılı Kanun’un 141. maddesi ile öngörülen hukuk yolu başvurucunun şikâyetleri açısından erişilebilir ve elverişli bir çözüm olanağı ve makul ölçüde bir başarı imkânı sunmaktadır (Mehmet Ali Aslan, B. No: 2013/2429, 30/3/2016, § 28).

50. Somut olayda ise başvurucu; ceza yargılaması neticesinde iadesine karar verilen ödediği teminat bedelinin yasal faiz işletilmemesi nedeniyle uğradığı faiz zararının tazmini istemiyle Gümrük Müsteşarlığı aleyhine 29/5/2012 tarihinde Edirne İdare Mahkemesinde tam yargı davası açmıştır. Mahkemenin 19/7/2013 tarihli kararı ile dava reddedilmiş, başvurucunun karara karşı yaptığı itiraz da Edirne Bölge İdare Mahkemesinin 15/11/2013 tarihli kararı ile reddedilerek hüküm onanmış, karar düzeltme istemi de Bölge İdare Mahkemesinin 8/1/2014 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

51. Bir ihlal iddiasına ilişkin olarak başvurulabilecek birden fazla başvuru yolunun bulunması durumunda, kural olarak başvurucunun aynı amacı taşıyan başvuru yollarının tamamının tüketilmesi beklenemez. Bununla birlikte makul bir başarı şansı sunabilecek ve bir çözüm sağlayabilecek nitelikte, kullanılabilir ve etkili başvuru yolunun tüketilmesi gerekmektedir ( S.S.A., §§ 28-34).

52. Başvurucu her ne kadar uygulanan el koyma tedbiri üzerine ödediği teminat bedeline faiz işletilmemesi nedeniyle zararlarının tazmini istemiyle Gümrük Müsteşarlığı aleyhine Edirne İdare Mahkemesinde tam yargı davası açmış ise de adli soruşturma çerçevesinde Cumhuriyet savcısının talimatı ve sulh ceza hâkiminin onayıyla başvurucunun aracına el konduğu ve kovuşturma aşamasında Edirne 1. Asliye Ceza Mahkemesince adli teminat karşılığında aracın başvurucuya iade edildiği anlaşılmaktadır. El koyma koruma tedbirinin yasal koşulları doğrultusunda uygulanması ve bu kapsamda alınan teminat bedelinin de makul sürede iadesinin sağlanmasının adli soruşturma ve kovuşturma çerçevesinde adli makamların görev ve sorumluluğunda olduğu açıktır. Başvurucunun idari yargı yerinde davalı Gümrük Müsteşarlığı aleyhine açtığı tam yargı davasında ise adli makamların talimatlarını uygulamaktan ibaret Gümrük İdaresi görevlilerinin işlemleri nedeniyle söz konusu İdarenin sorumluluğunun olup olmadığı ile sınırlı bir yargılama yapılabileceği dolayısıyla somut olay bakımından başvurucu tarafından tercih edilen bu yolun etkin bir giderim sağlamaya elverişli olmadığı açıktır.

53. Başvurucu aracı hakkındaki elkoyma tedbirinin koşulları oluşmadığı halde uygulanması ve alınan teminat bedelinin yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede iadesinin sağlanamamış olması iddialarıyla, 5271 sayılı Kanun’un 141. maddesine dayanarak tazminat talebinde bulunma imkânına sahiptir. Etkin ve erişilebilir bir çözüm imkânı sunan hukuk yoluna başvurmaksızın yapılan bireysel başvuruların incelenmesi, bireysel başvuru yolunun ikincilliği ilkesi gereği mümkün değildir.

54. Bu durumda başvurucunun, aracı hakkında verilen el koyma tedbirinin koşulları oluşmadığı hâlde uygulandığı ve el koyma nedeniyle alınan teminat bedelinin yasal faiz işletilmeden iade edildiği şikâyetlerine ilişkin olarak zararlarının tazmini bakımından daha etkin bir yol olan 5271 sayılı Kanun’un 141. maddesine dayanarak tazminat talebinde bulunma imkânı olmasına rağmen bu yola başvurmadığı, Gümrük Müsteşarlığı aleyhine İdare Mahkemesinde dava açma yolunu tercih ettiği görülmektedir. Dolayısıyla başvurucu tarafından mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiası ile ilgili olarak tam yargı davası açma yoluna gidilmekle birlikte somut başvuru açısından daha etkili giderim yolu olan 5271 sayılı Kanun’un 141. maddesine dayanarak tazminat davası açma imkânı kullanılmaksızın bireysel başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Sonuç olarak ihlale neden olduğu ileri sürülen söz konusu iddiaya ilişkin olarak başvuru yolları usulünce tüketilmemiştir.

55. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 13/7/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Metro Turizm Ltd. Şti. [1.B.], B. No: 2014/2481, 13/7/2016, § …)
   
Başvuru Adı METRO TURİZM LTD. ŞTİ.
Başvuru No 2014/2481
Başvuru Tarihi 24/2/2014
Karar Tarihi 13/7/2016

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, kaçakçılık suçuna ilişkin olarak yürütülen ceza soruşturmasında araca el konması ve el konan aracın kovuşturma sonunda iadesine karar verilmekle beraber bu aracın yargılama sonuçlanıncaya kadar teslim edilmesi için ödenen adli teminat bedelinin faiz işletilmeden iade edilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Müsadere ve Elkoyma Başvuru Yollarının Tüketilmemesi

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5607 Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu 3
10
13
5237 Türk Ceza Kanunu 54
5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 123
127
141
142
6545 Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 70
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi