TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
KUTAY ÇAKIROĞLU BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/2523)
|
|
Karar Tarihi: 22/6/2015
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Gökçe GÜLTEKİN
|
Başvurucu
|
:
|
Kutay ÇAKIROĞLU
|
Vekili
|
:
|
Av. Ziynet ÖZÇELİK
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, beyin ve sinir
cerrahi uzmanı olarak Tunceli Devlet Hastanesinde iki ay süreyle geçici olarak
görevlendirilmesine ilişkin 31/3/2006 tarihli idari işlemin iptali istemiyle
Ankara 3. İdare Mahkemesinde açtığı iptal davası sonucunda aleyhine avukatlık
ücretine hükmedildiğini belirterek, adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye
erişim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, ihlalin tespiti ve yeniden
yargılama yapılması talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 26/2/2014 tarihinde
Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede
başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumunun bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci
Komisyonunca 30/1/2015 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm
tarafından yapılmak üzere dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve eklerinde
ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu, Ankara Gazi
Devlet Hastanesinde beyin ve sinir cerrahi uzmanı olarak görev yapmakta iken
İdarenin 30/3/2006 tarihli işlemiyle Tunceli Devlet Hastanesinde iki ay süreyle
geçici olarak görevlendirilmesi üzerine Ankara 3. İdare Mahkemesinde iptal
davası açmıştır.
6. Mahkemenin 23/11/2006
tarihli ve E.2006/954, K.2006/2293 sayılı kararıyla; başvurucunun ihtiyaç
nedeniyle Tunceli Devlet Hastanesinde iki ay süreyle geçici olarak
görevlendirildiği, söz konusu ihtiyacın hizmetin niteliği itibarıyla geçici
görevlendirme yoluyla değil, atama yoluyla giderilmesi mümkün iken, herhangi
bir nesnel ölçüt gözetilmeden görevlendirmede başvurucunun tercih edilmesinin
hukuka aykırı olduğu belirtilerek idari işlemin iptaline karar verilmiştir.
7. Temyiz üzerine karar,
Danıştay Beşinci Dairesinin 19/10/2009 tarihli ve E.2007/4681, K.2009/5507
sayılı ilâmıyla; dava konusu işlemde kamu yararı ve sağlık hizmetlerinin
gerekleri yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu işlemin sebep ve
maksat yönlerinden de hukuka uygun olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesinin
kararı bozulmuştur.
8. Başvurucunun karar düzeltme
istemi aynı Dairenin 21/6/2011 tarihli ve E.2010/1259, K.2011/3432 sayılı
ilâmıyla reddedilmiştir.
9. Mahkemece bozmaya uyularak
yapılan yargılamada; dava konusu geçici görevlendirme işleminde hukuka
aykırılığın bulunmadığı belirtilerek davanın reddine ve 26/9/2011 tarih ve 659
sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk
Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname ile hüküm
tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 550,00 TL
avukatlık ücretinin başvurucudan alınarak davalı İdareye verilmesine karar
verilmiştir.
10. Temyiz üzerine, Danıştay
Beşinci Dairesinin 17/4/2013 tarihli ve E.2012/4643, K.2013/3145 sayılı
ilâmıyla İlk Derece Mahkemesinin kararı onanmıştır.
11. Başvurucunun karar düzeltme
istemi aynı Dairenin 6/11/2013 tarihli ve E.2013/8270, K.2013/7447 sayılı
ilâmıyla reddedilmiştir.
12. Karar, başvurucuya 27/1/2014
tarihinde tebliğ edilmiştir.
13. Başvurucu, 26/2/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. İlgili
Hukuk
14. 659 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname’nin “Davalardaki temsilin niteliği
ve vekalet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı” kenar başlıklı 14.
maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve
idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi
amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve
avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine
neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde
ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine
vekalet ücreti takdir edilir.”
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
15. Mahkemenin 22/6/2015
tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 26/2/2014 tarih ve 2014/2523
numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
16. Başvurucu, beyin ve sinir
cerrahi uzmanı olarak Tunceli Devlet Hastanesinde iki ay süreyle geçici olarak
görevlendirilmesine ilişkin 31/3/2006 tarihli idari işlemin iptali istemiyle
Ankara 3. İdare Mahkemesinde açtığı iptal davası sonucunda 2/11/2011 tarihinde yürürlüğe giren 659 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname uyarınca, aleyhine avukatlık ücretine hükmedilmesi nedeniyle adil
yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
B. Değerlendirme
17. 30/3/2011 tarih ve 6216
sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un
48. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Mahkeme, … açıkça
dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”
18. Başvurucu, vekâlet ücreti
ile ilgili yapılan düzenleme neticesinde aleyhine avukatlık ücretine
hükmedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini iddia
etmiştir.
19. Aynı konuya ilişkin benzer
gerekçelerle ileri sürülmüş olan ihlal iddiaları, Anayasa Mahkemesinin
2/10/2013 tarih ve 2013/1613 başvuru numaralı kararında incelenmiştir. Söz
konusu kararda, bir yasama işlemi veya düzenleyici idari işlemin, temel hak ve
özgürlüğün ihlaline neden olması durumunda, bireysel başvuru yoluyla doğrudan
bu işlemlere değil, ancak yasama veya düzenleyici idari işlemin uygulanması
mahiyetindeki işlem, eylem ve ihmallere karşı başvuru yapılabileceği, başvuruya
konu davada, 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen düzenleme
gereğince idare lehine vekâlet ücretine hükmedildiği, dolayısıyla bu
düzenleyici idari işlemin öngördüğü hükümlerin davaya uygulandığının
anlaşıldığı, somut başvurunun da bu açıdan değerlendirilmesi gerektiği
öncelikle ifade edilmiş ve iddialar mahkemeye erişim hakkı kapsamında
incelenmiştir (Serkan Acar, B.
No: 2013/1613, 2/10/2013, § 37, 39).
20. Başvuru konusu davanın
açılmasından önce 2/11/2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile idarede görevli vekillere taraf sıfatı verilmiş ve
davanın reddi halinde idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi
düzenlenmiştir. Vekâlet ücreti, davaya hukuki katkıda bulunan ve davası kabul
edilen lehine hükmedilen bir ücrettir. Dava aşamasında kimin leh
ya da aleyhine olacağı önceden belli olmayan bu ücret yükümlülüğü bir usul
kuralı olup, mahkemeye erişim hakkı ile de ilişkilidir. Yükletilen ücretin, bu
hakkın özünü zedeleyecek şekilde kısıtlamaması, meşru bir amaç izlemesi, açık
ve ölçülü olması ve başvurucu üzerinde ağır bir yük oluşturmaması gerekir (Serkan Acar, B. No: 2013/1613, 2/10/2013,
§ 38).
21. Vekâlet ücreti bir yargılama
gideri olup, kural olarak bu tür giderler mahkemeye erişim hakkına müdahale
teşkil eder. Ancak, gereksiz başvuruların önlenerek dava sayısının azaltılması
ve böylece uyuşmazlıkların makul sürede bitirebilmesi amacıyla başvuruculara
belli yükümlülükler öngörülebilir. Bu yükümlülüklerin kapsamını belirlemek kamu
otoritelerinin takdir yetkisi içindedir. Öngörülen yükümlülükler dava açmayı
imkânsız hale getirmedikçe ya da aşırı derece zorlaştırmadıkça mahkemeye erişim
hakkının ihlal edildiği söylenemez. Dolayısıyla davayı kaybetmesi halinde
başvurucuya yüklenecek olan vekâlet ücreti bu çerçevede değerlendirilmelidir (Serkan Acar, B. No: 2013/1613, 2/10/2013,
§ 39).
22. Vekâlet ücretinin
orantılılık incelemesi yapılırken, öngörülen miktarın ülke şartlarında ne anlam
ifade ettiği, başvurucunun ödeme gücü ve davanın özel şartları gibi hususlar
dikkate alınmalıdır. Somut olayda başvurucu aleyhine 550,00 TL vekâlet ücretine
hükmedilmiştir. Başvurucu, aylık asgari ücreti geçmeyen bu ücreti ödeme gücüne
sahip olmadığına dair hiçbir bilgi ve belge sunmamıştır. Kamu görevlisi olan
başvurucunun sürekli nitelikte elde ettiği aylık geliri de dikkate alındığında
öngörülen vekâlet ücretinin başvurucuya dava açmasını imkânsız kılacak veya
aşırı derecede zorlaştıracak ağır bir ekonomik yük getirdiğinden ve bu suretle
mahkemeye erişim hakkına yönelik orantısız bir müdahale oluşturduğundan söz
edilemez.
23. Bu durumda, başvurunun “açıkça dayanaktan yoksun olması”
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun, aleyhine avukatlık ücretine hükmedilmesi nedeniyle
mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasının "açıkça dayanaktan yoksun olması" nedeniyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına,
22/6/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.