TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SABRİ KEZER BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/2725)
|
|
Karar Tarihi: 11/5/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Abuzer
YAZICIOĞLU
|
Başvurucu
|
:
|
Sabri KEZER
|
Vekili
|
:
|
Av. Erkan
ŞENSES
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan açılan
davada müdafi yardımından faydalandırılmaması, Cumhuriyet savcısının esas
hakkındaki mütalaasına karşı savunma yapma imkânı verilmemesi, tutanak
tanıkları dinlenmeden tutanakların delil olarak değerlendirilmesi, kıyas ve
yoruma açık madde hükmüyle mahkûmiyet kararı verilmesi nedenleriyle adil
yargılanma hakkı ile kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ihlal edildiği
iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 20/2/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş sunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. 1985 doğumlu olan başvurucu, Batman ili Beşiri ilçesinde
yaşadığını ve işsiz olduğunu belirtmektedir.
9. Başvurucu hakkında, silahlı terör örgütüne üye olma
suçlamasıyla soruşturma başlatılmış ve Diyarbakır (CMK 250. madde ile görevli)
Cumhuriyet Başsavcılığının 5/4/2012 tarihli iddianamesi ile aynı suçtan kamu
davası açılmıştır.
10. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin (Mahkeme) 1/10/2012
tarihli ve E.2012/215, K.2012/394 sayılı kararı ile başvurucu ile birlikte
sanıkların atılı suçtan hapis cezası (başvurucu yönünden 8 yıl 9 ay hapis
cezası) ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
11. Başvurucu hakkındaki hüküm, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin
28/6/2013 tarihli ve E.2013/6489, K.2013/10100 sayılı ilamıyla onanmıştır.
12. Nihai karar başvurucuya tebliğ edilmemiş; başvurucu, öğrenme
tarihini 25/1/2014 olarak belirtmiştir.
13. Başvurucu 20/2/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
14. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 314.
maddesinin (2)numaralı fıkrası ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle
Mücadele Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrası.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Mahkemenin 11/5/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
16. Başvurucu;
i. Hakkındaki suç
isnadıyla ilgili yapılan soruşturma sırasında müdafi yardımından
faydalandırılmadığını, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasının kendisine
tebliğ edilmediğini ve söz konusu mütalaaya karşı savunmasının alınmadığını,
tutanak tanıkları dinlenmediği hâlde olay tutanaklarının delil olarak
değerlendirildiğini, bu şekilde yapılan yargılama sonucunda haksız olarak
mahkûmiyetine karar verildiğini belirterek adil yargılanma hakkı kapsamında
savunma hakkının ve çelişmeli yargılama hakkının ihlal edildiğini,
ii. Mahkûmiyet kararına
dayanak teşkil eden kanun hükmünün kişiye davranışlarını nasıl düzenleyeceği ya
da kısıtlayacağı hakkında herhangi bir ipucu verecek nitelikte olmadığını,
muğlak bir düzenleme olduğunu, kanunda kişilerin örgüt üyesi olup olmadığını
belirleme bakımından fiile göre bir ayrım yapılmadığını, fiilin takdirinin
mahkemelere bırakıldığını, anılan maddenin kıyasa ve yoruma açık olduğunu
belirterek bu durumun Anayasa'nın 38. maddesinde güvence altına alınan suç ve
cezaların kanuniliği ilkesini ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
17. Bireysel başvurunun ön şartlarından biri de otuz günlük süre
kuralıdır. Sürenin başvurunun her aşamasında dikkate alınması gerekir (Deniz Baykal, B. No: 2013/7521, 4/12/2013,
§ 32).
18. Bireysel başvuruların 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 47.
maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 64.
maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği
tarihten; başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren
otuz gün içinde yapılması gerekmektedir.
19. Başvuru konusu olaya benzer olaylarda uygulanacak ilkeler
ilk olarak A.C. ve diğerleri [GK]
(B. No: 2013/1827, 25/2/2016, §§ 25-30) kararında ortaya konulmuştur. Daha
sonra Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu ve Bölümler tarafından benzer başvurularda
anılan ilkeler uygulanmıştır (B. L. B.
[GK], B. No: 2013/4690, 25/2/2016; Suat
Bircan [GK] B. No: 2014/16800, 1/12/2016; Fatma Gökot, B. No: 2013/5697,
21/4/2016; Zarife Yelis
ve diğerleri, B. No: 2014/6032, 17/5/2016; Yavuz Özgenç ve diğerleri, B. No:
2014/5006, 29/9/2016; Makbule Güney,
B. No: 2014/1278, 16/6/2016; G.G.,
B. No: 2013/8903, 14/4/2016). Mevcut başvuruda da önceki ilkelerden ayrılmayı
gerektiren bir durum görülmemektedir.
20. Ceza yargılamasında, Yargıtay kararlarının tebliğine ilişkin
düzenleme bulunmadığından bireysel başvuruda bulunmak isteyenlerin dava ve
başvurularını takip etmek amacıyla ilk derece mahkemelerinin nihai kararına
ulaşmak üzere makul süre ve şartlarda özen yükümlülüklerinin bulunduğu kabul
edilmiştir. Bu kapsamda erişilebilir durumda olan nihai kararın en geç üç ay
içinde ilgilileri tarafından bilindiği ve gerekçesinin öğrenildiği kabul
edilmelidir. Aksi tespit edilmediği sürece bireysel başvuru için 6216 sayılı
Kanun'da öngörülen otuz günlük başvuru süresi bu tarihten itibaren
başlayacaktır (A.C. ve diğerleri,
§§ 28-30).
21. Başvuru evrakında ve dava dosyasındaki belgelerde, başvuru
konusu nihai kararın (Yargıtay ilamının) İlk Derece Mahkemesine ne zaman
ulaştığına dair kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte Yargıtay ilamının en geç
ceza fişinin düzenlendiği 3/10/2013 tarihinde İlk Derece Mahkemesi Kalemine
ulaştığı ve başvurucunun ya da müdafiinin nihai
kararın içeriğine erişme imkânını bu tarihten itibaren elde ettiği görülmüştür.
22. Dolayısıyla özen yükümlülüğü kapsamında en geç 3/1/2014
tarihinde başvurucunun kararın içeriğini öğrendiği kabul edildiğinden ve bu
tarihten sonra otuz gün içinde başvuruda bulunulması gerekirken 22/2/2014
tarihinde başvuru yapıldığından başvuruda süre aşımı olduğu sonucuna varılmıştır.
23. Açıklanan nedenlerle bireysel başvurunun diğer kabul
edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun süre aşımı
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
11/5/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.