TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
KÜRŞAT ÇELEBİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/2901)
|
|
Karar Tarihi: 9/1/2018
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Özgür DUMAN
|
Başvurucu
|
:
|
Kürşat
ÇELEBİ
|
Vekilleri
|
:
|
1. Av.
Mehmet PARSAK
|
|
|
2. Av. Gülay
PARSAK
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, askerlik hizmeti sırasında kronik böbrek yetmezliği
hastalığına yakalanıldığı olayda kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi
nedeniyle maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal
edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 5/3/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca başvurunun kabul
edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş sunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, Mardin 70. Mekanize Piyade Tugayı Kızıltepe Ata
Hudut Karakolunda askerlik hizmetini yapmıştır. Başvurucu, askerlik hizmetini
yaptığı sırada 25/9/2012 tarihinde rahatsızlanmış; başvurucunun yüzünde,
ayaklarında ve bacaklarında şişlikler oluşmuştur.
9. Bu rahatsızlığı sebebiyle başvurucu 27/9/2012 tarihinde
muayene olmuş, rahatsızlığının sebebinin böcek ısırığı olabileceği gerekçesiyle
başvurucuya hekim tarafından çeşitli ilaçlar verilmiş ve ayrıca gastrit teşhisi konmuştur. Başvurucunun
şikâyetleri devam edince 3/10/2012 tarihinde bu defa başvurucuya alerji
teşhisi konularak antibiyotik ilaç tedavisine başlanmıştır. Ancak
rahatsızlıkları devam eden başvurucu 9/10/2012 tarihinde Kızıltepe Devlet
Hastanesi Dâhiliye Bölümünde muayene olmuştur. Yapılan muayene sonucu
başvurucunun nefroloji bölümü olan bir hastaneye
sevki uygun görülmüş; bu sebeple başvurucu önce Mardin Devlet Hastanesine,
sonrasında da 10/10/2012 tarihinde Gülhane Askerî Tıp Akademisine (GATA) sevk
edilmiştir.
10. GATA'da kronik böbrek
yetmezliği teşhisiyle tedavisine başlanan başvurucu için Ankara
Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesince 24/10/2013 tarihinde, teşhisi konulan
bu rahatsızlığı nedeniyle %90 oranında engelli olduğuna dair bir sağlık kurulu
raporu düzenlenmiştir.
11. Başvurucunun babası, oğlunun rahatsızlığına yol açan kamu
görevlilerinin cezalandırılması istemiyle 16/1/2013 tarihinde Diyarbakır Kara
Kuvvetleri Komutanlığı 7. Kolordu Komutanlığı Askerî Savcılığına (Askerî
Savcılık) suç duyurusunda bulunmuştur. Askerî Savcılık, konu ile ilgili olarak
uzman bir doktordan bilirkişi raporu aldırmıştır. Raporda, başvurucunun böbrek
fonksiyonlarını bozan lupus
nefriti hastalığına yakalandığı belirtilmiştir. Bilirkişiye göre
mağdurun rahatsızlığını beyan ettiği 25/9/2012 tarihi ile hastalığıyla ilgili
muayene ve tedavisine başlandığı 9/10/2012 tarihi arasında geçen on dört günlük
süre içinde mağdurun yaşam fonksiyonlarını etkileyebilecek bir gelişim söz
konusu değildir.
12. Askerî Savcılık 21/11/2013 tarihinde ihmal suretiyle görevi
kötüye kullanma suçundan şüpheli alay komutanı ile hekim hakkında kovuşturmaya
yer olmadığına karar vermiştir. Kararın gerekçesinde, bilirkişi raporuna atıfta
bulunulmuş ve şüpheliler ile başka herhangi bir personelin somut olayda bir
kusurunun bulunmadığı sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
13. Karara karşı yapılan itiraz, Diyarbakır 2. Hava Kuvvetleri
Komutanlığı Askerî Mahkemesi tarafından 21/1/2014 tarihinde reddedilmiştir.
14. Nihai karar, başvurucuya 4/2/2014 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
15. Başvurucu 5/3/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
16. Konu hakkında ilgili hukuk için bkz. Saadet Ergün ve diğerleri, B. No:
2013/4194, 14/10/2015, §§ 24-30.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 9/1/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
18. Başvurucu, askerlik hizmetini yapmakta iken sağlığının eski
hâline gelemeyecek şekilde %90 oranında engelli hâle geldiğini ifade
etmektedir. Başvurucu, görev yaptığı yerdeki alay komutanı ve ilgili hekim ile
diğer sağlık görevlilerinin ihmali yüzünden hastalığının geç teşhis edildiğini
ve rahatsızlığının iyileşemeyecek düzeye geldiğini belirtmektedir.
19. Başvurucu, ihmali bulunan sorumluların cezalandırılması için
yaptığı şikâyet üzerine başlatılan ceza soruşturmasının etkin bir biçimde
yapılmadığından yakınmaktadır. Başvurucuya göre olayı açıklığa kavuşturabilecek
tanık beyanları alınmamış, delillerin tamamı toplanmamıştır. Başvurucu, bu
sebeplerle sağlık ve yaşam hakkı ile adil yargılanma haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
20. Anayasa’nın 17. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları
şöyledir:
“Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını
koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller
dışında, kimsenin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve
tıbbi deneylere tabi tutulamaz.”
21. Anayasa'nın 56. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
"Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh
sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi
artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık
kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler."
22. Anayasa Mahkemesi olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvuru formu ve ekleri bir bütün olarak
incelendiğinde başvurucunun temel olarak maddi ve manevi varlığın korunması ve
geliştirilmesi hakkı kapsamında etkili bir soruşturma yürütülmemesinden şikâyet
ettiği anlaşılmıştır. Bu nedenle başvurucu tarafından adil yargılanma hakkı ve
yaşam hakkı ile bağlantı kurularak ileri sürülen tüm iddiaların Anayasa'nın 17.
maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması ve
geliştirilmesi hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
1. Genel İlkeler
23. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011
tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrasında; bireysel başvuruda
bulunulmadan önce ihlal iddiasının dayanağı olan işlem, eylem ya da ihmal için
kanunda öngörülmüş olan idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının
tüketilmiş olması gerektiği belirtilmiştir. Temel hak ihlallerini öncelikle
derece mahkemelerinin gidermekle yükümlü olması, başvuru yollarının tüketilmesi
koşulunu zorunlu kılar (Işıl Yaykır, B. No: 2013/2284, 15/4/2014, § 41).
24. Yaşam hakkının veya bedensel bütünlüğün ihlaline kasten
sebebiyet verilmemiş ise etkili bir yargısal sistem kurma yönündeki pozitif
yükümlülük her olayda mutlaka ceza davası açılmasını gerektirmez. Kendisine
zarar verilmek kastıyla hareket edildiği yönünde kişinin bir iddiasının
bulunmadığı ve olayın istisna kapsamında olmadığı değerlendirildiğinde
Anayasa'nın 17. maddesi kapsamında etkili bir yargısal sistem kurma yönündeki
pozitif yükümlülük, mağdura adli ya da idari yargı mercileri önünde açabileceği
bir tazminat ya da tam yargı davası yolunun sağlanması ile yerine getirilmiş
sayılabilir (Yaprak Yüksek, B.
No: 2013/9116, 14/10/2015, §§ 32, 33, 35).
25. Ceza hukukunda -taksire dayalı sorumluluk istisnai nitelik
taşımasına rağmen- kasten veya taksirle başkalarına verilen zarar nedeniyle
tazminat sorumluluğu kapsamında giderim imkânının daha yüksek olduğu, ceza
yargılamasında objektif sorumluluğa yer verilmezken tazminat davalarında
objektif sorumluluk ilkesinin etkin şekilde uygulandığı ve aynı maddi vakıalar
çerçevesinde daha düşük bir ispat standardı kullanıldığı görülmektedir.
Tazminat sorumluluğunda asıl gayenin zarar görenin zararının telafi edilmesi
olduğu dikkate alındığında bu yolun daha yüksek başarı şansı sunabilecek etkili
bir başvuru yolu olduğu anlaşılmaktadır (Yaprak
Yüksek, § 37).
2. İlkelerin Olaya
Uygulanması
26. Somut olayda yapılan suç duyurusu üzerine başlatılan
soruşturma kapsamında Askerî Savcılık tarafından, şikâyet edilen suçun
oluşabilmesi için failin dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranarak
hareket etmesi gerektiği vurgulanmıştır. Buna karşılık aynı soruşturmada,
şikâyete konu olayın meydana gelmesinde şüphelilerin dikkat ve özen
yükümlülüğüne aykırı davranmadığı sonucuna varılmıştır. Nitekim başvurucunun da
fiilin kasten işlendiği yönünde açık bir iddia ve şikâyeti de bulunmamaktadır.
Sonuç olarak bu tespitten hareketle atılı suçun kanunda öngörülen unsurlarının
oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği
anlaşılmıştır.
27. Başvuru konusu olayda ihmali olduğu ileri sürülen alay
komutanı ile sağlık görevlileri hakkında ceza soruşturması açılması talebinde
bulunulmakla birlikte ilgili kişiler veya kuruluşun sorumluluklarına ilişkin
herhangi bir hukuk yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır. Hâlbuki ceza
kanunları uyarınca suç oluşturmayan eylem ve ihmallere karşı -husumetin
yöneltileceği kişiye bağlı olarak- 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanunu ile 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu
uyarınca kusura ve kusursuz sorumluluğa dayalı olarak idareye veya kişilere
yönelik idare ve hukuk mahkemeleri önünde, uğranılan zararları tazmin yolları
düzenlenmiştir.
28. Bu durumda ihlale yol açıldığı ileri sürülen olay bakımından
kanunda öngörülmüş etkili ve başarı şansı sunan söz konusu idari ve yargısal
başvuru yolları bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmemiştir.
29.Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
9/1/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.