TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
BAHAR FIRAT VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/9810)
|
|
Karar Tarihi: 9/1/2018
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Heysem KOCAÇİNAR
|
Başvurucular
|
:
|
1. Bahar
FIRAT
|
|
|
2. Beril
SÖNMEZ
|
|
|
3. Emine
Aslı ODMAN
|
|
|
4. Reyda ERGÜN
|
Vekili
|
:
|
Av. Elif
YEREBAKAN İNCEDEMİR
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, işe iade istemiyle açılan davada usul ve kanuna
aykırı karar verilmesi, yargılamanın makul süre içinde tamamlanmaması ve aleyhe
hükmedilen vekâlet ücretinin dayanağının kararda tartışılmaması nedeniyle adil
yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 16/6/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. 2014/9812, 2014/9813, 2014/9814, numaralı bireysel başvuru
dosyalarının aralarındaki hukuki bağlantı nedeniyle 2014/9810 numaralı bireysel
başvuru dosyası ile birleştirilmesine; incelemenin 2014/9810 başvuru numaralı
bireysel başvuru dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve
bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen başvuru hakkında görüş sunulmayacağını
bildirmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
9. Özel bir üniversitede araştırma görevlisi olarak çalışmakta
olan başvurucuların iş sözleşmesi araştırma görevlisi olarak atandıkları
tarihin üzerinden yedi yıl geçmesine rağmen doktoralarını tamamlayamadıkları
gerekçesiyle üniversite yönetimi tarafından 31/8/2011 tarihinde feshedilmiştir.
10. Başvurucular iş akdinin haksız olarak feshedildiği ve feshin
ardındaki gerçek nedenin yürütmüş oldukları sendikal faaliyet olduğunu ileri
sürerek ayrı ayrı işe iade ve tazminat istemiyle 3/8/2011 tarihinde dava
açmışlardır.
11. İstanbul 1. İş Mahkemesi 4/11/2013 tarihli kararlar ile dava
dilekçelerinin ayrı ayrı görev yönünden reddine, 1.320 TL maktu vekâlet ücreti
ile 260 TL yargılama giderlerinin her bir davacıdan ayrı ayrı alınarak davalıya
verilmesine ve başvurucular tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına karar vermiştir. Gerekçeli
kararda mahkeme özetle başvurucular ile üniversite arasındaki ilişkinin statü
hukukuna tabi olduğunu ifade etmiş ve dolayısıyla sözleşmenin feshine ilişkin
uyuşmazlığın çözümlenmesi görevinin idari yargı mercilerine ait bulunduğunu
belirtmiştir.
12. Söz konusu kararlar başvurucular tarafından temyiz edilmiş
ve işe iade davalarının açıldığı tarihte adli yargının görevli olduğu ve yargı
yolu nedeniyle verilecek görevsizlik kararlarında vekâlet ücreti ve yargılama
giderlerine hükmedilemeyeceği itiraz olarak ileri sürülmüştür. Yargıtay 9.
Hukuk Dairesinin 6/3/2014 tarihli kararlarıile ilk
derece mahkemesi kararları onanarak aynı tarihte kesinleşmiştir.
13. Nihai kararlar başvurucular vekiline 15/5/2014 tarihinde
tebliğ edilmiştir. Başvurucular 16/6/2014 tarihinde ayrı ayrı bireysel
başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Kanun Hükümleri
14. 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun ''Öğretim Yardımcıları'' kenar başlıklı
33. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
"Araştırma görevlileri,
yükseköğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı
olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri yapan öğretim yardımcılarıdır.
Bunlar ilgili anabilim veya anasanat dalı
başkanlarının önerisi, Bölüm Başkanı, Dekan, enstitü, yüksekokul veya
konservatuvar müdürünün olumlu görüşü üzerine rektörün onayı ile araştırma
görevlisi kadrolarına en çok üç yıl süre ile atanırlar; atanma süresi sonunda
görevleri kendiliğinden sona erer. (Ek cümle: 21/4/2005 – 5335/10 md.) Bunlar aynı usulle yeniden atanabilirler…"
15. 2547 sayılı Kanun’un ek
8. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
''Vakıfca kurulacak yüksekögretim kurumlarındaki akademik organlar, Devlet
yükseköğretim kurumlarındaki akademik organlar gibi düzenlenir ve onların
görevlerini yerine getirir. Öğretim elemanlarının nitelikleri Devlet
yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanlarının niteliklerinin
aynıdır."
16. 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun ''Görevli olmayan yerlere
başvurma'' kenar başlıklı 9. maddesinin (1) numaralı fıkrası şu
şekildedir:
''Çözümlenmesi Danıştayın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine
girdiği halde, adli ve askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev
noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen
günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabilir. Görevsiz
yargı merciine başvurma tarihi, Danıştaya, idare ve
vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir.''
17. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılıHukuk
Muhakemeleri Kanunu'nun''Yargılama giderlerinin kapsamı'' kenar başlıklı
323. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ğ) bendi şu şekildedir:
''Vekille takip edilen davalarda kanun
gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti''
18. 6100 sayılı Kanun'un ''Yargılama
giderlerinden sorumluluk'' kenar başlıklı 326. maddesinin (1)
numaralı fıkrası şuşekildedir:
''Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama
giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.''
B. Yargı İçtihatları
19. Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 5/11/2012 tarihli ve
E.2012/189, K.2012/234 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:
''Somut olay ve mevzuat hükümleri birlikte
irdelendiğinde; davalı Üniversitenin, sürekli ve düzenli nitelikteki kamu
hizmetinde çalıştırdığı davacının; statüsü, göreve alınması, hak ve yetkileri
gözetildiğinde, İdare Hukuku kapsamında bir kamu personeli olduğu açıktır. Bu
açıdan davacının, iş akdinin feshine ilişkin işleminin de 2577 sayılı Kanunun
2'inci maddesinin 1'inci fıkrasının (a) bendinde tanımı yapılan iptal davasına
konu edilebilecek nitelikte bir idari işlem niteliği taşıdığı; bu işlemin
hukuka uygunluğunun denetiminin de, Anayasayla bu
denetim için oluşturulan İdari Yargı'nın görev alanında bulunduğu sonucuna
varılmıştır."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
20. Mahkemenin 9/1//2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
21. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
idari yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak
davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam
eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198,
7/11/2013, §§ 45, 47).
22. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
idari yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Selahattin Akyıl, § 41).
23. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda 2 yıl 7 ay 3 günlük yargılama
süresinin makul olduğu sonucuna varmak gerekir.
24. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Mahkemeye Erişim
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
25. Başvurucular, içtihat değişikliği sonucunda davanın görev
nedeniyle reddine karar verilirken yargılama giderlerinden olan vekâlet
ücretine hangi nedenle hükmedildiğinin açık ve somut dayanağının gerekçeli
kararda gösterilmediğini ileri sürmüşlerdir.
26. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucuların aleyhe hükmedilen vekâlet
ücreti ve yargılama giderine yönelik iddialarının mahkemeye erişim hakkı
kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
27. Başvurucuların işe iade istemiyle adli yargıda açmış
oldukları davalar idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle reddedilmiş
ve her bir başvurucunun Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden hesaplanan
maktu vekâlet ücreti ile üniversite tarafından yapılan yargılama giderlerinden
oluşan toplam 1.580 TL'yi karşı tarafa ödemesine karar verilmiştir.
Başvurucuların içtihat değişikliğine gidilerek verilen görevsizlik kararı
nedeniyle vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmalarının mahkemeye
erişim hakkını ihlal ettiği iddialarını içerir başvurusunun, kabul
edilebilirlik kriterlerinden olan anayasal ve kişisel önemden yoksun olma
kriteri yönünden incelenmesi gerekir.
28. Anayasal ve kişisel önemden yoksun olma kriterine ilişkin
genel ilkeler Anayasa Mahkemesince daha önce incelenmiş ve bu konuda karar
verilmiştir (bkz. K.V., [GK], B.No:2014/2293, 1/12/2016, §§ 47-68).
29. Anayasa Mahkemesi, önüne gelen iddialara ilişkin birçok başvurudamahkemeye erişim hakkının kapsam ve içeriğini belirlemiştir
(Mürsel Malkoç, [GK], B.No:2013/9466, 27/10/2015, § 27; Özkan Şen, B. No: 2012/791, 7/11/2013, § 52; Serkan Acar, B. No: 2013/1613,
2/10/2013,§§ 38-39)
30. Buna göre Mahkemenin sıklıkla uygulanmış açık bir
içtihadının bulunduğumahkemeye erişimhakkının
ihlal edildiğine ilişkin başvurunun genel bir soruna işaret etmediği gibi
Anayasa'nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve
sınırlarının belirlenmesi açısından da önem taşıdığının ortaya konulamadığı
sonucuna varılmıştır.
31. Somut olayda başvurucuların, Uyuşmazlık Mahkemesi
kararlarında açıklandığı üzere idari yargıda açılması mümkün olan bir davayı
adli yargı yerinde açmayı tercih etmeleri sonucunda davanın görev yönünden
reddi ile birlikte başvurucular aleyhine yargılama giderlerine hükmedildiği
saptanmıştır. Başvurucuların üniversite mezunu olup yedi yılıaşkın
bir süre araştırma görevlisi olarak görev yaptıkları ve içinde bulundukları
kişisel koşullara göre kendilerine
ciddi anlamda zarar verdiği veya kendileri için ne denli önemli olduğu
hususunda herhangi bir açıklamada bulunmadıkları da nazara alındığında önemli
bir zararın bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
32. Açıklanan nedenlerle anayasal ve kişisel önemden yoksun
olduğu anlaşılan başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları
yönünden incelenmeksizin kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Diğer İhlal İddiaları
33. Başvurucular, vakıf üniversitesi ile öğretim görevlileri
arasında yapılan hizmet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların hangi
mahkemelerde çözümleneceği hususunda adli ve idari yargı mercileri arasında
olumlu görev uyuşmazlığı bulunduğunu iddia etmişlerdir. Uyuşmazlık Mahkemesi
kararlarının somut olay dışında bağlayıcılığı bulunmadığından bu belirsizliğin
devam ettiğini ileri süren başvurucular, mevzuat ve yargı kararları gereğince
işçi sayılmaları nedeniyle işçi sendikasına üye olduklarını ve bu sendikal
faaliyetler nedeniyle işlerine son verildiğini bildirmişlerdir. Başvurucular,
verilen görevsizlik kararı uyarınca idari yargıda dava açma imkânına sahip
iseler de idari yargıda sendikal haklara ilişkin bir dava türü bulunmadığından
adil yargılanma hakkı ile sendikaya üye olma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
34. 6216 sayılı Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası
uyarınca bireysel başvuru yoluna başvurabilmek için olağan kanun yollarının
tüketilmiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403,
26/3/2013, § 16).
35. Somut olayda başvuruya konu İstanbul 1. İş Mahkemesi
4/11/2013 tarihli kararları ile uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli
olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar vermiş, temyiz edilen
kararlar Yargıtay denetiminden geçerek 6/3/2014 tarihinde kesinleşmiştir. Hâl
böyle iken başvurucuların uyuşmazlığın esasının çözümü için 2577sayılı Kanun'un
9. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca hükmün kesinleşmesinden itibaren
otuz günlük süre içinde görevli mahkemede dava açma hakkı bulunduğundan hukuk
sisteminde düzenlenen başvuru yollarını usulünce tüketmeden bireysel başvuruda
bulundukları belirlenmiştir.
36. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkı ve mahkemeye erişim hakkının
ihlal edildiğine ilişkin iddiaların açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA
9/1/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.