TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
FERDİ GÜMÜŞ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/2903)
|
|
Karar Tarihi: 7/6/2017
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Nuri
NECİPOĞLU
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Gökçe
GÜLTEKİN
|
Başvurucu
|
:
|
Ferdi GÜMÜŞ
|
Vekili
|
:
|
Av. Nalan
BENER
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, başvurucunun hukuka aykırı olarak cezalandırılması, temyiz
incelemesinde duruşma yapılmaması ve yargılamanın makul sürede
sonuçlandırılmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 5/3/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilir olduğuna, esas
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu 28/2/2001 tarihinde tutuklanmış, Bakırköy
Cumhuriyet Başsavcılığının 13/3/2001 tarihli iddianamesiyle zorla alıkoyma ve
cinsel saldırı suçlarını işlediği iddiasıyla hakkında kamu davası açmıştır.
Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/2/2010 tarihli kararıyla başvurucunun
hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Kararın ilgili kısımları
şöyledir:
" Sanık Ferdi Gümüş savunmalarında
özetle; olay günü mağdure ile anlaşarak birlikte
Bursa’daki dershaneden çıkıp İzmir’deki ailesinin yanına gittiklerini ancak
giderken mağdurenin çantasıyla nüfus cüzdanının
dershanede kaldığını ve bu yüzden evlenemediklerini, İzmir’den otostop yaparak
İstanbul’a geldiklerini, İstanbul’da bir şahsın evinde misafir olarak
kaldıklarını, bu süreç içerisinde mağdurenin gönlü ve
rızasıyla onunla birçok kez cinsel ilişkiye girdiklerini ve mağdurenin
kızlığını kendisinin bozduğunu, evinde misafir olarak kaldıkları kişinin ihbar
etmesi üzerine yakalandıklarını, suçlamayı kabul etmediğini beyan etmiştir.
...
İddia, sanığın kaçamaklı savunmaları, mağdure ve müdahil Y.Ö.nün ifadeleri,
yeminli tanık anlatımları, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 28.02.2001
tarihli ve 223 sayılıraporu, Adli Tıp Kurumu
6.İhtisas Kurulunun 23.11.2009 tarihli raporu, olayın oluş şekli, toplanan
deliller ve tüm dosya kapsamından; suç tarihi olan 21.02.2001 tarihinde Bursa
Ç. Dershanesinde kursa katılan ve suç tarihinde reşit olan mağdure
ve müdahil Y.Ö.nün daha önceden tanıştığı sanık Ferdi
Gümüş’ün dershaneye gelerek mağdure ile konuşup
kendisiyle birlikte kaçmasını istediği, mağdurenin
bunu kabul etmemesi halinde onu ve ailesini öldüreceğini beyanla mağdureyi tehdit edip korkutmak suretiyle etkisiz hale
getirdikten sonra onu zorla dershaneden çıkarıp ara sokaklarda yürüdükten sonra
Bursa’daki Aylin isimli bir arkadaşının evine götürdüğü ve gece saat 01:30
sıralarına kadar orada zorla alıkoyup daha sonra otostop yaparak Bursa’nın Görüklü Köyüne götürdüğü, oradan da otostop yaparak
Balıkesir’e götürüp Balıkesir’de bir otobüse bindirip babasının İzmir’deki
evine götürdüğü ve orada mağdurenin zorla ırzına
geçip kızlığını bozduğu, daha sonra mağdureyi oradan
zorla İstanbul’a getirdiği, İstanbul’a getiren araç sahibi olan tanık Ö.Ö.nün evinde tuttuğu, mağdurenin
yolculuk boyunca devamlı ağladığını gören ve onu zorla kaçırdığını hisseden
tanık Ö.Ö.nün sanığın haberi olmadan mağdure ile konuşması sırasında mağdurenin
ona 'ailemi bul ve beni kurtar' demesi üzerine tanığın mağdurenin
yakınlarıyla telefonla irtibat kurduğu ve bu şekilde sanığın polisler
tarafından yakalanmasını sağladığı bu süre zarfında sanığın zorla mağdure ile birkaç kez cinsel ilişkiye girdiği anlaşılmış
olup bu suretle sanık Ferdi Gümüş’ün reşit olan mağdure
Y.Ö.nün şehvet hissi ve evlenmek maksadıyla zorla
kaçırıp alıkoymak ve müteselsilen zorla mağdure Y.Ö.ye karşı cinsel saldırı suçlarını işlediği
sabit olduğundan, sanığın mağdure Y.Ö.yü
şehvet hissi ve evlenmek maksadıyla zorla kaçırıp alıkoymak suçundan eylemine
uyan ve lehine olan 765 sayılı TCK.nun 429/1,31
maddeleri uyarınca tecziyesine, sanığın mağdure
Y.Ö.ye karşı birden çok kez cinsel saldırı suçundan eylemine uyan ve lehine
olan 5237 sayılı TCK.nun102/2,43/1,53,63 maddeleri uyarınca tecziyesine karar
verilmesi gerekmiştir."
8. Temyiz üzerine hüküm, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 12/12/2013
tarihli kararıyla onanmıştır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
9. Mahkemenin 7/6/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
10. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
12. Ceza yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin
başlangıç tarihi olarak bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar
tarafından bildirildiği veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı
gibi birtakım tedbirlerin uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak
ise suç isnadına ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden
davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (B.E., B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 34).
13. Ceza yargılamasının süresinin makul olup olmadığı
değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların
ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın
süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate
alınır (B.E., § 29).
14. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda 12 yıl 10 aylık yargılama
süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
15. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
1. Temyiz İncelemesinde
Duruşma Yapılmaması Nedeniyle Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin
İddia
16. Anayasa Mahkemesi daha önceki kararlarında, ilk derece
mahkemeleri önünde duruşmalı yargılama yapılıp karar verildikten sonra kanun
yolu incelemesinin duruşmasız yapılması hâlinde adil yargılanma hakkının
ihlalinden söz edilemeyeceğine karar vermiştir (Nevruz Bozkurt, B.
No: 2013/664, 17/9/2013, § 32; Ali İlhan
Bayar, B. No: 2013/725, 19/11/2014, §§ 44-46).
17. Başvuruya konu davada da ilk derece yargılamasında duruşma
yapıldığından anılan içtihattan farklı bir sonuca ulaşmayı gerektiren bir durum
olmadığı anlaşılmıştır.
18. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Yargılamanın Sonucu
İtibarıyla Adil Olmadığına İlişkin İddia
19. Başvurucu; mağdurun olay tarihinde sevgilisi olduğunu,
rızaya dayalı olarak cinsel ilişki yaşadıklarını, masum olduğunu, tanıklar ve
mağdur ile yüzleştirilmediğini, mağdurun ifadesi ile bilirkişi raporunun
çelişkili olduğunu, yeterli soruşturma ve kovuşturma yapılmadığını belirterek
adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
20. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ileuyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması
bireysel başvurukonusu olamaz. Ancak bireysel başvuru
kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya
açık keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda
değildir (Ahmet Sağlam, B. No:
2013/3351, 18/9/2013, § 42).
21. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, Derece
Mahkemesince delillerin değerlendirilmesine ve hukuk kurallarının
yorumlanmasına ilişkin olup Mahkeme kararında bariz takdir hatası veya açık keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate
alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu
anlaşılmaktadır.
22. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
23. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
24. Başvurucu, manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
25. Somut olayda, makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği sonucuna varılmıştır.
26. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvurucuya net 19.200 TL manevi tazminat ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
27. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1.Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 19.200 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesine
(E.2001/163, K.2010/21) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
7/6/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.