TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
TÖREDİ ŞİMŞEK BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/3285)
|
|
Karar Tarihi: 10/3/2015
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Derya ATAKUL
|
Başvurucu
|
:
|
Töredi
ŞİMŞEK
|
Vekili
|
:
|
Av. Önder KIRMIZITAŞ
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, "taksirle
yaralama" suçunu işlediği iddiasıyla yargılandığı davanın halen
devam ettiğini ve makul sürede
yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüş ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 12/3/2014 tarihinde İstanbul 16. Asliye Hukuk
Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvuruda
Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, 31/10/2014 tarihinde,
kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 1/12/2014 tarihinde, kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği,
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 19/12/2014
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve
UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle
şöyledir:
7. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen
soruşturma kapsamında 22/2/2009 tarihinde başvurucunun ifadesi alınmıştır.
8. Gaziosmanpaşa 2. Sulh Ceza Mahkemesi, 22/2/2009 tarih ve
2009/45 Sorgu sayılı kararı ile başvurucunun "taksirle
yaralama" suçundan tutuklanmasına karar vermiştir.
9. Başvurucu hakkında, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet
Başsavcılığının 11/3/2009 tarih ve E.2009/2896 sayılı iddianamesi ile "taksirle yaralama" suçunu
işlediği iddiasıyla kamu davası açılmış, dava Gaziosmanpaşa 3. Asliye Ceza
Mahkemesinin 2009/594 sayılı esasına kaydedilmiştir.
10. Gaziosmanpaşa 3. Asliye Ceza Mahkemesi, 27/7/2009 tarihli
duruşmada başvurucunun tahliyesine karar vermiştir.
11. Mahkeme, 20/5/2010 tarih ve E.2009/594, K.2010/774 sayılı
kararı ile başvurucunun "taksirle
yaralama" suçundan 2 yıl 8 ay hapis cezası ile
cezalandırılmasına ve sürücü belgesinin 6 ay süre ile geri alınmasına karar
vermiştir.
12. Başvurucu ve katılanların temyizi üzerine karar, Yargıtay
12. Ceza Dairesinin 2/4/2013 tarih ve E.2012/16437, K.2013/8313 sayılı ilâmı
ile bozulmuştur.
13. Bozma üzerine, Gaziosmanpaşa 3. Asliye Ceza Mahkemesinin
2013/211 sayılı esasına kaydedilen davada yargılama devam etmektedir.
14. Başvurucu, 12/3/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. İlgili
Hukuk
15. 26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53.
maddesinin (6) numaralı fıkrası, 89. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (e)
bendi ile (4) numaralı fıkrası.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
16. Mahkemenin 10/3/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucunun 12/3/2014 tarih ve 2014/3285 numaralı bireysel başvurusu incelenip
gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
17. Başvurucu, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca
yürütülen soruşturma kapsamında 22/2/2009 tarihinde ifadesi alınarak aynı
tarihte tutuklandığını, 27/7/2009 tarihinde tahliye edildiğini, ancak hakkında
açılan kamu davasının halen devam ettiğini ve makul sürede yargılama
yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
18. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
19. Başvurucu, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca
hakkında açılan kamu davasının halen devam ettiğini ve makul sürede yargılama
yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
20. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049,
26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)
kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan
alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma
hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca
inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM
içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lâfzî içeriğinde yer alan
ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve
haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun
dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen
ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca
davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının
görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın
bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının
değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No:
2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
21. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
22. Anayasa’nın 36. ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca
kişilere, cezai alanda yöneltilen suçlamaların da (suç isnadı) makul sürede
karara bağlanmasını isteme hakkı tanınmıştır. İsnat olunan fiil, ceza
kanunlarında suç olarak nitelendirilmiş ve yargılama aşamasında ceza hukukunun
kuralları uygulanmış ise ayrıca bir uygulanabilirlik incelemesi yapılmaksızın
kendiliğinden adil yargılanma hakkının kapsamına girer (B. No: 2013/625,
9/1/2014, § 31). Başvuru konusu olayda, başvurucu hakkında, "taksirle yaralama" suçunu
işlediği iddiasıyla soruşturma
başlatılmıştır. Başvurucu hakkında isnat olunan suç 5237 sayılı Kanun’un 89.
maddesinin (3) numaralı fıkrasının (e) bendi ile (4) numaralı fıkrasında hapis
cezasını gerektirir şekilde tanımlanmıştır. Bu çerçevede başvurucu hakkındaki
suç isnadına dayalı yargılamanın Anayasa’nın 36. maddesinin güvence kapsamına
girdiği konusunda kuşku bulunmamaktadır (B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 32).
23. Ceza muhakemesinde yargılama süresinin makul olup
olmadığı değerlendirilirken sürenin başlangıcı, bir kişiye suç işlediği
iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak
etkilendiği arama ve gözaltı gibi bir takım
tedbirlerin uygulanması anı ya da kamu davasının açıldığı tarihtir. Somut
başvuru açısından bu tarih, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca
başvurucunun ifadesinin alındığı 22/2/2009 tarihidir. Ceza yargılamasında sürenin
sona erdiği tarih, suç isnadının nihai olarak karara bağlandığı, yargılaması
devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle
ilgili kararını verdiği tarihtir (B. No: 2013/695, 9/1/2014, § 35).
24. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında
22/2/2009 tarihinde ifadesi alınarak aynı tarihte "taksirle yaralama" suçundan tutuklanan başvurucu
hakkında, Başsavcılığın 11/3/2009 tarihli iddianamesi ile "taksirle yaralama" suçunu
işlediği iddiasıyla kamu davası açıldığı, Gaziosmanpaşa 3. Asliye Ceza
Mahkemesince yapılan yargılamada, başvurucunun savunması ile müşteki ve tanık
beyanlarının alındığı, bilirkişi refakati ile keşif yapıldığı, kusur oranının
tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alındığı, 27/7/2009 tarihli duruşmada
başvurucunun tahliyesine karar verildiği tespit edilmiştir. Mahkemece,
20/5/2010 tarihli karar ile başvurucunun "taksirle
yaralama" suçundan mahkûmiyetine hükmedildiği, temyiz edilen hükmün,
Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2/4/2013 tarihli ilâmı ile bozulduğu
belirlenmiştir. Bozma üzerine, Gaziosmanpaşa 3. Asliye Ceza Mahkemesinin
2013/211 sayılı esasına kaydedilen davada, usulüne uygun tebligata rağmen
başvurucunun, 24/1/2014 tarihli ilk duruşmadan itibaren yargılamaya
katılmadığı, savunmasının alınabilmesi amacıyla ilk duruşmada başvurucunun
zorla getirilmesine, 24/12/2014 tarihli üçüncü duruşmada başvurucu hakkında
yakalama emri çıkarılmasına karar verildiği ve duruşmanın 25/2/2015 tarihine
ertelendiği anlaşılmıştır.
25. 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun
öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul
sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; B.
No: 2013/695, 9/1/2014, §§ 24-40).
26. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde, başvuruya konu
ceza davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı,
delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler
dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzaktır. Başvurucu her ne kadar Yargıtay
12. Ceza Dairesinin 2/4/2013 tarihli bozma ilâmı üzerine Gaziosmanpaşa 3.
Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılamaya, usulüne uygun tebligata rağmen
katılmayarak yargılamanın uzamasına sebep olmuşsa da anılan davaya bütün olarak
bakıldığında, somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek
bir yön bulunmadığı ve söz konusu yaklaşık altı yıldır devam eden yargılama
sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
27. Açıklanan nedenlerle,
başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
28. Başvurucu, makul sürede
yargılama yapılmadığı için 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep
etmiştir.
29. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine
tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu
gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
30. Başvurucunun tarafı olduğu
uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık altı yıldır devam eden yargılama süresi nazara
alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net
2.900,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
31. Başvurucu tarafından yapılan
ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
32. Başvuruya konu yargılamanın
yaklaşık altı yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını
ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir
yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun;
1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki
iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına
alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucuya net 2.900,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE,başvurucunun tazminata ilişkin diğer
taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucu tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA
ÖDENMESİNE,
D.Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına
başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması
halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için
yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Gaziosmanpaşa 3. Asliye Ceza Mahkemesine
gönderilmesine,
10/3/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.