TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
M.A. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/3298)
|
|
Karar Tarihi: 22/9/2016
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Mehmet Sadık
YAMLI
|
Başvurucu
|
:
|
M. A.
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, yer değiştirme suretiyle yapılan il içi atama işleminin
iptali istemiyle açılan davada işlemin hukuka aykırı olduğuna ilişkin iddialara
rağmen ve yerleşik yargı kararlarına aykırı bir şekilde davanın reddedilmesi
nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 11/3/2014 tarihinde Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir
eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca 31/3/2015 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 4/1/2016 tarihinde, başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği görüş bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü 3/3/2016 tarihinde
Anayasa Mahkemesine sunmuştur.
6. Bakanlık tarafından Anayasa Mahkemesine sunulan görüş
10/3/2016 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne
karşı beyanda bulunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, Aydın ili Köşk ilçesi Adnan Menderes İlköğretim
Okulunda müdür olarak görev yapmakta iken hakkında yürütülen disiplin soruşturması
sonucunda getirilen idari teklif kapsamında Aydın Merkez Mimar Sinan Teknik ve
Endüstri Meslek Lisesine öğretmen olarak atanmıştır. Aynı soruşturma kapsamında
disiplin yönünden getirilen teklif kapsamında da kınama cezası verilmiştir.
9. Başvurucu, hakkındaki yer değiştirme işlemine karşı diğer
iddialarının yanında işlemin Vali adına İl Millî Eğitim Müdür Vekili sıfatıyla,
aynı zamanda hakkındaki disiplin cezasını veren kişi olan İl Eğitim
Denetmenleri Başkanı A.Y.nin imzasıyla
gerçekleştirildiği ve 10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 8.
maddesinin birinci fıkrasının (C) bendi gereği atama işleminin yetki unsuru
yönünden sakat olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle dava açmıştır.
10. Aydın 1. İdare Mahkemesi 19/6/2013 tarihli ve E.2012/1466,
K.2013/883 sayılı kararıyla davayı reddetmiştir. Karar gerekçesinin ilgili
bölümü şöyledir:
"5442 sayılı İl İdaresi
Kanununun 8/c maddesinde, madde kapsamında bulunan bütün memurların
lüzumu halinde il içinde nakil ve tahvillerinin mensup olduğu İl İdare Şube
Başkanlarının inhası üzerine Valiler tarafından icra edilmekle beraber mensup
oldukları Bakanlıklar veya Genel Müdürlüklere sebepleriyle bildirileceği
öngörülmüştür.
13/08/2009 tarih ve 24318 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim
Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine ilişkin Yönetmeliğin
7.maddesinin (d) bendinde, "Yöneticilik görevi, son üç yıllık hizmet
süresi içinde adli veya idari soruşturma sonucu üzerinden alınmamış olmak"
koşulu, yönetici olarak atanacaklarda aranacak genel koşullar arasında
sayılmış, aynı Yönetmeliğin 'Yöneticilik görevinden alınma' başlıklı 29.
maddesinde;"(1) Eğitim kurumu yöneticilerinden haklarında yapılan adlî ve
idarî soruşturma sonucu hazırlanan raporların yetkili amir ve kurullarca
değerlendirilmesi sonucuna göre; a) Görev yerlerinin değiştirilmesi
gerekenlerin durumlarına uygun eğitim kurumu yöneticiliklerine, b) Yöneticilik
görevlerinden alınması gerekenler ihtiyaç bulunan eğitim kurumlarına öğretmen
olarak, atanırlar. ... (3) Yöneticiliğe atanma şartlarından herhangi birini
kaybedenler yöneticilik görevinden alınırlar. " hükümleri yer almıştır.
Yukarıda anılan mevzuat hükümleri uyarınca,
memurların naklen atanması ve görev değişikliği konusunda idareye takdir
yetkisi tanındığı açık olup, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri
göz ardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince
saptanması halinde, sözü edilen dava konusu idari işlemin neden ve amaç
yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yerleşmiş
yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; Aydın İli,
Köşk İlçesi, Adnan Menderes İlköretim Okulu müdürü
olarak görev yapan davacı hakkında 8/A sınıfı öğrencisi E. Ö.'yü 04/04/2012 tarihinde makam odasına çağırdığı, uygunsuz
sözler söylediği, cinsel tacizde bulunduğu iddiaları ile ilgili olarak
başlatılan disiplin soruşturması sonucu düzenlenen 10/05/2012 gün ve 7 sayılı
raporunda, davacı hakkında taciz olayı gerçekleşmemiş olsa bile davacının
öğrencileri ile görüşme yönteminin doğru olmadığı, herhangi bir eylemi olmasa
bile kendini şaibe altında bıraktığı, bilgi amaçlı olsa bile öğrencilerine adet
kanamaları konusunda açıklama yapması ve çeşitli sorular sorması, odasında tek
olarak görüşmesi, görüşmeler sırasında makam koltuğu yerine misafir koltuğunda
oturması iddialarının sübut bulduğu ve söz konusu fiillerin hizmet içinde
devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda
bulunmak kapsamında kaldığından bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun
125/C-ı maddesi gereğince 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile
cezalandırılması ve idarecilik görevi üzerinden alınarak çalıştığı ilçe dışında
bir okula öğretmen olarak ataması yönünde teklif getirilmesi üzerine, davacıya
teklif doğrultusunda 657 sayılı Yasanın 125/C-ı ve alt ceza uygulanmak
suretiyle kınama cezası verildiği ve dava konusu 08.06.2012 gün ve 18771 sayılı
Aydın Valiliği Milli Eğitim Müdürlüğü atama kararnamesi ileAydın-
Merkez Mimar Sinan Teknik ve Endüstri Meslek Lisesine öğretmen olarak
atamasının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yapılan soruşturma sonucunda
sübuta erdiği anlaşılan eylemleri nedeniyle disiplin cezası verilen ve
soruşturma raporuyla idarecilik görevi üzerinden alınarak çalıştığı ilçe
dışında bir okula öğretmen olarak atanması önerilen davacının, idareci olarak
görev ve sorumluluğunu gerekli ve yeterli düzeyde yerine getirmediği, bundan
sonra okulda sağlıklı ve verimli şekilde görev yapamayacağı, bunun da okuldaki
eğitim ve öğretim hizmetlerini olumsuz etkileyeceği kanaatine varıldığından,
eğitim ve öğretim hizmetlerinin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi
amacıyla davacının Aydın- Merkez Mimar Sinan Teknik ve Endüstri Meslek Lisesine
öğretmen olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet
gerekleri yönünden hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan, davacının, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu’nun 125/C-ı ve alt ceza uygulanmak suretiyle kınama cezası ile
cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davada, Mahkememizin
12.06.2013 gün ve E:2012/1485, K:2013/854 sayılı kararıyla davanın reddine
karar verilmiştir."
11. Başvurucu tarafından itiraz edilen karar, Aydın Bölge İdare
Mahkemesinin 29/1/2014 tarihli ve E.2013/2431, K.2014/304 sayılı kararıyla
onanmış ve karar kesinleşmiştir.
12.Karar,başvurucuya 19/2/2014
tarihinde tebliğ edilmiştir.
13.Başvurucu 11/3/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
14.Diğer taraftan, kınama cezasıverilmesine
ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan ve Aydın 1. İdare Mahkemesinin
12/6/2013 tarihli ve E.2012/1485, K.2013/854 sayılı kararıyla reddedilen dava,
kanun yolundan geçerek kesinleşmiştir.
B. İlgili Hukuk
15. 5442 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (C)
bendi şöyledir:
“C) Yukardaki fıkralarda yazılı bütün
memurların lüzumu halinde il içinde nakil ve tahvilleri mensup olduğu il idare
şube başkanlarının inhası üzerine valiler tarafından icra edilmekle beraber
mensup oldukları Bakanlıklar veya genel müdürlüklere sebepleriyle bildirilir.”
16.Danıştay İkinci Dairesinin 6/11/2014 tarihli ve E.2011/8676,
K.2014/9562 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:
"İlgili mevzuat hükümleri incelendiğinde;
valiye tanınan il içi atama yetkisinin, vali yardımcısı tarafından, ancak
valiye vekalet ettiği dönemlerde kullanılabileceği; il milli eğitim müdürünün
bu yetkiyi kullanabileceği yolunda ise herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği
görülmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; Adana İli,
Yüreğir İlçesi, Kiremithane Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nde Öğretmen olan
davacının, soruşturma nedeniyle, Seyhan İlçesi, Akkapı
Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'ne atanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle
davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İdare Mahkemesi tarafından, il milli eğitim
müdürü imzasıyla ilgililere tebliğ edilen atama kararnamesine ilişkin belgeye
dayanılarak, il milli eğitim müdürü tarafından tesis edilen atama işleminde
yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal kararı verilmiş
ise de; dosya içeriğinde mevcut olan ve temyiz aşamasında da davalı idarece
dosyaya sunulan 2.9.2010 günlü, 38911 sayılı atama kararnamesi ve Vali Olur'u
incelendiğinde, dava konusu işlemin Vali tarafından tesis edildiği açıkça
görüldüğünden, dava konusu işlemin yetki yönünden hukuka aykırılığı bulunmadığı
anlaşılmakla aksi yönde verilen Mahkeme kararında hukuki isabet
bulunmamaktadır."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 22/9/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
18. Başvurucu, hakkındaki yer değiştirme işleminin gerek esas
gerekse usul yönünden sakat olduğu iddiasını açtığı iptal davasında ileri
sürmesine karşılık mahkemeninkarar gerekçesinde,
işlemin yetki yönüne ilişkin mevzuata yer vermekle yetinip bu iddiaya ilişkin
herhangi bir değerlendirmede bulunmadığını, müdürlük görevinden alınmasının
mevzuata aykırı olduğunu, aynı fiil nedeniyle hem disiplin cezası verildiğini
hem de müdürlük görevinden alınarak il içi atamasının yapıldığını, kınama
cezasının müdürlük görevinden alınmasını gerektirir niteliğinin bulunmadığını
belirterek Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve işlemin iptaline karar verilmesi
talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
19. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddiaları yargılamanın adil
olmadığı hakkında olup incelemenin bu kapsamda yapılması gerektiği
değerlendirilmiştir.
20. Bakanlık,
delillerin değerlendirilmesi ve mevzuatın yorumlanmasının esasen derece
mahkemelerinin yetkisinde olduğunu, Anayasa Mahkemesinin ise başvuruya konu
yargılamanın bir bütün olarak adil olup olmadığını değerlendirdiğini, somut
olayda başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki
şikâyetinin bu hususlar gözönünde bulundurularak
incelenmesi gerektiğini belirtmiştir.
21.Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi
gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”
22.30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
“Mahkeme, … açıkça dayanaktan yoksun
başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”
23. İlke olarak derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış
maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk
kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla
ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru
incelemesine konu olamaz. Bunun tek istisnası, derece mahkemelerinin tespit ve
sonuçlarının adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda bariz takdir hatası veya
açık keyfîlik içermesi ve bu durumun kendiliğinden
bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal etmiş olmasıdır. Bu
çerçevede kanun yolu şikâyeti niteliğindeki başvurular, derece mahkemesi
kararları bariz takdir hatası veya açık keyfîlik
içermedikçe Anayasa Mahkemesince incelenemez (Necati
Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 26).
24. Başvuru konusu olayda, okul müdürü olarak görev yapan
başvurucu hakkında bir kız öğrenciye makam odasında uygunsuz sözler söylediği
ve tacizde bulunduğu iddiaları nedeniyle disiplin soruşturması açılmış,
hazırlanan soruşturma raporuna göre taciz olayı gerçekleşmemiş olsa bile
başvurucunun öğrencilerle görüşme yöntemi ve sorduğu sorular nedeniyle fiillerinin
hizmet içinde memurun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte
davranışlarda bulunma kapsamında kaldığı tespit edilerek başvurucunun aylıktan
kesme disiplin cezası ile cezalandırılması ve idarecilik görevinden alınarak il
içinde başka bir okula atamasının yapılaması yönünde teklif getirilmiş;
başvurucu alt ceza uygulanmak suretiyle kınama cezasıyla tecziye edilmiş ve
müdürlük görevinden alınarak başka bir okula öğretmen olarak atanmıştır.
25. Müdürlük görevinden alınarak il içinde başka bir okula öğretmen
olarak atamasının yapılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle başvurucu
tarafından açılan davada ilk derece mahkemesi, başvurucunun idareci olarak
görev ve sorumluluğunu gerekli ve yeterli düzeyde yerine getirmediği, bundan
sonra okulda sağlıklı ve verimli şekilde görev yapamayacağı, bunun da okuldaki
eğitim ve öğretim hizmetlerini olumsuz etkileyeceği kanaatine varmak suretiyleeğitim ve öğretim hizmetlerinin daha etkin ve
verimli bir şekilde yürütülmesi amacıyla öğretmen olarak atanmasına ilişkin dava
konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık
bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş; başvurucu tarafından bu
karara yapılan itiraz da reddedilerek karar kesinleşmiştir.
26. Mahkemenin gerekçeleri ve başvurucunun iddiaları
incelendiğinde; yapılan disiplin soruşturması sonucunda tespit edilen fiiller
nedeniyle başvurucunun idarecilik görevini gereği gibi yerine getiremediği ve
bundan dolayıokulda eğitim ve öğretim hizmetlerinin
olumsuz etkileneceği gerekçesiyle davanın reddedildiği, bu kapsamda iddiaların
özünün derece mahkemesi tarafından delillerin ve mevzuatın değerlendirilmesinde
ve yorumlanmasında isabet olmadığına, esas itibarıyla yargılamanın sonucunun
hukuka aykırılık teşkil ettiğine ilişkin bulunduğu görülmektedir.
27. Adil yargılanma hakkı bireylere dava sonucunda verilen
kararın değil yargılama sürecinin ve usulünün adil olup olmadığını denetletme
imkânı verir. Bu nedenle bireysel başvuruda adil yargılanmaya ilişkin
şikâyetlerin incelenebilmesi için başvurucunun yargılama sürecinde haklarına
saygı gösterilmediği, bu çerçevede yargılama sürecinde karşı tarafın sunduğu
deliller ve görüşlerden bilgi sahibi olamadığı veya bunlara etkili bir şekilde
itiraz etme fırsatı bulamadığı, kendi delillerini ve iddialarını sunamadığı ya
da uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasıyla ilgili iddialarının derece mahkemesi
tarafından dinlenmediği veya kararın gerekçesiz olduğu gibi mahkeme kararının
oluşumuna sebep olan unsurların değerlendirilmesinde eksiklik, ihmal ya da açık
keyfîliğe ilişkin bir bilgi ya da belge sunmuş olması
gerekir (Naci Karakoç, B. No:
2013/2767, 2/10/2013, § 22).
28. Başvurucu tarafından5442 sayılı Kanun'un 8. maddesinin
birinci fıkrasının (C) bendi ve yerleşik idari yargı kararlarında uyarınca
(bkz. §§ 15, 16) il içi atamaların vali tarafından yapılması gerektiği halde
dava konusu ettiği atama kararnamesinin vali tarafından imzalanmadığı, ilk
derece mahkemesi kararında anılan mevzuata yer verilmesine rağmen bu iddiasının
kararda değerlendirilmediği de ileri sürülmüş olup başvuruya konu yargılama
dosyasına sunulan davalı idarenin birinci savunmasında başvurucunun atamasının
yapılmasının 1/6/2012 tarihli ve 18033 sayılı Vali oluruna dayandığı
belirtilmiş ve savunma ekinde anılan olur sunulmuştur.
29.Bu kapsamda başvurucu tarafından ileri sürülen iddianın
yersiz olduğunun başvuru dosyasına sunulan bilgi ve belge ile açık bir şekilde
görüldüğü, başvurucunun davalı idare tarafından sunulan savunma ve belgelere
ulaşamadığı yönünde bir iddiasının bulunmadığı anlaşıldığından ilk derece
mahkemesi kararının yerleşik yargı içtihatlarına aykırılık taşımadığı
görülmüştür.
30. Sonuç olarak başvurucu yargılama sürecinin hakkaniyete
aykırı olduğuna dair bir bilgi ya da belge sunmamış olup başvurucunun mahkemece
delillerin değerlendirilmesinin ve verilen kararın içeriğinin adil olmadığı
şikâyetini dile getirdiği anlaşılmaktadır.
31. Açıklanan nedenlerle başvurucu tarafından ileri sürülen
iddiaların kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşıldığından başvurunun
diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucunun kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli
tutulması talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
22/9/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.