TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
KANAL BEYAZ TELEVİZYON RADYO YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/3532)
Karar Tarihi: 2/12/2015
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serruh KALELİ
Nuri NECİPOĞLU
Hicabi DURSUN
Hasan Tahsin GÖKCAN
Raportör
Murat ŞEN
Başvurucu
Kanal Beyaz Televizyon Radyo Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Vekili
Av. Zeynep ARISAN DİŞÇİ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, Erkan Tan Vakti isimli programda iletilen haberler nedeniyle televizyon kanalına yayın durdurma kararı verilmesinin basın özgürlüğünü ihlal ettiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 14/3/2015 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 30/12/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu şirket, “Beyaz TV” logosuyla ulusal düzeyde televizyon yayını yapmaktadır.
6. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), anılan kanalda hafta içi her sabah 06.30 ile 08.30 saatleri arasında yayımlanan Erkan Tan Vakti isimli programın 13/2/2014 tarihli yayınının, 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 149/A maddesi ve Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) 22/12/2013 tarihli ve K.2013/605 sayılı kararı doğrultusunda değerlendirilmesi amacıyla YSK'ya başvurmuştur.
7. YSK, seçim yasakları kapsamında yaptığı inceleme neticesinde 22/2/2014 tarihli ve K.499 sayılı kararıyla, anılan programın YSK'nın K.2013/605 sayılı kararında belirtilen "... kamuoyu araştırmaları ve anketlerin yayınlanması sırasında, araştırmanın hangi kuruluş tarafından yapıldığının, denek sayısının, araştırmanın kim tarafından finanse edildiğinin açıklanmasının zorunlu olduğu" ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle program yayınının altı kez durdurulmasına hükmetmiştir.
8. Bu karar 5/3/2014 tarihinde tebliğ edilmiş ve başvurucu, 14/3/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
9. 298 sayılı Kanun’un 11. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir. Bu üyeler salt çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir başkan ve bir başkanvekili seçerler.
Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin görev süresi altı yıldır. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir.
Yeni üyelerin tamamının seçilmelerine kadar eski üyeler görevlerine devam ederler.
Başkanvekili, başkanlık görevlerinin yapılmasında başkana yardım ve bulunmadığı zaman ona vekillik eder. Başkanvekilinin de engeli halinde, asıl üyelerin en yaşlısı başkanlık görevini yerine getirir.
Her yenileme seçiminden sonra, Yüksek Seçim Kuruluna Yargıtay ve Danıştay'dan seçilmiş üyeler arasından ad çekme ile ikişer yedek üye ayrılır. Başkan ve başkanvekili ad çekmeye girmezler.
…”
10. 298 sayılı Kanun’un 110. maddesi şöyledir:
“Bu kanunda gösterilen kurulların veya kurul başkanlarının kesin olmayan kararlarına karşı seçme yeterliğine sahip yurttaşlar, siyasi partiler veya bunların tüzüklerine göre kuruluş kademelerinin başkanları veya vekilleri, müşahitler, adaylar ve Cumhuriyet Senatosu üyeleri ile milletvekilleri itiraz edebilirler.”
11. 298 sayılı Kanun’un 111. maddesi şöyledir:
“Bu kanunda, kurulların kesin olduğu yazılı bulunmayan kararlarına karşı, her kurulun bağlı olduğu üst kurul, itiraz merciidir
Yüksek Seçim Kurulunun re'sen veya itiraz üzerine vereceği kararlar kesindir.”
12. 298 sayılı Kanun’un 132. maddesi şöyledir:
“Yüksek Seçim Kurulu evrak üzerinde, incelemeler yapar. Ayrıca lüzum gördüğü bilcümle tahkik ve her türlü tetkik işlemlerini de yapar. Gerekli mercilerden her türlü bilgi ve belgeleri ister. Bu mercilerin, en kısa bir zamanda ve en geç yedi gün içinde istenilen bilgi ve belgeyi vermeleri mecburidir.
Kurul başkanı, lüzum ve ihtiyaca göre, bu işlerde çalışmak üzere, Yargıtay ve Danıştay memurlarını da vazifelendirebilir.
İtiraz dilekçesinin bir sureti, tutanağına itiraz edilene tebliğ olunur. Tutanağına itiraz olunan kimse, isterse yazı ile savunabileceği gibi, isteği üzerine, Yüksek Seçim Kurulunun tayin edeceği günde bizzat veya bir vekil marifetiyle kendini kurul huzurunda savunabilir. Kurul, yapılan itiraz ve ihbarları kendisine verildiği tarihten itibaren en geç üç ay içinde bir karara bağlar.
Kurulun kararı kesindir. Aleyhine hiçbir mercie ve kanun yoluna başvurulamaz.
Seçimin özelliğine göre seçim sonuçları hakkında kesin karar vermeye yetkili mercie yapılacak itirazlarda da yukarıki 1 inci ve 3 üncü fıkralar hükümleri uygulanır.
Ancak, bu kurul itirazları onbeş gün içinde kesin karara bağlar.
Yukarıki fıkralarda yazılı kararlar aleyhine hiçbir mercie ve kanun yoluna başvurulamaz.
Tutanakların iptali halinde özel kanunlarındaki hükümler uygulanır.”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Mahkemenin 2/12/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvurucunun 14/3/2014 tarihli ve 2014/3532 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
14. Başvurucu, hafta içi her sabah 06.30 ile 08.30 saatleri arasında yayımlanan Erkan Tan Vakti isimli programda gazetelerin ilk sayfalarında yer alan haberlerin aktarıldığını, cezaya konu programın 13/2/2014 tarihli yayınında da Yeni Şafak gazetesinde yer alan bir haberin değiştirilmeksizin okunduğunu, basında yer alan bir haberin paylaşılmasının yayıncılık hakkı kapsamında yer aldığını, aktarılan haberin kanal tarafından hazırlanmamış olmamasına rağmen YSK tarafından verilen cezada konu, sebep ve amaç unsurlarının bulunmadığını ve kanala uyarma cezası verilmeden doğrudan yayın durdurma cezası verilmesinin ayrımcılık yasağını ihlal edecek nitelikte ağır bir yaptırım olduğunu belirterek Anayasa'nın 2., 10. ve 28. maddelerinde düzenlenen hukuk devleti ilkesinin, kanun önünde eşitlik ilkesinin ve basın hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
15. Başvurucu, Erkan Tan Vakti isimli programda yayımlanan haberler nedeniyle YSK tarafından kanalın altı kez yayının durdurulmasına karar verilmesinin basın özgürlüğünü ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Bu bağlamda başvuruya konu basın özgürlüğüne müdahale iddiası YSK kararına dayanmaktır. Dolayısıyla öncelikle YSK kararlarının Anayasa Mahkemesinin konu bakımından yetkisi içinde olup olmadığı hususunun ortaya konması gerekmektedir.
16. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."
17. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru hakkı” kenar başlıklı 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.”
18. Anılan Anayasa ve Kanun hükmüne göre Anayasa Mahkemesine yapılan bir bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi için kamu gücü tarafından müdahale edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu ek protokollerin kapsamına da girmesi gerekir. Bir başka ifadeyle Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
19. Anayasa Mahkemesi, serbest seçim hakkı yönünden Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanının “yasama organı” seçimleri ile sınırlı olduğuna karar vermiş ve bunun dışındaki seçimlere ilişkin başvuruları “konu bakımından” yetkisi dışında görmüştür (Nejdet Atalay, B. No: 2014/184, 16/7/2014; Mansur Yavaş ve Cumhuriyet Halk Partisi, B. No: 2014/5425, 23/7/2014; Mustafa Ekici, B. No: 2014/13675, 8/9/2014; Ahmet Çalışkan, B. No: 2014/11717, 4/11/2014). Başvurucunun 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ne ilişkin iddialarının “yasama organı” seçimlerine ilişkin olduğu ve bu bağlamda Anayasa Mahkemesinin yetkisi kapsamında olduğu hususunda herhangi bir tereddüt yoktur.
20. Anayasa’nın “Seçme, seçilme ve siyasî faaliyette bulunma hakları” başlıklı 67. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.”
21. Anayasa'nın 79. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şöyledir:
“Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır.
Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzluklar, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçimi tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.”
22. 6216 sayılı Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (3) numaralı fıkrası şöyledir:
"Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa Mahkemesi kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun konusu olamaz."
23. Anayasa’nın 79. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi ile YSK kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamayacağı kabul edilmiş, 6216 sayılı Kanun’un 45. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince de Anayasa’nın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemlerin bireysel başvuru konusu olamayacağı belirtilmiştir.
24. Öte yandan Anayasa’nın 79. maddesinde seçimlerin yargı organlarının yönetim ve denetimi altında yapılacağı ve anılan ifadenin hemen ardından gelen fıkrada, bu yönetim ve denetimle görevli organın YSK olduğu belirtilmiştir. Anayasa’nın 79. maddesinin gerekçesinde ise “…Yüksek Seçim Kurulu kararlarının kesinliği ve bunlara uyulması tereddütlere yol açtığından bu maddeye Yüksek Seçim Kurulu kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamayacağı esası getirilmiştir.” ifadesine yer verilmiştir. Gerekçeden de anlaşılacağı üzere Anayasa koyucu, YSK kararlarının kesin olmasını ve bu kararlar aleyhine başka merci ve kanun yollarına başvurulmamasını öngörmüştür (Atila Sertel [GK], B. No: 2015/6723, 14/7/2015, § 39; Oğuz Oyan [GK], B. No: 2015/8818, 14/7/2015, § 27).
25. Anayasa’nın 79. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde geçen “Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.” ve 298 sayılı Kanun’un 132. maddesinde geçen “Kurulun kararı kesindir. Aleyhine hiçbir mercie ve kanun yoluna başvurulamaz.” hükümlerinde yer alan “merci” ifadesiyle başvurulacak idari ve yargısal tüm yer veya makamların kastedildiği anlaşılmaktadır ve Anayasa Mahkemesi de buna dâhildir. Buna göre anılan hükümler karşısında, YSK kararlarının Anayasa Mahkemesi önünde bireysel başvuruda incelenmesi mümkün değildir (Atila Sertel, § 39; Oğuz Oyan, § 27).
26. Başvuru konusu olayda başvurucunun, Erkan Tan Vakti isimli programda yayımlanan haberler nedeniyle altı kez yayınının durdurulması kararı YSK tarafından verilmiştir. Dolayısıyla başvurucunun iddialarının bireysel başvuruya konu edilmesi mümkün değildir.
27. Açıklanan nedenlerle Anayasa'nın yargısal denetim dışında bıraktığı bir işleme karşı yapıldığı anlaşıldığından başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Basın özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına
2/12/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.