TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEHMET ALİ BEYLİKÇİ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/381)
|
|
Karar Tarihi: 17/11/2014
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Serruh
KALELİ
|
Üyeler
|
:
|
Nuri NECİPOĞLU
|
|
|
Hicabi
DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Raportör
|
:
|
Murat AZAKLI
|
Başvurucular
|
:
|
1. Mehmet Ali BEYLİKÇİ
|
|
|
2. Ali Oktay CEVER
|
|
|
3. Saime BEYLİKÇİ
|
|
|
4. Gülin YOLAGELDİLİ
|
|
|
5. Güneş YOLAGELDİLİ
|
|
|
6. Aysel YOLAGELDİLİ
|
|
|
7. Sevim BEYLİKÇİ
|
|
|
8. İlhan CEVER
|
Vekilleri
|
:
|
Av. İlhan DURMUŞ
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular, 26/12/1956
tarihinde Lüleburgaz 2. Kadastro Mahkemesinde açtıkları kadastro tespitine
itiraz davasında makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil
yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler ve manevi tazminat talep
etmişlerdir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvurular, 3/1/2014,
28/3/2014 ve 21/4/2014 tarihlerinde Lüleburgaz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun
Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Komisyon tarafından, kabul
edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyaların Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Başvurucu Mehmet Ali Beylikçi
tarafından yapılan 2014/381 sayılı bireysel başvuru dosyası ile Ali Oktay Cever tarafından yapılan 2014/4542 sayılı bireysel başvuru
dosyası; Saime Beylikçi tarafından yapılan 2014/379
sayılı bireysel başvuru dosyası; Gülin Yolageldili
tarafından yapılan 2014/5553 sayılı bireysel başvuru dosyası; Güneş Yolageldili tarafından yapılan 2014/5549 sayılı bireysel
başvuru dosyası; Aysel Yolageldili tarafından yapılan
2014/5551 sayılı bireysel başvuru dosyası; Sevim Beylikçi
tarafından yapılan 2014/384 sayılı bireysel başvuru dosyası; İlhan Cever tarafından yapılan 2014/4453 sayılı bireysel başvuru
dosyası aralarındaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle birleştirilmiş,
incelemeye 2014/381 sayılı bireysel başvuru dosyası üzerinden devam edilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından
15/9/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte
yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru
konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği, görüş için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 22/9/2014 tarihli yazısında, Anayasa
Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen,
başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve ekleri ile
başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar
özetle şöyledir:
8. Kırklareli ili Lüleburgaz ilçesi Oklalı
köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonunda bir kısım taşınmazlar Maliye
Hazinesi adına, bir kısmı diğer kişiler adına tespit edilmiştir.
9. Yine aynı köyde bir kısım taşınmazlar başvurucuların
murisleri adına tespit edilmiştir.
10. Başvurucuların murisleri tarafından Maliye Hazinesi ile
diğer kişiler aleyhine, Oklalı Köyü Tüzel Kişiliği
tarafından başvurucuların murisleri aleyhine 26/12/1956 tarihinde kadastro
tespitine itiraz davaları açılmıştır.
11. Yargılama sırasında farklı parsel numaralı taşınmazlara
ilişkin tespite itiraz davaları birleştirilmiştir.
12. Yargılama sırasında verilen kararlar temyiz incelemesi
sonucu bozulmuştur.
13. Asıl ve birleşen davalarda, Lüleburgaz 2. Kadastro
Mahkemesinin E.2003/2 sayılı dava dosyasında yargılamaya devam edilmektedir.
14. Başvurucular, 3/1/2014, 28/3/2014 ve 21/4/2014 tarihlerinde
bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
B. İlgili
Hukuk
15. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’nun 30. maddesi ile 21/6/1987 tarih ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun
25. maddesinin birinci fıkrası, 28. maddesinin birinci fıkrası, 29. maddesinin
birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları, 30. maddesinin birinci ve ikinci
fıkraları, 32. maddesinin birinci fıkrası ve 36. maddesinin birinci fıkrasının
son cümlesi.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
16. Mahkemenin 17/11/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 3/1/2014 tarih ve 2014/381 numaralı bireysel başvuruları
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
17. Başvurucular, 26/12/1956 tarihinde Lüleburgaz 2. Kadastro
Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davası sonunda verilen kararların
Yargıtay tarafından bozulduğunu ve Mahkemece farklı dava dosyalarının
birleştirildiğini ve makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil
yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
18. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun bu kısmının
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
19. Başvurucular, 26/12/1956 tarihinde Lüleburgaz 2. Kadastro
Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasının makul sürede sonuçlanmadığını
belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
20. Anayasa ve Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ortak koruma alanı dışında kalan bir hak
ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi
mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma
hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde
yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de
Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili
hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle,
Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma
hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi
kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede
yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma
hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan
süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141.
maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma
hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B.
No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
21. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
22. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin 6. maddesi
uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede
karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda, taşınmaz mülkiyeti
hakkında Lüleburgaz 2. Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz
davasında, 3402 ve 6100 sayılı Kanunlar’da yer alan
usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve
yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13,
2/7/2013, § 49).
23. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak,
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka
bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, bu tarih somut başvuru açısından
26/12/1956 tarihidir.
24. Başvuruya konu dava, başvurucuların miras bırakanlarından
intikalle takip etmekte oldukları bir uyuşmazlık olup, bu yönüyle makul süre
değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, mirasçıların
yargılamaya katıldıkları an değil, somut olayda muris açısından değerlendirmeye
esas alınan sürenin başlangıç anıdır (B. No: 2013/1115, 5/12/2013, § 51).
25. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden yargılamalara
ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını içeren
başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi olanağı
bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı bireysel
başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
26. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
başvurucuların murisleri tarafından Maliye Hazinesi ve diğer kişiler aleyhine, Oklalı köyü tüzel kişiliği tarafından başvurucuların
murisleri aleyhine, 17 farklı parsel numaralı taşınmazların kadastro tespit
işlemine karşı Lüleburgaz 2. Kadastro Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz
davaları açılmıştır. Mahkemece farklı dava dosyalarının birleştirilmesine karar
verildiği, esas hakkında verilen kararların Yargıtay tarafından bozulması
üzerine yargılamanın halen Lüleburgaz 2. Kadastro Mahkemesinde devam ettiği
belirlenmiştir.
27. Başvuruya konu yargılamanın
kadastro mahkemesi önünde sürdüğü görülmekle, 3402 sayılı Kanun’da yer alan
özel usul hükümleri ile medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkları
konu alan yargılama faaliyetleri için geçerli genel usuli
hükümler içeren 6100 sayılı Kanun’a tabi bir yargılama faaliyetinin söz konusu
olduğu ve 3402 sayılı Kanun’da yer alan özel usul hükümleri ile 6100 sayılı
Kanun’un 30. maddesinin, uyuşmazlıkların makul sürede çözümlenmesi
gerekliliğini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır (§ 14).
28. Kadastro mahkemesi
nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha
önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından,
özellikle 3402 sayılı Kanun’da yer alan ve yargılamada sürati temin etmeye
hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak
makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde kararlar verilmiştir
(B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 54-64; B. No: 2012/12, 17/9/2013, §§ 53-62; B. No: 2013/1115, 5/12/2013, §§ 60-67; 2012/673, 19/12/2013, §§ 37-43).
29. Başvuruya konu davanın
mahiyeti nedeniyle icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın
karmaşık olduğunu ortaya koymakla birlikte, davaya bütün olarak bakıldığında,
3402 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine tabi bir yargılama sürecine
ilişkin somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir
yön bulunmadığı ve yaklaşık elli sekiz yıldır devam eden yargılama sürecinde
makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
30. Açıklanan nedenlerle,
başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
31. Başvurucular, makul sürede
yargılanma haklarının ihlali nedeniyle ayrı ayrı 19.500,00 TL manevi tazminat
ödenmesini talep etmişlerdir.
32. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar” kenar
başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine
tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu
gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
33. Başvurucuların tarafı olduğu
uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık elli sekiz yıldır devam eden yargılama süresi
nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucular Ali
Oktay Cever, İlhan Cever,
Aysel Yolageldili, Gülin Yolageldili,
Güneş Yolageldili, Sevim Beylikçi
ve Mehmet Ali Beylikçi'ye ayrı ayrı net 8.750,00 TL,
başvurucu Saime Beylikçi'ye net 13.100,00 TL manevi
tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
34. Başvurucular tarafından ayrı
ayrı yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harçtan
oluşan yargılama giderinin başvuruculara ayrı ayrı ödenmesine ve belirtilen
başvuruculara 1.500,00 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
35. Başvuruya konu yargılamanın
yaklaşık elli sekiz yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma
hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan
bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların,
1. Makul sürede yargılanma haklarının ihlal
edildiği yönündeki iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına
alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucular Ali Oktay Cever, İlhan Cever, Aysel Yolageldili, Gülin Yolageldili, Güneş Yolageldili,
Sevim Beylikçi ve Mehmet Ali Beylikçi'ye
ayrı ayrı net 8.750,00 TL, başvurucu Saime Beylikçi'ye
net 13.100,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucuların tazminata ilişkin
diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucular tarafından ayrı ayrı yapılan 206,10 TL harçtan
oluşan yargılama giderinin ayrı ayrı BAŞVURUCULARA ÖDENMESİNE ve belirtilen
başvuruculara 1.500,00 TL vekâlet ücretinin MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Lüleburgaz 2. Kadastro Mahkemesine
gönderilmesine,
17/11/2014
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.