TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ELİF BURCU ÇAKIR VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası:2014/4556)
Karar Tarihi: 11/5/2017
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Hicabi DURSUN
Kadir ÖZKAYA
Rıdvan GÜLEÇ
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Raportör Yrd.
İsmail Emrah PERDECİOĞLU
Başvurucular
1. Elif Burcu ÇAKIR
2. Mustafa Cenk ÇAKIR
3. Burhan ÇAKIR
4. Seçkin Filiz ÇAKIR
5. Nahide Güngör ÇAKIR
Vekili
Av. Hüseyin SORGUCU
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; kamu kurum ve kuruluşları aleyhine verilmiş, ekonomik değere ilişkin ve icra edilebilir bir yargı kararının uzun süre icra edilmemesi ve taşınmaza kamulaştırmasız olarak el atılması, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davası sonunda hükmedilen bedele kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 2/4/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucular ve diğer bir kısım davacılar tarafından 9/3/2004 tarihinde Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesinde Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğü aleyhine açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasında 16/12/2010 tarihli karar ile tüm davacılar lehine 33.783.845 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak başvuruculara ve diğer davacılara ödenmesine hükmedilmiş, İlk Derece Mahkemesi kararı Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 20/6/2011 tarihli ilamı ile onanmış, karar düzeltme istemi de aynı Dairenin 19/12/2011 tarihli ilamı ile reddedilmiş ve yargılama süreci sona ermiştir.
9. Başvurucular 23/12/2016 tarihinde Anayasa Mahkemesine sundukları dilekçe ile İlk Derece Mahkemesince lehlerine hükmedilen tazminat için kendilerine kısmi ödemeler yapıldığını ancak hâlen alacaklarını tamamen tahsil edemediklerini bildirmişlerdir.
10. İlgili idare 26/12/2016 tarihinde Anayasa Mahkemesine sunduğu dilekçe ile ilgili tazminata ilişkin kısmi ödemeler yapıldığını ancak halen borcun tamamının ödenemediğini bildirmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
11. Mahkemenin 11/5/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
1. Mahkemeye Erişim Hakkı ve Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İdddia
12. Başvurucular; ilgili idare aleyhine verilmiş, ekonomik değere ilişkin ve icra edilebilir yargı kararının uzun süre icra edilmemesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
a. Kabul Edilebilirlik Yönünden
13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas Yönünden
14. Kamu kurum ve kuruluşları aleyhine verilmiş, icra edilebilir bir yargı kararının hiç icra edilmemesi ya da icranın makul süre içinde yapılmaması, kararın verildiği yargılamada sağlanmış olan mahkemeye erişim hakkı dâhil adil yargılanma hakkı güvencelerini anlamsız hâle getirir. Dolayısıyla böyle bir durum mahkemeye erişim hakkının ihlali sonucunu doğurur (Kenan Yıldırım ve Turan Yıldırım, B. No:2013/711, 3/4/2014, §§ 37-54).
15. Öte yandan mahkeme kararına dayanan icra edilebilir bir alacak, mülkiyet hakkı kapsamında korunan ekonomik bir değer ifade eder. Kamu kurum ve kuruluşları aleyhine hükmedilmiş böyle bir alacağın hiç ödenmemesi ya da ödenmesinin uzun sürmesi suretiyle oluşan belirsizlik, mülkiyet hakkının ihlaline neden olur (Kenan Yıldırım ve Turan Yıldırım, §§ 55-75).
16. Anılan ilkeler (§§ 14-15) ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararları dikkate alındığında somut olayda yukarıda belirtilen nitelikteki yargı kararının üzerinden 5 yıl 2 ayı aşan bir süre geçmesine karşın kısmen icra edilmiş olması nedeniyle mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna varmak gerekir.
17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkı ile Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
2. Diğer İhlal İddiaları
a. Taşınmaza Kamulaştırmasız El Atılması İle Mahkemece Hükmedilen Tazminata Dava Tarihinden İtibaren Kamu Alacakları İçin Öngörülen En Yüksek Faiz Uygulanmaması Nedenleriyle Mülkiyet Hakkının İhlali İddiası
18. Başvurucular, taşınmazlarına kamulaştırma usullerine uyulmadan el atılması ve kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davası sonunda hükmedilen bedele dava tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanmaması nedenleriyle mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
19. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası uyarınca Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvurular incelenebilir (Zafer Öztürk, B. No: 2012/51, 25/12/2012, § 17).
20. Somut olayda başvurucular tarafından taşınmazlarına kamulaştırmasız olarak el atıldığı iddiasıyla 9/3/2004 tarihinde tazminat istemli dava açıldığı, yargılama süreci sonunda kamulaştırmasız el atmanın varlığı kabul edilerek başvurucular lehine dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte işletilecek tazminata hükmedildiği ve yargılamanın Yargıtay 19/12/2011 tarihli karar düzeltme talebinin reddine ilişkin ilam ile sona erdiği dolayısıyla İlk Derece Mahkemesi kararının 23/9/2012 tarihinden önce kesinleştiği anlaşılmıştır.
21. Açıklanan gerekçeyle başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Mahkemece Hükmedilen Tazminata Kesinleşme Tarihinden İtibaren Kamu Alacakları İçin Öngörülen En Yüksek Faiz Uygulanmamasına İlişkin İddia
22. Başvurucular, 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6. maddesinde kamulaştırmasız el atmadan doğan alacaklarda taksitle ödeme hâlinde yasal faiz uygulanacağının hüküm altına alınması nedeniyle, mahkeme kararı ile lehlerine hükmedilen ve bugüne kadar kısım kısım ödenmekte olan tazminata, kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faiz işletildiğini, oysa kamulaştırmadan doğan alacaklarda ödeme sürecinde kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının dikkate alındığını, bu durumun eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirterek mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler ve Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6. maddesinin yasal faiz ile ödemeye ilişkin hükmünün iptal edilmesini istemişlerdir.
23. Anayasa Mahkemesince başvurucuların şikâyetine benzer şikâyetlerin yer aldığı bireysel başvuru dosyalarında yapılan incelemelerde, Mahkeme kararlarının kesinleşmesinden itibaren hükmedilen tazminat bedellerine kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gereğinin Yargıtayca 2011 yılından bu yana kabul edildiği ancak başvurucuların bu konudaki taleplerini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve adli mercilere usulüne uygun olarak iletmesi ve bu konuda sahip oldukları bilgi ve kanıtlarını zamanında bu makamlara sunmaları gerektiği aksi hâlde şikâyetin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulunacağı hüküm altına alınmıştır (Nejat Sakaoğlu, B. No: 2013/9403, 14/10/2015, §§ 22-34; Nejdet Sakaoğlu ve diğerleri, B. No: 2013/9404, 18/11/2015, §§ 30-42).
24. Somut olayda başvurucular, icra takibi sürecinde alacaklarına, mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren kamu alacaklarına öngörülen en yüksek faizin uygulanması yönünde talepte bulunduklarına, taleplerinin reddedildiğine ya da bu konuda bir uyuşmazlık çıkartıp bunu mahkemeler önüne taşıdıklarına dair Anayasa Mahkemesine herhangi bir açıklamada bulunmamışlardır. Oysa başvurucuların -Yargıtayın 2011 yılından itibaren değişen içtihadı gözönüne alındığında- bireysel başvuruya konu ettikleri bu şikâyetlerini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve adli mercilere usulüne uygun olarak iletmeleri, bu konuda sahip oldukları bilgi ve kanıtları zamanında bu makamlara sunmaları gerekmektedir.
25. Açıklanan gerekçeyle somut başvuruda Anayasa Mahkemesi içtihadından ayrılmayı gerektirecek bir sebep görülmediğinden, başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
26. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…”
27. Başvurucular, manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
28. Somut olayda mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
29. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvuruculara ayrı ayrı net 14.400 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
30. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvuruculara müşterek olarak ödenmesine karar verilmesi gerekir.
31. Ayrıca yargı kararının mümkün olan en kısa sürede icra edilmesi ve böylece hukuk devleti ilkesi ile adalete olan güvenin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi için ihlal kararının bir örneğinin ilgili idareye gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Mahkemeye erişim hakkı ile mülkiyet hakkının ihlali iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Taşınmaza kamulaştırmasız el atılması ile mahkemece hükmedilen tazminata dava tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanmaması nedenleriyle mülkiyet hakkının ihlali iddiasının zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Mahkemece hükmedilen tazminata kesinleşme tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanmaması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkı ile Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin yargı kararının en kısa sürede icra edilmesi için Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvuruculara ayrı ayrı net 14.400 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 11/5/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.