TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
HALİSE SAVAŞÇİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/4755)
|
|
Karar Tarihi: 19/1/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Derya ATAKUL
|
Başvurucu
|
:
|
Halise
SAVAŞÇİ
|
Vekili
|
:
|
Av. Ali
AYDEMİR
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 7/4/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucunun murisi 1/7/2009 tarihinde el atmanın önlenmesi
talebiyle dava açmıştır. Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 17/2/2016 tarihli
celsede tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren on beş gün
içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere davanın reddine karar
vermiştir. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan araştırma
neticesinde anılan kararın taraflara tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
9. Mahkemenin 19/1/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
10. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
A. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Esas Yönünden
12. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın
ikame edildiği tarih esas alınır (Güher
Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 50).
13. Başvuruya konu dava, başvurucunun miras bırakanından
intikalle takip etmekte olduğu bir uyuşmazlık olup bu yönüyle makul süre
değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, mirasçının
yargılamaya katıldığı an değil somut olayda muris açısından değerlendirmeye
esas alınan sürenin başlangıç anıdır (Gülseren
Gürdal ve diğerleri, B. No: 2013/1115, 5/12/2013, § 51).
14. Sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını
da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam eden davalar
yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, § 52).
15. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).
16. Somut olayda 1/7/2009 tarihinde açılan davada Kızıltepe 1.
Asliye Hukuk Mahkemesince 17/2/2016 tarihli celsede tarafların yokluğunda
gerekçeli kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde Yargıtay temyiz
yolu açık olmak üzere davanın reddine karar verilmiş, gerekçeli karar taraflara
tebliğ edilmemiştir.
17. Anılan ilkeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesinin benzer
başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda 7 yıl 6 aydır
devam eden yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
18. Bununla birlikte başvurucunun, davacı sıfatıyla yer aldığı
hukuk davasında gerekçeli kararın tebliğ edilmesi için gerekli işlemleri takip
etme yükümlülüğü bulunduğu, 17/2/2016 karar tarihinden itibaren başvurucunun
anılan yükümlülüğünü yerine getirdiğinin tespit edilemediği, dolayısıyla
17/2/2016 tarihinden itibaren geçen sürede kamu gücünden kaynaklanan bir
gecikme olmadığı kabul edilerek bu sürenin tazminat miktarının hesaplanmasında gözönünde bulundurulması gerekmiştir.
19. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
20. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
21. Başvurucu, manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
22. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
23. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında mirasçı sayısı da dikkate alınarak başvurucuya net 3.400 TL manevi
tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
24. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 3.400 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesine
(E.2009/478, K.2016/312) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
19/1/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.