TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
TACETTİN ÖZMEN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/489)
|
|
Karar Tarihi: 22/6/2015
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi
DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Derya ATAKUL
|
Başvurucu
|
:
|
Tacettin ÖZMEN
|
Vekili
|
:
|
Av. Ali AYDEMİR
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, "hırsızlık
malını bilerek satın almak" suçunu işlediği iddiasıyla
yargılandığı davada makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, maddi ve manevi tazminat
talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 13/1/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan
yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde
belirlenen eksiklikler tamamlatılmış ve Komisyona sunulmasına engel bir
eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, 31/7/2014 tarihinde,
kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 17/10/2014 tarihinde, kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği,
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 4/11/2014
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama
dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca, çalıntı araçların
bulunmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 30/10/2004 tarihinde
başvurucunun kullandığı araca el konulmuş, 4/11/2004 tarihinde "hırsızlık malını bilerek satın almak"
suçundan başvurucunun ifadesi alınmıştır.
8. Konya Cumhuriyet Başsavcılığı, 14/3/2005 tarih ve
K.2005/342 sayılı kararı ile Başsavcılıklarının yetkisizliğine, soruşturma
evrakının, suç yeri itibarıyla yetkili ve görevli Kızıltepe Cumhuriyet
Başsavcılığına gönderilmesine karar vermiştir.
9. Başvurucu ve diğer üç şüpheli hakkında, Kızıltepe
Cumhuriyet Başsavcılığının 6/9/2006 tarih ve E.2006/724 sayılı iddianamesi ile "dolandırıcılık, hırsızlık malını bilerek satın
almak" suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmış,
dava Kızıltepe 2. Asliye Ceza Mahkemesinin E.2006/69 sayılı dosyasına
kaydedilmiştir.
10. Kızıltepe 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 26/2/2014 tarih ve
E.2006/69, K.2014/106 sayılı kararı ile Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın
görevli ve yetkili Mardin Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
11. Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesince, 5/3/2015 tarihli ve
E.E.2014/206, K.2015/115 sayılı kararıyla, başvurucu hakkında “hırsızlık malını bilerek satın almak" suçundan
açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmiş, hüküm
temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
12. Başvurucu, 13/1/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. İlgili
Hukuk
13. 1/3/1926 tarih ve 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanunu’nun
512. maddesi.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
14. Mahkemenin 22/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucunun 13/1/2014 tarih ve 2014/489 numaralı bireysel başvurusu incelenip
gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu, çalıntı araçların bulunmasına yönelik
yürütülen soruşturma kapsamında 30/10/2004 tarihinde kullandığı araca el
konulduğunu, 4/11/2004 tarihinde "hırsızlık
malını bilerek satın almak" suçundan ifadesinin alındığını,
6/9/2006 tarihinde Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında açılan kamu
davasında makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
16. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
17. Başvurucu, Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında
açılan kamu davasında makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
18. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049,
26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)
kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan
alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma
hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca
inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM
içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lâfzî içeriğinde yer alan
ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve
haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun
dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen
ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca
davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının
görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın
bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının
değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No:
2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
19. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
20. Anayasa’nın 36. ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca
kişilere, cezai alanda yöneltilen suçlamaların da (suç isnadı) makul sürede
karara bağlanmasını isteme hakkı tanınmıştır. İsnat olunan fiil, ceza
kanunlarında suç olarak nitelendirilmiş ve yargılama aşamasında ceza hukukunun
kuralları uygulanmış ise ayrıca bir uygulanabilirlik incelemesi yapılmaksızın
kendiliğinden adil yargılanma hakkının kapsamına girer (B. No: 2013/625,
9/1/2014, § 31). Başvuru konusu olayda, başvurucu hakkında, "hırsızlık malını bilerek satın almak" suçunu
işlediği iddiasıyla soruşturma
başlatılmıştır. Başvurucu hakkında isnat olunan suç 765 sayılı mülga Kanun’un
512. maddesinde hapis ve adli para cezasını gerektirir şekilde tanımlanmıştır.
Bu çerçevede başvurucu hakkındaki suç isnadına dayalı yargılamanın Anayasa’nın
36. maddesinin güvence kapsamına girdiği konusunda kuşku bulunmamaktadır (B.
No: 2012/625, 9/1/2014, § 32).
21. Ceza muhakemesinde yargılama süresinin makul olup
olmadığı değerlendirilirken sürenin başlangıcı, bir kişiye suç işlediği
iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirilmesi veya isnattan ilk olarak
etkilendiği arama ve gözaltı gibi bir takım
tedbirlerin uygulanması anı ya da kamu davasının açıldığı tarihtir. Somut başvuru
açısından bu tarih, Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca çalıntı araçların
bulunmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında başvurucunun kullandığı
araca el konulduğu 30/10/2004 tarihidir. Ceza yargılamasında sürenin sona
erdiği tarih ise suç isnadının nihai olarak karara bağlandığı tarih olup, somut
başvuru açısından bu tarih, Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesince başvurucu
hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verildiği 5/3/2015 tarihidir (B.
No: 2013/695, 9/1/2014, § 35).
22. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde, Konya
Cumhuriyet Başsavcılığınca çalıntı araçların bulunmasına yönelik yürütülen
soruşturma kapsamında 30/10/2004 tarihinde başvurucunun kullandığı araca el
konulduğu, 4/11/2004 tarihinde "hırsızlık
malını bilerek satın almak" suçundan başvurucunun ifadesinin
alındığı tespit edilmiştir. Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca, 14/3/2005 tarihli
karar ile Başsavcılıklarının yetkisizliğine, soruşturma evrakının, suç yeri
itibarıyla yetkili ve görevli Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığına
gönderilmesine karar verildiği görülmüştür. Başvurucu ve diğer üç şüpheli
hakkında, Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığının 6/9/2006 tarihli iddianamesi ile
"dolandırıcılık, hırsızlık malını
bilerek satın almak" suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu
davası açıldığı, davanın Kızıltepe 2. Asliye Ceza Mahkemesinin E.2006/69 sayılı
dosyasına kaydedildiği belirlenmiştir. Mahkemece, 26/2/2014 tarihli karar ile
Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Mardin Ağır Ceza
Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği ve Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin
E.2014/206 sayılı dosyasına kaydedilen davada Mahkemece, 5/3/2015 tarihli
duruşmada, başvurucu hakkında “hırsızlık
malını bilerek satın almak" suçundan açılan kamu davasının
zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği, hükmün temyiz edilmeksizin
kesinleştiği anlaşılmıştır.
23. 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun
öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul
sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/625, 9/1/2014, §§ 23-41; B.
No: 2013/695, 9/1/2014, §§ 24-40).
24. Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde, başvuruya konu
ceza davası; hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı,
delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller, taraf sayısı gibi kriterler
dikkate alındığında karmaşık olmaktan uzaktır. Başvurucunun tutum ve
davranışlarıyla ve usuli haklarını kullanırken
özensiz davranmasıyla yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep olduğu da
söylenemez. Anılan davaya bütün olarak bakıldığında, somut başvuru açısından
farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve söz konusu on
yıl dört aylık yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna
varılmıştır.
25. Açıklanan nedenlerle,
başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
26. Başvurucu, makul sürede
yargılama yapılmadığı için 20.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminata
hükmedilmesini talep etmiştir.
27. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine
tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu
gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
28. Başvurucunun tarafı olduğu
uyuşmazlığa ilişkin on yıl dört aydır devam eden yargılama süresi nazara
alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net
11.650,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
29. Başvurucu tarafından maddi
tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, tespit edilen ihlal ile iddia
edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından,
başvurucunun maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
30. Başvurucu tarafından yapılan
ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun;
1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki
iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına
alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucuya net 11.650,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucunun tazminata ilişkin diğer
taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucu tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA
ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
22/6/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.