TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
HABİBE KAPLAN VE MEHMET ALİ ÖZTÜRK BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/4963)
|
|
Karar Tarihi: 22/6/2015
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Yusuf Enes KAYA
|
Başvurucular
|
:
|
Habibe KAPLAN
|
|
|
Mehmet Ali ÖZTÜRK
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Kemal ERSOY
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular, 14/12/1955 tarihinde Manavgat 1. Asliye Hukuk
Mahkemesinde aleyhlerine açılan men’i müdahale
davasının, taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaları nedeniyle
Manavgat Kadastro Mahkemesine devredildiğini, Manavgat Kadastro Mahkemesinde
açtıkları tespite itiraz davaları ile anılan dava dosyasının birleştirildiğini,
Mahkemece 20/8/2013 tarihinde davanın kısmen kabulüne hükmedildiğini, ancak
hükmün temyiz edilmesi nedeniyle kesinleşmediğini, makul sürede yargılama
yapılmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüşler ve tazminat talep etmişlerdir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 9/4/2014 tarihinde Manavgat 2. Asliye Hukuk
Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesi neticesinde Komisyona sunulmasına engel eksiklik bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 19/9/2014 tarihinde,
kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
I.4. Bölüm Başkanı tarafından
5/2/2015 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte
yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 19/2/2015
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama
dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. a) Başvurucuların murisleri Musa ve Hasan Öztürk
aleyhine, H.Ö. ve arkadaşları tarafından 14/12/1955 tarihinde Manavgat Asliye
Hukuk Mahkemesinde taşınmaza müdahalenin men’i davası
açılmıştır.
b) Mahkemece, davanın
takip edilmemesi nedeniyle 20/6/1961 tarihinde, 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanunu’nun 409. maddesi gereği işlemden kaldırılmasına karar
verilmiş, 23/12/1961 tarih ve E.1955/132, K.1961/335 sayılı kararla davanın
yenilenmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına hükmedilmiştir.
c) H.Ö. ve arkadaşlarının
24/10/1963 tarihli yenileme dilekçeleri üzerine, dava Mahkemenin E.1963/358
sayılı dosyasına kaydedilmiştir.
d) Mahkemece 18/2/1966
tarih ve E.1963/358, K.1966/24 sayılı kararla; taşınmazın bulunduğu yerde
kadastro çalışması başladığı için Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Manavgat
Tapulama Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
8. Başvurucuların murisleri tarafından, A.Ö. ve arkadaşları
aleyhine 19/2/1964 tarihinde Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil
davası sonunda Mahkemece, 17/12/1965 tarih ve E.1964/55, K.1965/347 sayılı
kararla taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışması başladığı için Mahkemenin
görevsizliğine, dosyanın Tapulama Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş,
yargılamaya Manavgat Tapulama Mahkemesinin E.1966/1979 sayılı dosyasında,
başvurucuların murisleri aleyhine açılan müdahalenin men’i
davasıyla birlikte devam edilmiştir.
9. a) Aynı taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro
çalışmaları sonunda 391 parsel numaralı taşınmaza yönelik olarak,
başvurucuların murisleri tarafından, H.Ö. ve arkadaşları aleyhine 26/10/1976
tarihinde, Manavgat Tapulama Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası
açılmıştır.
b) Mahkemece, 31/7/1990
tarih ve E.1976/309, K.1990/137 sayılı kararla; Mahkemenin E.1966/1979 sayılı
dava dosyası ile aralarında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle her iki dava
dosyasının birleştirilmesine, yargılamaya E.1966/1979 sayılı dava dosyası
üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.
10. a) Aynı taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro
çalışmaları sonunda 350 parsel numaralı taşınmaza yönelik olarak,
başvurucuların murisleri tarafından A.Ö. ve arkadaşları aleyhine 26/10/1976
tarihinde, Manavgat Tapulama Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası
açılmıştır.
b) Mahkemece, 31/7/1990
tarih ve E.1976/313, K.1990/138 sayılı kararla; Mahkemenin E.1966/1979 sayılı
dava dosyası ile aralarında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle her iki dava
dosyasının birleştirilmesine, yargılamaya E.1966/1979 sayılı dava dosyası
üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.
11. a) Aynı taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro
çalışmaları sonunda 407 parsel numaralı taşınmaza yönelik olarak,
başvurucuların murisleri tarafından, A.Ö. ve arkadaşları aleyhine 26/10/1976
tarihinde, Manavgat Tapulama Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası
açılmıştır.
b) Mahkemece, 31/7/1990
tarih ve E.1976/317, K.1990/139 sayılı kararla; Mahkemenin E.1966/1979 sayılı
dava dosyası ile aralarında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle her iki dava
dosyasının birleştirilmesine, yargılamaya E.1966/1979 sayılı dava dosyası
üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.
12. a) Aynı taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro
çalışmaları sonunda 409 parsel numaralı taşınmaza yönelik başvurucuların
murisleri tarafından, A.Ö. ve arkadaşları aleyhine 5/12/1976 tarihinde,
Manavgat Tapulama Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açılmıştır.
b) Mahkemece, 31/7/1990
tarih ve E.1976/319, K.1990/140 sayılı kararla; Mahkemenin E.1966/1979 sayılı
dava dosyası ile aralarında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle her iki dava
dosyasının birleştirilmesine, yargılamaya E.1966/1979 sayılı dava dosyası
üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir
13. a) Aynı taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro
çalışmaları sonunda 255 parsel numaralı taşınmaza yönelik olarak,
başvurucuların murisleri tarafından, A.Ö. ve arkadaşları aleyhine 5/12/1976
tarihinde, Manavgat Tapulama Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası
açılmıştır.
b) Mahkemece, 31/7/1990
tarih ve E.1976/321, K.1990/141 sayılı kararla; Mahkemenin E.1966/1979 sayılı
dava dosyası ile aralarında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle her iki dava
dosyasının birleştirilmesine, yargılamaya E.1966/1979 sayılı dava dosyası
üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.
14. a) Aynı taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro
çalışmaları sonunda 259 parsel numaralı taşınmaza yönelik olarak başvurucuların
murisleri tarafından, A.Ö. ve arkadaşları aleyhine 5/12/1976 tarihinde, Manavgat
Tapulama Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açılmıştır.
b) 12/1/1981 tarih ve
1981/5 sayılı protokol ile Manavgat 2 No.lu Tapulama Mahkemesi kurulmuştur.
c) Manavgat Tapulama
Mahkemesince, 2/8/1982 tarih ve E.1976/312, K.1982/218 sayılı kararla; dava
dosyasının 2 No.lu Tapulama Mahkemesine devrine karar verilmiştir.
d) Manavgat 2. Kadastro
Mahkemesi, 31/7/1990 tarih ve E.1982/79, K.1990/21 sayılı kararla; Mahkemenin
E.1966/1979 sayılı dava dosyası ile aralarında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle
her iki dava dosyasının birleştirilmesine, yargılamaya E.1966/1979 sayılı dava
dosyası üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.
15. a) Aynı taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro
çalışmaları sonunda 2 parsel numaralı taşınmaza yönelik olarak, başvurucuların
murisleri tarafından, A.Ö. ve arkadaşları aleyhine 5/12/1976 tarihinde,
Manavgat Tapulama Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açılmıştır.
b) Mahkemece, 2/8/1982
tarih ve E.1976/314, K.1982/217 sayılı kararla; dava dosyasının 2 No.lu
Tapulama Mahkemesine devrine karar verilmiştir.
c) Manavgat 2. Kadastro
Mahkemesi, 31/7/1990 tarih ve E.1982/80, K.1990/22 sayılı kararla; Mahkemenin
E.1966/1979 sayılı dava dosyası ile aralarında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle
her iki dava dosyasının birleştirilmesine, yargılamaya E.1966/1979 sayılı dava
dosyası üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.
16. a) Aynı taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro
çalışmaları sonunda 408 parsel numaralı taşınmaza yönelik olarak,
başvurucuların murisleri tarafından, A.Ö. ve arkadaşları aleyhine 5/12/1976
tarihinde, Manavgat Tapulama Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası
açılmıştır.
b) Mahkemece, 2/8/1982
tarih ve E.1976/318, K.1982/219 sayılı kararla dava dosyasının 2 No.lu Tapulama
Mahkemesine devrine karar verilmiştir.
c) Manavgat 2. Kadastro
Mahkemesi, 31/7/1990 tarih ve E.1982/75, K.1990/20 sayılı kararla; Mahkemenin
E.1966/1979 sayılı dava dosyası ile aralarında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle
her iki dava dosyasının birleştirilmesine, yargılamaya E.1966/1979 sayılı dava
dosyası üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.
17. Maliye Hazinesi ve Orman Genel Müdürlüğü davalı sıfatıyla
davaya katılmışlardır.
18. Tapulama Mahkemeleri, Kadastro Mahkemesi adını alarak
yargılamaya devam etmiştir.
19. Manavgat 1. Kadastro Mahkemesi, asıl ve birleşen tüm dava
dosyalarında yaptığı yargılama sonunda; 31/7/1990 tarih ve E.1966/1979,
K.1990/136 sayılı kararla tüm davaların reddine, taşınmazların hisseleri
oranında davacılar ve davalılar adlarına tapuya tescillerine karar vermiştir.
20. Temyiz üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 24/1/1992
tarih ve E.1991/1842, K.1992/657 sayılı ilâmıyla kararın davalıların tamamına
tebliğinden sonra dosyanın Yargıtaya gönderilmesi
için dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiştir.
21. Dosyanın, eksikliklerin tamamlanmasından sonra yeniden Yargıtaya gönderilmesi üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi,
11/9/1992 tarih ve E.1992/7081, K.1992/10111 sayılı ilâmla dosyanın Yargıtay
20. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermiştir.
22. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, 19/10/1993 tarih ve
E.1992/13337, K.1993/8328 sayılı kararla hükmün bozulmasına karar vermiştir.
23. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama
sonunda, 20/8/2013 tarih ve E.1996/12, K.2013/89 sayılı kararla tescil
davalarının reddine, meni müdahale davalarının ve kadastro tespitine itiraz
davalarının kısmen kabulüne, taşınmazların hisseleri oranında davacılar ve
davalılar adlarına tapuya tescillerine karar verilmiştir.
24. Temyiz üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13/2/2014
tarih ve E.2013/10091, K.2014/1822 sayılı ilâmıyla hüküm onanmış ve karar
düzeltme yoluna başvurulmaması üzerine karar kesinleşmiştir.
25. Başvurucular, 9/4/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
26. Onama kararı 13/5/2014 tarihinde başvuruculara tebliğ
edilmiştir.
B. İlgili Hukuk
27. 12/1/2011 tarih ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi ile 21/6/1987 tarih ve 3402
sayılı Kadastro Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrası, 28. maddesinin
birinci fıkrası, 29. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları, 30.
maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 32. maddesinin birinci fıkrası ve 36.
maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi (Bkz. B. No: 2012/12, 17/9/2013, §§
16-22).
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
28. Mahkemenin 22/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 9/4/2014 tarih ve 2014/4963 numaralı bireysel başvuruları
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
29. Başvurucular, 1955 yılında murisleri aleyhine açılan
davanın takip edilmemesi nedeniyle işlemden kaldırıldığını, davacıların
24/10/1963 tarihli yenileme talepleri üzerine dosyanın Manavgat Asliye Hukuk
Mahkemesinin E.1963/358 sayılı numarasına kaydedildiğini, taşınmazın bulunduğu
yerde yapılan kadastro çalışmaları nedeniyle dava dosyasının Manavgat Kadastro
Mahkemesine devredildiğini, 1964 yılında murisleri tarafından Manavgat Asliye
Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davasının da Manavgat Kadastro Mahkemesine
devredildiğini, taşınmazların bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaları
sonunda murisleri adına tespiti yapılmayan 2, 255, 259, 350, 391, 407, 408 ve
409 parsel numaralı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali amacıyla her
bir parsel için ayrı ayrı olmak üzere Manavgat Kadastro Mahkemesinde tespite
itiraz davası açtıklarını, tüm dava dosyalarının birleştirilmesine karar
verildiğini, Mahkemece 20/8/2013 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar
verildiğini, yargılamanın uzun sürdüğünü ve makul sürede sonuçlanmadığını
belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
30. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
31. Başvurucular, murisleri aleyhine 24/10/1963 tarihinde
Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın makul sürede tamamlanmadığını
belirterek, Anayasa’nın 36. maddesinde tanımlanan adil yargılanma haklarının
ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
32. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının
somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer
verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de
Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı bir çok
kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında
yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM
içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara,
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını
oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca
adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle
ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten
Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede
yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği
açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
33. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
34. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin
6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul
sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda taşınmaz
mülkiyeti hakkında Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve Manavgat
Kadastro Mahkemesine devredilen kadastro tespitine itiraz davasında, 3402
sayılı Kanun ve 6100 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine göre yürütülen
somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri konu alan bir
yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).
35. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak,
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka
bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, bu tarih somut başvuru açısından
başvurucuların murisleri aleyhine açılan davanın yenileme tarihi olan
24/10/1963 tarihidir.
36. Başvuruya konu dava, başvurucuların miras bırakanlarından
intikalle takip etmekte oldukları bir uyuşmazlık olup, bu yönüyle makul süre
değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, mirasçıların
yargılamaya katıldıkları an değil, somut olayda muris açısından değerlendirmeye
esas alınan sürenin başlangıç anıdır (B. No: 2013/1115, 5/12/2013, § 51).
37. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir (B. No: 2012/13, 2/7/2013,
§ 52). Bu kapsamda, somut yargılama faaliyeti açısından sürenin bitiş
tarihinin, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin, Mahkemece verilen hükmü onadığı
13/2/2014 tarihi olduğu anlaşılmaktadır.
38. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinden,
yargılamanın konusunun, başvurucuların murisleri aleyhine açılan ve Manavgat
Kadastro Mahkemesine devredilen müdahalenin men’i davası
ile Manavgat ilçesindeki kadastro çalışmaları sonucunda yapılan kadastro
tespitlerine itiraz ile taşınmazların başvurucuların murisleri adlarına tapuya
tescili istemlerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Başvurucuların murisleri
aleyhine Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan müdahalenin men’i davası ile başvurucuların murisleri tarafından aynı
Mahkemede açılan tescil davası, taşınmazların bulunduğu yerde kadastro
çalışmalarının başlaması nedeniyle Manavgat Kadastro Mahkemesine
devredilmiştir. Başvurucuların murisleri tarafından Manavgat Kadastro
Mahkemesinde 2, 255, 259, 350, 391, 407, 408 ve 409 parsel numaralı
taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali amacıyla Manavgat Kadastro
Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davaları açılmış, Mahkemece tüm dava
dosyaları arasında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle dava dosyalarının
birleştirilmesine karar verilmiştir. Mahkemece uzun süre ertelenen keşfin
yapılmasından ve veraset ilamlarının tamamlanmasından sonra, 31/7/1990
tarihinde tüm davaların reddine, taşınmazların hisseleri oranında davacılar ve
davalılar adlarına tapuya tescillerine karar verilmiştir. Hükmün temyizi
üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesince 24/1/1992 tarihinde dosyanın geri
çevrilmesine karar verilmiş, eksikliklerin tamamlanmasından sonra dosya tekrar
Yargıtay 16. Hukuk Dairesine gönderilmiştir. Anılan Daire, 11/9/1992 tarihli
kararla dosyanın Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermiş, 20.
Hukuk Dairesince 19/10/1993 tarihinde hüküm bozulmuştur. Mahkemece bozma
kararına uyularak yargılamaya devam edilmiş, 20/8/2013 tarihinde tescil
davalarının reddine, müdahalenin men’i ve kadastro
tespitine itiraz davalarının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz üzerine,
Yargıtay 20. Hukuk Dairesince 13/2/2014 tarihinde hüküm onanmış ve karar
düzeltme yoluna başvurulmaması üzerine aynı tarihte karar kesinleşmiştir.
39. İlgili yargılama evrakının incelenmesinden, başvuruya
konu yargılama sürecinin kısmen Asliye Hukuk kısmen Kadastro Mahkemesi önünde
sürdüğü görülmekle, 3402 sayılı Kanun’da yer alan özel usul hükümleri ile
medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkları konu alan yargılama
faaliyetleri için geçerli genel usuli hükümler içeren
6100 sayılı Kanun’a tabi bir yargılama faaliyetinin söz konusu olduğu ve 3402
sayılı Kanun’da yer alan özel usul hükümleri ile 6100 sayılı Kanun’un 30.
maddesinin, uyuşmazlıkların makul sürede çözümlenmesi gerekliliğini ortaya
koyduğu anlaşılmaktadır (§ 27).
40. Kadastro mahkemesi ve 6100 sayılı Kanun’un öngördüğü
yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul sürede
tamamlanmadığı yönündeki iddialar, daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış
ve Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle yargılamada sürati temin etmeye
hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak
makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde kararlar verilmiştir
(B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 54-64; B. No: 2012/12, 17/9/2013, §§ 53-62; B. No: 2013/1115, 5/12/2013, §§ 60-67; 2012/673, 19/12/2013, §§ 37-43).
41. Başvuruya konu davanın taraf sayısı ve mahiyeti nedeniyle
icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık
nitelikte olduğunu ortaya koymakla birlikte davaya bütün olarak bakıldığında,
3402 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine tabi bir yargılama sürecine
ilişkin somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir
yön bulunmadığı ve elli yıl üç aylık yargılama sürecinde makul olmayan bir
gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
42. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
43. Başvurucular, maruz kaldıkları zarar karşılığı her bir
başvurucu lehine 85.000,00 manevi tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.
44. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar”
kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa,
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere
dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel
mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla
yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
45. Başvurucuların, tarafı oldukları uyuşmazlığa ilişkin elli
yıl üç aylık yargılama süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin
uzunluğu sebebiyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi
zararları karşılığında ve yargılamayı murislerinden intikalle takip ettikleri
de nazara alınarak, başvurucu Mehmet Ali Öztürk’e net 8.300,00 TL, başvurucu
Habibe Kaplan’a net 2.800,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi
gerekir.
46. Başvurucular tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler
uyarınca tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin başvuruculara müştereken ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların,
1.
Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2.
Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma
haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucu Mehmet Ali Öztürk’e net 8.300,00 TL, başvurucu Habibe
Kaplan’a net 2.800,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucuların tazminata
ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucular tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA
MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
22/6/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.