TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
HABİBE KAPLAN VE MEHMET ALİ ÖZTÜRK BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/4963)
Karar Tarihi: 22/6/2015
Başkan
:
Alparslan ALTAN
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Raportör Yrd.
Yusuf Enes KAYA
Başvurucular
Habibe KAPLAN
Mehmet Ali ÖZTÜRK
Vekilleri
Av. Kemal ERSOY
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurucular, 14/12/1955 tarihinde Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde aleyhlerine açılan men’i müdahale davasının, taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaları nedeniyle Manavgat Kadastro Mahkemesine devredildiğini, Manavgat Kadastro Mahkemesinde açtıkları tespite itiraz davaları ile anılan dava dosyasının birleştirildiğini, Mahkemece 20/8/2013 tarihinde davanın kısmen kabulüne hükmedildiğini, ancak hükmün temyiz edilmesi nedeniyle kesinleşmediğini, makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler ve tazminat talep etmişlerdir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 9/4/2014 tarihinde Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde Komisyona sunulmasına engel eksiklik bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca, 19/9/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
I.4. Bölüm Başkanı tarafından 5/2/2015 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 19/2/2015 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. a) Başvurucuların murisleri Musa ve Hasan Öztürk aleyhine, H.Ö. ve arkadaşları tarafından 14/12/1955 tarihinde Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesinde taşınmaza müdahalenin men’i davası açılmıştır.
b) Mahkemece, davanın takip edilmemesi nedeniyle 20/6/1961 tarihinde, 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 409. maddesi gereği işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, 23/12/1961 tarih ve E.1955/132, K.1961/335 sayılı kararla davanın yenilenmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına hükmedilmiştir.
c) H.Ö. ve arkadaşlarının 24/10/1963 tarihli yenileme dilekçeleri üzerine, dava Mahkemenin E.1963/358 sayılı dosyasına kaydedilmiştir.
d) Mahkemece 18/2/1966 tarih ve E.1963/358, K.1966/24 sayılı kararla; taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışması başladığı için Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Manavgat Tapulama Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
8. Başvurucuların murisleri tarafından, A.Ö. ve arkadaşları aleyhine 19/2/1964 tarihinde Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davası sonunda Mahkemece, 17/12/1965 tarih ve E.1964/55, K.1965/347 sayılı kararla taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışması başladığı için Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Tapulama Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, yargılamaya Manavgat Tapulama Mahkemesinin E.1966/1979 sayılı dosyasında, başvurucuların murisleri aleyhine açılan müdahalenin men’i davasıyla birlikte devam edilmiştir.
9. a) Aynı taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaları sonunda 391 parsel numaralı taşınmaza yönelik olarak, başvurucuların murisleri tarafından, H.Ö. ve arkadaşları aleyhine 26/10/1976 tarihinde, Manavgat Tapulama Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açılmıştır.
b) Mahkemece, 31/7/1990 tarih ve E.1976/309, K.1990/137 sayılı kararla; Mahkemenin E.1966/1979 sayılı dava dosyası ile aralarında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle her iki dava dosyasının birleştirilmesine, yargılamaya E.1966/1979 sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.
10. a) Aynı taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaları sonunda 350 parsel numaralı taşınmaza yönelik olarak, başvurucuların murisleri tarafından A.Ö. ve arkadaşları aleyhine 26/10/1976 tarihinde, Manavgat Tapulama Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açılmıştır.
b) Mahkemece, 31/7/1990 tarih ve E.1976/313, K.1990/138 sayılı kararla; Mahkemenin E.1966/1979 sayılı dava dosyası ile aralarında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle her iki dava dosyasının birleştirilmesine, yargılamaya E.1966/1979 sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.
11. a) Aynı taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaları sonunda 407 parsel numaralı taşınmaza yönelik olarak, başvurucuların murisleri tarafından, A.Ö. ve arkadaşları aleyhine 26/10/1976 tarihinde, Manavgat Tapulama Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açılmıştır.
b) Mahkemece, 31/7/1990 tarih ve E.1976/317, K.1990/139 sayılı kararla; Mahkemenin E.1966/1979 sayılı dava dosyası ile aralarında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle her iki dava dosyasının birleştirilmesine, yargılamaya E.1966/1979 sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.
12. a) Aynı taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaları sonunda 409 parsel numaralı taşınmaza yönelik başvurucuların murisleri tarafından, A.Ö. ve arkadaşları aleyhine 5/12/1976 tarihinde, Manavgat Tapulama Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açılmıştır.
b) Mahkemece, 31/7/1990 tarih ve E.1976/319, K.1990/140 sayılı kararla; Mahkemenin E.1966/1979 sayılı dava dosyası ile aralarında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle her iki dava dosyasının birleştirilmesine, yargılamaya E.1966/1979 sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir
13. a) Aynı taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaları sonunda 255 parsel numaralı taşınmaza yönelik olarak, başvurucuların murisleri tarafından, A.Ö. ve arkadaşları aleyhine 5/12/1976 tarihinde, Manavgat Tapulama Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açılmıştır.
b) Mahkemece, 31/7/1990 tarih ve E.1976/321, K.1990/141 sayılı kararla; Mahkemenin E.1966/1979 sayılı dava dosyası ile aralarında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle her iki dava dosyasının birleştirilmesine, yargılamaya E.1966/1979 sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.
14. a) Aynı taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaları sonunda 259 parsel numaralı taşınmaza yönelik olarak başvurucuların murisleri tarafından, A.Ö. ve arkadaşları aleyhine 5/12/1976 tarihinde, Manavgat Tapulama Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açılmıştır.
b) 12/1/1981 tarih ve 1981/5 sayılı protokol ile Manavgat 2 No.lu Tapulama Mahkemesi kurulmuştur.
c) Manavgat Tapulama Mahkemesince, 2/8/1982 tarih ve E.1976/312, K.1982/218 sayılı kararla; dava dosyasının 2 No.lu Tapulama Mahkemesine devrine karar verilmiştir.
d) Manavgat 2. Kadastro Mahkemesi, 31/7/1990 tarih ve E.1982/79, K.1990/21 sayılı kararla; Mahkemenin E.1966/1979 sayılı dava dosyası ile aralarında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle her iki dava dosyasının birleştirilmesine, yargılamaya E.1966/1979 sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.
15. a) Aynı taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaları sonunda 2 parsel numaralı taşınmaza yönelik olarak, başvurucuların murisleri tarafından, A.Ö. ve arkadaşları aleyhine 5/12/1976 tarihinde, Manavgat Tapulama Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açılmıştır.
b) Mahkemece, 2/8/1982 tarih ve E.1976/314, K.1982/217 sayılı kararla; dava dosyasının 2 No.lu Tapulama Mahkemesine devrine karar verilmiştir.
c) Manavgat 2. Kadastro Mahkemesi, 31/7/1990 tarih ve E.1982/80, K.1990/22 sayılı kararla; Mahkemenin E.1966/1979 sayılı dava dosyası ile aralarında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle her iki dava dosyasının birleştirilmesine, yargılamaya E.1966/1979 sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.
16. a) Aynı taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaları sonunda 408 parsel numaralı taşınmaza yönelik olarak, başvurucuların murisleri tarafından, A.Ö. ve arkadaşları aleyhine 5/12/1976 tarihinde, Manavgat Tapulama Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açılmıştır.
b) Mahkemece, 2/8/1982 tarih ve E.1976/318, K.1982/219 sayılı kararla dava dosyasının 2 No.lu Tapulama Mahkemesine devrine karar verilmiştir.
c) Manavgat 2. Kadastro Mahkemesi, 31/7/1990 tarih ve E.1982/75, K.1990/20 sayılı kararla; Mahkemenin E.1966/1979 sayılı dava dosyası ile aralarında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle her iki dava dosyasının birleştirilmesine, yargılamaya E.1966/1979 sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.
17. Maliye Hazinesi ve Orman Genel Müdürlüğü davalı sıfatıyla davaya katılmışlardır.
18. Tapulama Mahkemeleri, Kadastro Mahkemesi adını alarak yargılamaya devam etmiştir.
19. Manavgat 1. Kadastro Mahkemesi, asıl ve birleşen tüm dava dosyalarında yaptığı yargılama sonunda; 31/7/1990 tarih ve E.1966/1979, K.1990/136 sayılı kararla tüm davaların reddine, taşınmazların hisseleri oranında davacılar ve davalılar adlarına tapuya tescillerine karar vermiştir.
20. Temyiz üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 24/1/1992 tarih ve E.1991/1842, K.1992/657 sayılı ilâmıyla kararın davalıların tamamına tebliğinden sonra dosyanın Yargıtaya gönderilmesi için dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiştir.
21. Dosyanın, eksikliklerin tamamlanmasından sonra yeniden Yargıtaya gönderilmesi üzerine, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi, 11/9/1992 tarih ve E.1992/7081, K.1992/10111 sayılı ilâmla dosyanın Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermiştir.
22. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, 19/10/1993 tarih ve E.1992/13337, K.1993/8328 sayılı kararla hükmün bozulmasına karar vermiştir.
23. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, 20/8/2013 tarih ve E.1996/12, K.2013/89 sayılı kararla tescil davalarının reddine, meni müdahale davalarının ve kadastro tespitine itiraz davalarının kısmen kabulüne, taşınmazların hisseleri oranında davacılar ve davalılar adlarına tapuya tescillerine karar verilmiştir.
24. Temyiz üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13/2/2014 tarih ve E.2013/10091, K.2014/1822 sayılı ilâmıyla hüküm onanmış ve karar düzeltme yoluna başvurulmaması üzerine karar kesinleşmiştir.
25. Başvurucular, 9/4/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
26. Onama kararı 13/5/2014 tarihinde başvuruculara tebliğ edilmiştir.
B. İlgili Hukuk
27. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi ile 21/6/1987 tarih ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrası, 28. maddesinin birinci fıkrası, 29. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları, 30. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 32. maddesinin birinci fıkrası ve 36. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi (Bkz. B. No: 2012/12, 17/9/2013, §§ 16-22).
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
28. Mahkemenin 22/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucuların 9/4/2014 tarih ve 2014/4963 numaralı bireysel başvuruları incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
29. Başvurucular, 1955 yılında murisleri aleyhine açılan davanın takip edilmemesi nedeniyle işlemden kaldırıldığını, davacıların 24/10/1963 tarihli yenileme talepleri üzerine dosyanın Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesinin E.1963/358 sayılı numarasına kaydedildiğini, taşınmazın bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaları nedeniyle dava dosyasının Manavgat Kadastro Mahkemesine devredildiğini, 1964 yılında murisleri tarafından Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davasının da Manavgat Kadastro Mahkemesine devredildiğini, taşınmazların bulunduğu yerde yapılan kadastro çalışmaları sonunda murisleri adına tespiti yapılmayan 2, 255, 259, 350, 391, 407, 408 ve 409 parsel numaralı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali amacıyla her bir parsel için ayrı ayrı olmak üzere Manavgat Kadastro Mahkemesinde tespite itiraz davası açtıklarını, tüm dava dosyalarının birleştirilmesine karar verildiğini, Mahkemece 20/8/2013 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, yargılamanın uzun sürdüğünü ve makul sürede sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
30. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
31. Başvurucular, murisleri aleyhine 24/10/1963 tarihinde Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın makul sürede tamamlanmadığını belirterek, Anayasa’nın 36. maddesinde tanımlanan adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
32. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı bir çok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
33. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
34. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda taşınmaz mülkiyeti hakkında Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve Manavgat Kadastro Mahkemesine devredilen kadastro tespitine itiraz davasında, 3402 sayılı Kanun ve 6100 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).
35. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak, uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, bu tarih somut başvuru açısından başvurucuların murisleri aleyhine açılan davanın yenileme tarihi olan 24/10/1963 tarihidir.
36. Başvuruya konu dava, başvurucuların miras bırakanlarından intikalle takip etmekte oldukları bir uyuşmazlık olup, bu yönüyle makul süre değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, mirasçıların yargılamaya katıldıkları an değil, somut olayda muris açısından değerlendirmeye esas alınan sürenin başlangıç anıdır (B. No: 2013/1115, 5/12/2013, § 51).
37. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52). Bu kapsamda, somut yargılama faaliyeti açısından sürenin bitiş tarihinin, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin, Mahkemece verilen hükmü onadığı 13/2/2014 tarihi olduğu anlaşılmaktadır.
38. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinden, yargılamanın konusunun, başvurucuların murisleri aleyhine açılan ve Manavgat Kadastro Mahkemesine devredilen müdahalenin men’i davası ile Manavgat ilçesindeki kadastro çalışmaları sonucunda yapılan kadastro tespitlerine itiraz ile taşınmazların başvurucuların murisleri adlarına tapuya tescili istemlerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Başvurucuların murisleri aleyhine Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan müdahalenin men’i davası ile başvurucuların murisleri tarafından aynı Mahkemede açılan tescil davası, taşınmazların bulunduğu yerde kadastro çalışmalarının başlaması nedeniyle Manavgat Kadastro Mahkemesine devredilmiştir. Başvurucuların murisleri tarafından Manavgat Kadastro Mahkemesinde 2, 255, 259, 350, 391, 407, 408 ve 409 parsel numaralı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali amacıyla Manavgat Kadastro Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davaları açılmış, Mahkemece tüm dava dosyaları arasında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle dava dosyalarının birleştirilmesine karar verilmiştir. Mahkemece uzun süre ertelenen keşfin yapılmasından ve veraset ilamlarının tamamlanmasından sonra, 31/7/1990 tarihinde tüm davaların reddine, taşınmazların hisseleri oranında davacılar ve davalılar adlarına tapuya tescillerine karar verilmiştir. Hükmün temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesince 24/1/1992 tarihinde dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiş, eksikliklerin tamamlanmasından sonra dosya tekrar Yargıtay 16. Hukuk Dairesine gönderilmiştir. Anılan Daire, 11/9/1992 tarihli kararla dosyanın Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermiş, 20. Hukuk Dairesince 19/10/1993 tarihinde hüküm bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak yargılamaya devam edilmiş, 20/8/2013 tarihinde tescil davalarının reddine, müdahalenin men’i ve kadastro tespitine itiraz davalarının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesince 13/2/2014 tarihinde hüküm onanmış ve karar düzeltme yoluna başvurulmaması üzerine aynı tarihte karar kesinleşmiştir.
39. İlgili yargılama evrakının incelenmesinden, başvuruya konu yargılama sürecinin kısmen Asliye Hukuk kısmen Kadastro Mahkemesi önünde sürdüğü görülmekle, 3402 sayılı Kanun’da yer alan özel usul hükümleri ile medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkları konu alan yargılama faaliyetleri için geçerli genel usuli hükümler içeren 6100 sayılı Kanun’a tabi bir yargılama faaliyetinin söz konusu olduğu ve 3402 sayılı Kanun’da yer alan özel usul hükümleri ile 6100 sayılı Kanun’un 30. maddesinin, uyuşmazlıkların makul sürede çözümlenmesi gerekliliğini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır (§ 27).
40. Kadastro mahkemesi ve 6100 sayılı Kanun’un öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar, daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 54-64; B. No: 2012/12, 17/9/2013, §§ 53-62; B. No: 2013/1115, 5/12/2013, §§ 60-67; 2012/673, 19/12/2013, §§ 37-43).
41. Başvuruya konu davanın taraf sayısı ve mahiyeti nedeniyle icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık nitelikte olduğunu ortaya koymakla birlikte davaya bütün olarak bakıldığında, 3402 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine tabi bir yargılama sürecine ilişkin somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve elli yıl üç aylık yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
42. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
43. Başvurucular, maruz kaldıkları zarar karşılığı her bir başvurucu lehine 85.000,00 manevi tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.
44. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
45. Başvurucuların, tarafı oldukları uyuşmazlığa ilişkin elli yıl üç aylık yargılama süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında ve yargılamayı murislerinden intikalle takip ettikleri de nazara alınarak, başvurucu Mehmet Ali Öztürk’e net 8.300,00 TL, başvurucu Habibe Kaplan’a net 2.800,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
46. Başvurucular tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucuların,
1. Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucu Mehmet Ali Öztürk’e net 8.300,00 TL, başvurucu Habibe Kaplan’a net 2.800,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucular tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
22/6/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.