TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
NAVAF ÖZEL BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/5603)
|
|
Karar Tarihi: 10/3/2015
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
Raportör Yrd.
|
:
|
İsmail Emrah PERDECİOĞLU
|
Başvurucu
|
:
|
Navaf
ÖZEL
|
Vekili
|
:
|
Av. Ali AYDEMİR
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucu, 18/12/2006
tarihinde Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tescil davasının halen
sonuçlanmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüş, tazminat talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 24/4/2014 tarihinde
Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede
başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci
Komisyonunca 11/6/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından
24/7/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte
yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru konusu olay ve
olgular ile başvurunun bir örneği görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
Adalet Bakanlığı 11/8/2014 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki
kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş
sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve ekleri ile
başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar
özetle şöyledir:
7. Başvurucu, 18/12/2006
tarihinde Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tescil davasında, dava
konusu taşınmazı imar ihya ettiğini, tarım arazisi haline getirdiğini, kadastro
tespit çalışmalarından bu yana otuz yıldır taşınmazı kullandığını ve taşınmazın
zilyedi olduğunu ileri sürerek, kazandırıcı zamanaşımı yolu ile yaklaşık yüz
dönüm taşınmazın adına tescilini talep etmiştir.
8. Yargılama Kızıltepe 1.
Asliye Hukuk Mahkemesinde devam etmekte iken, anılan Mahkemece dava dosyası,
aralarında hukuki ve fiili bağlantı görülen aynı Mahkemenin E.2006/278 sayılı
dosyası ile birleştirilmiştir.
9. Yargılamanın sonunda
Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, 28/4/2009 tarih ve E.2006/868, K.2009/411
sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne ve 48.608,00 m² yerin başvurucu adına
tapuya tesciline, birleştirilen E.2006/278 sayılı dava dosyasındaki talebin
reddine karar vermiştir.
10. Temyiz incelemesi sonucunda
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 5/11/2009 tarih ve E.2009/4097, K.2009/5303 sayılı
ilamı ile İlk Derece Mahkemesinin kararını, eksik inceleme ve araştırma
yapıldığını, ayrıca verilen kararın oluşa ve dosya içeriğine uymadığını
belirterek bozmuştur.
11. Bozma kararına uyarak
dosyayı tekrar incelemeye alan Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, 15/10/2010
tarih ve E.2010/267, K.2010/843 sayılı kararı ile tekrar davanın kısmen
kabulüne hükmetmiştir.
12. Bu kararın da temyizi
üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 26/3/2012 tarih ve E.2011/3988, K.2012/2175
sayılı ilamı ile eksikliklerin tamamlanması için dosyanın Mahkemesine geri
gönderilmesine karar vermiştir.
13. Eksikliklerin
tamamlanmasından sonra, 20/4/2014 tarihinde dosya temyiz incelemesi için Yargıtaya gönderilmiştir.
14. Temyiz incelemesi halen
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinde devam etmektedir.
15. Başvurucu, 24/4/2014
tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. İlgili
Hukuk
16. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi, 22/11/2011 tarih ve 4721 sayılı Türk
Medeni Kanunu’nun 713. maddesi, 21/6/1987 tarih ve 3402 sayılı Kadastro
Kanunu’nun 17. ve 18. maddeleri.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
17. Mahkemenin 10/3/2015
tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 24/4/2014 tarih ve 2014/5603
numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
18. Başvurucu, Kızıltepe 1.
Asliye Hukuk Mahkemesinde 18/12/2006 tarihinde açtığı tescil davasında makul
sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
19. Başvuru formu ile eklerinin
incelenmesi sonucunda, açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul
edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı
anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
20. Başvurucu, 18/12/2006
tarihinde Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tescil davasında makul
sürede yargılama yapılmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini iddia etmiştir.
21. Anayasa ve Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ortak koruma alanı dışında kalan bir hak
ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi
mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni ile Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma
hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde
yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de
Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, ilgili
hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle,
Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma
hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi
kapsamında yer vermektedir. Somut başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede
yargılanma hakkı da yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma
hakkının kapsamına dâhil olup, ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan
süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141.
maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının
değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No:
2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
22. Davanın karmaşıklığı,
yargılamanın kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir davanın süresinin makul olup
olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması gereken kriterlerdir (B. No:
2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
23. Anayasa’nın 36. maddesi ve
Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin
uyuşmazlıkların makul sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu
olayda, Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde
tapusuz taşınmazın tescili talebi ile açılmış olan bir davanın söz konusu
olduğu görülmekle, 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile 6100 sayılı Kanun’da yer alan usul
hükümlerine göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve
yükümlülükleri konu alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13,
2/7/2013, § 49).
24. Medeni hak ve
yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin makul süre değerlendirmesinde,
sürenin başlangıcı kural olarak, uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama
sürecinin işletilmeye başlandığı, başka bir deyişle davanın ikame edildiği
tarih olup, somut başvuru açısından bu tarih 18/12/2006 tarihidir.
25. Sürenin bitiş tarihi ise,
çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme
tarihidir. Ancak devam eden yargılamalara ilişkin makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasını içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da
yapılabilmesi olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin
bitiş anı bireysel başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13,
2/7/2013, § 52).
26. Başvuruya konu yargılama
sürecinin incelenmesinde, yargılamanın konusunun 4721 sayılı Kanun’un 713.
maddesi uyarınca olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı yolu ile taşınmazın tescili
talebine ilişkin dava olduğu, yargılama boyunca resmi kurumlara müzekkereler
yazılarak bilgi talep edildiği, uzun süreler bu müzekkerelere cevap beklendiği,
keşifler yapıldığı, bilirkişi raporları alındığı, ardından İlk Derece
Mahkemesince esasa ilişkin 28/4/2009 tarihinde davanın kabulüne karar
verildiği, temyiz incelemesinden geçen kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesince,
eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulduğu gerekçesiyle 5/11/2009
tarihinde bozulduğu anlaşılmıştır.
27. Bozmaya uyan İlk Derece
Mahkemesince, 15/10/2010 tarihinde yeniden davanın kabulüne karar verildiği, bu
kararın da temyizi sonucu Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin, eksikliklerin
giderilmesi için 26/3/2012 tarihinde dosyanın geri çevrilmesine karar verdiği,
söz konusu eksikliklerin iki yılda tamamlanmasından sonra dosyanın 20/4/2014
tarihinde Yargıtaya gönderildiği belirlenmiş, dosya
üzerinde temyiz incelemesinin halen devam anlaşılmıştır.
28. 6100 sayılı Kanun’un
öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul
sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle yargılamada sürati temin
etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde
bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde karar
verilmiştir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 34-64).
29. Başvurunun değerlendirilmesi
neticesinde, başvuruya konu tescil davasının; hukuki meselenin çözümündeki
güçlük, maddi olayların karmaşıklığı, delillerin toplanmasında karşılaşılan
engeller, taraf sayısı gibi kriterler dikkate alındığında karmaşık olmaktan
uzak olduğu anlaşılmıştır. Başvurucunun tutum ve davranışlarıyla ve usulü
haklarını kullanırken özensiz davranmasıyla yargılamanın uzamasına önemli
ölçüde sebep olduğu da söylenemez. Dolayısıyla somut başvuru açısından, daha
önce verilen kararlar dışında farklı karar verilmesini gerektirecek bir yön
bulunmadığı ve sekiz yılı aşkın süredir devam etmekte olan yargılama sürecinde
makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
30. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun
Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanunun 50. Maddesi
Yönünden
31. Başvurucu, yargılamanın
makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle 40.000,00 TL manevi tazminat ile
yargılama boyunca yaptığı masraflara hükmedilmesini talep etmiştir.
32. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Kararlar” kenar başlıklı 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata
hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.
Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal
kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse
dosya üzerinden karar verir.”
33. Başvurucunun tarafı olduğu
uyuşmazlığa ilişkin sekiz yılı aşkın süredir devam eden yargılama süresi nazara
alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında, başvurucuya net
5.850,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
34. Başvurucu tarafından maddi
tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, tespit edilen ihlal ile iddia
edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından, başvurucunun
maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
35. Başvurucu tarafından yapılan
ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan 1.706,10 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
36. Başvuruya konu yargılamanın
sekiz yılı aşkın süredir devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma
hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan
bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucunun,
1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği yönündeki iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına
alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucuya net 5.850,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE,
başvurucunun tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucu tarafından yapılan 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL
vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA
ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Kızıltepe 1. Asliye Hukuk Mahkemesine
gönderilmesine,
10/3/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.