TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ALİ KANTARCIOĞLU VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/5637)
|
|
Karar Tarihi: 22/6/2015
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi
DURSUN
|
|
|
Erdal TERCAN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Yusuf Enes KAYA
|
Başvurucular
|
:
|
1. Ali KANTARCIOĞLU
|
|
|
2. Güneş SAYAR
|
|
|
3. Ülküsan ÖZER
|
|
|
4. Nezihe TUNÇALP
|
|
|
5. Bayram AKCAN
|
|
|
6. Cemil AKCAN
|
|
|
7. Derin KARAMANOĞLU
|
|
|
8. Musa Doğan KUTAY
|
|
|
9. Caner SAYAR
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Caner SAYAR
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular, 1/8/1991 tarihinde Marmaris Kadastro
Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasının halen devam ettiğini ve
yargısal işlemlerin uzaması nedeniyle taşınmazlarından özgürce
faydalanamadıklarını belirterek, adil yargılanma hakları ile mülkiyet
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler ve tazminat talebinde
bulunmuşlardır.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 17/4/2014 tarihinde Marmaris 1. Asliye Hukuk
Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesi neticesinde Komisyona sunulmasına engel eksiklik bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. Komisyon tarafından, kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm
tarafından yapılmak üzere, dosyaların Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Başvurucu Caner Sayar tarafından yapılan 2014/5637 sayılı
bireysel başvuru dosyası ile Ülküsan Özer tarafından
yapılan 2014/5638 sayılı bireysel başvuru dosyası, Bayram Akcan tarafından
yapılan 2014/5640 sayılı bireysel başvuru dosyası, Ali Kantarcıoğlu tarafından
yapılan 2014/5642 sayılı bireysel başvuru dosyası, Güneş Sayar tarafından
yapılan 2014/5643 sayılı bireysel başvuru dosyası, Nezihe Tunçalp
tarafından yapılan 2014/5644 sayılı bireysel başvuru dosyası, Cemil Akcan
tarafından yapılan 2014/5646 sayılı bireysel başvuru dosyası, Derin Karamanoğlu
tarafından yapılan 2014/5647 sayılı bireysel başvuru dosyası, Musa Doğan Kutay
tarafından yapılan 2014/5648 sayılı bireysel başvuru dosyası aralarındaki
hukuki ve fiili irtibat nedeniyle birleştirilmesine karar verilmiş ve
incelemeye 2014/5637 sayılı bireysel başvuru dosyası üzerinden devam
edilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından 5/1/2015
tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar
verilmiştir.
6. Başvuru konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği
görüş için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 5/2/2015
tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda
sunulan görüşlerine atfen, başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
7. Başvuru formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama
dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Muğla ili Marmaris ilçesi Karaca köyünde yapılan kadastro
çalışmaları sonrasında 450 parsel numaralı taşınmaz başvurucular ve paydaşları
adlarına tespit edilmiştir.
9. Yapılan kadastro tespitine karşı N.M.Ş. ve M.Ö.
tarafından dava konusu taşınmazın kendi adlarına tescili istemiyle, 1/8/1991
tarihinde Marmaris Kadastro Mahkemesinde bir kısım başvurucular ve paydaşları
aleyhine kadastro tespitine itiraz davası açılmış ve dava, Marmaris Kadastro
Mahkemesinin E.1991/157 sayılı dosyasına kaydedilmiştir.
10. Açılan davada davalı olarak yer alan başvurucular Caner
Sayar ve Nezihe Tunçalp, aynı zamanda müdahil davacı
olarak davada yer almışlardır.
11. Başvurucu Derin Karamanoğlu 21/2/2006 tarihli dilekçesiyle
dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan konutlardan birini davalı Y.Ö.'den satın aldığını belirterek müdahale talebinde
bulunmuş, Mahkemece 27/4/2006 tarihli duruşmada başvurucunun müdahale talebi
kabul edilmiştir.
12. Marmaris Kadastro Mahkemesinin 7/3/2011 tarih ve
E.1991/157, K.2011/128 sayılı kararı ile asıl davacılar tarafından açılan
davaların reddine, müdahil davacıların davalarının kabulüne karar verilmiştir.
13. Anılan karar, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 31/12/2012
tarih ve E.2012/9673, K.2012/11828 karar sayılı ilâmı ile bozulmuştur.
14. Bozma üzerine Marmaris Kadastro Mahkemesinin E.2014/8
sayılı dosyasına kaydedilen davadaki yargılama halen devam etmektedir.
15. Başvurucular, 17/4/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
B. İlgili Hukuk
16. 12/1/2011 tarih ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi ile 21/6/1987 tarih ve 3402
sayılı Kadastro Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrası, 28. maddesinin
birinci fıkrası, 29. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları, 30.
maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 32. maddesinin birinci fıkrası ve 36.
maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi (Bkz. B. No: 2012/12, 17/9/2013, §§
16-22).
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
17. Mahkemenin 22/6/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 17/4/2014 tarih ve 2014/5637 numaralı bireysel başvuruları
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
18. Başvurucular, 1/8/1991 tarihinde Marmaris Kadastro
Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasının halen devam ettiğini ve
yargısal işlemlerin uzaması nedeniyle taşınmazlarından özgürce
faydalanamadıklarını belirterek, adil yargılanma hakları ile mülkiyet
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
19. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi sonucunda açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
20. Başvurucular, 1/8/1991 tarihinde Marmaris Kadastro
Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz davasının halen devam ettiğini ve
yargısal işlemlerin uzaması nedeniyle taşınmazlarından özgürce
faydalanamadıklarını belirterek, adil yargılanma hakları ile mülkiyet
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
21. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme)
ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün olmayıp (B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18), Sözleşme metni
ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından ortaya çıkan ve adil
yargılanma hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36.
maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa
Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı bir çok kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve
AİHM içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer
alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke
ve haklara, Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Somut
başvurunun dayanağını oluşturan makul sürede yargılanma hakkı da yukarıda
belirtilen ilkeler uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil olup,
ayrıca davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının
yargının görevi olduğunu belirten Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın
bütünselliği ilkesi gereği, makul sürede yargılanma hakkının
değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır (B. No:
2012/13, 2/7/2013, §§ 38–39).
22. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
23. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin
6. maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul
sürede karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda taşınmaz
mülkiyeti hakkında Marmaris Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine
itiraz davasında, 3402 sayılı Kanun ve 6100 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine
göre yürütülen somut yargılama faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri konu
alan bir yargılama olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).
24. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak,
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka
bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, somut başvuru açısından bu tarih 1/8/1991 tarihidir.
25. Başvuru konusu davanın açılış tarihi 1/8/1991 olmakla
beraber, başvurucu Derin Karamanoğlu’nun verdiği 21/2/2006 tarihli asli
müdahale dilekçesi sonrasında, asli müdahil sıfatıyla yargılamada yer almaya
başladığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, bu başvurucu açısından makul süre
değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, davanın
açıldığı tarih değil, usulüne uygun olarak asli müdahale talebinde bulunulduğu
21/2/2006 tarihidir (B. No. 2012/367, 17/9/2013, § 25).
26. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden
yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını
içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi
olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı
başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
27. Başvuruya konu yargılama sürecinin incelenmesinde,
davacılar N.M.Ş. ve M.Ö. tarafından bir kısım başvurucular aleyhine kadastro
tespitine itiraz davası açıldığı, davanın Marmaris Kadastro Mahkemesinin
E.1991/157 sayılı dosyasına kaydedildiği, başvurucu Derin Karamanoğlu’nun,
21/2/2006 tarihli dilekçesiyle dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan
konutlardan birini davalı Y.Ö.'den satın aldığını
belirterek müdahale talebinde bulunduğu, Mahkemece 27/4/2006 tarihli duruşmada
başvurucunun müdahale talebinin kabul edildiği, Mahkemenin 7/3/2011 tarihli
ilamı ile asıl davacılar tarafından açılan davaların reddine, müdahil
davacıların davalarının kabulüne karar verildiği, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin
31/12/2012 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulduğu
anlaşılmıştır. Bozma üzerine Marmaris Kadastro Mahkemesinin E.2014/8 sayılı
dosyasına kaydedilen davadaki yargılamanın halen devam ettiği belirlenmiştir.
28. İlgili yargılama evrakının incelenmesinden, başvuruya
konu yargılamanın kadastro mahkemesi önünde devam ettiği anlaşılmakla, 3402
sayılı Kanun’da yer alan özel usul hükümleri ile medeni hak ve yükümlülüklere
ilişkin uyuşmazlıkları konu alan yargılama faaliyetleri için geçerli genel usuli hükümler içeren 6100 sayılı Kanun’a tabi bir
yargılama faaliyetinin söz konusu olduğu ve 3402 sayılı Kanun’da yer alan özel
usul hükümleri ile 6100 sayılı Kanun’un 30. maddesinin, uyuşmazlıkların makul
sürede çözümlenmesi gerekliliğini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır (§ 16).
29. Kadastro mahkemesi nezdindeki yargılamaların makul sürede
tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve
Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle 3402 sayılı Kanun’da yer alan ve
yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara
alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği yönünde kararlar verilmiştir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 54-64; B.
No: 2012/12, 17/9/2013, §§ 53-62; B. No: 2013/1115, 5/12/2013, §§ 60-67;
2012/673, 19/12/2013, §§ 37-43).
30. Başvuruya konu davanın taraf sayısı ve mahiyeti nedeniyle
icrası gereken usul işlemlerinin niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık
niteliğinin bulunduğunu ortaya koymakla birlikte, davaya bütün olarak
bakıldığında, 3402 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine tabi bir yargılama
sürecine ilişkin somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek
bir yön bulunmadığı ve başvurucu Derin Karamanoğlu açısından yaklaşık dokuz
yıldır, diğer başvurucular açısından yaklaşık yirmi dört yıldır devam eden
yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
31. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma haklarının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
32. Başvurucular uzun süren yargılama nedeniyle
taşınmazlarını kullanamadıklarını belirterek, Anayasa’nın 35. maddesinde
tanımlanan mülkiyet haklarının ihlal edildiğini iddia etmiş olup,
başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönünde
yukarıda yer verilen tespitler ışığında, mülkiyet haklarının ihlal edildiği
yönündeki iddialarının ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
33. Başvurucular, maruz kaldıkları zarar karşılığı olarak
ayrı ayrı 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.
34. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar”
kenar başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa,
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere
dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel
mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla
yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
35. Başvurucuların tarafı oldukları uyuşmazlığa ilişkin
başvurucu Derin Karamanoğlu açısından yaklaşık dokuz yıldır, diğer başvurucular
açısından yaklaşık yirmi dört yıldır devam eden yargılama süresi nazara
alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucu Derin
Karamanoğlu’na net 5.000,00 TL, diğer başvuruculara ayrı ayrı net 18.700,00 TL
manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
36. Başvurucular tarafından ayrı ayrı
yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan
yargılama giderinin başvuruculara ayrı ayrı ödenmesine ve başvurucu Caner Sayar
kendi adına asaleten başvuruda bulunduğu için anılan başvurucu dışındaki diğer
başvuruculara 1.500,00 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
37. Başvuruya konu yargılamanın başvurucu Derin Karamanoğlu
açısından yaklaşık dokuz yıldır, diğer başvurucular açısından yaklaşık yirmi
dört yıldır devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal
ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama dosyasında,
hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin
önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını
teminen, kararın bir örneğinin ilgili Mahkemesine
gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların,
1.
Makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği yönündeki iddialarının KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2.
Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma
haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucu Derin Karamanoğlu’na net 5.000,00 TL, diğer
başvuruculara ayrı ayrı net 18.700,00 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE,
başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin REDDİNE,
C. Başvurucular tarafından ayrı ayrı
yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan
yargılama giderinin başvuruculara ayrı ayrı ödenmesine ve başvurucu Caner Sayar
dışındaki diğer başvuruculara 1.500,00 TL vekâlet ücretinin MÜŞTEREKEN
ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Marmaris Kadastro Mahkemesine
gönderilmesine,
22/6/2015
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar
verildi.