TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
MEHMET ATİK BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/574)
Karar Tarihi: 29/9/2016
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Hicabi DURSUN
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Rıdvan GÜLEÇ
Raportör
Akif YILDIRIM
Başvurucu
Mehmet ATİK
Vekili
Av. Barış DURAN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ceza davasında katılan sıfatıyla yer alınmasına rağmen beraat kararıyla birlikte aleyhe vekâlet ücretine hükmedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilkişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 14/1/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine Görele Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca 27/2/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 25/5/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlığın 24/6/2015 tarihli yazısında, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu kendisine karşı hakaret ve tehdit iddiasıyla üç sanık hakkında Görele Sulh Ceza Mahkemesinde açılan ceza davasına müdahil olmuştur.
8. Mahkeme, 18/2/2010 tarihinde atılı suçların işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatine karar vermiştir. Beraat kararı ile birlikte sanıklar lehine ve başvurucu aleyhine vekâlet ücretine de hükmedilmiştir.
9. Başvurucu 17/3/2010 tarihinde söz konusu kararı temyiz etmiş ve beraat kararı ile birlikte vekâlet ücretine ilişkin kararın da bozulmasını talep etmiştir.
10. Yargıtay 4. Ceza Dairesi 19/9/2013 tarihinde kararı usul ve yasaya uygun bularak onamıştır.
11. Yargıtayın onama kararı başvurucuya 17/12/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
12. Başvurucu 14/1/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Mahkemenin 29/9/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
14. Başvurucu, hakaret ve tehdit iddialarıyla açılan bir ceza davasında katılan sıfatıyla yer almasına rağmen beraat kararıyla birlikte aleyhine vekâlet ücretine hükmedildiğini ve itirazlarına rağmen bu konuyla ilgili herhangi bir gerekçe gösterilmediğini belirterek Anayasa’nın 36. maddesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
15. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalanhak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
16. Sözleşme’nin 6. maddesinde adil yargılanmaya ilişkin güvencelerin medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların ve bir suç isnadının esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular, Anayasa ve Sözleşme kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz. Bir ceza davasında üçüncü kişilerin cezalandırılmasını talep eden mağdur, suçtan zarar gören, şikâyetçi veya katılan sıfatını haiz kişiler Sözleşme’nin 6. maddesinin koruma alanı dışında kalmaktadır (Onurhan Solmaz, §§ 23, 24).
17. Bu kuralın istisnaları, ceza davasında medeni hak talebine imkân veren bir sistemin benimsenmiş olması veya ceza davası sonucunda verilen kararın hukuk davası açısından etkili ya da bağlayıcı olması hâlleridir (Perez/Fransa, B. No: 47287/99,12/2/2004, § 70). 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile ceza muhakemesinde şahsi hak iddiasında bulunma imkânı ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla başvurucunun ceza muhakemesi sürecinde medeni haklarını ileri sürme imkânı bulunmamaktadır. Ayrıca bu sebeple verilen beraat kararlarının etkileri ceza muhakemesi süreci ile sınırlı olup hukuk mahkemeleri açısından bağlayıcı bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle bir ceza davasında mağdur, suçtan zarar gören, şikâyetçi veya katılan sıfatını haiz kişilerin yargılama masraflarına ilişkin ihlal iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.
18. Somut olayda başvurunun adil yargılanma hakkı kapsamına girmediği anlaşılmaktadır.
19. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 29/9/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.