logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Serdar Hacısüleymanoğlu [1.B.], B. No: 2014/593, 18/5/2016, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SERDAR HACISÜLEYMANOĞLU BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/593)

 

Karar Tarihi: 18/5/2016

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serruh KALELİ

 

 

Nuri NECİPOĞLU

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

Raportör

:

Aydın ŞİMŞEK

Başvurucu

:

Serdar HACISÜLEYMANOĞLU

Vekili

:

Av. Kadir KARTAL

 

 

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, tutukluluğun kanundaki azami süreyi ve makul süreyi aşması nedenleriyle Anayasa’nın 19. maddesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 14/1/2014 tarihinde İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca 31/3/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2006/2408 Soruşturma sayılı dosyası ile yürütülen soruşturma kapsamında 24/9/2007 tarihinde gözaltına alınmış, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin (4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun mülga 250. maddesi ile görevli) 28/9/2007 tarihli ve 2007/118 Sorgu sayılı kararı ile “birden fazla kişi tarafından birlikte yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma” suçlarından tutuklanmıştır.

6. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının (5271 sayılı Kanun’un mülga 250. maddesi ile görevli bölümü) 10/3/2008 tarihli ve E.2008/267 sayılı iddianamesi ile başvurucunun “silahlı çıkar amaçlı suç örgütünü kurma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, yağma, 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet, tasarlayarak öldürme, tehdit ve resmî belgede sahtecilik” suçlarını işlediğinden bahisle cezalandırılması istemiyle aynı yer Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır.

7. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde (5271 sayılı Kanun’un mülga 250. maddesi ile görevli) E.2008/74 sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama, başvurucu yönünden tutuklu olarak sürdürülmüştür.

8. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/7/2013 tarihli ve E.2008/74, K.2013/158 sayılı kararı ile başvurucunun “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçundan 4 yıl 5 ay 10 gün hapis, “müştekiler A.K. ve S.K.ye yönelik yağma” suçundan 10 yıl 10 ay hapis, “müşteki M.Ö.ye yönelik yağma” suçundan 5 yıl 5 ay hapis, “tehdit” suçundan 2 yıl 1 ay hapis, “müşteki S.K.ye yönelik yağma” suçundan 11 yıl 8 ay hapis, “müşteki B.Y.ye yönelik yağma” suçundan 5 yıl 10 ay hapis, “müşteki A.G.ye yönelik yağma” suçundan 5 yıl 10 ay hapis, “müşteki Z.K.ye yönelik yağma” suçundan 5 yıl 5 ay hapis, “müşteki H.Y.ye yönelik yağma” suçundan 10 yıl hapis, “müştekiler Y.K. ve M.K.ye yönelik yağma” suçundan 10 yıl 10 ay hapis, “müşteki Ş.O.ya yönelik yağma” suçundan 11 yıl 8 ay hapis, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan 4 yıl 2 ay hapis, “resmî belgede sahtecilik” suçundan 2 yıl 1 ay hapis, “müştekiler S.B. ve A.H.ye yönelik yağma” suçundan 10 yıl 10 ay hapis, “kasten öldürme” suçundan 25 yıl hapis, “müşteki M.Y.ye yönelik yağma” suçundan 5 yıl 10 ay hapis, “müşteki A.H.T.ye yönelik yağma” suçundan 10 yıl hapis, “müşteki E.B.ye yönelik yağma” suçundan 10 yıl 10 ay hapis, “6136 sayılı Kanun'a muhalefet” suçundan 1 yıl 8 ay hapis ve 375 TL adli para cezaları ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Mahkemece hüküm ile birlikte “hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta kaldı[ğı] sürelere göre” başvurucunun tutukluluğunun devamına karar verilmiştir.

9. Anılan karar, başvurucuya duruşmada tefhim edilmiştir.

10. Başvuru formu ve eklerinde, hüküm ile birlikte verilen tutukluluğun devamı kararına karşı itiraz yoluna gidildiğine dair bilgi ve/veya belge sunulmamıştır.

11. Başvurucu, hakkında verilen mahkûmiyet hükmünü temyiz etmiştir.

12. Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 26/2/2015 tarihli ve E.2014/2672, K.2015/978 sayılı ilamı ile eksikliklerin giderilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmiştir.

13. 21/2/2014 tarihli ve 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1. maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un mülga 250. maddesi ile görevlendirilen ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması üzerine üzerine dosya, İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2008/271 sayısına aktarılmıştır.

14. Dava dosyası, İlk Derece Mahkemesince Yargıtay 1. Ceza Dairesi ilamında belirtilen eksiklikler tamamlandıktan sonra 23/7/2015 tarihinde yeniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

15. Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 18/12/2015 tarihli ve E.2015/4778, K.2015/6265sayılı ilamı ile başvurucu hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “müştekiler A.K. ve S.K.ye yönelik yağma”, “müşteki S.K.ye yönelik yağma”, “müşteki B.Y.ye yönelik yağma”, “müşteki Z.K.ye yönelik yağma”, “müşteki H.Y.ye yönelik yağma”, “müştekiler Y.K. ve M.K.ye yönelik yağma”, “müşteki Ş.O.ya yönelik yağma”, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “kasten öldürme”, “müşteki M.Y.ye yönelik yağma”, “müşteki A.H.T.ye yönelik yağma” “müşteki E.B.ye yönelik yağma” ve “6136 sayılı Kanun'a muhalefet” suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerinin onanmasına, diğer suçlardan verilen mahkûmiyet hükümlerinin ise bozulmasına karar verilmiştir. Bu şekilde başvurucu hakkında verilen toplam 121 yıl 86 ay 10 gün hapis cezası kesinleşmiştir.

16. Başvurucu 14/1/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. İlgili Hukuk

17. 5271 sayılı Kanun’un “Tutuklama kararı” kenar başlıklı 101. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:

“(1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde sanığın tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re'sen mahkemece karar verilir. Bu istemlerde mutlaka gerekçe gösterilir ve adlî kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını belirten hukukî ve fiilî nedenlere yer verilir.

(2) (Değişik: 2/7/2012-6352/97 md.) Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda;

a) Kuvvetli suç şüphesini,

b) Tutuklama nedenlerinin varlığını,

c) Tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu,

gösteren deliller somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça gösterilir. Kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir, ayrıca bir örneği yazılmak suretiyle kendilerine verilir ve bu husus kararda belirtilir.”

18. 5271 sayılı Kanun’un “Tutuklulukta geçecek süre” kenar başlıklı 102. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

“Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı geçemez.”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

19. Mahkemenin 18/5/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

20. Başvurucu, tutukluluğun 5271 sayılı Kanun’un 102. maddesinde öngörülen beş yıllık azami süreyi aştığını, mahkemenin her defasında aynı gerekçelerle tutukluluğu devam ettirdiğini ve tutukluluk süresinin makul olmadığını belirterek Anayasa’nın 19. maddesiyle güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile 36. maddesi ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru usulü” kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:

“Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.”

22. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) “Başvuru süresi ve mazeret” başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

“Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.”

23. Bireysel başvuruların, 6216 sayılı Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük’ün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Anayasa Mahkemesine doğrudan veya diğer mahkemeler yahut yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılması gerekmektedir.

24. Bireysel başvurunun, başvuru yolu öngörülmüş olması hâlinde bu yolun tüketildiği ve buna ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerektiği belirtilmekle beraber başvuru süresinin başlangıç tarihinin belirlenmesi hususunda başvurucunun nihai karardan yeterince bilgi sahibi olması aranacaktır. Bu noktada, nihai kararın tebliğinin öngörüldüğü hâllerde tebliğ tarihinin, tebliğ şartı öngörülmeyen hâllerde ise başvurucunun kararın içeriğini kesin olarak öğrenebildiği tarihin esas alınması gerekir (Taner Kurban, B. No: 2013/1582, 7/11/2013, § 21).

25. Bireysel başvurunun ön şartlarından biri de başvuru süresidir. Süre, başvurunun her aşamasında dikkate alınması gereken bir usul hükmüdür (Yasin Yaman, B. No: 2012/1075, 12/2/2013, § 18).

26. Kişi serbest bırakılmadan yargılanmakta olduğu davada ilk derece mahkemesi kararıyla mahkûm olmuşsa mahkûmiyet tarihi itibarıyla tutukluluk hâli sona erer. Çünkü bu durumda kişinin hukuki durumu “bir suç isnadına bağlı olarak tutuklu” olma kapsamından çıkmaktadır. Bireysel başvuru incelemesi açısından, tutuklamanın şartları ile mahkûmiyete hükmedilmesi arasındaki esaslı fark bunu gerektirir. Zira mahkûmiyete karar verilmiş olmakla isnat olunan suçun işlendiği, bundan failin sorumlu olduğunun sübuta erdiği kabul edilmekte ve bu nedenle sanık hakkında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmedilmektedir. Mahkûmiyetle birlikte kişinin kuvvetli suç şüphesi ve bir tutuklama nedenine bağlı olarak tutukluluk hâli sona ermektedir. Bu açıdan mahkûmiyet kararının kesinleşmiş olması ayrıca gerekmez. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Yargıtay, mahkûmiyet kararı sonrası tutulma hâlini tutukluluk olarak nitelendirmemektedir (Korcan Pulatsü, B. No: 2012/726, 2/7/2013, § 33).

27. “Bir suç isnadına bağlı olarak” tutuklulukta geçen sürenin başlangıcı, başvurucunun ilk kez yakalanıp gözaltına alındığı durumlarda bu tarih, doğrudan tutuklandığı durumlarda ise tutuklama tarihidir. Sürenin sonu ise kural olarak kişinin serbest bırakıldığı ya da ilk derece mahkemesince hüküm verildiği tarihtir (Murat Narman, B. No: 2012/1137, 2/7/2013, § 66). Bu kapsamda “bir suç isnadına bağlı olarak tutuklu olma” durumunda, tutukluluk süresinin kanuni süreyi veya makul süreyi aştığı iddiasıyla yapılacak bireysel başvurunun ilk derece yargılaması devam ederken tutukluluğun devamına karar verilen her aşamada başvuru yolları tüketildikten sonra veya serbest bırakılmadan itibaren başvuru süresi içinde yapılması gerekir (Mehmet Emin Kılıç, B. No: 2013/5267, 7/3/2014, § 28).

28. Somut olayda başvurucu 24/9/2007 tarihinde gözaltına alınmış 28/9/2007 tarihinde tutuklanmıştır. Tutuklu olarak devam eden yargılama sonucunda, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/7/2013 tarihli kararı ile başvurucunun “kasten öldürme, yağma, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit, resmî belgede sahtecilik ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet” suçlarından toplamda yaklaşık 145 yıl 113 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Anılan karar ile birçok suçtan verilen mahkûmiyet hükmü, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 18/12/2015 tarihli ilamı ile onanmış ve başvurucu hakkında verilen toplam 121 yıl 86 ay 10 gün hapis cezası kesinleşmiştir. Tutuklu olarak devam eden yargılamada İlk Derece Mahkemesinin mahkûmiyet kararının açıklandığı 19/7/2013 tarihinde, başvurucunun tutukluluk hâli bu anlamda sona ermiştir.

29. Buna göre başvurucunun 24/9/2007 tarihinden 19/7/2013 tarihine kadar “bir suç isnadına bağlı olarak” özgürlüğünden yoksun bırakıldığı, bu tarihten sonraki özgürlükten yoksun bırakmanın ise “mahkûmiyet sonrası tutma” kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.

30. Bu belirlemeler karşısında “bir suç isnadına bağlı olarak” tutuklulukla ilgili şikâyetleri içeren bireysel başvurunun, İlk Derece Mahkemesince hüküm ile birlikte verilen tutukluluğun devamı kararına itiraz edilmemiş ise kararın verildiği tarihten itibaren itiraz edilmiş ise itiraz merciince verilen kararın öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içerisinde yapılması gerekmektedir. Somut olayda başvurucu tarafından İlk Derece Mahkemesince hüküm ile birlikte verilen tutukluluğun devamı kararına itiraz edildiğine yönelik bir bilgi ve/veya belge bulunmamaktadır (bkz. § 10). Bu nedenle başvurunun İlk Derece Mahkemesinin nihai kararını verdiği 19/7/2013 tarihinden itibaren otuz gün içinde yapılması gerekirken 14/1/2014 tarihinde yapılan bireysel başvuruda süre aşımı olduğu sonucuna varılmıştır.

31. Açıklanan nedenlerle kararın öğrenilmesinden itibaren otuz gün içinde yapılmayan bireysel başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA

18/5/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Serdar Hacısüleymanoğlu [1.B.], B. No: 2014/593, 18/5/2016, § …)
   
Başvuru Adı SERDAR HACISÜLEYMANOĞLU
Başvuru No 2014/593
Başvuru Tarihi 14/1/2014
Karar Tarihi 18/5/2016

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tutukluluğun kanundaki azami süreyi ve makul süreyi aşması nedenleriyle Anayasa’nın 19. maddesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (süre) Süre Aşımı

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 101
102
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi