TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ENVER NACİ KARAALANLI BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2014/6046)
Karar Tarihi: 1/2/2017
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Recai AKYEL
Raportör
Mehmet Sadık YAMLI
Başvurucu
Enver Naci KARAALANLI
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, bilgi edinme talebiyle yapılan başvuruya verilen cevaba karşı açılan davada eksik ve yanıltıcı bilgi verilmesine, bu durumun yargılama aşamasında ileri sürülmesine rağmen davanın reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 2/5/2014 tarihinde İzmir Bölge İdare Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca 5/2/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 18/2/2016 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvurunun belgelerinin bir örneği görüş bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş sunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu 15/9/2006 tarihli dilekçesiyle Buca Belediye Başkanlığına (Belediye) başvurarak ikamet ettiği yerin yanında olduğunu belirttiği, 601 Sok. No: 4 adresinde ve 40590 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kaçak ve ruhsatsız olarak çelik yapı (yangın merdiveni) inşa edildiğini belirterek gerekli yasal işlemlerin yapılmasını istemiştir.
8.Belediye, 601 Sok. No: 4 adresine kayıtlı taşınmaz için 5/10/2006 tarihli ve 2006/430 sayılı yapı tatil zaptı düzenlendiğini ve diğer yasal işlemlerin devam ettiğini 9/10/2006 tarihli ve 6328 sayılı yazısı ile başvurucuya bildirmiştir. Anılan yapı tatil zaptında iseparsel bilgisi olarak 40590 ada 6 sayılı parsel gösterilmiş, taşınmaz yapı sahibinin T.A. ve S.A. olduğu belirtilmiş ve taşınmazdaki yapı için "parselin çevresi 2.00 mt. yüksekliğinde tuğla duvarla çevrili üzeri çelik konstrüksiyon yapılı ve parsel içinde 8x5 mt. ebadında, etrafı ve üzeri galveniz saç kaplı depo ile 3x4 mt. ebadında üzeri kiremit kaplı kulübe" tespiti yapılmıştır.
9. Bu tespit üzerine Buca Belediye Encümeni 7/12/2006 tarihli ve 2006/2196 sayılı birinci kararıyla yapının yıkımına ilişkin karar almıştır. Ancak yapı sahiplerinin tespitinde hata yapıldığı gerekçesiyle Encümen 21/12/2006 tarihli ve 2006/2310 sayılı ikinci kararıyla önceki kararın iptal edilmesine ve gerçek malikler adına yapı tatil zaptı düzenlenmesi ile işlemlerin tamamlanmasından sonra konunun yeniden görüşülmesine karar vermiştir.
10. Bu karar üzerine düzenlenen 26/12/2006 tarihli ve 2006/527 sayılı yapı tatil zaptında yapı maliklerinin T.A., S.A. ve Ta.A. olduğunun tespiti yapılmış ve kaçak yapı hakkında 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 32. ve 42. maddelerine göre işlem yapılması gerektiği belirtilmiştir.
11.Söz konusu yapı tatil zaptı üzerine Encümen 11/1/2007 tarihli ve 2007/65 sayılı üçüncü kararıyla kaçak yapının yıkılmasına ve yapı maliklerine para cezası verilmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısımları şöyledir:
"Buca, 601 sokak 4-6 No.da tapunun - pafta 40590 ada, 6 parsel sayılı yere T.-S.-T.-A. tarafından yapılmakta olan inşaatın ruhsatsız olduğu tespit edilerek...26.12.2006 tarihinde Yapı Kontrol Şubesi 2006/527 sayı [lı yapı tatil zaptı] ileparselin çevresi ^^ 2.00 mt. yüksekliğinde tuğla duvarla çevrili ve duvar çevresi çelik konstrüksiyon yapılı ve parsel içinde ^^8x5 mt. ebadında, etrafı ve üzeri galveniz saç kaplı depo yapılı iken ... mühürlenerekdurdurulmuştur
...
I. ... inşaatın ...YIKTIRILMASINA,...
II. ... Müşterek - Mütesemsil T.A., S.A. ve T.A.'e 1.650,00YTL,... PARA CEZASI uygulanmasına ..."
12. Diğer taraftan başvurucu, konuyla ilgili olarak Belediyeye 12/7/2007 tarihinde bilgi edinme başvurusu yapmıştır. Başvurusu şöyledir:
"09.10.2006 tarih ve 6328 sayı nolu yazı ile tarafıma belirttiğiniz 601 sok. No:4 adresinde kayıtlı taşınmaz için 05.10.2006 tarih ve 2006/430 sayı nolu yapı tatil zaptı düzenlediğinizi belirtmektesiniz.
1.Konunun Belediye Encümenine sevk edilip edilmediğinin tarafıma bildirilmesini, eğer edilmediyse hangi sebeplerle sevk edilmediğinin tarafıma bildirilmesini.
2.Konu Belediye Encümenine sevk edildiyse alınan encümen kararının bir örneğinin tarafıma gönderilmesini.
Talep ediyorum."
13. Bu talep üzerine Belediye 23/7/2007 tarihli ve 179 sayılı yazı ekinde Encümenin 2007/65 sayılı kararını (üçüncü karar, bkz. § 11) başvurucuya göndermiştir.
14. Başvurucu, bilgi edinme başvurusunda 2006/430 sayılı yapı tatil zaptına (bkz. § 8) göre alınan Encümen kararını (birinci karar, bkz. § 9) istediği hâlde 2007/65 sayılı Encümen kararının (üçüncü karar) gönderildiğini belirterek bilgi edinme başvurusuna hatalı cevap verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
15. İzmir 4. İdare Mahkemesi (Mahkeme) 19/3/2008 tarihli ve E.2007/1512, K.2008/397 sayılı kararıyla davanın reddine karar vermiştir. Karar gerekçesi şöyledir:
"Dava dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından Buca Belediye Başkanlığına verilen 15.9.2006 tarihli dilekçe ile İzmir İli, Buca İlçesi, 601 Sokak, No:4 adresinde bulunan ve tapunun 40590 ada, 6 sayılı parselinde kayıtlı olan taşınmaz üzerinde kaçak ve ruhsatsız olarak inşa edilmeye çalışılan çelik yapıyla ilgili yasal işlemlerin yapılmasının istendiği, davacının şikayet dilekçesi üzerine davalı belediyenin yapı kontrol teknisyenlerince 5.10.2006 tarihli yapı tatil zaptının düzenlenerek kaçak yapıldığı tespit edilen şikayete konu, (8x5) mt. ebadında, etrafı ve üzeri galveniz saç kaplı depo ile (3x4) mt. ebadında üzeri kiremit kaplı kulübe imalatının mühürlenerek durdurulduğu ve Buca Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğünce verilen 9.10.2006 tarih ve 6328 sayılı yazıda, 601 Sokak, No:4 adresinde bulunan taşınmaz için 3194 sayılı İmar Kanunun 32.ve 42.maddeleri uyarınca 5.10.2006 tarih ve 2006/430 sayılı yapı tatil zaptının düzenlendiği ve diğer yasal işlemlere devam edildiği hususunun davacıya bildirildiği, davacıya yapılan bu bildirimden sonra yapının yıkımı yönünde 7.12.2006 tarih ve 2006/2196 sayılı belediye encümen kararının alındığı, ancak tapu dairesi kayıtlarından yapı sahibinin S. ve T. A. olduğunun tespit edilmesi üzerine alınan encümen kararının iptal edilmesi ve gerçek malikler adına yapı tatil zaptı düzenlenmesi, bu konudaki işlemler tamamlandıktan sonra konunun belediye encümenince yeniden değerlendirilmesi yönünde 21.12.2006 tarih ve 2006/2310 nolu belediye encümen kararının alındığı, bu kararı uygulamaya geçirmek için 26.12.2006 tarihinde tekrar yapı mahalline gidilerek gerçek yapı malikleri belirlenen kaçak yapının mühürlendiği ve 11.1.2007 tarihli, 2007/65 nolu belediye encümen kararı ile yapının yıkımına karar verildiği, davacı tarafından 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu uyarınca 12.7.2007 tarihinde yapılan başvuru ile konunun belediye encümenine sevk edilip edilmediği, sevk edilmedi ise hangi sebeplerle sevk edilmediği hususlarının cevaplandırılmasının istenerek, belediye encümenine sevk edildi ise alınan encümen kararının bir örneğinin gönderilmesinin talep edildiği, davacının bu başvurusu üzerine de 23.7.2007 tarih ve 2007/179 tarihli yazı ekinde Buca Belediye Encümenince alınan 11.1.2007 tarih ve 2007/65 nolu kararın gönderildiği anlaşılmaktadır.
Bakılan davada, davacı tarafından idarece gönderilen belgenin istediği bilgi ve belge ile uzaktan yakından alakasının bulunmadığı iddia edilmiş ise de, davacının Bilgi Edinme Kanunu uyarınca yaptığı başvurusu üzerine idarece gönderilen 11.1.2007 tarih ve 2007/65 nolu belediye encümen kararının, davacının15.9.2006 tarihli şikayet başvurusu üzerine gönderilen 5.10.2006 tarihli yapı tatil zaptı ile tespit edilen yapının yıkımına ilişkin olarak tesis edilen nihai işlem olduğu, bu yapı tatil zaptından sonra alınan encümen kararının ise hatalı tapu malikleri adına alınmış olması nedeniyle iptal edilerek davacıya bildirilen 11.1.2007 tarih ve 2007/65 nolu encümen kararının alındığı görülmektedir.
Bu durumda, davacının bilgi edinmek amacıyla yaptığı başvuruya, idarece doğru ve yeterli bilgi ve belgenin verildiği, dolayısıyla Bilgi Edinme Kanunu ile öngörülen bilgi verme yükümlülüğünün yerinegetirildiği anlaşıldığından, iptali istenen dava konusu işlemde mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmamış, davacı iddialarına itibar edilmemiştir."
16. Başvurucu tarafından temyiz edilen karar, Danıştay Onuncu Dairesinin 16/10/2012 tarihli ve E.2008/4565, K.2012/4981 sayılı kararıyla onanmıştır.
17. Başvurucunun yaptığı düzeltme talebi de aynı Dairenin 29/1/2014 tarihli E.2013/1478, K.2014/454 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
18. Karar, başvurucuya 2/4/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
19. Başvurucu 2/5/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
20. 9/10/2003 tarihli ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu'nun 5. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Kurum ve kuruluşlar, bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler."
21. 4982 sayılı Kanun’un 7. maddesi şöyledir:
"Bilgi edinme başvurusu, başvurulan kurum ve kuruluşların ellerinde bulunan veya görevleri gereği bulunması gereken bilgi veya belgelere ilişkin olmalıdır.
Kurum ve kuruluşlar, ayrı veya özel bir çalışma, araştırma, inceleme ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapılacak başvurulara olumsuz cevap verebilirler.
İstenen bilgi veya belge, başvurulan kurum ve kuruluştan başka bir yerde bulunuyorsa, başvuru dilekçesi bu kurum ve kuruluşa gönderilir ve durum ilgiliye yazılı olarak bildirilir."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
22. Mahkemenin 1/2/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
23. Başvurucu; ikamet ettiği yerin yanındaki 40590 ada, 8 sayılı parselde yapılan yangın merdiveni hakkında yasal işlem yapılması isteminde bulunduğunu, başvurusu üzerine düzenlenen 5/10/2006 tarihli yapı tatil zaptını yangın merdivenine ilişkin zannederek bu zabıtla ilgili olarak Encümen tarafından hangi işlemlerin yapıldığını öğrenmek için bilgi edinme başvurusu yaptığını ve Belediyenin cevaben "2006/430 sayılı yapı tatil zaptının yapılan hata sonucu iptal edildiğini ve yerine 2006/527 sayı nolu yapı tatil zaptının düzenlendiğini" bildirmesi gerekirken eksik bilgi vererek yanılmasına neden olduğunu, bunun üzerine açtığı iptal davasında Mahkemenin idare tarafından verilen bilgilere itibar ettiğini, Mahkeme kararının gerekçesinde 6 parsel sayılı taşınmaza ilişkin değerlendirmelerin bulunduğunu; oysa, Belediyenin kendisine hatalı bilgi verdiğini görerek davasını Mahkemenin kabul etmesi gerektiğini; zira, Belediyenin önce şikâyetle ilgisi olmayan bir zaptı şikâyetle ilgiliymiş gibi bildirdiğini, bilgi edinme kapsamında akibetini sorduğunda ise zaptın iptal edilmiş olduğunu bildirmediğini, dolayısıyla Mahkemenin Belediyenin, hukuk dışı ve etik olmayan bu işlemlerini görüp iptal etmesi gerektiğini, bu nedenle aksi yönde karar verilmesinin, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüş ve 30.000 TL manevi tazminata karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
24. Başvurucu, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
25. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir..."
26. 30/11/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir..."
27. 6216 sayılı Kanun'un "Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar" kenar başlıklı 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir."
28. 6216 sayılı Kanun'un 46. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre; bir kişinin Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmesi için üç temel ön koşulun birlikte bulunması gerekmektedir. Bu ön koşullar, başvuruya konu edilen ve ihlale yol açtığı ileri sürülen kamu gücü eylem veya işleminden ya da ihmalinden dolayı, başvurucunun "güncel bir hakkının ihlal edilmesi", bu ihlalden dolayı kişinin "kişisel olarak" ve "doğrudan" etkilenmiş olması ve bunların sonucunda başvurucunun kendisinin "mağdur" olduğunu ileri sürmesidir (Onur Doğanay, B. No: 2013/1977,9/1/2014, § 42).
29. Bu üç temel koşula ilave olarak, 6216 sayılı Kanun'un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre Anayasa Mahkemesine ancak, Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin ihlal edildiği iddiasıyla başvurulabilir. Buradan çıkan sonuca göre Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden Sözleşme ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamında bir hakkı doğrudan etkilenmeyen kişi "mağdur" statüsü kazanamaz (Onur Doğanay, § 43).
30. Öte yandan 6216 sayılı Kanun’un 47. maddesinin (3) numaralı fıkrası ile48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları uyarınca bireysel başvuruda,kamu gücünün neden olduğu iddia edilen ihlale dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı; bireysel başvuru kapsamındaki hakların ne şekilde ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve deliller açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20).
31. Somut olayda başvurucunun temel gayesi, bir başkasına ait parsel üzerinde kaçak ve ruhsatsız olarak yapıldığını iddia ettiği yangın merdiveni için yasal işlemlerin yapılmasını sağlamaktır. Bununla birlikte başvurucu, söz konusu taşınmazın ikamet ettiği yerin yanında olduğunu söylemesine rağmen başvuru formu ve eklerinde anılan yangın merdiveni inşaatından güncel ve kişisel olarak nasıl etkilendiği, söz konusu inşaatın hangi medeni hakkı üzerinde nasıl bir etkisi bulunduğu hususunda herhangi bir açıklama yapmamıştır. Öte yandan başvurucunun, yangın merdivenine ilişkin 15/9/2006 tarihli şikâyetinin ardından, Belediyece tesis edilen işlemlere karşı herhangi bir dava açmadığı da anlaşılmaktadır.
32. Başvurucunun açtığı iptal davası ise 4982 sayılı Kanun kapsamında yapılan bilgi edinme başvurusuna verilen cevaba ilişkin olup "yangın merdivenine ilişkin işlem yapılmaması" hususu değildir. Başvurucu 2/7/2007 tarihinde bilgi edinme kapsamında 2006/430 sayılı yapı tatil zaptı üzerine konunun Belediye Encümenine sevk edilip edilmediğinin, sevk edilmediyse hangi sebeplerle sevk edilmediğinin tarafına bildirilmesini istemiştir. Belediye ise anılan zabıt üzerine alınan Encümen kararının (birinci karar) yapı malikiyle ilgili hata yapıldığı için iptal edilmiş olması nedeniyle, en son durumu yansıtan 11/1/2007 tarihli ve 2007/65 sayılı Encümen kararını (üçüncü karar) başvurucuya göndermiştir. Başvurucu, Belediyenin bu kararı göndermek yerine kendi ifadesiyle "2006/430 sayılı yapı tatil zaptının yapılan hata sonucu iptal edildiğini ve yerine 2006/527 sayı nolu yapı tatil zaptının düzenlendiğini" bildirmesi gerektiğini ileri sürerek iptal davası açmıştır.
33. Esasen başvurucu, başvuru formunda belirttiği gibi 2006/430 sayılı yapı tatil zaptını yangın merdivenine ilişkin zannederek bilgi edinme başvurusunu yapmıştır. Olayda tarafların esas aldığı adres ve adrese tekabül eden parsel bilgileriyle ilgili bir karışıklığın olduğu ve bu kapsamda başvurucunun şikâyet ettiği 8 sayılı parsel yerine 6 sayılı parselde bulunan kaçak ve ruhsatsız yapı ile ilgili işlemlerin başlatılarak yürütüldüğü, başvurucuya da başından beri bu işlemlerle ilgili bilgi verildiği anlaşılmaktadır. Ancak başvurucunun 4982 sayılı Kanun kapsamındaki başvurusu üzerine açtığı iptal davasının doğrudan bu karışıklığın giderilmesini sağlamayacağı açıktır.
34. Nitekim derece mahkemeleri de olayı sadece bilgi edinme başvurusu ve buna verilen cevapla sınırlı olarak incelemiş ve 2006/430 sayılı zapta ilişkin konunun Encümene sevkdurumu hakkında istenen bilgiye cevaben anılan zabıt için en son tesis edilen Encümen kararının gönderilmiş olduğu tespitini yaparak idarece doğru ve yeterli bilgi ve belgenin verildiği, dolayısıyla 4982 sayılı Kanun ile öngörülen bilgi verme yükümlülüğünün yerinegetirildiği gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
35. Başvurucu, Belediyenin bilgi edinme başvurusu üzerine verdiği cevapta "2006/430 sayılı yapı tatil zaptının yapılan hata sonucu iptal edildiğini ve yerine 2006/527 sayı nolu yapı tatil zaptının düzenlendiği" hususunu belirtmeyerek konuyla ilgili en son işlem olan 2007/65 sayılı Encümen kararını göndermiş olmasından nasıl etkilendiği hususunda da bir açıklama yapmamıştır. Verilmediği belirtilen bu bilginin başvurucuyu kişisel olarak nasıl etkilediği, medeni hak ve yükümlülükleri üzerinde nasıl bir etkisi olduğu ortaya konulamamıştır.
36. Bu durumda, başvurucunun adil yargılanma hakkı bağlamında güncel ve kişisel bir hakkının doğrudan etkilenmediği ve bu nedenle mağdur statüsünün bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
37. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun mağdur sıfatı taşımadığı anlaşıldığından başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 1/2/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.