TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
KAMURAN KÜÇÜK BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/6232)
|
|
Karar Tarihi: 10/3/2015
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Serruh
KALELİ
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Nuri NECİPOĞLU
|
|
|
Hicabi
DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Derya ATAKUL
|
Başvurucu
|
:
|
Kamuran KÜÇÜK
|
Vekili
|
:
|
Av. Adem ÇALİŞÇİ
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1.
Başvurucu, "kasten öldürme"
suçunu işlediği iddiasıyla yargılandığı davada makul sürede yargılama
yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüş, manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2.
Başvuru, 30/4/2014 tarihinde İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla
yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona
sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm Birinci Komisyonunca 30/9/2014 tarihinde, kabul
edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme
gönderilmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
4.
Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla
erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
5. Kartal Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma
kapsamında 8/5/2008 tarihinde başvurucunun ifadesi alınmıştır.
6. Başvurucu ve diğer dört şüpheli hakkında, Kartal
Cumhuriyet Başsavcılığının 30/7/2008 tarih ve E.2008/9102 sayılı iddianamesi
ile "kasten öldürme"
suçunu işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmıştır.
7. Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 31/3/2009 tarih ve
E.2008/342, K.2009/173 sayılı karar ile başvurucunun beraatine
karar vermiştir.
8. Katılanın temyizi üzerine karar, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin
7/6/2010 tarih ve E.2009/8595, K.2010/4223 sayılı kararı ile bozulmuştur.
9. Kartal Adliyesinin kapatılmasından sonra yargılamaya
devam eden İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi, başvurucu müdafiinin de bulunduğu 8/10/2013 tarihli duruşmada E.2010/258,
K.2013/370 sayılı karar ile başvurucunun beraatine
karar vermiştir.
10. Temyiz edilmeyen karar Mahkemece, 14/11/2013 tarihinde
kesinleştirilmiştir.
11. Başvurucu, 30/4/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. İlgili
Hukuk
12. 26/9/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 81.
ve 39. maddeleri, 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun
223. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (e) bendi.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
13. Mahkemenin 10/3/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucunun 30/4/2014 tarih ve 2014/6232 numaralı bireysel başvurusu incelenip
gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
14. Başvurucu, Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından
yürütülen soruşturma kapsamında 8/5/2008 tarihinde ifadesinin alındığını,
Başsavcılıkça 30/7/2008 tarihinde hakkında açılan kamu davasında makul sürede
yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
15. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel
başvuru usulü” kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvurunun,
başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin
öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.”
16. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün “Başvuru süresi ve mazeret” başlıklı 64.
maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği
tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren
otuz gün içinde yapılması gerekir.”
17. Bireysel başvurunun ön şartlarından
birisi de başvuru süresidir. Süre, başvurunun her aşamasında dikkate alınması
gereken bir usul hükmüdür.
18. Bireysel başvuruların, 6216 sayılı
Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün
64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, başvuru yollarının tüketildiği
tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren
otuz gün içinde Anayasa Mahkemesine doğrudan veya diğer mahkemeler yahut yurt
dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılması gerekmektedir (B. No: 2012/1075,
12/2/2013, §§ 18-19).
19. Başvuru konusu olayda başvurucu, Kartal Cumhuriyet
Başsavcılığınca 8/5/2008 tarihinde ifadesinin alındığını ve 30/7/2008 tarihinde
“kasten öldürme” suçunu işlediği
iddiasıyla hakkında kamu davası açıldığını, yargılamaya başlayan Kartal 2. Ağır
Ceza Mahkemesince 31/3/2009 tarihinde beraatine karar
verildiğini, katılanın temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 7/6/2010
tarihli bozma ilâmı üzerine yargılamaya devam eden İstanbul Anadolu 2. Ağır
Ceza Mahkemesince 8/10/2013 tarihinde beraatine karar
verildiğini, kararın temyiz edilmeksizin 14/11/2013 tarihinde kesinleştiğini,
anılan kararı 10/4/2014 tarihinde öğrendiğini, makul sürede yargılama
yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
20. Başvurucu hakkında İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza
Mahkemesince “kasten öldürme” suçundan
yapılan yargılama sonunda, 8/10/2013 tarihli, başvurucu müdafiinin
de bulunduğu duruşmada başvurucunun beraatine karar
verildiği ve kararın temyiz edilmeksizin 14/11/2013 tarihinde kesinleştiği
anlaşılmıştır.
21. 6216 sayılı Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası
ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre, bireysel başvurunun,
başvuru yollarının tüketildiği ve başvuru yolu
öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.
22. Temyiz yolu açık olan bir hükme yönelik olarak, etkili
görmedikleri veya hukuki yararları olmadığı için bu yola başvurmayan
başvurucular, Mahkemece verilen kararı öğrendikleri tarihte ihlale neden
olduğunu ileri sürdükleri kararı öğrenmiş olup, temyiz yoluna başvurmayarak,
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkını kullanmışlarsa, buna ilişkin
süreye riayet etmeleri beklenir. Her ne kadar derece mahkemesi kararı, temyiz
başvuru süresi sonunda kesinleşmekte ise de başvurucular bu yola
başvurmadığında, Mahkemece verilen kararın tefhimi veya tebliği ile ihlale
neden olduğunu ileri sürdükleri kararı öğrendiklerine göre, bu tarihten
itibaren otuz gün içinde bireysel başvuruda bulunmaları gerekir. Temyiz yolunu
etkili bir yol olarak görmeyen veya hukuki yararları olmadığı için bu yola başvurmayan
başvurucular bireysel başvuruda bulunma yolunu tercih etmişlerse bireysel
başvuruya ilişkin süreye riayet etmelidirler (B. No: 2013/1936, 17/9/2013, §
23).
23. Başvurucunun, İstanbul
Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat kararını 8/10/2013 tarihinde
öğrendiği, zira anılan tarihte yapılan duruşmada başvurucu müdafiinin
hazır olduğu, başvurunun ise 30/4/2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır.
Dolayısıyla 8/10/2013 tarihinden itibaren otuz günlük sürede bireysel başvuruda
bulunulması gerekirken bu sürenin geçmesinden sonra 30/4/2014 tarihinde başvuruda bulunulduğu belirlenmiştir. Bu
itibarla başvuruda süre aşımı bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
24. Açıklanan nedenlerle, ihlale
neden olduğu iddia edilen karara ilişkin olarak otuz gün geçtikten sonra
yapılan başvurunun, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “süre aşımı” nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurunun “süre aşımı” nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına,
10/3/2015 tarihinde OY
BİRLİĞİYLE karar verildi.