TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ERTUĞRUL YABAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/6238)
|
|
Karar Tarihi: 21/6/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Abuzer
YAZICIOĞLU
|
Başvurucu
|
:
|
Ertuğrul
YABAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Aslı
ARICI
|
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, itiraz öncesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması
kararı verilmesine rağmen daha sonraki kararda bu haktan yararlandırılmaması ve
daha ağır sonuçlar doğuran cezaya hükmedilmesi nedenleriyle kazanılmış haklara
saygı ve aleyhe bozma yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 8/5/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş sunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. 1974 doğumlu olan başvurucu, serbest meslek sahibi olduğunu
ve Ankara’da ikamet ettiğini belirtmektedir.
9. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 13/9/2012
tarihli iddianameyle 23/7/2011 tarihinde işlendiği iddia olunan basit yaralama
suçundan başvurucunun cezalandırılması talebiyle aynı yer Sulh Ceza Mahkemesine
kamu davası açılmıştır.
10. Ankara 23. Sulh Asliye Ceza Mahkemesi (Mahkeme) 21/11/2013
tarihli ilk kararıyla başvurucunun atılı suçtan neticeden 3.000 TL adli para
cezasıyla cezalandırılması gerektiği belirtilerek 4/12/2004 tarihli ve 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin (5) numaralı fıkrası
gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiştir.
11. Karara başvurucu müdafii
tarafından itiraz edilmesi üzerine Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesince dosya
üzerinden yapılan inceleme sonucunda 20/12/2013 tarihli ve 2013/618 Değişik İş
sayılı karar ile itirazın kabulüne karar verilmiştir. Gerekçeli kararın ilgili
bölümü şöyledir:
“...Her ne kadar sanık Ertuğrul Yaban hakkında
basit yaralama suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar
verilmiş ise de;
Sanığın savunmasının alındığı 05/06/2013
tarihli celsede hakkında CMK 231. maddenin uygulanmasını kabul etmediği
anlaşılmakla; sanık müdafii tarafından yapılan
İTİRAZIN KABULÜNE,
Ankara 23. Sulh Ceza Mahkemesinin 21/11/2013
tarih 2013/178 esas 2013/573 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Hükmün açıklanması hususunda gereğinin ifası
için yargılama dosyasının mahkemesine iadesine...”
12. İtiraz üzerine kararın kaldırılması sonucunda yeniden
yapılan yargılamanın 8/4/2014 tarihli oturumunda başvurucu, beraatine
karar verilmesini talep ettikten sonra hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına
karar verilmesine rıza gösterdiğini beyan etmiştir.
13. Mahkeme 8/4/2014 tarihli ikinci kararıyla başvurucunun atılı
suçtan sonuç olarak 3.000 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve 5271
sayılı Kanun'un 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına kesin olarak karar
vermiştir. Kararın gerekçesinin ilgili bölümü şöyledir:
“Sanığın, 05/06/2013 tarihli celsede hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğini beyan etmesinin ardından,
sehven hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin sanık müdafinin yaptığı
itirazın, sanığın CMK 231. maddesinin uygulanmasını kabul etmediği gerekçesiyle
kabulünden sonra yapılan yargılama sırasında, 08/04/2014 tarihli duruşmada
sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep ettiği anlaşılmakla
birlikte; bu talebin kabulü, hakkın kötüye kullanılmasına zemin hazırlamak
niteliğinde olacağından, sanık hakkında CMK 231. maddesinin uygulanmasına yer
olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.”
14. Nihai karar, başvurucuya 8/4/2014 tarihinde tefhim
edilmiştir.
15. Başvurucu 8/5/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
16. 5271 sayılı Kanunu’nun 231. maddesinin (5) ve (6) numaralı
fıkraları şöyledir:
“(Ek: 6/12/2006-5560/23 md.)
Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki
yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler
saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında
bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.
(Ek: 6/12/2006-5560/23 md.)
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm
olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile
duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç
işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun
uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle
tamamen giderilmesi, gerekir. (Ek cümle: 22/7/2010 -
6008/7 md.) Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.
…
(Ek: 6/12/2006-5560/23 md.)
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.”
V. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 21/6/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
ve Bakanlık Görüşü
18. Başvurucu, Mahkemece verilen hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararına karşı beraat kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle
itiraz ettiğini, itiraz makamının hükmün açıklanmasının geri bırakılması
kararını kaldırdığını, yeniden yapılan yargılamada hükmün açıklanmasının geri
bırakılmasına karar verilmesini talep etmesine rağmen bu talebinin reddine
karar verildiğini belirterek kazanılmış haklara saygı ve aleyhe bozma yasağı
ilkelerini ihlal edildiğini ileri sürmüş; yeniden ve adil bir yargılamanın
gerekliliğinin tespit edilmesi talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (3),48.
maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları uyarınca başvurucunun başvuru konusu
olaylara ilişkin iddialarını açıklama, dayanılan Anayasa hükmünün ihlal edildiğine
dair hukuki iddialarını kanıtlama, bireysel başvuru kapsamındaki haklardan
hangisinin hangi nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeleri ve
delilleri sunma yükümlülüğü bulunmaktadır (S.S.A.,
B. No: 2013/2355, 7/11/2013, § 38; Veli
Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20).
20. Yukarıda belirtilen koşullar yerine getirilmediği takdirde
Anayasa Mahkemesi başvuruyu açıkça dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle kabul
edilemez bulabilir. İddiaların dayanaktan yoksun olmadığı konusunda Anayasa Mahkemesinin
ikna edilmesi, başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların niteliğine
bağlıdır. Başvurucunun başlangıçta başvuru hakkında kabul edilemezlik kararı
verilmesini önlemek için başvuru formu ve eklerinde iddialarını destekleyici
belgeleri sunması, kamu gücünün ihlale neden olduğunu iddia ettiği hak ve
özgürlüklere ilişkin gerekli açıklamaları yapması zorunludur (İrfan Sarı, B. No: 2014/1397, 30/6/2014, §
24).
21. Başvurucu tarafından soyut şekilde anayasal haklarının ihlal
edildiğinin ileri sürülmesi, iddiaların ispatlandığı anlamına gelmez. Anayasa
Mahkemesine bireysel başvuru yolu, Anayasa'ya aykırılığının soyut biçimde ileri
sürülmesini sağlayan bir yol olarak düzenlenmemiştir (İrfan Sarı, § 27).
22. Somut olayda başvurucu, hükmün açıklanmasının geri
bırakılması hükümlerinin hakkında uygulanma veya uygulanmamasına yönelik ihlal
iddialarını soyut ve genel ifadelerle ileri sürmüş; 5271 sayılı Kanun’un 231.
maddesinin ilgili fıkralarının uygulanma biçiminden dolayı anayasal haklarının
ne şekilde ihlal edildiğine ilişkin gerekçeleri açıklama yönündeki
yükümlülüğünü yerine getirmemiştir.
23. Başvurucu, kazanılmış haklara saygı ve aleyhe bozma yasağı
ilkelerine vurgu yaparak ihlal iddiasını salt ceza yargılaması ilkelerine
dayandırmış ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulamasının bireysel
başvuru incelemesi kapsamında olan hangi temel haklarla ilgili olduğunu
temellendirmemiştir. Bir başka ifadeyle ilk derece mahkemelerinin 5271 sayılı
Kanun’un 231. madde uygulamasının Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi’nin ortak koruma alanında yer alan temel haklarını ihlal ettiği
konusunda bir açıklamada bulunmamıştır. Bu nedenlerle ihlal iddiası ve bu
iddianın temelindeki olguların ispatına ilişkin yeterli açıklamalarda
bulunmayan başvurucunun iddiasını kanıtlayamadığı sonucuna varılmıştır.
24. Açıklanan nedenlerle başvurucu tarafından ileri sürülen
ihlal iddiaları kanıtlanamadığından başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
21/6/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.