logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ali Topaloğlu [2.B.], B. No: 2014/6334, 20/7/2017, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ALİ TOPALOĞLU BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/6334)

 

Karar Tarihi: 20/7/2017

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Recai AKYEL

Raportör

:

Heysem KOCAÇİNAR

Başvurucu

:

Ali TOPALOĞLU

Vekili

:

Av. Abdi PESOK

 

 

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, iş kazasından kaynaklanan tazminat davasında müddeabihin ıslahla artırılan kısmının zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi mahkemeye erişim hakkının; yargılamanın on dört yılı aşan bir süre sonunda tamamlanması nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 7/5/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atıfta bulunarak başvuru hakkında görüş sunulmayacağını bildirmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu, 6/11/1996 tarihinde gerçekleşen iş kazası nedeniyle işveren aleyhine 24/6/1999 tarihinde fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla 100 TL'lik maddi tazminat davası açmıştır.

9. Muratlı Asliye Hukuk Mahkemesi (iş mahkemesi sıfatıyla)4/3/2004 tarihli ve E.1999/243, K.2004/54 sayılı karar ile işverenin kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

10. Karar başvurucu tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi (Daire) 21/9/2004 tarihli kararı ile bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu ve hükme esas alınan raporun mevzuatta öngörülen koşullara uygun olmadığı gerekçesiylebozma kararı vermiştir.

11. Bozma kararına uyan İlk Derece Mahkemesi sürekli iş göremezlik oranının açıklığa kavuşturulmasından sonra bilirkişi vasıtasıyla başvurucunun uğramış olduğu maddi zararın tespitini yapmıştır.

12. Başvurucu, 19/9/2011 tarihli dilekçesiyle davasını ıslah ederek 100.000 TL manevi tazminat isteğinde bulunmuştur.

13. Muratlı Asliye Hukuk Mahkemesi 8/12/2011 tarihli ve E.2005/8, K.2011/344 sayılı karar ile başvurucuya bağlanan gelirin peşin sermaye değeri maddi zararını tam olarak karşıladığından maddi tazminat isteğinin reddine ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüyle 4.000 TL manevi tazminatın 6/11/1996 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile başvurucuya ödenmesine karar vermiştir.

14. Karar taraflarca temyiz edilmiş, Daire 5/3/2013 tarihli ve E.2012/12791, K.2013/3810 sayılı karar ile İlk Derece Mahkemesi kararını hükmedilen manevi tazminat yönünden bozmuştur. Bozma kararının ilgili kısmı şöyledir:

 "...Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar, ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavuşur. Bedensel zararın gelişim, gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak hastalık seyrinin yani gelişimin tamamlandığı tarihin esas alınması gerekir. Somut olayda değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olmadığı davacıya verilen kontrol kaydı incelemelerine göre de ilk tespit edilen oranın değişmediği davacının kazadan sonra06.05.1997 tarihinden itibaren çalışabileceğine ilişkin rapora istinaden bu tarihtenbaşlamak üzere %35.2 oaranında iş göremezlik geliri bağlandığı ortadadır.

Hal böyle olunca, davacı tarafından 19.09.2011 tarihinde ıslahen manevi tazminat istenilmesi üzerine süresi içerisinde davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def'i nin kabul edilerek ıslahen istenilen manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken,tazminat talebinin kısmenkabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.''

15. Dairenin bozma ilamına uyan Muratlı Asliye Hukuk Mahkemesi 13/6/2013 tarihli ve E.2013/96, K.2013/112 sayılı karar ile bozma kararında belirtilen gerekçeye dayanarak manevi tazminat talebini reddetmiştir.

16. Temyiz edilen karar, Dairenin 10/3/2014 tarihli ve E.2013/20381, K.2014/4380 sayılı onama kararı ile aynı tarihte kesinleşmiştir.

17. Nihai kararbaşvurucu vekiline 17/4/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

18. 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu'nun dava tarihi itibarıyla yürürlükte olan ''Müruru Zaman'' kenar başlıklı 60. maddesi şu şekildedir.

''Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz.''

19. Karar tarihinde yürürlükte bulunan 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun ''zamanaşımı '' kenar başlıklı 72. maddesinin (1) numaralı fıkrası şu şekildedir.

''Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.''

20. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 4/5/2011 tarihli ve E.2011/13-161, K.2011/276 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir.

''Borçlar Kanunu, haksız fiilde ve sebepsiz zenginleşmede 10 yıllık ve 1 yıllık zamanaşımı süresini kabul etmiştir. Haksız fiilde 10 yıllık süre haksız fiilin vuku bulmasıyla sebepsiz zenginleşmede hakkın doğduğu tarihte başlar.''

21. Dairenin 25/12/2012 tarihli ve E.2012/2315, K.2012/24421 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir.

''Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar, ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavuşur. Bedensel zararın gelişim, gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak hastalık seyrinin yani gelişimin tamamlandığı tarihin esas alınması gerekir. Somut olayda değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olmadığı, yapılan tespitlerin 09.07.1997 tarihli kaza gününe ilişkin olduğu ortadadır.''

V. İNCELEME VE GEREKÇE

22. Mahkemenin 20/7/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

23. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

24. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

25. Medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin olan iş mahkemeleri nezdinde açılan davalarda yargılama süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak uyuşmazlığı karara bağlayacak davanın açıldığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak yargılamanın sona erdiği (Nesrin Kılıç, B. No: 2013/772, 7/11/2013, § 69); yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Mehmet Salih Ayyıldız, B. No: 2012/397, 17/11/2014, § 25).

26. İş mahkemelerinde görülen davalarda yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Nesrin Kılıç, §§ 57, 58).

27. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda 14 yıl 8 aylık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.

28. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

29. Başvurucu, Yargıtayın zamanaşımının kesin maluliyetin belirlendiği tarihten itibaren başlayacağına ilişkin emsal kararlarına rağmen maluliyetinin 12/4/2011 tarihine kadar kesinleşmediği dikkate alınmadan manevi tazminat isteğinin zamanaşımı nedeniyle reddedilmesinin Anayasa'nın 36. ve 60. maddelerinde güvence altına alınan hak arama hürriyeti, adil yargılanma ve sosyal güvenlik hakkının ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

30. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun bu iddialarının mahkemeye erişim kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

31. Dava açmayı imkânsız kılacak ya da aşırı zorlaştıracak ölçüde kısa olmadıkça dava açma ya da kanun yollarına başvurma için belli sürelerin öngörülmesi, hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve tek başına bu durum mahkemeye erişim hakkına aykırılık oluşturmaz (Remzi Durmaz, B. No: 2013/1718, 2/10/2013, § 27).

32. Somut olayda başvurucu, 6/11/1996 tarihinde gerçekleşen haksız fiil niteliğindeki iş kazasından sonra 24/6/1999 tarihinde fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla 100 TL maddi tazminat talepli dava açmış ve 19/9/2011 tarihli dilekçe ile talebini100.000 TL manevi tazminat olarak ıslah etmiştir. İlk Derece Mahkemesi bedensel zararın gelişim gösterdiği durumlarda bu gelişimin tamamlandığı tarih esas alınarak kanunda öngörülen 10 yıllık azami zamanaşımı süresinin belirlenmesi gerektiğini ancak olayda zamanla gelişen bedensel zarar bulunmadığından maluliyete ilişkin ilk raporun düzenlendiği tarihten itibaren başlayan zamanaşımının ıslah tarihinde dolmuş olduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteğinin reddine karar vermiştir (bkz. §§ 14-15).

33. Başvuruya konu süre koşulunun, gözetilen meşru amaç ile korunmak istenen hak açısından orantılı olduğu ve mahkemeye erişimi imkânsız kılacak ya da yargı yoluna başvurmayı önemli ölçüde zorlaştırıcak nitelikte olmadığından başvurucunun mahkemeye erişim hakkının ihlal edilmediği sonucuna varılmıştır.

34. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

35. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:

“(1)Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…

(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

36. Başvurucu 100.000 TL manevi tazminat ve yargılama giderlerinin ödenmesi talebinde bulunmuştur.

37. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

38. Makul sürede yargılanma hakkının ihlali nedeniyle yalnızca ihlalin tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 31.200 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

39. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Başvurucuya net 31.200 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Muratlı Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2013/96, K.2013/112) GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 20/7/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Ali Topaloğlu [2.B.], B. No: 2014/6334, 20/7/2017, § …)
   
Başvuru Adı ALİ TOPALOĞLU
Başvuru No 2014/6334
Başvuru Tarihi 7/5/2014
Karar Tarihi 20/7/2017

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, iş kazasından kaynaklanan tazminat davasında müddeabihin ıslahla artırılan kısmının zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi mahkemeye erişim hakkının; yargılamanın on dört yılı aşan bir süre sonunda tamamlanması nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (hukuk) İhlal Manevi tazminat
Mahkemeye erişim hakkı (hukuk) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 818 Borçlar Kanunu 60
6098 Türk Borçlar Kanunu 72
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi