TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
KAMİL SERDAR OĞUR VE GÜLHAN OĞUR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/7273)
|
|
Karar Tarihi: 20/4/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Yakup MACİT
|
Başvurucular
|
:
|
1. Kamil
Serdar OĞUR
|
|
|
2. Gülhan OĞUR
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, tazminat davasında kanun ve usule aykırı olarak
çelişkili karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının; esaslı iddiaların
kararda cevaplandırılmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının; yargılamanın
uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 27/5/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
A. Bireysel Başvuru
Tarihinden Önceki Süreç
8. Evli olan başvurucular Ordu Yardımlaşma Kurumuna (OYAK) ait
İkitelli Oyakkent 1. Etap Toplu Konutlarından bir
daire satın almışlar ve söz konusu daire 2009 yılında başvuruculara teslim
edilmiştir.
9. Başvurucular 3/6/2010 tarihinde Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk
Mahkemesinde açtıkları davada, OYAK'tan satın aldıkları dairenin de içerisinde
bulunduğu site ile ilgili düzenlenen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunu
incelediklerinde, dairenin fahiş fiyatla kendilerine satıldığını farketttiklerini, satış işleminin Kanun hükümleri ve
dürüstlük kuralına aykırı olarak gerçekleştirildiğini, OYAK'ın satış nedeniyle
haksız kazanç elde ettiğini belirterek 4.000 TL manevi, 18.000 TL maddi
tazminat talebinde bulunmuşlardır.
10. Mahkeme 7/12/2010 tarihli kararında, davalı OYAK Genel
Müdürlüğünün adresinin Kurtuluş/Ankara olduğunu belirterek dosyanın Ankara
Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
11. Yetkisizlik kararı üzerine dosya, Ankara 25. Asliye Hukuk
Mahkemesine gönderilmiş, Mahkeme 12/5/2011 tarihli kararında, davacıların
OYAK'tan ev satın aldıklarını, ancak satıcının edimini yerine getirmediğini
iddia ederek tazminat talebinde bulunduklarını, tarafların 23/2/1995 tarihli
ve4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da tanımı yapılan
tüketici-satıcı sıfatını taşıdıklarını, ihtilafın 4077 sayılı Kanun kapsamında
tüketici mahkemeleri tarafından değerlendirilmesi gerektiğini belirterek dava
dilekçesini görev yönünden reddetmiştir.
12. Başvurucuların temyizi üzerine karar, Yargıtay 13. Hukuk
Dairesinin 21/12/2011 tarihli kararıyla onanmıştır.
13. Görevsizlik üzerine dosya Ankara 6. Tüketici Mahkemesine
gönderilmiş, Mahkeme 25/9/2012 tarihli kararında, davacıların yerleşim yerinin Başakşehir/İstanbul olduğunu belirterek yetkisizliğine
hükmetmiş ve dosyayı Bakırköy Tüketici Mahkemesine göndermiştir.
14. Yetkisizlik kararı üzerine davaya Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesinde
devam edilmiş, Mahkeme 10/10/2013 tarihli kararında, Ankara 6. Tüketici
Mahkemesinin davalının yetki itirazı olmadığı hâlde yetkisizlik kararı
verdiğini, daha önce Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkesinde
yetki itirazının değerlendirildiğini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile
Yargıtay kararlarına göre davaya Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemelerinin görevli
ve yetkili olduğunu belirterek dava dilekçesini yetkisizlik nedeniyle
reddetmiştir.
15. Başvurucuların temyizi üzerine karar, Yargıtay 13. Hukuk
Dairesinin 1/4/2014 tarihli kararıyla onanmıştır.
16. Onama kararı 29/4/2014 tarihinde başvuruculara tebliğ
edilmiş, 27/5/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.
B. Bireysel Başvuru Tarihinden Sonraki Süreç
17. Yetkisizlik kararı üzerine dosya Ankara 6. Tüketici
Mahkemesine gönderilmiş, Mahkeme 12/3/2015 tarihli kararında, davanın
davacıların OYAK'tan satın aldıkları daire fiyatının yüksek tutulması iddiasına
dayalı olarak maddi ve manevi tazminat isteminden ibaret olduğunu, Uyuşmazlık
Mahkemesinin 11/11/2013 tarihli kararında belirtildiği üzere talebin, OYAK'ın
Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına kanun gereği sağladığı sosyal yardım ve
hizmetlerden kaynaklandığını, bu hizmetlerin askerî hizmetle birlikte
yürütüldüğünü, bu nedenle görevli yargı merciinin Askeri Yüksek İdare Mahkemesi
(AYİM) olduğunu belirterek davanın usulden reddine, davacıların AYİM'de dava açmakta muhtariyetine karar vermiştir.
18. Başvurucular 14/5/2015 tarihli dilekçelerinde, davanın
usulden reddine karar verildiğini; ancak, dosyanın AYİM'e
gönderilmesine karar verilmediğini, kararda karşı taraf lehine vekâlet ücretine
hükmedilmemesi gerektiğini belirterek hükmün her iki unsur açısından tashih
edilmesini talep etmişlerdir.
19. Mahkeme 18/5/2015 tarihli kararında, davanın yargı yolunun
caiz olmaması nedeniyle reddedildiğini, bu tür kararlarda ilgili mahkemeye
dosyanın gönderilmesine karar verilmesinin mümkün olmadığını, vekâlet ücreti
yönünden usul hükümlerine göre görevsizlik ve yetkisizlik kararlarında
yargılama giderlerine hükmedilmeyeceğinin düzenlendiğini, verilen kararın bu
nitelikte olmadığını belirterek başvurucuların talebini reddetmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
20. Mahkemenin 20/4/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal
Edildiğine İlişkin İddia
21. Başvurucular, makul sürede yargılanma haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüşlerdir.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
22. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeninin bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
23. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılamanın süresi tespit edilirken, sürenin başlangıç tarihi olarak davanın
ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması
devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas
alınır (Güher Ergun ve diğerleri,
B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 50, 52).
24. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).
25. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda, Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk
Mahkemesinde 3/6/2010 tarihinde açılan maddi ve manevi tazminat davasında
Mahkemenin 7/12/2010 tarihinde yetkisizlik kararı verdiği; dosyanın
gönderildiği Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/5/2011 tarihinde
görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verdiği; temyiz üzerine
kararın Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 21/12/2011 tarihli kararıyla onandığı; bu
defa dosyanın Ankara 6. Tüketici Mahkemesine gönderildiği; Mahkemenin 25/9/2012
tarihli kararla yetkisizliğine hükmettiği, yetkisizlik kararı üzerine davaya
Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesinde devam edildiği, bu Mahkemenin 10/10/2013
tarihli kararında, karşı yetkisizlik kararıyla dosyanın Ankara Nöbetçi Tüketici
Mahkemesine gönderilmesine hükmedildiği, kararın Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin
1/4/2014 tarihli kararıyla onandığı, karşı yetkisizlik kararı üzerine
yargılamayı yürüten Ankara 6. Tüketici Mahkemesinin 12/3/2015 tarihli
kararında, davaya AYİM'in bakmakla görevli ve yetkili
olduğu belirtilerek usulden ret kararı verildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle
karmaşık niteliği bulunmayan, görevsizlik ve yetkisizlik kararlarıyla bu
aşamaya gelen ve başvurucuların yargılamanın uzamasında önemli bir etkisinin de
tespit edilmediği başvuru konusu davada yaklaşık 4 yıl 9 aylık yargılama
süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
26. Açıklanan gerekçelerle, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
27. Başvurucular;
i. Başvuru formunda, yargılama sırasında ileri sürülen iddialar
dikkate alınmadan usul ve kanuna aykırı, keyfî olarak karar verildiğini,
Mahkeme ve Yargıtay kararlarının gerekçesiz olduğunu, Yargıtay 13. Hukuk
Dairesinin 1/4/2014 tarihli kararının daha önce verilen Yargıtay kararlarıyla
çeliştiğini, Uyuşmazlık Mahkemesi kararının Yargıtay tarafından dikkate
alınmadığını, benzer konuda yargılamanın yapıldığı İstanbul 1. Tüketici
Mahkemesinin E.2013/816 sayılı dosyası ile başvuru konusu dava dosyasının
birleştirilmesi gerektiğini, karşılıklı yetkisizlik kararlarında, Yargıtayın görevli ve yetkili mahkemeyi belirlemesi
gerektiği halde bu işlevi yerine getirmediğini, OYAK hakkında Türkiye Büyük
Millet Meclisi Komisyonunca düzenlenen raporlarda bu kurumun yapmış olduğu
usulsüzlüklerin ortaya konulduğunu; ancak, raporun bir türlü açıklanmadığını,
diğer yandan Millî Savunma Bakanlığınca da gerekli gözetim ve denetimin
yapılmadığını belirterek Anayasa'nın 3., 5., 6., 8., 10., 11., 12., 13., 14.,
17., 35., 36., 37., 40., 74., 129., 138., 157., 158., 141. maddelerinde güvence
altına alınan haklarının ihlal edildiğini,
ii. 26/6/2015 tarihli dilekçelerinde; başvuru tarihinden
sonra dosyanın Ankara 6. Tüketici Mahkemesine gönderildiğini, Mahkemenin
12/3/2015 tarihli kararında davaya AYİM'in bakması
gerektiğinden bahisle usulden ret kararı verildiğini, kararın tashihi yönündeki
taleplerinin usul, kanun ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olarak
reddedildiğini, karara karşı Yargıtaya başvurmadıklarını,başvuru tarihinden sonra OYAK Genel
Kurulunun 55. Genel Kurul toplantısında alınan kararların da kanuna aykırı
olduğunu, yönetmelik hükümleriyle kanunda olmayan yetkinin OYAK yönetimine
verildiğini belirterek anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler,
yeniden yargılama ve tazminat talebinde
bulunmuşlardır.
28. Başvurucuların 26/6/2015 tarihli dilekçelerinde ileri
sürdükleri ihlal iddialarının başvuru tarihinden sonra gerçekleşen hususlara
yönelik olduğu anlaşılmış, bu açıdan iddialar değerlendirme konusu
yapılmamıştır.
29. 30/3/2011 tarihli ve6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı
fıkrası uyarınca bireysel başvuru yoluna başvurabilmek için olağan kanun
yollarının tüketilmiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve
Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).
30. Somut olayda, bireysel başvuruya konu Bakırköy 1. Tüketici
Mahkemesinin E.2012/1520 sayılı dosyasında verilen yetkisizlik kararının
ardından dosyanın Ankara 6. Tüketici Mahkemesine gönderildiği, Mahkemenin
12/3/2015 tarihli kararında davanın usulden reddine; başvurucuların
uyuşmazlıkla ilgili olarak AYİM'de dava açmakta
muhtariyetine karar verildiği, buna göre başvuru tarihi itibarıyla yargısal
sürecin tamamlanmadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla başvurucuların makul sürede
yargılanma hakkı dışında ileri sürdükleri ihlal iddialarını bu aşamada Anayasa
Mahkemesi önüne getirmeleri mümkün değildir.
31. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
32. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
33. Başvurucular ayrı ayrı 10.000 TL maddi, 25.000 TL manevi
tazminat talebinde bulunmuşlardır.
34. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
35. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvurucular Kamil Serdar Oğur ve Gülhan Oğur'a müştereken
net 4.800 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
36. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan
yargılama giderinin başvuruculara ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının
başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucular Kamil Serdar Oğur, Gülhan Oğur'a net 4.800 TL
manevi tazminatın MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin
REDDİNE,
D. 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin BAŞVURUCULARA
ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Ankara 6. Tüketici Mahkemesine
(E.2014/1554, K.2015/400) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
20/4/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.