TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
KASIM ASLAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/793)
|
|
Karar Tarihi: 23/3/2017
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Akif
YILDIRIM
|
Başvurucu
|
:
|
Kasım ASLAN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, yargılamanın sekiz yılda sonuçlandırılmaması
nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının; bir kısım usul güvencelerinin ihlal
edilmesi nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 20/1/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
8. Başvurucu, olay tarihinde49. Motorlu Piyade Tugayı İstihkam
Savaş Bölük Komutanlığı emrinde bölük astsubayı olarak görev yapmaktadır.
9. Başvurucuya teslim edilen ve emanetinde kalması gereken
paraları ihtiyaçları için kullandığı iddiasıyla başlatılan soruşturma
kapsamında yapılan aramada, başvurucunun evinde bir kısım askerî malzeme de
bulunmuştur. Başvurucu 1/10/2006 tarihinde gözaltına alınmış ve 6/10/2006
tarihinde tutuklanmıştır.
10. Başvurucu hakkında Kara Kuvvetleri Komutanlığı 8. Kolordu
Komutanlığı Askerî Savcılığının 8/12/2006 tarihli iddianamesi ile bir kısım
suçlardan cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
11.Kara Kuvvetleri Komutanlığı 8. Kolordu Komutanlığı Askerî
Mahkemesi, 11/1/2008 tarihli kararı ile başvurucunun bazı suçlardan
mahkûmiyetine ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılmasına karar vermiştir.
12. Anılan karar, Askerî Yargıtay 2. Dairesinin 10/4/2009
tarihli kararıyla bozulmuştur.
13. Bozma sonrası yapılan yargılaması sonunda 22/8/2013 tarihli
kararla başvurucu hakkında yeniden cezaya hükmedilmiştir. Anılan karar temyiz
edilmiş olup derdest durumdadır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 23/3/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede Yargılanma
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
15. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
16. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeni de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
17. Ceza yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin
başlangıç tarihi olarak bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar
tarafından bildirildiği veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı
gibi birtakım tedbirlerin uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak
ise suç isnadına ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden
davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (B.E., B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 34).
18. Ceza yargılamasının süresinin makul olup olmadığı
değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların
ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın
süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate
alınır (B.E., § 29).
19. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda yaklaşık 10 yıl 5 aydır devam
eden yargılamanın süresinin makul olmadığısonucuna
varmak gerekir.
20. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
21. Başvurucu; arama işleminin usule aykırı yapıldığını, parmak
izi alınması talebinin reddedildiğini ve tanıkların baskı altında ifade
verdiklerini, bu sebeplerle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
22. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı
fıkrası uyarınca bireysel başvuru yoluna başvurabilmek için olağan kanun
yollarının tüketilmiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403,
26/3/2013, § 16).
23. Somut olayda, mahkeme kararı temyiz aşamasındayken bireysel
başvuruda bulunulmuştur. Dolayısıyla başvuru yolları tüketilmeden bireysel
başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır.
24. Başvurucu hakkındaki dosyalarda ayrıca Anayasa'nın 37., 38.,
138., 139., 140., 141. ve 142. maddelerinin de ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
25. 6216 sayılı
Kanun’un 47. maddesinin (3),48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları
uyarınca bireysel başvuruda,kamu
gücünün neden olduğu iddia edilen ihlale dair olayların tarih sırasına göre
özeti yapılmalı; bireysel başvuru kapsamındaki hakların ne şekilde ihlal
edildiği, bunun gerekçeleri ve delilleri açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014,
§§ 19, 20).
26. Somut olayda başvurucu, ihlal iddialarını soyut ve genel
ifadelerle ileri sürmüş; Anayasa'nın anılan maddelerinin ne şekilde ihlal
edildiğine ve hangi dosylarına ilişkin olduğuna
yönelik gerekçeleri açıklama yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmemiştir.
Dolayısıyla başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların kanıtlanamadığı
sonucuna ulaşılmıştır.
27. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi ve açıkça dayanaktan yoksun olması
nedenleriyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
28. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı
fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir.”
29. Başvurucu, süresinden sonra (eksiklik tamamlama
dilekçesiyle) manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Tazminat talebi süresinde
dile getirilmediğinden başvurucu lehine tazminata hükmedilmesi mümkün değildir
(kısmen benzer yönde bkz.Ramazan Büyük, B. No: 2014/12917, 16/11/2016, § 39).
30. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
31. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan
yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal
iddialarının başvuru yollarının
tüketilmemesi ve açıkça
dayanaktan yoksun olması nedenleriyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin BAŞVURUCUYA
ÖDENMESİNE,
D. Tazminat talebi süresinde dile getirilmediğinden başvurucu
lehine tazminata hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
23/3/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.