logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Sofia Negiz, B. No: 2014/8301, 29/11/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SOFİA NEGİZ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/8301)

 

Karar Tarihi: 29/11/2018

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serruh KALELİ

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Özgür DUMAN

Başvurucu

:

Sofia NEGİZ

Vekilleri

:

Av. Ali ELBEYOĞLU

 

 

Av. Furkan ÇALIŞ

Talepte Bulunan

:

Kahraman TÜREYEN

Vekili

:

Av. Ercan HASANBAŞOĞLU

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; kamulaştırma bedelinin değer kaybına uğratılması nedeniyle mülkiyet hakkının, kamulaştırma bedeline ilişkin yargı kararının icra edilmemesi nedeniyle mülkiyet ve adil yargılanma haklarının, davanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 28/5/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.

7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

A. Kamulaştırma ve Taşınmaza El Koyma Süreci

9. İstanbul'un Eyüp ilçesine bağlı Fethiçelebi Mahallesi'nde bulunan 112 ada 76 parsel sayılı 5971 m2 yüz ölçümlü ahşap ev ve bostan vasıflı taşınmazın 480/4800 payı tapuda I. oğlu K. adına kayıtlıdır. Bu taşınmaz, malikinin ölümüyle mirasçısı M.T.ye, onun da 27/09/1971 tarihinde ölümüyle çocukları H.T., Z.I. ve başvurucu Sofia Negiz'e intikal etmiştir. Başvurucu Sofia Negiz'in payı 80/200 olarak belirlenmiştir.

10. Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) bu taşınmazın İstanbul birinci çevre yolu güzergâhına rastlaması sebebiyle kamulaştırma kararı almış ve başvurucu dışındaki paydaşlara bu karar tebliğ edilmiştir. KGM 10/6/1972 tarihinde bu taşınmaza el koymuştur.

B. Kamulaştırma Davası Süreci

11. Başvurucu 5/4/2005 tarihinde KGM aleyhine İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinde kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açmıştır. Yargılama sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi de davalı olarak davaya dâhil edilmiştir. Mahkeme 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 38. maddesinde öngörülen yirmi yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle 1/12/2005 tarihinde davanın reddine karar vermiştir.

12. Temyiz edilen karar, Yargıtay 5. Hukuk Dairesince 8/3/2011 tarihinde bozulmuştur. Kararın gerekçesinde, uyuşmazlık konusu taşınmaza 1972 yılında el atıldığı ancak 30/6/2010 tarihinde yürürlüğe giren 18/6/2010 tarihli ve 5999 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 6. madde uyarınca uzlaşma için başvuruda bulunulmadan işin esasının incelenemeyeceği belirtilmiştir.

13. Bozma kararına uyan Mahkeme, taraflar arasında bir uzlaşma sağlanmadığını gözeterek mahallinde keşif yapmış ve konusunda uzman teknik bilirkişilerden kamulaştırma bedeli ile ilgili raporlar aldırmıştır. Davayı 23/10/2013 tarihinde kabul eden Mahkeme, üçüncü keşif sonucu alınan 4/1/2013 tarihli bilirkişi raporuna dayalı olarak 298.549,70 TL tutarındaki tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalı idareden alınarak başvurucuya ödenmesine karar vermiştir. Mahkeme ayrıca başvurucunun payının tapu kaydının iptali ile KGM lehine terkinine karar vermiştir. Dâhili davalı Büyükşehir Belediyesi yönünden ise hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

14. Başvurucu 7/11/2013 tarihinde İstanbul 20. İcra Dairesince icra takibi başlatmıştır. KGM tarafından temyiz edilen karar, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi tarafından 4/3/2014 tarihinde onanmıştır.

15. Nihai karar, başvurucu vekiline 5/5/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.

16. Başvurucu 28/5/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

C. Kamulaştırma Bedelinin Ödenmesi ve Alacağın Temliki Süreci

17. KGM, başvurucu Sofia Negiz'e ait dosyanın otomasyon sisteminde ödeme sırasına alındığını ve Maliye Bakanlığınca yeterli ödenek temin edildiği takdirde ödemesinin yapılacağını 6/1/2015 tarihinde bildirmiştir.

18. Başvurucu Sofia Negiz, Beşiktaş 6. Noterliğinde düzenlenen 15/4/2005 tarihli temlik sözleşmesiyle, uyuşmazlığa konu kamulaştırma davaları ile ilgili talep ve dava haklarını 40.000 TL bedelle Kahraman Türeyen'e temlik etmiştir. Sözleşmede; temlik bedelinin 10.000 TL'sinin nakden ve tamamen alındığı, 30.000 TL'nin ise mahkeme kararının kesinleşmesinden sonraki on gün içinde tahsil edileceği belirtilmiştir.

19. Kahraman Türeyen 21/1/2016 tarihinde noter aracılığıyla başvurucuya alacağın temlik edildiği yönünde bir ihtarname göndermiştir. Başvurucu ise 26/1/2016 tarihinde karşı ihtarname göndererek mahkeme kararının 16/5/2014 tarihinde kesinleştiği hâlde ödemenin süresi içinde yapılmaması nedeniyle kurucu şart gerçekleşmediğinden sözleşmenin münfesih olduğunu bildirmiştir.

20. Kahraman Türeyen 25/1/2016 tarihinde başvurucu aleyhine temlik sözleşmesine dayalı nizanın giderilmesi davası açmıştır. Dava dilekçesinde, başvurucunun temlik sözleşmesine göre kamulaştırma bedeli üzerindeki alacağının 30.000 TL ile sınırlı olduğu belirtilmiş ve başvurucunun bu bedeli icra takibinde istemesinin haksız olduğunun tespitine karar verilmesi talep edilmiştir. Dilekçe ayrıca bu bedelin başvurucunun 30.000 TL'yi talep etme hakkı saklı kalmak kaydıyla Kahraman Türeyen'e ödenmesine karar verilmesi dava konusu edilmiştir. Bunun yanında davanın KGM'ye ihbarı talep edilmiştir.

21. Başvurucu, cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir. Öte yandan KGM ihbar olunan sıfatıyla Mahkemeye verdiği 8/8/2016 tarihli bir dilekçeyle 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 187. maddesine göre ödeme yerinin belirlenmesini talep etmiştir. Mahkeme 20/3/2018 tarihli 6. Oturumda bir banka şubesini tevdi mahalli tayin ederek kamulaştırma bedelinin bu şubede açılacak vadeli hesaba yatırılmasına karar vermiştir.

22. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'nden (UYAP) yapılan sorgulama sonucuna göre yargılamanın devam etmekte olduğu ve duruşmanın 12/2/2019 tarihine talik edilmiş olduğu görülmektedir.

23. Kahraman Türeyen adına vekili 24/3/2016 havale tarihli dilekçe ile başvuruya konu hak ve alacakları temlik aldığı gerekçesiyle başvurunun temlik alacaklısı sıfatıyla kendileri adına devam edilerek sonuçlandırılmasını talep etmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

24. Kamulaştırma bedelinin değer kaybı şikâyetleri ile ilgili hukuk için bkz. Ali Şimşek ve diğerleri, B. No: 2014/2073, 6/7/2017, §§ 18-33.

25. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiaları ve yargı kararının icra edilmemesi şikâyetlerine yönelik oluşturulan hukuk yolu için bkz. Ferat Yüksel, B. No: 2014/13828, 12/9/2018, §§ 11-14.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

26. Mahkemenin 29/11/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia Kapsamında Kamulaştırma Bedelinin Değer Kaybı Şikâyeti Yönünden

1. Başvurucunun İddiaları

27. Başvurucu, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle kamulaştırma bedelinin değer kaybettiğinden yakınmaktadır. Başvurucu; el atmanın gerçekleştiği 1972 yılından bu yana 43 yıl, dava açıldıktan itibaren ise 10 yıl geçtikten sonra kamulaştırma bedeline hükmedildiğini belirtmektedir. Başvurucu bu gerekçelerle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

28. Anayasa’nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:

 “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.

Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.

Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.”

a. Kabul Edilebilirlik Yönünden

29. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Değerlendirme

30. Anayasa Mahkemesi, daha önce kamulaştırma bedelinin enflasyon karşısında değer kaybına uğratılmasını mülkiyet hakkına ölçüsüz bir müdahale olarak değerlendirmiştir (Mehmet Akdoğan ve diğerleri, B. No: 2013/817, 19/12/2013, §§ 38-65; Ali Şimşek ve diğerleri, §§ 58-69).

31. Kamulaştırma yoluyla mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin orantılı olabilmesi için taşınmazın gerçek bedelinin malike ödenmesi ve ayrıca ödenen bedelin tespitinde esas alınan tarih ile ödeme tarihi arasında geçen dönemde gerçekleşen enflasyona nispetle taşınmazın hissedilir derecede değer kaybetmemiş olması gerekir (Mehmet Akdoğan ve diğerleri, § 59). Ödenen tutarların enflasyonun etkilerinden arındırılarak güncelleştirilmesi yani kamulaştırma tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süredeki hissedilir değer kaybını telafi edecek biçimde faiz uygulanması, kamulaştırma bedelinin enflasyon karşısında değer kaybetmesini önleyebilecek bir araçtır (Mehmet Akdoğan ve diğerleri, § 42).

32. Yapılan incelemede başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçülü olup olmadığı hususunda bir sonuca varmak için Mahkemece tespit edilen gerçek değer ile başvurucuya yapılan ödemelerin enflasyon etkisi arındırılmış sonuçlarının karşılaştırılması gerekmektedir. Elde edilmek istenen kamu yararı ile başvurucunun mülkünden mahrum kalması arasında makul dengenin sağlanıp sağlanmadığını ve müdahalenin ölçülü olup olmadığını tespit etmede önemli olan, yapılan ödemelerin değer kaybının toplam bedele oranı üzerinden başvurucunun maruz kaldığı yükü belirlemektir (Ali Şimşek ve diğerleri, § 66).

33. Benzeri bir şikâyete ilişkin somut olayda da bu ilkelerden ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

34. Başvuru konusu davanın açıldığı 5/4/2005 tarihi değerlerine göre tespit edilen 298.549,70 TL kamulaştırma bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmiştir. Öncelikle kamulaştırma bedelinin dava tarihine göre belirlendiği dikkate alındığında başvurucunun dava tarihine kadar bu bedelin değer kaybettiği yönündeki iddiası yersiz bulunmuştur. Diğer taraftan hükmedilen kamulaştırma bedelinin henüz başvurucuya ödenmediği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte başvurucu ile alacağı temlik aldığını belirten, talepte bulunan arasında hukuki bir ihtilaf bulunduğu ve idarenin 8/8/2016 tarihinde ödeme yeri belirlenmesi için Mahkemeye başvurduğu görülmektedir. Dolayısıyla söz konusu tarihten sonraki gecikme yönünden idareye kusur yükletilemeyeceği dikkate alındığında şikâyet edilen değer kaybı, alacağa hak kazanıldığı dava tarihi ile ödeme yerinin belirlenmesine ilişkin talep tarihi arasındaki dönem esas alınarak belirlenmelidir.

35. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre alacağa hak kazanıldığı 2005 yılı Nisan ayından idarenin ödeme talebinde bulunduğu 2016 yılı Ağustos ayına kadar olan geçen dönemde başvurucuya ödenmesi gereken 298.549,70 TL tutarındaki kamulaştırma bedeli alacağının enflasyon karşısında değer kaybının giderilmiş karşılığı 727.487,36 TL’dir. Dolayısıyla mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilen 298.549,70 TL tutarındaki alacağının değer kaybını telafi edecek fark 428.937,66 TL'dir. Buna karşılık derece mahkemelerince söz konusu alacağa dava tarihi olan 5/4/2005 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş olup bu doğrultuda başvurucuya 316.446,32 TL tutarında faiz ödemesi yapılmasının öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda mülkiyet hakkına konu alacakta meydana gelen değer kaybı %37,68'dir.

36. Yukarıdaki unsurlara göre kamulaştırma bedeli, yapılan yargılama sonunda -ödenen faize rağmen- enflasyon karşısında %37,68 gibi makul görülemeyecek bir oranda değer kaybına uğratılarak ödenmiştir. Kamulaştırma alacağının geç ödenmesi sebebiyle yol açılan söz konusu değer kaybı şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemekte olup bu sebeple somut olayda müdahalenin mülkiyet hakkının korunması ile kamu yararı arasında olması gereken adil dengeyi bozduğu ve ölçülü olmadığı sonucuna varılmıştır.

37. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Diğer İhlal İddiaları

1. Başvurucunun İddiaları

38. Başvurucu, kamulaştırma bedeline ilişkin yargı kararının icra edilmemesi nedeniyle mülkiyet ve adil yargılanma haklarının; ayrıca söz konusu davanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

39. Bireysel başvurular sonrasında, 31/7/2018 tarihli ve 30495 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 25/7/2018 tarihli ve 7145 sayılı Kanun'un 20. maddesiyle 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'a geçici madde eklenmiştir.

40. 6384 sayılı Kanun'a eklenen geçici maddeye göre yargılamaların uzun sürmesi ve yargı kararlarının geç veya eksik icra edilmesi ya da icra edilmemesi şikâyetiyle Anayasa Mahkemesine yapılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesi önünde derdest olan bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı (Tazminat Komisyonu) tarafından incelenmesi öngörülmüştür.

41. Anayasa Mahkemesi, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği yahut hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru imkânının getirilmesine ilişkin mevzuata önceki içtihadında yer vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 11-14).

42. Ferat Yüksel kararında Anayasa Mahkemesi; yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği yahut hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru imkânının getirilmesine ilişkin yolu, ulaşılabilir olma, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunup bulunmadığı yönlerinden inceleyerek bu yolun etkililiğini tartışmıştır (Ferat Yüksel, § 26).

43. Ferat Yüksel kararında özetle anılan başvuru yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına makul bir başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı, tazminat ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi olanakları sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama imkânına sahip olduğu hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat Yüksel, §§ 27-34). Bu gerekçeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesi, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 35, 36).

44. Mevcut başvuruda, söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

45. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

46. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:

 “(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir...

 (2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

47. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Doğan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018) kararında, ihlal sonucuna varıldığında ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesi hususunda genel ilkeler belirlenmiştir.

48. Buna göre bireysel başvuru kapsamında bir temel hak ve hürriyetin ihlal edildiğine karar verildiği takdirde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırıldığından söz edilebilmesi için temel kural, mümkün olduğunca eski hâle getirmenin yani ihlalden önceki duruma dönülmesinin sağlanmasıdır. Bunun için ise öncelikle devam eden ihlalin durdurulması, ihlale konu kararın veya işlemin ve bunların yol açtığı sonuçların ortadan kaldırılması, varsa ihlalin sebep olduğu maddi ve manevi zararların giderilmesi, ayrıca bu bağlamda uygun görülen diğer tedbirlerin alınması gerekmektedir (Mehmet Doğan, § 55).

49. Anayasa Mahkemesi ihlalin ve sonuçlarının nasıl giderileceğine hükmederken idarenin, yargısal makamların veya yasama organının yerine geçerek işlem tesis edemez. Anayasa Mahkemesi, ihlalin ve sonuçlarının nasıl giderileceğine hükmederek gerekli işlemlerin tesis edilmesi için kararı ilgili mercilere gönderir (Mehmet Doğan, § 56).

50. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilmeden önce ihlalin kaynağının belirlenmesi gerekir. Buna göre ihlal; idari eylem ve işlemler, yargısal işlemler veya yasama işlemlerinden kaynaklanabilir. İhlalin kaynağının belirlenmesi uygun giderim yolunun belirlenebilmesi bakımından önem taşımaktadır (Mehmet Doğan, § 57).

51. Başvurucu, 550.000 TL maddi ve 600.000 TL manevi tazminat taleplerinde bulunmuştur.

52. Anayasa Mahkemesi, kamulaştırma bedelinin makul olmayan bir gecikmeyle değer kaybına uğratılması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna varmıştır. Somut başvuruda bu sebeple ihlalin yargılamanın uzun sürmesine yol açan yargı makamlarının ve yargı kararına rağmen ödemeyi geciktiren idarenin ortak kusurundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

53. Somut olayda ihlalin kaynağı ve sebepleri dikkate alındığında yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Diğer taraftan başvuru yargı kararının icrası ile ilgili süreç yönünden ise şikâyet Tazminat Komisyonuna başvuru yolu dikkate alınarak kabul edilemez bulunmuştur. Dolayısıyla somut başvuruda ihlalin sonuçları ancak mağdura maddi tazminat ödenmesiyle giderilebilir. İhlalin yol açtığı maddi zarar kamulaştırma alacağının enflasyon karşısında uğradığı değer kaybı olup somut olayda bu miktarın ise ödenen faiz tutarı mahsup edildiğinde 112.491,34 TL olduğu tespit edilmiştir.

54. Bununla birlikte somut başvuruya konu kamulaştırmaya ilişkin hak ve alacakların temliki yönünden başvurucu ile Kahraman Türeyen arasında bir sözleşme yapılmıştır. Anılan sözleşme kapsamında meydana gelen nizanın giderilmesi için taraflar arasında bir davanın devam etmekte olduğu anlaşılmaktadır. Bu dava, bireysel başvuruya konu olan kamulaştırma alacağının temlikine ilişkin sözleşmenin geçerli olup olmadığına ve buna bağlı olarak kamulaştırma alacağının kime ödeneceğinin tespitine ilişkindir. Bu durumda temlike konu kamulaştırma alacağından kaynaklı olarak mülkiyet hakkının ihlaline ilişkin maddi tazminatın yine bu alacağın temlikine ilişkin söz konusu niza giderilmeden başvurucuya ve temlik aldığını iddia eden kişiye bu aşamada ödenmesine karar verilmesi mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla Hazinenin Anayasa Mahkemesince hükmedilen maddi tazminatı başvurucu ile Kahraman Türeyen arasında görülen söz konusu davada haklı çıkan tarafa ödenmek üzere İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesince (E.2016/28) tevdi mahalli olarak belirlenen banka şubesindeki hesaba ödemesine karar verilmesi gerekir.

55. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.186,10 TL tutarındaki yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia kapsamında kamulaştırma bedelinin değer kaybı şikâyetinin KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Diğer ihlal iddialarının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının giderilmesi için net 112.491,34 TL maddi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE, bu maddi tazminatın Hazine ve Maliye Bakanlığınca başvurucu ile Kahraman Türeyen arasında görülen alacağın temlikine ilişkin nizanın giderilmesi davasında haklı çıkacak tarafa ödenmek üzere İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesince (E.2016/28) tevdi mahalli olarak belirlenen banka şubesindeki hesaba ÖDENMESİNE, kararın bir örneğinin İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2016/28) GÖNDERİLMESİNE,

D. 206,10 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.186,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2011/389, K.2013/278) GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 29/11/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Sofia Negiz, B. No: 2014/8301, 29/11/2018, § …)
   
Başvuru Adı SOFİA NEGİZ
Başvuru No 2014/8301
Başvuru Tarihi 28/5/2014
Karar Tarihi 29/11/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, kamulaştırma bedelinin değer kaybına uğratılması nedeniyle mülkiyet hakkının, kamulaştırma bedeline ilişkin yargı kararının icra edilmemesi nedeniyle mülkiyet ve adil yargılanma haklarının, davanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Kamulaştırmasız el atma İhlal Maddi tazminat
İcra Etmeme Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Mahkemeye erişim hakkı (hukuk) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Makul sürede yargılanma hakkı (hukuk) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 6384 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun 2
4
7
geçici 2
2942 Kamulaştırma Kanunu 10
11
6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu 323
KHK 659 Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname 14
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi