TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ZÜLFİKAR CENGİZ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2014/914)
|
|
Karar Tarihi: 8/9/2014
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Alparslan ALTAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
M. Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Murat AZAKLI
|
Başvurucular
|
:
|
Zülfikar CENGİZ
|
|
|
Mehmet Emin CENGİZ
|
|
|
Ayşe Yaşar SOYSAL
|
|
|
Cemile YALVAÇ
|
|
|
Mehmet Cemil İZGİŞ
|
|
|
Süleyman İZGİŞ
|
|
|
Mustafa İZGİŞ
|
|
|
Nurı
İZGİŞ
|
|
|
Züfükar
BARUT
|
|
|
Aliye BARUT
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Lütfü POLAT
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvurucular,
13/3/1989 tarihinde aleyhlerine açılan tapu iptali ve tescil davasında makul
sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüşler ve tazminat talep etmişlerdir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru, 21/1/2014 tarihinde
Siverek 1. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan
ön incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı
tespit edilmiştir.
3. İkinci
Bölüm İkinci Komisyonunca, kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından
yapılmak üzere, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.
4. Bölüm
tarafından 17/4/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin
birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru
konusu olay ve olgular ile başvurunun bir örneği, görüş için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir. Adalet Bakanlığının 14/5/2014 tarihli yazısında, Anayasa
Mahkemesinin önceki kararlarına ve bu kapsamda sunulan görüşlerine atfen,
başvuru hakkında görüş sunulmayacağı bildirilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru
formu ve ekleri ile başvuruya konu yargılama dosyası içeriğinden tespit edilen
ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Maliye Hazinesi, 13/3/1989 tarihinde bir kısım
başvurucular ve murisleri aleyhine Siverek Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı
davada, davalılara ait eski tapu kayıtlarında belirtilen taşınmazın
yüzölçümünden daha fazlasının davalılar adına tespit ve tescil edildiğini,
fazlalık kısmın Hazine arazisi olduğunu ileri sürerek, davalılar adına fazla tescil
edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tescilini talep
etmiştir.
8. Davalılar Ali İzgiş ve Ahmet
Barut vefat etmiş olup, mirasçıları olan başvurucuların bir kısmı davaya
katılmışlardır.
9. Mahkemece, E.1989/245 sayılı dava dosyasında yargılamaya
başlanılmış, 4/6/2013 tarihinde Siverek 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin
kurulmasından sonra dava dosyası anılan Mahkemeye devredilmiştir.
10. Yargılama, Siverek 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2013/3
sayılı dava dosyasında devam etmektedir.
11. Başvurucular 21/1/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
B. İlgili
Hukuk
12. 12/1/2011 tarih ve 6100 sayılı
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesi, 21/6/1987 tarih ve 3402 sayılı
Kadastro Kanunu’nun 16. ve 17. maddeleri, 17/2/1926 tarih ve 743 sayılı mülga
Türk Medeni Kanunu’nun 641. ve 642. maddeleri.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
13. Mahkemenin 8/9/2014 tarihinde yapmış olduğu toplantıda,
başvurucuların 21/1/2014 tarih ve 2014/914 numaralı bireysel başvuruları
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
14. Başvurucular, Maliye Hazinesi tarafından, 13/3/1989
tarihinde kendileri ve murisleri aleyhine Siverek Asliye Hukuk Mahkemesinde
açılan tapu iptali ve tescil davasının, Siverek 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde
halen devam ettiğini, makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil
yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
1. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
15. Başvuru formu ile eklerinin incelenmesi sonucunda, açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
16. Başvurucular, kendileri ve murisleri aleyhine açılan tapu
iptali ve tescil davasının makul sürede sonuçlanmadığını belirterek, adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
17. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) metni ile
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından ortaya çıkan ve adil yargılanma
hakkının somut görünümleri olan alt ilke ve haklar, Anayasa’nın 36. maddesinde
yer verilen adil yargılanma hakkının da unsurlarıdır. Anayasa Mahkemesi de
Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı bir çok
kararında, ilgili hükmü Sözleşme’nin 6. maddesi ve AİHM içtihadı ışığında
yorumlamak suretiyle, Sözleşme’nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM
içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen ilke ve haklara,
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §
38). Bu doğrultuda, makul sürede yargılanma hakkı da adil yargılanma hakkının
kapsamında değerlendirilmektedir.
18. Anayasa’nın 36. maddesi ve Sözleşme’nin 6. maddesi
uyarınca, medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede
karara bağlanması gerekmektedir. Başvuru konusu olayda, taşınmazın tapu
kaydının iptali ve tescil davasında, 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanunu ve 6100 sayılı Kanun’da yer alan usul hükümlerine göre yürütülen somut
yargılama faaliyetinin, medeni hak ve yükümlülükleri konu alan bir yargılama
olduğunda kuşku yoktur (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 49).
19. Davanın karmaşıklığı, yargılamanın kaç dereceli olduğu,
tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun
davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar, bir
davanın süresinin makul olup olmadığının tespitinde göz önünde bulundurulması
gereken kriterlerdir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 41–45).
20. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin makul süre değerlendirmesinde, sürenin başlangıcı kural olarak,
uyuşmazlığı karara bağlayacak yargılama sürecinin işletilmeye başlandığı, başka
bir deyişle davanın ikame edildiği tarih olup, bu tarih somut başvuru açısından
13/3/1989 tarihidir.
21. Başvuruya konu dava, başvurucuların bir kısmının miras
bırakanından intikalle takip etmekte olduğu bir uyuşmazlık olup, bu yönüyle
makul süre değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı,
mirasçıların yargılamaya katıldığı an değil, somut olayda muris açısından
değerlendirmeye esas alınan sürenin başlangıç anıdır (B. No: 2013/1115,
5/12/2013, § 51).
22. Sürenin bitiş tarihi ise, çoğu zaman icra aşamasını da
kapsayacak şekilde yargılamanın sona erme tarihidir. Ancak devam eden
yargılamalara ilişkin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasını
içeren başvuruların yargılama faaliyetinin devamı sırasında da yapılabilmesi
olanağı bulunduğundan, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı bireysel
başvurunun karara bağlandığı tarihtir (B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 52).
23. Başvuruya konu yargılama
sürecinin incelenmesinde, yargılamanın konusunun tapu iptali ve tescil davası
olduğu, 13/3/1989 tarihinde Siverek Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada,
Mahkemece eski tapu kayıtları ve kadastro tespit tutanaklarının getirtildiği,
taraf teşkilinin sağlanmasında sonra 15/5/1990 tarihinde keşif yapılmasına
karar verildiği anlaşılmıştır. Keşif kararlarının hava şartları, bilirkişi
temin edilememesi, hâkim değişikliği, müracaat olmaması ve güvenlik gibi
nedenlerle birçok defa yerine getirilmediği ve 18/5/2004 tarihinde keşfin
yapıldığı belirlenmiştir. Taraflardan vefat edenlerin olması nedeniyle taraf
teşkilinin sağlanmaya çalışıldığı, bilirkişi raporlarına itiraz edilmesi
üzerine 6/3/2007 tarihinde yeniden keşif yapılmasına karar verildiği ancak
keşfin farklı nedenlerle yerine getirilmediği, 4/6/2013 tarihinde Siverek 2.
Asliye Hukuk Mahkemesinin kurulmasından sonra dava dosyasının anılan Mahkemeye
devredildiği ve halen yargılamanın devam ettiği anlaşılmıştır.
24. 6100 sayılı Kanun’un
öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul
sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu
yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle yargılamada sürati temin
etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde
bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde karar
verilmiştir. (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 34-64).
25. Başvuruya konu davada yer
alan kişi sayısı ve davanın mahiyeti nedeniyle icrası gereken usul işlemlerinin
niteliği başvuruya konu yargılamanın karmaşık olduğunu ortaya koymakla
birlikte, davaya bütün olarak bakıldığında, somut başvuru açısından farklı bir
karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve yirmi beş yılı aşkın
süredir devam eden yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu
sonucuna varılmıştır.
26. Açıklanan nedenlerle,
başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun’un 50. Maddesi Yönünden
27. Başvurucular, makul sürede
yargılama yapılmadığı için ayrı ayrı 25.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi
tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.
28. 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Kararlar” kenar
başlıklı 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“Tespit edilen ihlal
bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak
için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden
yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine
tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu
gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa
Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
29. Başvurucuların tarafı olduğu
uyuşmazlığa ilişkin yirmi beş yılı aşkın süredir devam eden yargılama süresi
nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucular
Zülfikar Cengiz, Mehmet Emin Cengiz, Ayşe Yaşar Soysal ve Cemile Yalvaç’a ayrı
ayrı 28.250,00 TL, başvurucular, Zülfikar Barut ve Aliye Barut’a ayrı ayrı
14.200,00 TL, başvurucular Nuri İzgiş, Mehmet Cemil İzgiş, Mustafa İzgiş ve Süleyman İzgiş’e ayrı ayrı 5.700,00 TL manevi tazminat ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
30. Başvurucular tarafından
maddi tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, tespit edilen ihlal ile
iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından,
başvurucuların maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
31. Başvurucular tarafından
yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.706,10 TL yargılama giderinin
başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
32. Başvuruya konu yargılamanın
yirmi beş yılı aşkın süredir devam ettiği ve bu hususun makul sürede yargılanma
hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan
bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü
zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa
sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir
örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. Başvurucuların,
1. Makul sürede yargılanma haklarının ihlal
edildiği yönündeki iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan
makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
B. Başvurucular Zülfikar Cengiz, Mehmet Emin Cengiz, Ayşe Yaşar
Soysal ve Cemile Yalvaç’a ayrı ayrı 28.250,00 TL, başvurucular, Zülfikar Barut
ve Aliye Barut’a ayrı ayrı 14.200,00 TL, başvurucular Nuri İzgiş,
Mehmet Cemil İzgiş, Mustafa İzgiş
ve Süleyman İzgiş’e ayrı ayrı 5.700,00 TL manevi
TAZMİNAT ÖDENMESİNE, başvurucuların tazminata ilişkin diğer taleplerinin
REDDİNE,
C. Başvurucular tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca
tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
1.706,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede
gecikme olması halinde, bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal faiz uygulanmasına,
E. Kararın bir örneğinin Siverek 2. Asliye Hukuk Mahkemesine
gönderilmesine,
8/9/2014
tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.