TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ÖZOK ELEKTİRİK ÜRETİM MÜH. TAAH. TİC. LTD.
ŞTİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/10185)
|
|
Karar Tarihi: 15/11/2018
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Volkan
ÇAKMAK
|
Başvurucu
|
:
|
Özok
Elektrik Üretim Müh. Taah. Tic. Ltd. Şti
|
Vekilleri
|
:
|
1. Av. Metin
GÜNDAY
|
|
|
2. Av. Elif
KURDOĞLU ŞENGÖZ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, elektrik piyasası alanında verilecek lisans için
yarışmaya davet edilme işlemine karşı açılan davanın reddine karar verilmesinin
daha önce verilmiş yargı kararını etkisiz hâle getirmesi nedeniyle adil
yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 19/6/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
6. Başvurucu Şirket, Hatay'ın Samandağ ilçesi sınırları içinde
kurulması planlanan rüzgar enerjisi santrali (RES)
için 3/12/2002 tarihinde üretim lisansı başvurusu yapmıştır. Takip eden süreçte
kırk dokuz yıl için üretim lisansı verilmesi uygun bulunmasına karşın başvurucu
Şirketin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği gerekçesiyle 3/8/2007
tarihli işlemle lisans başvurusu reddedilmiştir.
7. 4/8/2002 tarihli ve 24836 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği'nin (Yönetmelik), 1/5/2008
tarihli ve 26863 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan
Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair
Yönetmelik'in 8. maddesi ile eklenen geçici 33. maddesi uyarınca başvurucu
Şirket 20/5/2008 tarihinde uygun bağlantı görüşünün tevsik edilmesi talebiyle
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna (EPDK) başvuruda bulunmuştur. Tevsik talebi
Yönetmeliğin geçici 33. maddesi uyarınca lisans başvurusunun yeniden
değerlendirmeye alınabilmesi bakımından ön koşulun sağlanması için yapılmıştır.
8.Bu talebin sisteme yapılacak bağlantılar için
gerçekleştirilecek yarışmanın ardından iletim sistemi kapasitesi üzerinden
değerlendirileceği EPDK tarafından başvurucuya 28/4/2009 tarihli işlemle
bildirilmiştir.
9. Başvurucu bu işleme karşı iptal davası açmıştır.
10. Ankara 10. İdare Mahkemesi 17/2/2010 tarihli kararıyla
işlemi iptal etmiştir. İptal gerekçesinde, başvurucunun daha önce reddedilen
lisans başvurusunun Yönetmeliğin geçici 33. maddesi ile tanınan imkân dâhilinde
yeniden değerlendirmeye alınabilmesi için uygun bağlantı görüşünün tevsik
edilmesi gerektiği ve başvurucunun bu tevsikin yapılması amacıyla başvuruda
bulunduğu ifade edilmiştir. Kararda, Yönetmelik uyarınca EPDK tarafından tevsik
durumu için bir karar verilmesi gerektiği ve bu istemin başka bir koşula bağlı
olarak değerlendirmeye alınamayacağı belirtilerek dava konusu işlemde hukuka
uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
11. İptal hükmü Danıştay Onüçüncü
Dairesinin 31/10/2012 tarihli kararı ile onanmış, karar düzeltme istemi de aynı
Dairenin 6/2/2014 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
12. İptal hükmünü takip eden süreçte RES için lisans verilecek
şirketi belirlemek amacıyla 13/9/2011 tarihinde yapılacak yarışmaya başvurucu
Şirket davet edilmiştir.
13. Başvurucu Şirket söz konusu işlemin iptali istemiyle dava
açmıştır. Ankara 17. İdare Mahkemesi (Mahkeme) davayı reddetmiştir.
14. Ret gerekçesinde öncelikle 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
uyarınca lisans almak için gerekli koşulları sağlayan başvuru sahiplerinin EPDK
tarafından yapılacak değerlendirme sonucu belirleneceği, yapılan belirleme
sonucunda da birden fazla başvurunun bulunması hâlinde Türkiye Elektrik İletim
Anonim Şirketi tarafından başvurular arasından sisteme bağlanacak olanı
belirlemek için yarışma yapılacağı hususlarının altı çizilmiştir. Bu bağlamda
aynı bölge veya aynı trafo merkezi için koşulları sağlayan birden fazla başvuru
sahibinin bulunduğu hâllerde enerji verimliliğini artırmak amacıyla yarışma
duyurusu yapılmasında mevzuata aykırı bir yön bulunmadığı belirtilmiş ve dava
konusu işlemde hukuka aykırılık olmadığı sonucuna varılarak ret gerekçesi
oluşturulmuştur.
15. Ret hükmü Danıştay Onüçüncü
Dairesinin 8/10/2014 tarihli kararı ile onanmış, karar düzeltme istemi de aynı
Dairenin 1/4/2015 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
16. Başvurucu, karar düzeltme isteminin reddine dair kararı
20/5/2015 tarihinde tebellüğ ettikten sonra 19/6/2015 tarihinde bireysel
başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
17. 4628 sayılı Kanun'un işlem tarihi itibarıyla yürürlükte
bulunan 3. maddesinin beşinci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
"Rüzgâr enerjisine dayalı üretim tesisi
kurmak üzere yapılmış veya yapılacak olan lisans başvuruları kapsamında, bu
Kanun ile 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu kapsamında Elektrik İşleri Etüt
İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak teknik değerlendirme ve ardından
Kurum tarafından yapılacak değerlendirme sonucunda lisans almak için gerekli
koşulları sağlayan başvuru sahipleri belirlenir. Yapılan belirleme sonucunda da
aynı bölge ve/veya aynı trafo merkezi için birden fazla başvurunun bulunması
durumunda, bu başvurular Kurum tarafından Türkiye Elektrik İletim Anonim
Şirketine gönderilir. Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi tarafından bu
durumda olan başvurular arasından sisteme bağlanacak olanı belirlemek için
yarışma yapılır..."
18. İşlem tarihi
itibarıyla yürürlükte bulunan Yönetmeliğin geçici 33. maddesinin birinci
fıkrası şöyledir:
"Üretim faaliyetleri kapsamında, Kurul
kararı ile lisans verilmesi uygun bulunmuş, ancak uygun bulma kararında
belirtilen yükümlülüklerini, 1/5/2008 tarihi itibariyle yerine getiremediğinden
dolayı lisans başvurusu reddedilmiş tüzel kişilere, 1/5/2008 tarihinden
itibaren otuz gün içerisinde Kuruma başvurması ve yapılacak inceleme sonucunda,
reddedilen lisans başvurusuna konu üretim tesisi için DSİ tarafından Su
Kullanım Hakkı Anlaşmasının ve TEİAŞ ve elektrik dağıtım şirketleri tarafından
uygun bağlantı görüşlerinin devam ettiğinin tevsik edilmesi halinde, bu kapsama
giren tüzel kişilerin lisans başvuruları yeniden inceleme ve değerlendirmeye
alınır."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
19. Mahkemenin 15/11/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
20. Başvurucu; tevsik edilmeme işleminin iptali yönünde lehine
verilmiş yargı kararı bulunmasına karşın bu kararı anlamsız hâle getiren
yarışmaya davet edilme işleminin iptal edilmemesinin yargı kararının dikkate
alınmaması, uygulanmaması anlamına geldiğini ve bu durumun adil yargılanma
hakkını ihlal ettiğini ileri sürmektedir.
B. Değerlendirme
21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul
edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun
ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin
olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya
zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul
edilebilir (Hikmet Balabanoğlu,
B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
22.Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında; herkesin yargı
organlarına davacı veya davalı olarak başvurabilme ve bunun doğal sonucu olarak
da iddia, savunma ve adil yargılanma hakkı güvence altına alınmıştır. Anılan
maddeyle güvence altına alınan adil yargılanma hakkı, kendisi bir temel hak
niteliği taşımasının ötesinde diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde
yararlanılmayı ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden
biridir. Bu bağlamda Anayasa'nın yasama ve yürütme organları ile idarenin
mahkeme kararlarına uyma zorunluluğunu ve mahkeme kararlarının
değiştirilemeyeceği ile uygulanmasının geciktirilemeyeceğini ifade eden 138.
maddesinin de adil yargılanma hakkının kapsamının belirlenmesinde gözetilmesi
gerektiği açıktır (Arman Mazman,
B. No: 2013/1752, 26/6/2014, § 57).
23. Anayasa’nın 36. maddesinde ifade edilen hak arama özgürlüğü
ve adil yargılanma hakkı, sadece yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak
iddia ve savunmada bulunma hakkını değil yargılama sonunda hakkı olanı elde
etmeyi de kapsayan bir haktır (AYM, E.2009/27, K.2010/9, 14/1/2010).
24. Kararın icrası hakkı; mahkemeye erişim hakkı ve karar hakkı
ile birlikte adil yargılanma hakkının güvencelerinden olan mahkeme hakkının bir
unsurunu oluşturmaktadır. (Filiz Fırat, B.
No: 2014/10305, 5/12/2017, § 29). Mahkeme kararlarının uygulanması yargılamanın
dışında olmakla birlikte onu tamamlayan ve yargılamanın sonuç doğurmasını
sağlayan bir unsurdur. Karar uygulanmazsa yargılamanın da bir anlamı
olmayacaktır. Bu nedenle yargı kararlarının uygulanması mahkeme hakkı kapsamında
değerlendirilmektedir. Buna göre yargılama sonucunda mahkemenin bir karar
vermiş olması yeterli değildir. Bu kararın etkili bir şekilde uygulanması da
gerekir. Hukuk sisteminde, nihai mahkeme kararlarını taraflardan birinin
aleyhine sonuç doğuracak şekilde uygulanamaz hâle getiren düzenlemeler
bulunması veya mahkeme kararlarının icrasının herhangi bir şekilde engellenmesi
hâllerinde mahkeme hakkı da
anlamını yitirecektir (benzer yönde değerlendirmeler için Ahmet Yıldırım, B. No: 2012/144,
2/10/2013, § 28).
25. Kural olarak mahkeme kararlarının uygulanması, ilam
zamanaşımı dolmadığı sürece her zaman talep edilebilir. Bu yöndeki bir talebe
rağmen mahkeme kararı uygulanmamışsa olumsuz kamu gücü işleminden kaynaklanan
ve süregelen bir ihlalden söz edilebilir. Bu durumda başvurucu, mahkeme
kararının uygulanması talebini müteakiben makul bir süre bekledikten sonra
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilir. Başvurucunun talebinden
vazgeçtiği ya da takipsiz bıraktığı anlaşılmadıkça bu tür başvuruların
süresinde yapıldığını kabul etmek gerekir (Ahmet
Yıldırım, § 29).
26. Somut başvuruda, yargı kararının uygulanmadığı iddiası, bir
başka uyuşmazlıkta lehe olan kararı etkisiz hâle getirecek şekilde ret kararı
verildiği iddiasına dayandığından ve aleyhe verilen ret hükmünün
kesinleşmesinin ardından bireysel başvuruda bulunulduğu görüldüğünden
başvurunun süresinde olduğu kabul edilmiştir.
27. Başvurunun süresinde yapıldığına dair bu belirlemenin
ardından kararın icrası hakkına yönelik bir müdahalenin bulunup bulunmadığının
tespiti gerekmektedir.
28. Kararın icrası hakkının ihlal edildiği iddiasına konu edilen
hükmün uygulanıp uygulanmadığının anlaşılabilmesi için hükmün içeriğinin
saptanması ve somut olayın hukuki değerlendirmesinin yapılması gerekecektir.
29. Somut olaya ilişkin mevzuat hükümleri irdelendiğinde öz olarak
başvurucu şirketin daha önce sonuçlandırılmamış olan lisans başvuru sürecini
canlandırmak için Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği'ne 2008 yılında eklenen
geçici 3. madde uyarınca EPDK nezdinde tevsik talebiyle başvuruda bulunduğu,
ancak bu talebin belirli bir koşula bağlı olarak reddi üzerine açılan davada
esastan iptal kararı verildiği ve akabinde başvurucu şirketin lisans almaya hak
kazanacak şirketin belirlenmesi adına EPDK tarafından yarışmayadavet
edildiği görülmektedir.
30. Konuya ilişkin mevzuat hükümleri dikkate alındığında, lisans
almak için gerekli koşulları sağlayan başvuru sahiplerinin belirlenmesinin
ardından sisteme bağlanacak olanı belirlemek için yarışma yapılacağı
görülmektedir. Diğer taraftan daha önce başvurusu reddedilmiş şirketlerin
yapacakları başvuru üzerine tevsik talebinin uygun bulunması halinde yeniden
değerlendirmeye alınacakları açıktır ( bkz. §§17, 18).
Bu bağlamda tevsik talebinin kabulü, bir başka ifadeyle tevsik talebinin reddi
işleminin yargı kararı ile iptali doğrudan lisans alma hakkının kazanılması
anlamını taşımamakta; lisans verilecek firmayı belirlemek için yapılacak
değerlendirmeye katılma imkanı sağlayan bir hukuki
duruma vücut vermektedir. Somut olayda da başvurucu şirket lisans verilecek
firmanın belirlenmesi için yapılacak yarışmaya davet edilmiştir.
31. Buna göre yeniden değerlendirmeye alınmasını sağlayacak olan
tevsik talebinin kabulünü yargı kararı ile elde eden başvurucu şirketin lisans
verilecek firmanın belirleneceği yarışmaya davet edildiği görüldüğünden Ankara
10. İdare Mahkemesinin 17/2/2010 tarihli kararının uygulanmadığından
bahsedilemez.
32. Bu nedenle Mahkeme tarafından verilen iptal kararının
uygulanmadığından söz edilemeyeceğinden kararın icrası hakkına yönelik bir
müdahalenin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
33. Açıklanan gerekçelerle başvurunun, diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
15/11/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.