TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
BERRAK YEŞİM ÜNSAL VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/10598)
|
|
Karar Tarihi: 17/7/2019
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Zehra GAYRETLİ
|
Başvurucular
|
:
|
1.Berrak Yeşim ÜNSAL
|
|
|
2. Bilgehan Göksu ÜNSAL
|
|
|
3. Fügen
ERDEM ÜNSAL
|
|
|
4. Gülsün ÜNSAL
|
Vekili
|
:
|
Av. Aytül
ARIKAN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ceza davasında uzun süren yargılama nedeniyle adil
yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 23/6/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvuruculardan Berrak Yeşim Ünsal, Bilgehan Göksu Ünsal ve
Gülsün Ünsal müteveffa Utku Ünsal'ın (U.Ü.) mirasçılarıdır. Başvurucu Fügen Erdem Ünsal ise U.Ü.nün
müteveffa oğlu B.H.U.nun eşidir.
9. Başvurucuların murisi U.Ü. 1986 ile 1999 yılları arasında
Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği (Büyükelçilik) bünyesinde sağlık müşaviri
olarak görev yapmıştır.
10. Büyükelçiliğin Sağlık Müşavirliği Birimi tarafından yapılan
harcamalar hakkında Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu müfettişlerince düzenlenen
7/4/2003 tarihli raporda U.Ü.nün sağlık müşaviri
olarak görev yaptığı 1996 ile 1999 yılları arasında zimmetine para geçirdiği
iddia edilmiş ve olayla ilgili olarak suç duyurusunda bulunulmuştur.
11. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 7/4/2004 tarihli
iddianamesi ile U.Ü. hakkında nitelikli ve zincirleme zimmet suçlarından kamu
davası açılmıştır.
12. İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/11/2006 tarihli kararı
ile U.Ü.nün atılı suçlardan beraat etmesine
hükmedilmiştir.
13. Temyiz üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 25/12/2008
tarihli kararı ile U.Ü.nün eyleminin görevi kötüye
kullanma suçunu oluşturduğu ancak bu suçun da zamanaşımına uğradığının
anlaşıldığı gerekçesiyle davanın düşmesine karar verilmiştir.
14. Yargılamanın makul sürede sonuçlanmadığı iddiasıyla U.Ü.
tarafından 8/7/2009 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvuru
yapılmış; başvuru, AİHM tarafından kayda alınmıştır.
15. U.Ü.nün 11/5/2012 tarihinde vefat
etmesi üzerine başvurucular 20/3/2013 tarihli dilekçeleri ile murislerinin
vefat ettiğini AİHM'e bildirmişlerdir. AİHM; 9/1/2013
tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı
Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun’un yürürlüğe
girmesi nedeniyle iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle 2014 yılında
başvuruyu reddetmiştir.
16. 6384 sayılı Kanun uyarınca Bakanlık İnsan Hakları Tazminat
Komisyonu Başkanlığı (Komisyon) kurulmuş, başvurucular 16/6/2014 tarihinde
Komisyona müracaat ederek uzun yargılama nedeniyle uğradıkları zararın tazmin
edilmesi talebinde bulunmuşlardır.
17. Komisyon 7/1/2015 tarihli kararı ile makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiği iddiası yönünden başvurucuların mağdur statülerinin
bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun reddine, diğer şikâyetler yönünden ise
karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Komisyon kararının
gerekçesinin ilgili kısımları şöyledir:
"AİHM'in
2/2/2006 tarihli ve 55955/00 başvuru numaralı Biç ve diğerleri/Türkiye
kararının 22. paragrafında aşağıdaki ilkeler yer almaktadır.
'AİHM, AİHS'nin 2. maddesinde yer alan
hususların ortaya çıkmasına neden olan şartlarda ölen kişilerin yakın
akrabaları olan bireylerin, başvuruda bulunabileceklerini; bunun, iddia edilen
ihlalin niteliği ve AİHS sistemindeki en temel maddelerden birisinin etkili
uygulanmasına ilişkin mütalaalar ile düzenlenen özel bir durum olduğunu
hatırlatır. Ancak AİHS'nin 5. ve 6. maddesi kapsamındaki şikayetler bu kapsama
girmemektedir. (...) Aynı şekilde Georgia Makri ve
Diğerleri-Yunanistan (karar), no.5977/03 24 Mart 2005) kararında, AİHM, bir
merhumun akrabalarının, yargılamanın uzunluğu (6. madde) ve etkili hukuk yolu
bulunmamasına (13. madde) ilişkin şikayetlerin mağdurları olarak
görülemeyeceğine karar vermiştir'
Açıklanan gerekçeyle Utku Ünsal'ın vefat
etmesi nedeniyle varisleri, Sözleşme'nin 6. maddesinden şikayetçi olarak mağdur
olduklarını ileri süremeyeceklerinden taleplerinin reddedilmesine ilişkin (...)
karar verilmiştir."
18. Başvurucuların itirazı, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3.
Kurulunun 9/4/2015 tarihli kararı ile reddedilmiştir. Kararın gerekçesinin
ilgili kısımları şöyledir:
"17- Olayda, başvuranların murisi Utku
Ünsal hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 07.04.2004 tarihli iddianamesi
ile nitelikli ve zincirleme zimmet suçundan açılan kamu davasında İzmir 7. Ağır
Ceza Mahkemesi'nin 30.11.2006 tarih ve K:2006/294 sayılı kararı ile Utku
Ünsal'ın beraatine hükmedildiği, temyiz edilen
kararın, Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nin 25.12.2008 tarihli ilamı ile kamu
davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmesi üzerine
kesinleştiği, söz konusu davada adil yargılanma hakkının ihlal olunduğundan
bahisle 08.07.2009 tarihinde AİHM'e yapılan
başvurudan sonra 11.05.2012 tarihinde vefat ettiği, başvuranların ise mirasçı
sıfatıyla mağdur olduklarından bahisle Komisyona başvurdukları anlaşılmaktadır.
18- Buna göre, Komisyonca; başvuranların, murislerinin, AİHS'in
6. maddesinde düzenlenen makul sürede yargılanma hakkının ihlali nedeniyle AİHM'e yaptığı şikayet başvurusunun mağduru
sayılamayacakları, bu nedenle başvurunun, AİHS'in
35/1. maddesinde öngörülen iç hukuk yollarının tüketilmesi koşulu dışındaki
diğer kabul edilebilirlik şartlarından birini taşımadığı gerekçesiyle
reddedilmesinde usul ve yasa hükümleri ile AİHM içtihatlarına aykırılık
görülmemiştir.
19- Öte yandan, Kurulumuzca, başvuran Utku
ÜNSAL mirasçılarının, murislerinin yargılandığı davada, makul sürede yargılanma
hakkının ihlal olunduğu yolundaki şikayetin incelemesine devam edilmesini
istemelerini haklı kılacak meşru bir menfaatlerinin olmadığı kanaatindedir.
Çünkü şikayete konu yargılama bir ceza davası yargılaması olup, uzun sürmüş
olsa bile bu yargılamanın süresinden duyulan elemden dolayı oluşan mağduriyetin
varislere sirayeti söz konusu değildir. Nitekim AİHM de bir ceza davasında
mirasçıların, davanın incelenmesine devam edilmesi yönündeki arzularının
hilafına, AİHM yargılaması sürecinde vefat eden başvurana karşı yürütülen
yargılamanın süresine ilişkin şikayet başvurusunu reddetmiştir. (Kofler/İtalya, no.8261/78, 9 Ekim 1982 tarihli Komisyon
Raporu, Micalleff/Malta, no.17056/06, 15 Ekim 2009,
& 48).
19. Başvurucular 23/6/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
20. 6384 sayılı Kanun'un "Kapsam"
kenar başlıklı 2. maddesi şöyledir:
"Bu Kanun;
a) Ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve
kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul
sürede sonuçlandırılmadığı,
b) Mahkeme kararlarının geç veya eksik icra
edildiği ya da hiç icra edilmediği,
iddiasıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine
yapılmış başvuruları kapsar."
21. 6384 sayılı Kanun'un "Müracaatın
reddi" kenar başlıklı 6. maddesi şöyledir:
"(1) Komisyon;
a) Müracaat konusu başvurunun, Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesince öngörülen iç hukuk yollarının tüketilmesi koşulu dışındaki
diğer kabul edilebilirlik şartlarını taşımadığını,
b) Komisyona süresinde müracaat edilmediğini,
c) Müracaat edenin hukuki menfaati olmadığını,
ç) Müracaatın 2 nci
madde kapsamına girmediğini,
tespit ederse müracaatı reddeder.
22. 6384 sayılı Kanun'un "Müracaat hakkında karar ve karara itiraz" kenar başlıklı 7. maddesi şöyledir:
"(1) Komisyon, müracaat hakkında dokuz ay
içinde karar vermek zorundadır.
(2) Komisyon, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinin emsal kararlarını da gözetmek suretiyle müracaat konusunda
gerekçeli olarak karar verir.
(3) Komisyon kararlarına karşı tebliğ tarihinden
itibaren on beş gün içinde Komisyon aracılığıyla Ankara Bölge İdare Mahkemesine
itiraz edilebilir. İtiraz dilekçesi müracaata ilişkin diğer tüm belgelerle
birlikte derhal itiraz merciine gönderilir. Bu itiraz öncelikli işlerden
sayılarak üç ay içinde karara bağlanır. Mahkeme tarafından Komisyon kararı
yerinde görülmezse işin esası hakkında karar verilir. İtiraz üzerine verilen
kararlar kesindir.
(4) Ödenmesine karar verilen tazminat, kararın
kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde Bakanlık tarafından ödenir. Ödemeye
ilişkin düzenlenecek kâğıtlar damga vergisinden, yapılacak işlemler harçlardan
müstesnadır."
B. Uluslararası Hukuk
1. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
23. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) “Adil yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
''Herkes davasının,
…cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek
olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, adil ve
kamuya açık olarak, ...makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına
sahiptir.
2. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi İçtihatları
24. AİHM Ergezen/Türkiye (B. No: 73359/10, 8/4/2014, §§
27, 28) başvurusunda, başvurucunun AİHM nezdinde başvuruda bulunduktan sonra
ölmesi üzerine yakınlarının başvuruya devam etmeyi istemeleri durumu ile
başvurudan önce ölen kişi adına doğrudan ölenin yakınları tarafından AİHM'e başvuruda bulunma durumunun ayrı değerlendirilmesi
gerektiğini ifade etmiştir (benzer yöndeki karar için bkz. Valentin Câmpeanu Adına Hukuki Kaynaklar Merkezi/Romanya [BD], B.
No: 47848/08, 17/7/2014, § 97).
25. AİHM ilke olarak asıl başvurucu tarafından ölmeden önce
yapılan bir başvurunun ölenin yakınları tarafından takip edilebilmesi için
bunların başvurunun devamında yeterli menfaatlerinin olması gerektiğini
belirtmektedir (Hristozov ve diğerleri/Bulgaristan, B. No:
47039/11, 358/12, 13/11/2012, § 71; Valentin Câmpeanu Adına Hukuki Kaynaklar Merkezi/Romanya, § 97).
Çünkü bu durumda asıl başvurucu kişisel tercihini kullanarak Sözleşme'den doğan haklarının ihlal edildiği yönünde
ölmeden önce bizzat başvuruda bulunmuştur (Ergezen/Türkiye, § 29).
26. AİHM'e göre asıl başvurucu
tarafından ölmeden önce yapılan bir başvuruda belirleyici husus başvuruya konu
hakkın mirasçılara devredilip edilemeyeceği değil başvuruya devam etmek isteyen
yakınların bu konuda meşru menfaatlerinin bulunup bulunmadığıdır (Ergezen/Türkiye, § 29).
27. Ancak AİHM'e göre başvuru karara
bağlanmadan önce ölen kişinin başvuruya devam etmek isteyen yakınlarının
bulunmaması veya bu türden bir istekte bulunan kişilerin başvurucunun mirasçısı
ya da yeterince yakın akrabası olmaması yahut ölenin yakınlarının başvurunun
devamında meşru bir menfaatlerinin bulunduğunu ortaya koyamaması hâlinde düşme
kararı verilebilir (benzer yöndeki bir karar için bkz. Leger/Fransa [BD], B. No: 19324/02, 30/3/2009, §§ 50, 51). Ancak
Sözleşme'nin uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve
sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı
hâllerde incelemeye devam edebilir (benzer yöndeki bir karar için bkz. Karner/Avusturya, B. No: 40016/98, 24/7/2003 §§
25-28).
28. AİHM Ergezen/Türkiye başvurusunda, başvuruda bulunduktan
sonra vefat eden başvurucunun yakınlarının başvuruya devam etme isteklerini,
ellerindeki belgelere göre yeterli menfaatleri bulunduğu gerekçesiyle kabul
etmiş ve yargılamanın makul süreyi aştığı sonucuna ulaşarak Sözleşme'nin 6.
maddesinin 1. fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiştir (Ergezen/Türkiye,§§ 65-68).
V. İNCELEME VE GEREKÇE
29. Mahkemenin 17/7/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucu Fügen Erdem Ünsal Yönünden
30. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 46. maddesine göre Anayasa
Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulması için başvuruya konu edilen ve ihlale
yol açtığı ileri sürülen kamusal eylem veya işlemden başvurucunun kişisel olarak ve doğrudan etkilenmiş olması gerekir (Onur Doğanay, B. No: 2013/1977, 9/1/2014,
§§ 42-45).
31. Başvuru formu ve ekinde yer verilen bilgi ve belgelerin
incelenmesi neticesinde başvurucu Fügen Erdem
Ünsal'ın diğer başvurucuların murisi U.Ü.nün
müteveffa oğlu B.H.Ü.nün eşi olduğu görülmüştür. U.Ü.nün yasal mirasçısı olmadığı anlaşılan başvurucu Fügen Erdem Ünsal'ın ihlale neden olduğunu ileri sürdüğü
kamusal işlem veya eylemden kişisel olarak etkilenmediği anlaşılmaktadır.
32. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvurucu Fügen Erdem Ünsal yönünden diğer kabul edilebilirlik
koşulları bakımından incelenmeksizin kişi
bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
B. Diğer Başvurucular
Yönünden
1. Başvurucuların
İddiaları
33. Başvurucular AİHM'e başvuruda
bulunduktan sonra vefat eden murislerinin başvurusunu devam ettirmek
istedikleri hususunda AİHM'e bildirimde bulunduklarını,
AİHM tarafından başvurularının Komisyona devredildiğini, Komisyonca mağdur
statülerinin bulunmadığı gerekçesiyle ret kararı verildiğini, bu kararın ilgili
AİHM içtihatlarına aykırı olduğunu belirterek etkili başvuru ve gerekçeli karar
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
2. Değerlendirme
34. Anayasa
Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile
bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, §
16). Başvurucuların iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamında makul sürede
yargılanma hakkı yönünden incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
a. Kabul Edilebilirlik Yönünden
35. Başvuru konusu olayda, U. Ü hakkında nitelikli ve zincirleme
zimmet suçundan açılan kamu davası, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 25/12/2008
tarihli kararı ile zamanaşımı nedeniyle düşürülmüş ve bu karar aynı tarihte
kesinleşmiştir. U.Ü.nün söz konusu davada adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek 8/7/2009 tarihinde AİHM'e başvuruda bulunduktan sonra 11/5/2012 tarihinde
vefat ettiği anlaşılmaktadır.
36. U.Ü. nün mirasçıları olan başvurucular, makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiaları açısından U.Ü.nün tazminat talebiyle AİHM'e
yaptığı başvuruyu takip etme yönündeki isteklerini ve tazminat taleplerini AİHM'e bildirmişlerdir (bkz. § 15). Bu başvuru üzerine
harekete geçen AİHM, yeni bir iç hukuk yolunun ihdas edildiği gerekçesiyle söz
konusu yolun tüketilmesi amacıyla başvuruyu reddetmiştir.
37. Başvurucuların yeni bir hukuk yolu olarak işaret edilen
Komisyona yaptıkları müracaat ise mağdur statülerinin bulunmadığı gerekçesiyle
kabul edilmemiştir. Başvurucuların Komisyon kararına karşı yaptıkları itiraz,
Ankara Bölge İdare Mahkemesince aynı gerekçeye dayanılarak reddedilmiştir.
38. 6384 sayılı Kanun ile getirilen ve AİHM’in
de tüketilmesi gereken bir iç hukuk yolu olarak kabul ettiği Komisyonun görev
alanına giren hususlarda aldığı karara karşı Ankara Bölge İdare Mahkemesine
yapılan itiraz üzerine verilen kararın ardından süresi içinde Anayasa
Mahkemesine yapılan başvurunun konu ve zaman bakımından Anayasa Mahkemesinin
yetkisi dâhilinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.
39. Başvuruya konu kamu gücü işlemi, eylemi ve ihmali 23/9/2012
tarihinden önce kesinleşmiş olsa da 6384 sayılı Kanun ile getirilen sistemin iç
hukuk yolu olarak kabul edilmesi nedeniyle bu Kanun uyarınca Komisyonun yetki
alanına giren şikâyetler bakımından Anayasa Mahkemesi'nin konu ve zaman
bakımından yetkisi dâhilinde olduğunun kabul edilmesi gerekir ( Fatma Kalkan, B. No: 2013/9785, 17/7/2014,
§§ 18-31).
40. Buna göre ceza davasında uzun süren yargılama nedeniyle
makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği ileri sürülerek Komisyona
yapılan müracaatın reddedilmesi üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesince verilen
kararın ardından süresi içinde Anayasa Mahkemesine yapılan başvurunun konu ve
zaman bakımından Anayasa Mahkemesinin yetkisi dâhilinde olduğu açıktır.
41. Öte yandan Komisyon kararında başvurucuların mağdur
statülerinin bulunmadığı yönündeki kanaate dayanak olarak alınan Biç ve diğerleri/Türkiye kararında AİHM,
yasa dışı örgüt mensubu olduğu iddiasına dayalı olarak yargılanmakta iken vefat
eden İ.B.nin yakınları tarafından makul sürede
yargılanma haklarının ihlal edildiği şikâyetiyle yapılan başvuruyu
incelemiştir. AİHM İ.B.nin vefatı sonrasında yapılan
başvuruda yakınlarının makul sürede yargılanma hakkı yönünden mağdur
statülerinin bulunmadığı sonucuna ulaşarak başvuruyu reddetmiştir (Biç ve diğerleri, B. No: 55955/00,
2/2/2006). Bu durumdan farklı olarak başvuru konusu olayda U.Ü.nün
AİHM önündeki yargılama sırasında vefat ettiğini not etmek gerekir.
42. AİHM içtihadında, mağdurun ölümünün ardından mirasçıları
tarafından AİHM’e yapılan başvuruların konu edildiği
davalar ile mağdurların AİHM önündeki yargılama sırasında vefat etmeleri
hususunun konu edildiği davalar arasındaki farklılığa vurgu yapılmaktadır (bkz.
§ 22 ). AİHM başvuruda bulunduktan sonra vefat edenlerin mirasçılarının ya da
yakınlarının başvuruyu sürdürme istekleri bağlamında meşru menfaatlerinin
bulunduğu kanaatine vardığı takdirde başvuruları incelemeye devam etmektedir.
43. Somut olayda uzun yargılama şikâyeti yönünden Komisyon
tarafından yapılan incelemede U.Ü.nün mirasçıları
olan başvurucuların U.Ü. tarafından daha önce AİHM'e
yapılan başvuruyu devam ettirme iradesiyle Komisyona müracaat etmiş oldukları
hususuna dikkat edilmediği görülmektedir. Komisyon, başvurucuların U.Ü.nün vefatı sonrasında Komisyona müracaat ettikleri
kabulünden hareketle mağdur statülerinin bulunmadığı kanaatine ulaşmış ise de
bu kabulün -somut olayın koşullarında- bariz takdir hatasına dayalı olduğu
açıktır. Kararı itiraz üzerine inceleyen Ankara Bölge İdare Mahkemesi de hatayı
telafi edememiştir.
44. Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan değerlendirmede
belirleyici olan husus, U.Ü.nün AİHM’e
müracaat ederek bireysel ve kişisel hakkını kullanma isteği çerçevesinde makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla başlattığı yargı sürecinin
sürdürülmesinde yakınlarının meşru menfaatlerinin bulunup bulunmadığını tespit
etmektir.
45. Yukarıda yer verilen açıklamalar ışığında U.Ü.nün makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini
belirterek tazminat talebiyle AİHM'e yaptığı
başvuruyu takip etme yönündeki isteklerini AİHM'e
bildiren başvurucuların bu başvurunun reddedilmesi üzerine Anayasa Mahkemesine
yaptıkları başvuruda meşru menfaatlerinin bulunduğunun kabul edilmesi gerekir.
46. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas Yönünden
47. Ceza yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin
başlangıç tarihi olarak bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar
tarafından bildirildiği veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı
gibi birtakım tedbirlerin uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak
ise suç isnadına ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden
davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (B.E., B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 34)
48. Ceza yargılamasının süresinin makul olup olmadığı
değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların
ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın
süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate
alınır (B.E., § 29).
49. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olaydaki 4 yıl 8 aylık yargılama
süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
50. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı
fıkralarının ilgili kısımları şöyledir:
“(1)
Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da
edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2)
Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili
mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan
hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava
açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme,
Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
51. Başvurucular Berrak Yeşim Ünsal, Bilgehan Göksu Ünsal ve
Gülsün Ünsal manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
52. Başvurucular Berrak Yeşim Ünsal, Bilgehan Göksu Ünsal ve
Gülsün Ünsal'ın Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı
kapsamında makul sürede
yargılanma haklarının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
53. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvurucular Berrak Yeşim Ünsal, Bilgehan Göksu Ünsal ve Gülsün
Ünsal'a ayrı ayrı net 2.434 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi
gerekir.
54. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 226,90 TL harçtan ve
2.475 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.701,90 TL yargılama giderinin
başvurucular Berrak Yeşim Ünsal, Bilgehan Göksu Ünsal ve Gülsün Ünsal'a
müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Başvurucu Fügen Erdem Ünsal
yönünden başvurunun kişi bakımından
yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Başvurucular Berrak Yeşim Ünsal, Bilgehan Göksu Ünsal ve
Gülsün Ünsal yönünden adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR
OLDUĞUNA,
B.
Başvurucular Berrak Yeşim Ünsal, Bilgehan Göksu Ünsal ve Gülsün Ünsal'ın
Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı
kapsamındaki makul sürede yargılanma haklarının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvurucular Berrak Yeşim Ünsal, Bilgehan Göksu Ünsal ve Gülsün
Ünsal'a ayrı ayrı net 2.434 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
D. 226,90 TL harçtan ve 2.475 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 2.701,90 TL yargılama giderinin başvurucular Berrak Yeşim Ünsal, Bilgehan
Göksu Ünsal ve Gülsün Ünsal'a MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
E.
Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına
başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması
hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için
yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
17/7/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.