TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
EKREM KUÇAK VE HACİ DEMİR BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/5048)
Karar Tarihi: 17/7/2019
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Raportör
Zehra GAYRETLİ
Başvurucular
1. Ekrem KUÇAK
2. Haci DEMİR
Vekili
Av. Lütfü POLAT
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ceza davasında uzun süren yargılama nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 12/3/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucuların kardeşi Mehmet Ali İzol 21/8/2003 tarihinde Urfa'nın Siverek ilçesinde ateşli silahla vurularak öldürülmüştür.
8. Olayla ilgili olarak Siverek Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) başlatılan soruşturma kapsamında şüpheliler S.İ., M.İ. ve H.İ. hakkında yakalama kararı alınmış; şüphelilerden M.İ. 12/5/2006 tarihinde yakalanarak aynı tarihte tutuklanmıştır.
9. Başsavcılığın E.2003/925 sayılı iddianamesi ile şüphelilerin kasten öldürme ve 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet suçlarından cezalandırılmaları talebiyle kamu davası açılmıştır.
10. Siverek Ağır Ceza Mahkemesinin (Mahkeme) 27/3/2009 tarihli kararı ile sanıklar S.İ. ve H.İ. yönünden sanıkların yakalanmasının beklenmesi için kamu davasının tefrik edilmesine, diğer sanık M.İ.nin ise atılı suçlardan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
11. Yargıtay Birinci Ceza Dairesinin 22/6/2010 tarihli kararı ile hüküm onanmıştır.
12. Sanıklar S.İ. ve H.İ. yönünden tefrik edilerek Mahkemenin E.2009/69 sayılı dosyasına kaydedilen kamu davası bireysel başvuru tarihi itibarıyla derdesttir.
13. Başvurucular 12/3/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 17/7/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
15. Başvurucular, katılan sıfatıyla yer aldıkları davanın uzun süre devam etmesi nedeniyle mağdur olduklarını belirterek adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşler ve tazminat talebinde bulunmuşlardır.
B. Değerlendirme
16. Bireysel başvuru formunun ve formun ekinde yer verilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden başvurucuların iddialarının münhasıran ceza davasının makul sürede tamamlanmaması nedeniyle adil yargılanma haklarının ihlal edildiğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
17. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan hak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvuru kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
18. Sözleşme'nin 6. maddesinde, adil yargılanmaya ilişkin güvencelerin medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların ve bir suç isnadının esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular, Anayasa ve Sözleşme kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz. Bir ceza davasında üçüncü kişilerin cezalandırılmasını talep eden mağdur, suçtan zarar gören, şikâyetçi veya katılan sıfatını haiz kişiler Sözleşme’nin 6. maddesinin koruma alanı dışında kalmaktadır (Onurhan Solmaz, §§ 23, 24).
19. Bu kuralın istisnaları, ceza davasında medeni hak talebine imkân veren bir sistemin benimsenmiş olması veya ceza davası sonucunda verilen kararın hukuk davası açısından etkili ya da bağlayıcı olması hâlleridir (Perez/Fransa [BD], B. No: 47287/99,12/2/2004, § 70). 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile ceza muhakemesinde şahsi hak iddiasında bulunma imkânı ortadan kalkmıştır. Bu nedenle bir ceza davasında mağdur, suçtan zarar gören, şikâyetçi veya katılan sıfatını haiz kişilerin yargılamanın uzun sürmesine ilişkin ihlal iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.
20. Somut olayda başvurunun adil yargılanma hakkı kapsamına girmediği anlaşılmaktadır.
21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 17/7/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.